Sahillere 'dolgu'
kolaylığı geliyor
style="margin: 0px; padding: 0px; ">
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı
Yapı Denetimi taslağına “Kıyı ve dolgu alanları ile sahil
şeritlerinde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanununun koruma amaçlı imar planlarına ilişkin hükümleri
uygulanmaz” fıkrası konuldu.
sans-serif; font-size: 12px; text-align: left; background-color: rgb(255,
255, 255); ">

text-align: left; line-height: 18px; font-family: Verdana, Arial, Helvetica,
sans-serif; background-color: rgb(255, 255, 255); ">
style="margin: 0px; padding: 0px; ">
ÇEVRE ve Şehircilik
Bakanlığı’nın hazırladığı ve sürprizlerle dolu olan Yapı
Denetimi taslağında, kıyılarda dolgu ve kurutma yapma işlemi
kolaylaştırılıyor. Bunun için taslağa, “Kıyı ve dolgu alanları
ile sahil şeritlerinde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanununun koruma amaçlı imar planlarına ilişkin hükümleri
uygulanmaz” fıkrası konuldu.
Denizi doldurma
maddesi
Taslağın 38. maddesinde kıyı kanununda
değişiklik yapılarak, “dolgu ve kurutma” ile elde edilecek
alanlar yeniden düzenlendi. Buna göre, doldurma veya kurutma amacıyla
valiliğe iletilen plan teklifi, valilik görüşü ile birlikte Çevre ve
Şehircilik Bakanlığına gönderilecek. Bakanlık, konusuna göre ilgili
kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceleyecek.
Bakanlıkça teklife ilişkin görüşüne başvurulan kurum ve kuruluşlar,
görüşlerini otuz gün içerisinde bildirecek. Bu süre içerisinde
görüş bildirilmediği takdirde, uygun görüş verildiği kabul
edilecek.
Bu planlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından
uygun bulunması halinde aynen veya değiştirilerek tasdik edilecek.
Doldurma ve kurutma işlemleri yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre
yapılacak. Bu araziler devletin hüküm ve tasarrufu altında olacak; özel
mülkiyet konusu yapılamayacak. Ancak, kıyı ve dolgu alanları ile sahil
şeritlerinde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanununun koruma amaçlı imar planlarına ilişkin hükümleri
uygulanmayacak.
TMMOB’nin karşı
görüşü
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)
tümüyle eleştirirken, özellikle bu maddenin yaratacağı sakıncalar
konusunda uyarılarda bulundu. Bakanlığa gönderilen görüşte şöyle
denildi: “Kanun taslağının 38. maddesinde, Kıyı Kanunun 7. maddesi
ile ilgili olarak yapılan değişiklik sorumlu Bakanlığın isminde
yapılan yeni değişikliğin de ötesinde, özellikle kıyı çizgisinin
değişimine olanak sağlayan kıyıda yapılan ‘dolgu’ ve
‘kurutma’ operasyonlarından söz etmektedir. Kıyıda
gerçekleştirilecek doldurma ve kurutma gibi operasyonlar, kıyının
özgün durumunu ve morfolojisini değiştirecektir. Şimdi yapılmak
istenilen değişiklik bu yanlış eylemi ortadan kaldırmak bir yana, daha
bir kolaylaştırmakta ve ilgili kuruluşlardan 30 gün içinde görüş
gelmez ise Bakanlıkça resen onaylama yetkisi
getirilmektedir.
Galataport, Haydarpaşa
Yine bu
maddenin sonunda, bu kez 2863 sayılı Yasaya ilişkin bir müdahale
yapılmakta ve ‘Dolgu alan’ yanında ‘tüm kıyıda koruma
amaçlı imar planı hükümlerinin uygulanmayacağı’ hükmü
getirilmektedir. Oysa, bildiğimiz tüm örnekler tarihsel yerleşme
alanlarının genelde kıyılarda yer aldığı doğrultusundadır. Böylece
kıyılarda yer alan tüm arkeolojik sit alanları, tarihsel kaleler,
tersaneler, benzeri tüm kültür değerleri korumasız kalmakta ve örneğin
bir tarihsel kale yıkılarak yerine bir turistik tesis ya da bir termik
santral ve akaryakıt depolama alanı yapılabilecektir. Bu madde açıkça
‘kıyıda gelişmeye engel olacak bir korunacak kültür varlığına
yer yoktur’ demektedir. Galataport, Haydarpaşa gibi projelerin
önünün açılması sağlanacaktır. Tüm bu değişiklikler
Anayasa‘nın 43.ve 63. Maddelerine aykırılık
taşımaktadır.”
TMMOB: TOKİ’ye arsa yaratmak
istiyorlar
TMMOB’nin taslağın bütününe yönelik
değerlendirmelerinde şu eleştiriler bulunuyor: “Mimar, mühendis ve
şehir plancıları, sermayenin hâkim olduğu, kar elde etme kaygısı
içinde olan ticari yapıdaki hizmet kuruluşu olan Teknik Müşavirlik
Kuruluşlarının birer kölesi haline geleceklerdir. Yasa taslağında yer
alan ‘müteahhitlerden SGK temiz kağıdı istenmeyecektir’
koşulu, tehlike sınıfı yüksek iş kolu olan inşaatta çalışanların
sosyal güvenlikten yoksun bırakılması anlamını taşımakta olup, bu da
çalışanların haklarının ellerinden alınacağının bir örneğini
oluşturmaktadır. Taslağın 16. maddesi, bedel ödenmeden kamulaştırma
yapılmasına olanak sağlandığı görülmektedir. Mülkiyet hakkını
ortadan kaldırıcı uygulamalara neden olabileceği için gerek
Anayasa’ya da aykırıdır. Bu madde TOKİ’ye arsa yaratmaya
matuftur. Kent merkezindeki ilköğretim, sağlık kuruluşlarının yok
edilmesi sürecine hizmet etmektedir. Bedel ödenmeden alınacak arsanın
hatırına imar kargaşa ve ayrıcalıklarına
elverişlidir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder