13 Nisan 2011 Çarşamba

Günümüzün Devrimcisi / Sadık Varer

Günümüzün Devrimcisi /
Sadık Varer

Toplum bilincine ‘dokunmak’ gibi bir meselesi olan siyasetin en
sıkıcı yanlarından biri, bilinenleri yeniden ve yeniden
tekrarlamaktır.

Devrimcilik üzerine de fazlaca söz edilmiştir, ama öyle
görünüyor ki, sözün bittiği yerde değiliz.

Devrimcilik bahsinde nicedir at iziyle it izi karışmış durumda.
Memlekette ‘devrimci’ izdihamı var; bu bereketli coğrafyada
yaklaşık on milyonluk oyla beslenen düzenin kurucu partisi CHP bile
kendine ‘devrimci’ diyor.

Keşke böyle olsaydı; keşke bu düzenin kurucu ve koruyucu
partisi misyonunu sürdüren CHP’ye hayat veren kitleler de
öğretilmiş ezberlerin dışına çıkabilseler ve ancak verili
düzenleri tasfiye etmek gibi tarihsel eylemlerle anlam kazanan
devrimlerin ihtiyaç duyduğu bir devrimci kimlik edinebilseler,
gerçekten devrimci olabilselerdi…

Devrimcilik, her şeyden önce mevcut düzenle uzlaşmayan bir
kimliktir ve bu durum her çağın devrimcisi için
geçerlidir.

On sekizinci yüz yıl devrimlerine, örneğin Fransız
Devrimi’ne bakın; genç Fransız burjuvazisi, tarihsel
ömrünü tamamlamış bulunan ve artık kapitalizmin
önünde bir engel haline gelmeye başlayan feodal –
mutlakiyetçi düzenle uzlaşmadığı ölçüde
devrimciydi ve devrimini gerçekleştirdi.

Ne var ki, feodal – mutlakiyetçi düzeni tasfiye etmek
için devrim yapmak zorunda olan Fransız burjuvazisi, devrimini yapıp
kendi düzenini kurduktan sonra,  kapitalizmin ömrünü
uzatmak ve emeğin hışmından korunmak üzere karşı devrimci bir
karakter kazandı.

Türkiye burjuvazisinin ‘devrimcilik’ serüveni
farklıdır ama karşı devrimciliği Fransız burjuvazisinden farklı
değildir.

Henüz çocuk yaşta sayılabilecek olan Türkiye burjuvazisi,
Fransız Devrimi benzeri bir eylemle değil, Anadolu’yu istila eden
emperyalist güçlere karşı mücadele sürecinde oluşan
siyasal boşluğu değerlendirerek iktidara çıkmış ve sonra
kapitalizmin ihtiyaç duyduğu, tarihsel açıdan ileri(ci)
adımlar atmış, yapılan düzenlemelere de devrim demeyi tercih
etmiştir.

Zamanın CHP Genel Sekreteri Recep Peker, gerçekleştirilen
‘yedi devrim’i şöyle sıralıyordu: “1 –
Cumhuriyetin ilanı. 2 – Yeni medeni kanun ve ceza kanununun
yapılması. 3 – Şer’i mahkemelerin kaldırılması. 4 –
Medreselerin kaldırılması ve tevhid-i tedrisat. 5 – Dervişliğin
men edilip, tekkelerin ve türbelerin kapatılması. 6 – Şapka
giyilmesi. 7 – Latin harflerinin kabulü.“ 

CHP’nin, ‘devimciliği’, gerçekleştirilen bu
düzenlemeleri koruma düşüncesi üzerine bina edildi. Buna
göre, örneğin şer’i düzen yerine laik düzeni
savunmak, ‘devrimcilik’ti ve dahi bu durumda, hem şer’i
düzene hem de kapitalist düzene karşı mücadele eden laiklik
yanlısı komünist güçleri ezmeyi asli görevlerinden
biri sayan düzenin kurucu partisi CHP’ye, sadece şeriata karşı
olduğu için ‘devrimci’ demek de caizdi!...

Hiç kuşku yok ki, kapitalizmin şer’i hukukla
sürdürülmesi mümkün olsaydı, son derece pragmatik
bir özelliğe sahip olan burjuvazi, dinin iktidarına dokunmazdı.
Şeriat hukuku yerine, mecburen ‘modern hukuk’ tercihinde bulunan
ve fakat toplumu yönetmeyi kolaylaştırıcı bir araç olarak
dini kullanmaktan da geri durmayan sahtekar burjuvazi (ve partileri), buna
rağmen şer’i hukuka karşı olma halini muhafaza etmek zorundadır.
CHP’nin ya da diğer düzen partilerinin bu halini devrimcilikle
ilişkilendirmek ise anlamsızdır.

İktidara çıkarken devrimci olan ya da bir biçimde iktidara
çıktıktan sonra kapitalizmin ihtiyaç duyduğu ileri(ci)
adımlar atan burjuvazinin ve de burjuva partilerin devrimciliği orada
biter. Ve artık, kapitalist sömürüyü disipline etmek
üzere siyasal zor araçlarını örgütleyip karşı
devrimci bir karakter kazanan burjuvazinin gayri insani düzeniyle
uzlaşmayanların ‘macerası’ başlar.

Günümüzün devrimciliği de budur;
günümüzde ancak ve ancak, kapitalist sömürüye,
baskıya, aşağılanmaya, kapitalist asalakların neden olduğu ekolojik
felaketlere, ulusal eşitsizliğe, kadın erkek eşitsizliğine, insanın
insan üzerinde kurduğu bütün iktidar biçimlerine
karşı çıkan ve hükümet biçimi ne olursa olsun bu
köhne düzeni tasfiye edip emeğin ve insanlığın özgür
geleceğini kurmak için mücadele edenlere devrimci
diyebilirsiniz.

Sadık Varer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder