Beyaz grev herkes
için
Hekimler, sağlık çalışanları, “üretebilmek”
için 19-20 Nisan tarihlerinde hizmet üretmeyecek. Peki ne
istiyorlar? Neden greve çıkıyorlar? Talepleri neler? Halktan ne
istiyorlar? Türkiye tarihinde başka beyaz grev yaşandı mı? 19-20
Nisan beyaz grevinin özelliği ne olacak? İşte bilinen veya bilinmeyen
yönleriyle beyaz grev.
Hekimler, hemşireler, asistanlar, tüm sağlık çalışanları
Türkiye'de 30 yıldır görülmeyen “Beyaz
Greve” hazırlanıyor. “Üretebilmek için” 19-20
Nisan'da hizmet sunmayacak. “Önümüze, ekmeği
olmayan, ya da ne bulursa onu yiyen insanlar geliyor. Doğru dürüst
bir konutta oturmuyor, ısınmıyor, işi yok. Şimdi biz bu insana ne
yapabiliriz? Ancak kandırabiliriz. Ben işsiz insanın ruh sağılığını
nasıl iyileştirebilirim?” diyen TTB Genel Başkanı Eriş Bilaloğlu,
yapacakları “beyaz grevi” anlatıyor.
MESAJIMIZ AÇIK: ÜRETEBİLMEK İÇİN
ÜRETMEYECEĞİZ
Grev duyurusu için çok büyük pankartlar, el
ilanları yapılabileceğini belirten Bilaloğlu, ancak hekimlerin bundan
çok “ürettiğimiz hizmet üzerinden kendimizi ve
gücümüzü gösterebiliriz” diyor. Kendilerinin
de bu açıdan sağlık hizmeti sunmayacaklarını ifade eden
Bilaloğlu, “Ne diyelim? Temel mesaj çok açık. Ne
kadarını sunacaksınız, ne kadarını sunmayacaksınız tartışmalarını
da yersiz görüyoruz. O gün bizde hasta olabiliriz, bizimde
çocuklarımız, komşumuz, akrabamız hasta alabilir ya da ameliyat
sırasında olabilir. Bizim derdimiz, taleplerimizi önceden
hükümete duyurup, basınç oluşturmak. Bunu herkesle
birlikte yapmak istiyoruz. Üretebilmek için
üretmeyeceğiz” dedi.
BİR İŞİN GERÇEK NEDENİNE ÇÖZÜM
BULACAKSINIZ
“Beyaz Grevin” taleplerinin, toplumun tüm kesimlerini
kapsadığını kaydeden Genel Başkan Bilaloğlu,
“Önümüze, ekmeği olmayan, ya da ne bulursa onu yiyen
insanlar geliyor. Doğru dürüst bir konutta oturmuyor,
ısınmıyor, işi yok. Şimdi biz bu insana ne yapabiliriz? Ancak
kandırabiliriz. Ben işsiz insanın ruh sağılığını nasıl
iyileştirebilirim, iş bulmazsak. O'nu biraz dinler, ilaç yazar
evine yollarım. O insanın derdi bellidir. Tıpta da böyledir. Bir
işin gerçek nedenine çözüm bulacaksınız”
diyor.
BUNU HERKES İÇİN İSTİYORUZ
TTB Başkanı şöyle devam etti: "Bakan diyor ki, 'insanlar
geldiğinde doktor bulsunlar' Evet bizde böyle istiyoruz. Ama
insanların asıl doktorları yaşadıkları gerçek sorunlara
çözüm bulunmasıdır. Dolayısıyla herkese iş, aş ve
güvenceli bir gelir. Performans sisteminde olduğu gibi şöyle
böyle olmasın istiyoruz. Bizde peygamber gibi insanlar değiliz, bu
ülkede yaşayan insanlarsak evimize ekmek götüreceğiz evet
pastada götüreceğiz. Senede bir, üç-beş hafta, beş
yıldızlı otelde kalabilmeliyiz. -beş yıldız bir kavram olsun diye,
herkesin en iyisini yaşaması gerektiğini anlatmak istiyorum- Böylesi
insani olan bir talebi niye istiyorsun denilebilir mi? Bu insanca bir
taleptir, herkes için istiyoruz. O yüzdende diyoruz ki
yaptığımız bu grev büyüse, çünkü bunlar sadece
sağlıkçıların derdi değil. İş, gelir güvencesi ve mesleki
bağımsızlık istiyoruz ve bunu herkes için istiyoruz.”
HİZMET DAHA ULAŞILIR AMA NİTELİKSİZ
Türkiye'de, 1970'lerde vergiye dayalı sağlık sisteminin
olduğunu hatırlatan Bilaloğlu, SSK ve hastanelerin işçilerin
özel hastaneleri olduğunu söylüyor. İşçilerin kendi
primleriyle, kendileri için özel hastaneler kurduklarını ifade
eden Bilaloğlu, bunun o yıllarda "çok ideal" olduğunu
söylüyor.
Eski ile yeni sağlık sistemi hakkında karşılaştırmalar yapan
Bilaloğlu şimdiki çelişkileri, “Eskiden vatandaş, bir vergi
veriyordu, birde Bakanın deyimiyle bıçak parası veriyordu. Hizmet
kötüleştikçe uzayan kuyruklar oluyordu. Şimdi ne oldu,
hastaların hekime ulaşması arttırıldı. Bir olumluluk noktası olarak.
Şimdi hastalar daha çok hekime ulaşabiliyor. Fakat gerçek
anlamda bir sağlık hizmetine mi ulaşıyor, bu büyük bir soru
işareti olarak kalıyor. Evet sağlık ticarileştikçe daha da artar.
Hekim hasta ilişkisi kötüleşti. Ticari ortamda güven
ilişkisi daha da azaldı. Hastalar daha çok hekime ulaşıyor ama
hekime olan kuşkusu daha da arttı. Hekim bir ilaç yazarken, hele de
performans sistemi hakkında bir bilgisi varsa, 'acaba bana gerekli
olduğu için mi istiyor yoksa cebine para girmesi için mi'
diye diye düşünüyor. Bunların hepsi ticari hale getirilmiş,
piyasalaştırılmış sistemin vazgeçilmez hasta endişeleri ve
korkularıdır” şeklinde açıklıyor.
GÜVENCELİ GELİR, İŞ VE GELECEK İSTİYORUZ
Kamu ya da özel sektör, tüm çalışanlara
güvenceli iş talebiyle iş bırakacaklarını belirten Bilaloğlu,
talepleri ve dayanaklarını şöyle sıralıyor: “Taşeron, 4/B,
4/C. Bunlar olsun istemiyoruz. Bu çalışma biçimlerinin hepsi
kalksın, herkese iş güvencesi sağlansın. Hepimiz aynı işi
yapıyoruz, neden herkes başka paralar alıyor, güvencelerimiz neden
farklı. Ben devlet memuruyum, o niye taşeron? Herkes bir birinini durumunu
kıskanan birbire ile hasım, ondan farklı, öteki olan bir hale
getirilmiş durumda. Biz tüm bu farkların ortadan kaldırılmasını
istiyoruz. Özelde çalışan arkadaşlarımız için de iş
güvencesi istiyoruz. Onların işten çıkarılması durumunda
meslek örgütü taraf olsun diyoruz. Sağlık Bakanlığı ile
birlikte olabilir. Çünkü sözleşme bitti denerek keyfi
işten çıkartmalar oluyor. Bu mesleki bağımsızlık için
kritik, sendikal bir şeyin ötesinde. Çünkü hekime,
mesleğini yaparken niye çok hasta bakmıyorsun deniliyor. Elbetteki
ne kadar gerekiyorsa o kadar bakacak.”
KAPILARA POLİS DİKECEK HALİMİZ YOK
Diğer bir taleplerinin can güvenliği olduğunu vurgulayan Bilaloğlu,
Türkiye'de iş kazaları ve meslek hastalıkları açısından
çok yüksek bir düzeyde seyrettiğini vurgulayarak, sağlık
kuruluşlarında tıpkı iş yerleri, maden ocakları gibi çok fazla
tehlikenin olduğunu söyledi.
Yetkililerin yaptığı açıklamalarla sağlık
çalışanlarının hedef gösterildiğini söyleyen Dr.
Bilaloğlu, muraz kaldıkları şiddete karşı yasal düzenlemeler
yapılması gerektiğini belirtiyor. Öncelikli olarak yetkililerin
söylemlerini düzeltmesi gerektiğini vurgulayan TTB Başkan
Bilaloğlu, “Onlar yaptıkları açıklamalarla, tam anlamıyla
azdırıyorlar bu süreci. Biliyoruz, tek başına yasal düzenleme
ile olmaz ama caydırıcı olması için öneriyoruz. Kapılara
polis dikecek halimiz yok, ayrıca hastalarımızla böyle bir ilişkiye
gerek de yok” dedi.
BEYAZ GREVİN TOPLUMSALLAŞMASI İÇİN
Acil bir talep olarak da katkı katılım payının kaldırılmasını
isteyen Genel Başkan, nihai talep olarak ise, herkese eşit, nitelikli,
ulaşılabilir, ücretsiz bir hizmet olduğunu dile getiriyor. Genel
Başkan Bilaloğlu “Beyaz Grev'in toplumsallaşması
için”, siyasi parti ve sendikaların konfederasyonları ile
görüşme yaptıkları ve yapacaklarını açıklayarak,
örgütlere ve halka şu şekilde çağrıda bulundu:
“19-20 Nisan'da sağlık kuruluşlarına muayene olmak için
gitmeyin, yaptığımız eylemlere destek verin. Sağlık kuruluşlarına
gelerek, bizleri desteklediğinize dair açıklamalar yapın,
demeçler verin. Daha da ötesi, bizde çalışmıyoruz
diyerek, bu eylemin parçası olabilirsiniz. Her kim duyarlılık ve
hassasiyet hissediyorsa, kendi eylemi gibi sahiplenebilir. 19-20 sindeki
üretime verdiğimiz aradır son sözümüz, herkesin
desteğini, katkısını bekliyoruz.”
Kaynak: Etha
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder