9 Haziran 2012 Cumartesi

Berna, Ferhat ve Uludere / Nihal Kemaloğlu

Berna, Ferhat ve Uludere /
Nihal Kemaloğlu

Başbakan 'Her kürtaj bir
Uludere'dir' diyerek kitlesel zihinde Uludere katliamını
gündemden al aşağı ederek yerine iki haftadır esnek mümbit kürtaj
söylemiyle doldursa da...
Kürtaj tartışmaları beklenenden daha
hızla aşındırılıp ağırlığını kaybedip ana medyamızın magazinel
güçleri ve yatıştırılamayan beden fetişizmi bir olunca kolayca
tüketilen bir pop içeriğe dönüşmüştü...
Üstüne üstlük
milyonlarca çaresiz yoksul kadını hijyen dışı ölümcül yöntemlere
zorlayacağı gerçeğine ilişmeyen vasati klişeler karşılıklı
üzerimize boca edilirken devlet erbabının 'yaşamı olumlayan'
insancıl söylemleri birbiri ardına patlıyordu...
Ama bizim
kulaklarımız Uludere'den beri devlet ağzından çıkan her 'yaşam
hakkı' ifadesine ancak bomba atılsa duyabilecek kadar
sağırdı...                     />Çünkü Uludere katliamı 34 vatandaşımızın öldürüldüğü donmuş
tarihi ve zamanın işlemediği mekanıyla ebedi sorularını devlete sormaya
devam ediyor ve durduğu yerde sorularını daha da büyütüyordu. />Resmi katliam tarihimizin bize en yakın yaprağının üzerinde Uludere
yazarken, zayıf kitlesel hafızamıza güvenen siyasi söylem taktikleriyle
Uludere'yi 'tazminatı ödenmiş bir devlet hatası' diye kabul
edemeyeceğimiz zamanlardaydık.
Uydu görüntülerini seyreden
vekillerin yüzünün rengini kaçırtan Uludere, yaşayan tanıkları ve
sorumlularıyla öyle zamanın deliklerine süprülüverip sonra kalkıp
'milletin iradesiyiz, vesayeti tasfiye ettik' diye övünülemeyecek
ve unutturulma PR'ı pek zahmetli bir tarih değil
miydi?     
Üstelik akılları felç edici
yorumlarla, tecavüzcüden baba çıkartan siyasi iktidarın ifrat
insancıllığının karşısında çocuklarının da 'can olduğunu'
haykıran Uludereli anaların gözlerindeki uçurum her gün daha da
dipsizleşiyordu...
Şeffaf olmayan savunma harcamalarımıza kayıtlı
bedelleriyle F-16 bombalarıyla öldürülen 34 Kürt vatandaşın
ölümlerinden sonra, 'niye mayınlara basmadıklarını soran'
Başbakan ya da 'PKK figüranları' diye itibarsızlaştıran
İçişleri Bakanı, sahiden o anaların gözlerinin içine bakarak bunları
tekrarlar mıydı?    
Ayrıca eğer TBMM İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı 'Kürtajın insanlık
suçu' olduğunu iddia ediyorsa, bu hümanist çıkışıyla Uludere
katliamının uluslararası hukuk normlarına göre kimin kime karşı
işlediği suç kapsamına girdiğini de açıklamalıydı...

/>YA BERNA İLE FERHAT!

'Milli Burjuva
devrimini' tamamladığı iddia edilen Türkiye tarihindeki ikinci
'kültür' devrimini 'dindar nesiller, ilkokullara dini eğitim
ve kürtaj yasası' başlıklarında derlerken, piyasa tabusu
'parasız eğitim' pankartı açan Berna ve Ferhat 19 ay tutukluktan
sonra 8 yıl 5 ay hapis cezasına mahkum olmuşlardı... 
Terör
örgütü üyesi olmakla suçlanan Berna ve Ferhat, 'Dünya Bankası ve
NATO'nun' manevi şahsını tahkir edici protestolara katılım,
Tekel işçilerine verdikleri destek ve karakolda işkenceyle öldürülen
Engin Çeber'i anmalarıyla dört başı mamur terörist tanımını hak
etmişlerdi!
Gazetelerde Ferhat ve Berna'nın yargı kararının
yanında Kanada'nın Quebec eyaletinde üniversite harçları yapılan
zammı tam 14 haftadır protesto eden sokaklardaki yüz binlerce öğrencinin
fotoğrafı vardı...
Neoliberalizmin erken sömürgesi Şili'deki
parasız eğitim isteyen öğrenciler, 2 tane eğitim bakanının istifasına
neden olurken
Türkiye çocuklarını acımasız cezalarla hapislerde
çürüterek 'Cihan demokrasisi' mi olacağını
düşünüyordu...

Kaynak: akşam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder