20 Temmuz 2011 Çarşamba

Şehircilik Kime Emanet? - Gökhan Tan

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7103>Şehircilik Kime Emanet? -
Gökhan Tan</a></h1><p>&nbsp;</p>
<p>Eski Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı, yeni
&Ccedil;evre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kamuoyunda hak
ettiği kadar tanınan bir isim değil. Maalesef var olan namının
g&uuml;ncel b&ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml; de, Aslantepe Stadyumu&rsquo;nun
a&ccedil;ılışında taraftarının Başbakan&rsquo;ı ıslıklamasına
neden olan konuşmaya bor&ccedil;lu. Kaldı ki 27 Mart&rsquo;taki mali
kongrede Adnan Polat&rsquo;ın aktardığına g&ouml;re Galatasaraylılardan
&ouml;z&uuml;r dilemek istemiş ancak Başbakan Erdoğan izin
vermemişti.</p>
<p>Oysa başında bulunduğu kurum ve onun en b&uuml;y&uuml;k temsilcisi
olduğu kentleşme anlayışıyla &uuml;lkenin Başbakan&rsquo;dan sonra
belki de en tanınan insanı olması gerekirdi Bayraktar&rsquo;ın.
Y&ouml;nettiği idare T&uuml;rkiye&rsquo;nin neredeyse yeniden inşasıyla
g&ouml;revliydi. Yine maalesef, TOKİ&rsquo;de g&ouml;rev yaptığı dokuz
yıl ve milletvekili adaylığı s&uuml;resince bu inşanın sadece
niceliğinden bahsetti: &ldquo;500 bin konut, 715 spor salonu ve d&uuml;nya
standartlarında stadyumlar, 94 hastane ve 87 sağlık ocağı, 20 bin
derslikli 690 okul, 37 k&uuml;t&uuml;phane, 27 sevgi evi, 420 ticaret
merkezi, 352 cami, 152 karakol. İnşaat sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n g&ouml;z
bebeği haline geldi. Piyasaya 22 milyar TL sıcak para aktardı.&rdquo;
(erdoganbayraktar.com) TOKİ&rsquo;nin &uuml;rettiği yapıların niteliği
ve T&uuml;rkiye&rsquo;ye ettikleri/edecekleri ise sadece TOKİ
dışındakilerin, bu yeniden inşanın insani y&ouml;nlerine kafa
yoranların, &ouml;rneğin bilim insanlarının, meslek odalarının,
mağdurların, &ouml;rneğin Romanların, K&uuml;rtlerin, doğanın,
&ouml;rneğin Cennet Tepesi&rsquo;ni son anda toplu konut projesinden
kurtaran Ayvalıklıların derdi oldu.</p>
<p><strong>Laz &ldquo;out&rdquo;, TOKİ &ldquo;in&rdquo;</strong></p>
<p>Faruk Bildirici&rsquo;ye verdiği r&ouml;portajda mesleki kariyerini
ş&ouml;yle aktarıyor: &ldquo;Sıvacılık, amelelik yaptım.
İnşaat&ccedil;ılık reva&ccedil;ta bir meslekti. Onun etkisiyle inşaat
m&uuml;hendisliğine girdim. Master yaparken kooperatif kurdum. Askerde de
inşaat kontrol amir vekili yaptılar beni. 1973&rsquo;ten 1989&rsquo;a kadar
m&uuml;teahhittim. Yap sat&ccedil;ılık yaptım. Yani, Laz
m&uuml;teahhittim. En koyu Ofluyum. 4,5 sene KİPTAŞ&rsquo;ta
&ccedil;alıştım.&rdquo; (H&uuml;rriyet, 30.09.2009) Aralık 2002&rsquo;de,
1984&rsquo;te kurulan TOKİ&rsquo;nin onuncu başkanı oldu. Kendi
tanımıyla &ldquo;Laz m&uuml;teahhit&rdquo;in başında bulunduğu kurum ve
bizzat kendi g&ouml;rev d&ouml;nemi T&uuml;rk&ccedil;emize, eskisini
aratmayan yeni bir tamlama daha kazandırdı: &ldquo;TOKİ
m&uuml;teahhidi&rdquo;.</p>
<p><strong>Duyarsızlık</strong></p>
<p>İşte bu i&ccedil;eriği eski, ismi yeni ama &ouml;l&ccedil;eği ve
dolayısıyla kalıcı etkisi daha b&uuml;y&uuml;k &ldquo;mimari&rdquo;
anlayışı Mimarlar Odası eski Genel Başkanı Oktay Ekinci ş&ouml;yle
tarif ediyor: &ldquo;TOKİ dağlara taşlara sıraladığı şu kimliksiz,
tekd&uuml;ze ve y&ouml;resine t&uuml;m&uuml;yle yabancı &lsquo;blok
apartman&rsquo; mimarisini hızla yaygınlaştırarak, Anadolu&rsquo;da
olduğunu unutan bir yapılaşma ve şehircilik anlayışını ısrarla
s&uuml;rd&uuml;r&uuml;yor (...) Yer se&ccedil;imindeki duyarsızlığın
yanı sıra mimari tasarım ve yerleşme d&uuml;zeni bakımından da
&lsquo;TOKİ mimarlığı&rsquo;, herhangi bir mimarlık okulunda daha ilk
senelerde bile sınıfta kalır (...) Nerede bir TOKİ projesi varsa, orada,
ne y&ouml;reyle uyumlu bir mimarlık var, ne kent k&uuml;lt&uuml;r&uuml;ne
saygılı bir planlama, ne de &ccedil;evreye duyarlılık... Sadece aynı
t&uuml;rden apartmanların s&ouml;zde &lsquo;ucuz tasarım&rsquo; ve
&lsquo;inşaat kolaylığı&rsquo; adına sıralanması var.&rdquo;
(Cumhuriyet, 11 Ekim 2007)</p>
<p><strong>Tek kent</strong></p>
<p>K&uuml;lt&uuml;r Bakanlığı&rsquo;nın internet sitesi &ldquo;TOKİ
mimarlığı&rdquo;nın faaliyet sahasını ş&ouml;yle tanımlıyor:
&ldquo;T&uuml;rkiye&rsquo;nin tarihi 10 bin yıllık bir zaman dilimini
kapsar. Anadolu toprakları, S&uuml;mer, Babil ve Asur
k&uuml;lt&uuml;rlerinin Hatti, Hitit ve Hurri&rsquo;ler aracılığıyla
y&uuml;zyıllar boyunca birbirlerini etkilediği bir buluşma noktası
olmuştur. B&uuml;t&uuml;n bu etkileşimlerin sonucu ise (...) eşsiz bir
Anadolu uygarlığının bi&ccedil;imlenmesidir.&rdquo;</p>
<p>Bu tanım yerine, T&uuml;rkiye&rsquo;nin binlerce yıllık
k&uuml;lt&uuml;rel dokusunu yere g&ouml;ğe sığdıramayan bir başka hamasi
s&ouml;ylemi de koyabilirsiniz. Gelgelelim bu s&ouml;ylemlerin hi&ccedil;biri
o &ldquo;eşsiz Anadolu uygarlığı&rdquo;nın yerden g&ouml;ğe blok
betonlarla kaplanmaması, geri d&ouml;n&uuml;lmez şekilde tahrip edilmemesi
ve konut edindirme gerek&ccedil;esiyle insani yaşama uzaklaşmamasına
bahane olamıyor. O &ldquo;eşsiz&rdquo;lik TOKİ eliyle &ldquo;hepsi
birbirinin eşi&rdquo; yaşam alanlarına d&ouml;n&uuml;ş&uuml;yor.
Bırakın mimarlık &ouml;ğrencisini, ders kitabında Mardin ve
Muğla&rsquo;nın fotoğrafını g&ouml;ren bir ilk&ouml;ğretim talebesi
bile bu iki kente neden aynı tip ve tasarımda konutlar inşa
edilemeyeceğini idrak edebilir.</p>
<p><strong>Para kazansak da o paralar...</strong></p>
<p>Sorun sadece yaşam alanlarımızın tek tipleşmesi ve k&uuml;lt&uuml;rel
dokunun kaybolması değil elbette. Gazeteci Song&uuml;l Selvi&rsquo;nin
&ldquo;Merkez Bankası&rsquo;nın Ataşehir&rsquo;e taşınmasına ilişkin
haberlerin gayrimenkul fiyatlarını artırdığı ve taşınmanın bazı
kesimleri zengin ettiğine dair&rdquo; sorusuna şu cevabı veriyor
Bayraktar: &ldquo;Ee, fiyatlar y&uuml;kselsin (...) Hak sahiplerine biraz
daha para versek, biraz daha oradan para kazansak da o paralarla fakir
fukaraya biraz daha fazla konut yapsak.&rdquo; (D&uuml;nya, 28.01.2008) Bu
cevap Sulukule&rsquo;nin, Tarlabaşı&rsquo;nın,
Başıb&uuml;y&uuml;k&rsquo;&uuml;n, T&uuml;rkiye&rsquo;de sayısı şimdilik
150 civarında zikredilen kentsel d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m alanlarında
yaşananın bir &ouml;zeti değil mi? &Ouml;yle ya, yaşadığımız yerlerin
fiyatları y&uuml;kselsin, &ldquo;para kazansak da o paralar&rdquo;
yaşadığımız yerde yaşamaya yetmesin ve uzaktaki blok apartmanlarımıza
s&uuml;r&uuml;lelim.</p>
<p>Kent sosyolojisi ve TOKİ &uuml;zerine &ccedil;alışan Boğazi&ccedil;i
&Uuml;niversitesi Sosyoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;&rsquo;nden Tuna
Kuyucu&rsquo;ya g&ouml;re &ldquo;TOKİ&rsquo;nin ve belediyelerin
uyguladıkları projeler şehirlerin potansiyel rant alanlarını
&lsquo;d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m&rsquo; adı altında mevcut
n&uuml;fuslarından arındırmak ve yerlerine daha varsıl kesimleri
&ccedil;ekmek ama&ccedil;larına hizmet etmektedir. Yani TOKİ piyasa
dinamiklerine alternatif geliştirmek yerine bu dinamiklerin kamu
kaynaklarıyla &ouml;nlerini a&ccedil;makta, rantın &ccedil;apını
b&uuml;y&uuml;tecek projeler ger&ccedil;ekleştirmektedir.&rdquo;
(Birg&uuml;n, 09.01.2008)</p>
<p>Bayraktar&rsquo;ın, bilim insanlarının ya da bizim
s&ouml;ylediklerimizden ziyade bizzat &ldquo;TOKİ mimarlığı&rdquo;
yeterince net bir fotoğraf koyuyor &ouml;n&uuml;m&uuml;ze. Muğla&rsquo;dan
Mardin&rsquo;e bu &ldquo;mimarlığın&rdquo; Anadolu&rsquo;ya ettiklerinin
tanığıyım.</p>
<p>Faruk Bildirici&rsquo;nin r&ouml;portajında &ldquo;En &ccedil;ok neye
dokunmaktan hoşlanırsınız&rdquo; sorusunu &ldquo;inşaat harcına&rdquo;
diye cevaplamış. &ldquo;En sevdiğiniz koku&rdquo; sorusuna ise
&ldquo;ağa&ccedil;, tabiat, yeşillik kokusu&rdquo; yanıtını vermiş. Bu
ikisi arasında samimi bir ilişki kurmak imkansız g&ouml;z&uuml;kse de
Allah g&ouml;nl&uuml;ne g&ouml;re verdi: İlk &Ccedil;evre ve Şehircilik
Bakanımız Erdoğan Bayraktar oldu. Hayırlı olsun.</p>
<p class="rteright"><em>17.07.2011</em></p>
<p class="rteright"><em>RADİKAL İKİ</em></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder