<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6999>'Kayıp Silahlar' Ankara
cinayetlerinde aranıyor</a></h1><p>Susurluk kazasıyla ortaya çıkan
"kayıp silahlar" yeniden gündemde. Mehmet Ağar'ın
bizzat İsrail'e giderek aldığı suikast silahları, Ankara'daki
faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne soruldu. Emniyet'in yanıtı ise
"bizde kayıt yok" oldu.<br />
Eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın'ın
"MGK'nın bilgisi dahilinde yapıldı" dediği faili
meçhul cinayetlerin, Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne hibe edilen ancak daha sonra
kaybolduğu ortaya çıkan silahlarla işlenip işlenmediği
araştırılıyor. Silahları hibe eden Hospro firmanın sahibi Ertaç
Tinar, silahları 1993 yılında İsrail'e giderek alan ekibin
içinde Mehmet Ağar'ın da olduğunu söylemişti.<br />
<br />
Susurluk hükümlüsü Ayhan Çarkın, 1994 yılında
Ankara'da öldürülen Yusuf Ekinci, Namık Erdoğan, Faik
Candan ve Mecit Baskın ile ilgili itiraflarda bulunmuş, cinayetlerin
dönemin Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin'in
organizasyonu ve Mehmet Ağar'ın bilgisi dahilinde işlendiğini
belirtmişti. Olayların içindeki 10 özel harekat polisinin
isimlerini de vermişti.<br />
<br />
Avukat Yusuf Ekinci'nin, Ayhan Akça tarafından
öldürüldüğünü kaydeden Çarkın,
Akça'nın kendisine "Bacanak seni göreyim. Al bir
siftahın olsun, sen de milli ol" diyerek Uzi marka silah verdiğini
söylemişti.<br />
<br />
Bu itiraflardan sonra soruşturma başlatan Özel Yetkili Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT'ten rapor istemiş ve MGK'ye da
yazı yazarak, o dönem "ölüm listesi" olup
olmadığını sormuştu. Gelen yanıtta böyle bir listenin
bulunmadığı iddia edilmişti. Tanık olarak dinlenen Susurluk raporunu
yazan eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, "Kayıp
Silahlar"la ilgili bilgi vermişti. Dönemin TBMM Araştırma
Komisyonu üyesi Fikri Sağlar ise, komisyonda, Ekinci'nin sadece
özel harekâtın kullandığı Uzi marka silahla
öldürüldüğünün belirlendiğini
söylediklerinde, İbrahim Şahin'in buna şaşırarak,
"Anladım, Uzi marka silah ile öldürülmüş olabilir,
ama şey, yok yani" diye paniklediğini anlatmıştı.<br />
<br />
<strong>EMNİYET: KAYIT YOK</strong><br />
<br />
Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre, faili meçhul
cinayetlerin söz konusu kayıp silahlarla işlenip işlenmediğini
araştırma kararı alındı. Özel yetkili savcılık, Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne bir yazı göndererek, İsrailli
Hospro firması tarafından Emniyet'e hibe edilen silahların kriminal
kayıtlarının olup olmadığını sordu, varsa bunların raporlarının
gönderilmesini talep etti. Emniyetten gelen yazıda ise belirtilen
silahların kayıtlarının olmadığı iddia edildi.<br />
<br />
<strong>KAYIP SİLAHLAR</strong><br />
<br />
Kayıp silahlar, kontrgerilla gerçeğinin asfalta
saçıldığı "Susurluk" kazasıyla ortaya
çıkmıştı. Abdullah Çatlı'nın öldüğü
Mercedes'ten 1 adet susturuculu Beretta marka silah çıkmıştı.
Bu silahın, İsrailli Hospro firması tarafından Emniyet'e hibe edilen
silahlar arasında yer aldığı tespit edilmişti.<br />
<br />
<strong>AĞAR, BİZZAT KENDİSİ İSRAİL'E GİTTİ</strong><br />
<br />
Mehmet Ağar'ın Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığı
dönemde 1993 yılında İsrail'den, Uzi ağırlıklı olmak
üzere suikast silahları satın alınmıştı. Kaybolan silahlarla
ilgili açılan davada Hospro firmasının sahibi silah tüccarı
Ertaç Tinar, silahların alımınını şöyle anlatmıştı:
"Silahların seçimi ve ithali işlemleriyle ilgili olarak 1993
Eylül'ünde Mehmet Ağar, Korkut Eken, İbrahim Şahin ve
Ertuğrul Ogan'la birlikte Zürih üzerinden İsrail'e
gittik. Daha sonra 'Ceylan' adlı uçakla günübirlik
İsrail'e gittik. Her iki seyahatte Ağar, İsrail'in üst
düzey istihbarat yöneticileriyle görüştü.
Silahların tamamı teslim edildi. Silah pazarlığını Polat Otel'de
yaptık. 50 milyon dolara anlaştık. Ağar, 25 milyon doları ödedi.
Geri kalanını ödemedi."<br />
<br />
<strong>AĞAR: KAYIT TUTMAK ZORUNDA DEĞİLİZ</strong><br />
<br />
Bu silahlar, Mehmet Ağar'ın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yargılandığı Susurluk davasında da gündeme gelmişti. İddianamede,
Mercedes'te bulanan silahın Ertaç Tinar tarafından EGM'ye
hibe edilen 10 adet tabanca arasında bulunduğu, silahların 21 Nisan
1994'te gümrükten çekilip EGM ana deposuna oradan da
Özel Harekat Daire Başkanlığı'na teslim edildiği ancak bu
silahların kayıtlarının olmadığı belirtilmişti.<br />
<br />
Ağar ise bu suçlamaya karşı "Emniyet Genel
Müdürü'nün silah alma, demirbaşa kaydetme, depolama
ve silah ve mühimmatları teslim etme gibi görevi
olmadığını" iddia etmişti.</p>
<p> </p>
<p><strong><em>Kaynak: Etha</em></strong></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder