Ağır tutukluluk cezası! /
Umur
Talu
Başbakan “AİHM’in
bizi mahkum ettiği hususları araştırıyoruz; ona göre düzenlemeler
yapacağız” dedi ya…
AİHM’in hep
altını çizip üstü bir türlü çizilemeyen üç misalini
vereyim.
Biri, elbette olur olmaz her şeyi örgüt üyeliğine
bağlayıp “düşünce ifadesi, toplu gösteri,
eleştiri” özgürlük ve haklarını ezip geçen
Kanuni!
Biri mesela, orduda yargısız infazla verilen oda hapsi gibi
Paşa cezalar.
Biri mesela, uzun, çok uzun, neredeyse ağır hapse
dönüşen “tutukluluk” rehineliği.
Artık
işkenceyi, hükümlü ya da tutukluların ölümünü filan yazmaya gerek
yok!
***
Bu “uzun
tutukluluk” meselesi, halkımızın, hepimizin; ancak
kendi başına veya yakın birinin başına gelince, yani baş başa kalınca
fark ettiği bir durum.
Daha önce, uzun tutukluluklarda cezaevlerinde
katledilen, F hücrelere konan, ölüm oruçlarında ölenleri dert
etmeyip “harika” yazılar yazan,
önceki hükümetin cezaevi katliamını adeta destekleyenler bile; bizzat
kendi hayatlarında, kendi beden ve ruhlarında, kendi çocuklarıyla
ayrılıklarında, üstelik öldürücü fiziksel şiddete maruz kalmadan,
bunun nasıl bir adaletsizlik olduğunu gördü.
Böyle
giderse…
Her fani
tadacak!
***
Tekin
Tangun da 8 Nisan 2008’den beri
tutuklu!
Bakın, hükümlü değil; henüz
masum sayılan bir tutuklu sadece.
Dört yıl bitti;
beşinci yıldan iki ay aldı.
Bu süre içinde insan üniversite
bitirir; çocuğunu büyütüp ilk mektebe yazdırır.
Veteriner ya;
mesleğini icra edip çok sayıda hayvan kurtarır; belki çok sayıda
tutuklunun durumunu gündeme getirir.
Fakat o TAYAD,
yani Tutuklu aile ve yakınlarıyla dayanışma
derneği başkanı olduğu için, fazla da dayanışma olmasın
diye, bizatihi kendisi uzun tutuklu olup aile ve yakınlarının onu
özlemesi, onunla dayanışması için bir de hücrelere mahkum
oldu.
Çünkü itiraz edince, slogan atınca…
Esasında
ceza olmayan cezan da uzuyor.
İyi hal yok ediliyor.
Böyle
yazıyorum; çünkü bu kanunlar onu mahkum etmedi.
Yani, hüküm
giymeden dört yıldır hapis ve hücre cezasına mahkum!
Görüş
cezaları, iletişim kısıtlamaları da cabası.
(Bir
de Tahir Canan var… O tutuklu değil
hükümlü; ama 30 yıldır cezaevinde unutulmuş, 12 Eylül yargılanırken
bile 12 Eylül’ün zoraki mahkumu kalmış bir
can.)
***
İşin şöyle garip bir
yanı da var.
Kanunlar açık sayılıyor ama biliyorsunuz deliller
açık olmayabiliyor. Lehte, önemli deliller, onlar kadar kuvvetli olmayan
başka gerekçelerle çürük sayılabiliyor.
Bir de savcı ve hakim
felsefesi, yorumu var.
Misal, savcı iki kez tahliye istiyor, olmuyor.
Sonra savcı tayin oluyor; o tahliye talebi bir daha hiç
olmuyor.
Fakat kim olursa olsun; savcı ve hakimler nihayetinde sadece
kanun değil, vicdan işi yapıyorlar.
Belki de esası bu
zaten.
O yüzden, 4 yıldır tutuklu
Tangun’u özlemiş ailesi de bu perşembe tahliye umut
ediyor.
O yüzden, çok sayıda uzun tutuklunun ailesi,
yakınları…
Uzun tutukluluk cezalarına bir son
bekliyor.
O yüzden; AİHM Türkiye’de uzun tutuklulukların
felaket olduğunu belirtip
duruyor!
Kaynak: habertürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder