24 Haziran 2012 Pazar

Devrimci müzisyen Kazım Koyuncu anılıyor

Devrimci müzisyen Kazım
Koyuncu anılıyor

"Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz
Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim. Ve gerçekten
doğru bildiğim bir şeyi en azından çok zorlanırsam ortaya koymaktan
çekinmem" diyen “Dina K’ak’i” lakaplı Kazım
Koyuncu, ölümünün 7. yılı geride kalırken, her yönüyle anılacak. O,
dağların çocuklarına devrimci selam gönderen ezgilerin de unutulmaz sesi
aynı zamanda.

Lazca müziğe aşina kulaklar yakından
tanır Dina K’ak’i'yi. Müziği kadar karakteriyle ve
duruşuyla da önemli bir yer edinmiştir sevenlerinin gönlünde. 33
yaşında kansere yenik düşen Koyuncu'nun hayata veda edişinin 7.
yılı geride kaldı. 25 Haziran 2005’te yaşamını yitiren
“denizin çocuğu”, dağların çocuklarına devrimci bir selam
gönderen ezgilerin de unutulmaz sesi. Koyuncu için ölümünden bugüne
Dünya Horon Günü etkinlikleri düzenleniyor. Kendisinin de ön ayak
olduğu bu proje href="http://www.kazimkoyuncu.com">www.kazimkoyuncu.com sitesi
tarafından yürütülüyor.

Ölümünün ardından bile
ezgileri halen en sevilenler arasında yerini korumaya devam eden Koyuncu
için İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok yerde etkinlikler
gerçekleştirilecek. Ankara’da Yüksel Caddesi’nde 25
Haziran’da düzenlenecek bir dizi etkinlikle anılacak. Şair Ahmet
Telli, Mehmet Özer’in de yer alacağı etkinliğe Koyuncu
hayranlarının yoğun katılım sağlaması bekleniyor.
/>‘İNSANLIĞA AİT HERŞEYİ YOK ETTİLER’

Devrimci
duruşu ve yaşamıyla bütünleşen sanatıyla halkların kardeşliğinden
yana kimliğiyle ön planda olan Koyuncu’nun şu sözleri aynı zamanda
Türkiye gerçeğinin de bir tezahürü: “Kürt’üm dedim, hadi
lan bölücü dediler. Laz’ım dedim, hadi lan devşirme Rum dediler.
Çerkes’im dedim, hain Ethem’in torunları dediler.
Alevi’yim dedim, dinsiz Kızılbaşlar dediler. Ezidi’yim dedim,
Yezid’in pis soyu dediler. Arap’ım dedim, pis yobazlar dediler.
Ben dedikçe onlar da bir şeyler dedi. İnsanım diyecektim ama insanlığa
ait her şeyi yok ettiler…”

HER ŞEYE RAĞMEN
ŞARKILAR SÖYLEDİK…

Enternasyonalist müzisyen
Koyuncu’nun hayatını kaybettiği dönemde söylediği yaşama dair
şu sözler ise halen hafızalardaki yerini koruyor: "Güzel yüzlü
çocuklara, Donkişotlara, ateş hırsızlarına, Ernesto Che Guevara'ya,
her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan
şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük.
Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini,
kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan
köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan
anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci
çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde
şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya…"

MÜZİK
YAŞAMI

1992 yılında 20 yaşındayken kurduğu Grup Dinmeyen ile
birlikte profesyonel müzik serüveni başlayan Koyuncu, 1993’te ise
Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) adlı Laz rock müzik grubunu kuranlar
arasında yer alıyor. “Bir şey ürettim ben, üç beş kişilik
değil, sevgi denen şey herhalde. Bütün dünyanın, bütün toprakları
hepimizindir. Bütün şarkılar, dünyadaki tüm insanlarındır, tüm
topraklar da memleketimizdir” diyen Koyuncu, sosyalist ve devrimci
bakış açısıyla yoğurduğu Laz halk ezgilerinin unutulmaz isimlerinden.
Lazca rock yapma iddiası ile Zuğaşi Berepe grubuyla yola çıkan Koyuncu,
1995'te Va Mişkunan (Bilmiyoruz), 1998'de İgzas (Gidiyor) adlı
albümlerde yer aldı. 1999 grubun dağılmasıyla birlikte
Koyuncu’nün 3 solo albümü bulunuyor.

Salkım Söğüt
adlı projelerin ikincisinde 3 şarkıyla yer alan Koyuncu 2001’de
“Viya” adlı ilk solo albümünü çıkardıktan sonra iki
televizyon dizisinin müziklerine de imza attı. Koyuncu, 2004 yılında
çıkardığı “Hayde” adlı albümüyle daha geniş hayran
kitlesine ulaşırken, Laz müziğinin de popülaritesini arttırdı. Büyük
beğeni toplayan ve kendisinin de öncülük ettiği Hey Gidi Karadeniz
konserler dizisinde Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte
konserler verdi. Ölümünden sonra 16 şarkının 4’ü konser kaydı,
4’ü demo kayıt, geri kalanı ise farklı albümlerde yer alan
“Dünyada Bir Yerdeyim” albümü Halkevleri tarafından Ocak 2007
yayınlandı. Bu albümün geliriyle Kazım Koyuncu Kültür Merkezi
çalışmaları başlamış ve halen çeşitli atölye çalışmalarıyla
katılımcılarına ücretsiz eğitimler vermeye devam ediyor. 2008 yılında
Koyuncu'nun hayat hikâyesinin yanı sıra bir kısmı hiçbir yerde
yayınlanmamış görüntülerle anlatılan "Şarkılarla Geçtim
Aranızdan" belgeseli de yayınladı.

'DİNA
K'AK'İ' LAKABI

Dina K'ak'i, Lazca bir terim.
Kâzım Koyuncu’nun lakabı. Dina; iyi, yüce, önemli insan anlamına
geliyor. K'ak'i ise, Kâzım’ın küçük kardeşi
Niyazi’nin, Kâzı m diyemeyip ona K'ak'i demesinden ileri
geliyor. Ailesi, yakınları, dostları ona bu isimle hitap etmeye
başlıyor.

ÇERNOBİL’DEN HES’LERE

Çevre
sorunlarına da duyarlı bir sanatçı olan Koyuncu. Çernobil nükleer
faciası nedeniyle Karadeniz’de yaygınlaşan kanser hastalığının
mağdurlarından aynı zamanda. Karadeniz Sahil Yolu inşaatına karşı
Rize’nin Fındıklı ilçesinde düzenlenen eylemlere destekte bulunan
Koyuncu’nun yer aldığı çevre mücadelesi halen sürüyor. Bugün
Karadeniz’de Sinop nükleer santral ve Rize Çamlıhemşin’de
bulunan doğa harikası Fırtına Vadisi de HES tehlikeleriyle karşı
karşıya.

BİYOGRAFİ

Artvin'in Hopa ilçesine
bağlı Sugören Köyü'nde 7 Kasım 1971 tarihinde doğduğu belirtilen
ancak nüfusa geç kaydedildiğinden dolayı resmi doğum tarihi 10 Mayıs
1972 olan Koyuncu, müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak
başladı. Çocukluğu, "üstadım" dediği, "Kemençeci
Yaşar" lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü
dinleyerek geçen Koyuncu, İstanbul'a üniversite eğitimi için
geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başlamışsa da İstanbul
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden siyasi nedenlerle
ayrıldı. 1992 yılında profesyonel müzik hayatına giriş yapan Koyuncu,
2004'ün sonlarında akciğer kanseri teşhisi konulmuş ve kanser
tedavisi görmeye başlamıştı. Koyuncu, 25 Haziran 2005'de, tedavi
gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Kaynak:
ANF

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder