26 Aralık 2011 Pazartesi

Belki de her şey yeni başladı

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7959>Belki de her şey yeni
başladı</a></h1><div id="divAdnetKeyword"><h2>Gazetecinin gözaltına
alınma haberinin çerçeveleniş biçimi, 28 Şubat&#39;ın henüz
bitmediğini, &quot;andıç&quot; gazeteciliğinin aslında tam gaz devam
ettiğini gösteriyor</h2></div><div class="news-middle"><div
class="news-left"><div class="news-body"><div><img alt="Belki de her şey
yeni başladı" class="news-pic"
src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2011/12/26/fft5_mf883017.Jpeg" /><p
style="padding-bottom: 25px; line-height: 14px; color: #4c4c4c; font-size:
12px">Dışarıda kalan gazeteciler tutuklamaları protesto için Taksim
deydi.</p></div><div class="page-nav" style="padding-bottom: 15px;
padding-top: 10px"><div><a
href="http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=MuhabirArama&amp;Keyword=ESRA
ARSAN">ESRA ARSAN</a><a
href="http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=MuhabirArama&amp;Keyword=ESRA
ARSAN">Arşivi</a></div></div><div style="margin-bottom:
5px"><table><tbody><tr><td style="vertical-align: top"><div id="FBContainer"
style="background: url(/data/img/facezero.png)
no-repeat">&nbsp;</div></td><td><div style="width: 20px">&nbsp;</div></td><td
style="vertical-align: top"><div id="TwitterContainer" style="display:
block">&nbsp;</div></td><td><div style="width: 20px">&nbsp;</div></td><td
style="vertical-align: top"><div id="GooglePContainer"><div
id="gp1_766507494" style="border-bottom-style: none; padding-bottom: 0px;
line-height: normal; border-right-style: none; text-indent: 0px; margin: 0px;
padding-left: 0px; width: 90px; padding-right: 0px; display: inline-block;
border-top-style: none; background: none transparent scroll repeat 0% 0%;
float: none; height: 20px; font-size: 1px; vertical-align: baseline;
border-left-style: none; padding-top: 0px; cssfloat:
none">&nbsp;</div></div></td></tr></tbody></table></div><div
id="divAdnetKeyword2"><div class="BlackContent"><div class="fck_li"
id="metin2"><p>Geçen hafta sekiz ilde düzenlenen operasyonla 40&rsquo;a
yakın gazetecinin KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınması, pek
çok farklı açıdan irdelenebilir. Birincisi, <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Adalet_Ve_Kalkinma_Partisi">AKP</a>
iktidarının muhalif basına yönelik baskılarının artması ve
hükümetin icraatlarına ilişkin negatif haber üreten gazetecilere
yönelik polisiye girişimlerin giderek çığrından çıkmasıdır. Bir
diğer şey, düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan malum
yasalarla, özellikle de Terörle Mücadele Kanunu marifetiyle muhalif
seslerin birer birer &ldquo;terörist&rdquo; suçlamasıyla hapse atılıyor
olması. Üçüncüsü ise, bu ülkede olan biteni halka doğru, çok
yönlü, derinlemesine aktarmaya çalışan, yani halkın en temel hakkı
olan bilgi edinme hakkına sahip çıkacak her iyi gazetecinin, mevcut
yasalar ve düzenlemeler nedeniyle, mütemadiyen &ldquo;suç işlemek
zorunda&rdquo; olduğu.<br />Son gözaltıların özellikle sol ve Kürt
basına yönelik olduğu aşikâr. Özgür Gündem, Evrensel ve Birgün
gazeteleriyle Dicle Haber Ajansı, Fırat Haber Ajansı ve <a
class="IndexLink" href="http://www.ivmedergisi.com/index/Roj_TV">Roj TV</a>
muhabir ve yöneticileri &ldquo;şüpheli&rdquo; olarak gözaltına alındı.
Aralarında, bölgede görevli bir de AFP muhabiri var. Gözaltına alınan
gazetecilerin <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/PKK">PKK</a>&rsquo;nın şehir
yapılanması olduğu iddia edilen KCK&rsquo;nın &ldquo;basın
komitesi&rdquo;nde yer aldıkları öne sürülüyor. Polisten yapılan
açıklamalara bakılırsa, bu &ldquo;basın komitesi&rdquo; üyeleri,
örgütün Kuzey <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Irak">Irak</a>&rsquo;ta düzenlediği
konferanslara katılmışlar ve bu konferanslarda alınan bazı kararları
çalıştıkları yayın organlarında uyguluyorlarmış. Bütün bunlar
henüz birer iddia. Ortaya konulmuş bir belge, bulgu, fotoğraf, konferans
kaydı vs. yok.<br />Gazetecilerin gözaltına alınma biçimi aksiyon
filmlerini andırıyor. <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Van">Van</a> depreminden zarar
gördüğü için bölgedeki çalışmalarını çadırda sürdüren
DİHA&rsquo;nın bürosunun basılma hikayesini <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Internet">internet</a> medyasında
okuduk. Burada ajansın <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/istanbul">İstanbul</a> muhabiri Evrim
Kepenek gözaltına alınıyor. O sırada çadırda bulunan DİHA <a
class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/DIYARBAKIR">Diyarbakır</a> muhabiri
Sertaç Kayar baskını şöyle anlatıyor: &ldquo;Saat 05.30 civarında
yüzleri kapalı Özel Harekat polisleri geldi. Doğru içeri girdiler. Uzun
namlulu silahlar vardı. Fotoğraf makinelerinin hafıza kartlarını,
harddiskleri aldılar. Basın açıklamalarından aldığımız metinleri,
not defterlerimizi, cezaevinden gelen mektupları aldılar. Hasarlı büroya
da gidip oradaki tüm haber arşivlerine el koydular. Bir polis amiri bana
&lsquo;her şey bitti&rsquo; dedi. Ben de kendisine &lsquo;belki de her şey
yeni başladı&rsquo; dedim.&rdquo;<br />DİHA&rsquo;nın <a
class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Van">Van</a>&rsquo;da gözaltına
alınan muhabiri Evrim Kepenek&rsquo;in <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Deprem">deprem</a> bölgesinden
geçtiği son haberin ilk paragrafı şöyle: &ldquo;<a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Van">Van</a>&rsquo;da yaşanan
depremin ardından kentte dayanışma nöbeti tutan <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/DIYARBAKIR">Diyarbakır</a> kadın
kurumları temsilcilerinin, asker gözetimindeki çadır kentte kadınlar ile
görüşmesine izin verilmedi. &lsquo;Çadır kentte kadınlar tecrit
altında&rsquo; diyen kadınlar, &lsquo;Kampta saklanan bir şeyler var mı?
Neden çadır kente girişimize ve kadınlarla görüşmemize izin
verilmedi&rsquo; diye tepki gösterdi.&rdquo; Dicle Haber Ajansı,
Kepenek&rsquo;in haberini &ldquo;Çadır kentlerde kadınlar tecrit
altında&rdquo; başlığıyla geçmişti. Bana pek örgüt eliyle
yazdırılmış bir haber gibi gelmedi. Daha çok, kamusal çıkar peşinde
koşan, sorgulayıcı bir gazetecinin, depremzedelere ilişkin bir hak
ihlalini habere dönüştürme çabası gibiydi.&nbsp;<br /><br
/><strong>Anaakım medya nasıl verdi? </strong><br />Bir günde 40
gazetecinin gözaltına alınma haberinin çerçeveleniş biçimi, 28
Şubat&rsquo;ın henüz bitmediğini, daha çok uzun süreceğini ve
günümüzde çok eleştirilen, ayıplanan asker/polis güdümlü
&ldquo;Andıç&rdquo; gazeteciliğinin aslında tam gaz devam ettiğini
gösteriyor. 20 Aralık akşam haber bültenlerinden <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/TRT">TRT</a>1 ve Kanal D Haber&rsquo;e
baktım. Olay ikisinde de birinci haber olmadığı gibi (bir günde 40
gazeteci terör yasası kapsamında gözaltına alınırsa, bu dünyanın her
yerinde çok büyük olaydır), haber metinleri adeta birer &ldquo;polis
bülteni&rdquo; şeklinde hazırlanmıştı. Mehmet Ali Birand, gözaltına
alınan gazetecilere ilişkin haberi her zamanki neşeli,
&ldquo;matrak&rdquo; haliyle, adeta bir polis bülteni okur gibi okuyordu.
Haber, izleyende hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gözaltıları
olumlar bir dille yazılmıştı. Bir yandan &ldquo;Örgütün basın
komitesi üyeleri oldukları iddia edildi...&rdquo; denirken, hemen
arkasından &ldquo;Komitenin <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Kandil">Kandil</a>&rsquo;den
yönetildiği tespit edildi&rdquo; gibi hiç kuşkuya yer bırakmayacak
ifadeler kullanılıyordu. Bunu kim tespit etti? Nasıl tespit etti? Bu
soruların cevabı haberde yoktu. Peki ama, haberi ekranda okuyan deneyimli
gazeteci Mehmet Ali Birand, neye dayanarak bu &ldquo;basın
komitesinin&rdquo; varlığına ikna olmuştu? 28 Şubat&rsquo;ın Andıç
gazeteciliğinin hem mağduru, hem de baş eleştiricisi olan Mehmet Ali
Birand, nasıl oluyordu da bu polis bültenlerini tek taraflı ve hiç
sorgulamadan okumayı kabul ediyordu? Bu sorunun cevabını şahsen çok
merak ediyorum.<br /><a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/TRT">TRT</a>1&rsquo;in haberi
aktarışı da Birand&rsquo;dan farklı değildi. &ldquo;Terör örgütü
üst yapısına operasyon&rdquo; başlığıyla verilen haberde 38 kişinin
terörizm suçlamasıyla gözaltına alındığı söyleniyordu. Haberde yine
&ldquo;Allah için&rdquo; bir adet karşıt görüşe yer verilmemişti.
Gözaltına alınan gazetecilerin avukatları veya çalıştıkları medya
organının temsilcilerine söz hakkı tanınmamıştı. &ldquo;Gözaltına
alınanlar arasında medya mensupları da var&rdquo; diyen <a
class="IndexLink" href="http://www.ivmedergisi.com/index/TRT">TRT</a>
spikeri, o kişilerin gazeteci olduğunu, çoğunun da Kürt ve solcu,
ayrıca hükümete muhalif gazeteciler olduğunu açıklama gereği bile
duymadı. KCK operasyonunda o güne kadar kaç kişinin ne suçlamalarla
tutuklandığı ve bu tutuklamaların tüm <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Turkiye">Türkiye</a>&rsquo;de
kitleselleştiğine, aralarında üniversite profesörleri, yayıncılar,
üniversite öğrencileri de olduğuna ilişkin gerekli arka plan bilgilerin
verilmemesini hiç saymıyorum bile. Bunlar, kamunun olan biteni anlamasına
yardımcı olacak çok önemli ayrıntılardır halbuki.&nbsp;<br /><br
/><strong>Özgürlük kısıtlanması </strong><br /><a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Adalet_Ve_Kalkinma_Partisi">AKP</a>
iktidarı döneminde, basında sansür ve otosansür gazetecilerin günlük
yaşamının bir parçası haline geldi. Anayasa, TCK ve TMK&rsquo;nın
basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddeleri &ldquo;özel
yetkili&rdquo; savcı ve mahkemelerin eline bırakıldı. <a
class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Turkiye">Türkiye</a>, gazetecileri
hapse atmakta dünya birincisi oldu. Tutuklanan gazetecilerden bazıları
yıllardır içeride olmalarına karşın, hangi suçtan
yargılandıklarını bilmiyor. Tutuklu gazetecilerin arasında adi
suçlardan yargılanan bir iki kişinin olması, sanki tüm tutuklu
gazeteciler gazetecilik dışı işlerden hapse girmişler gibi bir söylemle
abartılarak anlatılıyor. Görüştüğüm bazı <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/AB">AB</a> temsilcilerinden duyuyorum.
Hükümet yetkilileri onlara hapisteki gazetecilerin çoğunun cinayet,
hırsızlık gibi suçlardan içeride olduğunu, geri kalanının da
terörist olduğunu söylüyormuş. Gerçeği anlatınca şoka giriyorlar.
Yine <a class="IndexLink" href="http://www.ivmedergisi.com/index/AB">AB</a>
kaynaklarına <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Turkiye">Türkiye</a>&rsquo;de yargı
reformu yapıldığı, yargının bağımsızlaştığı bilgisi veriliyor.
Bunun da doğru olmadığını, özel yetkili savcılar ve özel yetkili
mahkemelerin darbe süreçlerini ve <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Devlet_Guvenlik_Mahkemesi">DGM</a>&rsquo;leri
aratmadığını anlatıyoruz. Yargı süreçlerinin savcı ve hakimle
değil, polisle başladığını, polisin topladığı (veya elde ettiği)
belge-bulguyla davaların açıldığını izah ediyoruz. Polis teşkilatı
içinde bu bilgi-belge toplama işini yapan birimlerin şaibeli işlerini
yazan gazetecilerin ve polis şeflerinin terörizm suçlamasıyla hapse
atıldığını da...<br />İktidarın basın bürosu ve medyadaki
sözcüleri spin uzmanlığında, kafa karıştırmada ve manipülasyonda
sınır tanımıyorlar gerçekten.&nbsp;<br />Ama, hükümetin sözcüsü
medya organları olayı &ldquo;terör örgütüne operasyon&rdquo; olarak
verse de, yabancı haber ajansları ve basın örgütleri durumu &ldquo;More
journalists arrested in Turkey/<a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Turkiye">Türkiye</a>&rsquo;de yine
çok sayıda gazeteci tutuklandı&rdquo; şeklinde veriyor. Biz kendi
kendimize itiraf edemiyoruz belki, ama dünya âlem ülkede ne olduğunun
farkında.&nbsp;<br /><br /><strong>İstihbarat çalışmaları </strong><br
/>Kafa karıştırıcılara bakılırsa, &ldquo;istihbaratımız çok iyi
çalışıyor&rdquo; ve tam da bu nedenle sistematik olarak suçlular
yakalanabiliyor ve yargı önüne çıkarılabiliyor. İstihbaratımız o
kadar iyi çalışıyor ki, ülkede yazan, çizen, eli kalem tutan herkes
&ldquo;Acaba bugün istihbaratımız benim için de çalıştı mı?&rdquo;
endişesiyle yaşıyor. İstihbarat: Tutanaklar, yasa dışı dinleme
kayıtları, şüpheliler için yapılan takipler, ek delil klasörleri, 35
bin sayfalık iddianameler, &ldquo;70. klasörün 39. sayfasındaki öne
çıkan unsurlar&rdquo; diye başlayan haber metinleri... Sıradan bir
vatandaş, izlediği bu haberlerden bir şey anlayabilir mi? Maksat
anlaşılmaması zaten. Bu dosyalar içine adı girmiş bir insan, başka
normal bir vatandaşa bu karmaşa içinde masum olduğunu ispat edebilir mi?
Maksat bitmek bilmeyen davalar süresince hayatları rehin almak zaten.<br
/><a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Ergenekon">Ergenekon</a>, Devrimci
Karargah ve KCK gözaltı ve tutuklamalarına ilişkin yine yaygın medyada
egemen olan şöyle bir yaklaşım var: &ldquo;Tutuklamalar oluyor. Ortada
bilmediğimiz bir durum var. Terörle Mücadele Yasası gereği,
soruşturmalarda gizlilik var. Bu nedenle, bekleyelim görelim. Bakalım,
bağımsız yargı ne karar verecek? Tutukluların suçsuz oldukları
gerekçesiyle bağımsız yargı tarafından serbest bırakılmalarını
diliyoruz.&rdquo; Bu çok ikiyüzlü bir işbirlikçi bakış açısı
zannımca. Öncelikle, bilinmeyen duruma karşı hiç şüphe geliştirmiyor,
yani bilinmezliği normalleştiriyor (e, gizlilik var ne yapıcan!). Ayrıca,
yine bu bilinmezlik üzerine kurulu uzun yargılama süreçlerini de
meşrulaştırıyor (inşallah dava süreci sonunda masumiyetlerini
ispatlarlar; artık dava ne kadar sürerse!). Bu bakış açısı, askeri
vesayetin yarattığı ve sivillerin geliştirdiği antidemokratik bir yasa
olan TMK&rsquo;yı olumladığı ve temel aldığı için baştan sakat.
Aynı <a class="IndexLink"
href="http://www.ivmedergisi.com/index/Hrant_Dink">Hrant Dink</a>&rsquo;in de
haksızca yargılandığı ve mahkum olduğu 301. maddeye karşı
çıktığımız gibi, öncelikle TMK&rsquo;ya karşı
çıkılmalı.&nbsp;<br /><br /><strong>Alternatif </strong><br />Bu noktada,
Gazetecilere Özgürlük Platformu&rsquo;nun dile getirdiği yasa
değişikliği önerilerinin tamamı acilen dikkate alınmalı. Aksi
takdirde, halka alternatif ve muhalif haber veren tüm yayın organlarının
önümüzdeki günlerde birer birer terör suçlamasıyla karşı karşıya
kalması işten bile değil. Bu yasalar varoldukça, suçluyla masumun
birbirinden ayrılması mümkün olmayacak.<br />Bilgisiz, habersiz kalan
yurttaş, aldatılmaya ve yalanlarla yönetilmeye mahkum olacaktır. Habere
sahip çıkmak, bazıları hoşumuza gitmese de, gerçeğe ulaşmak yolunda
farklı görüş ve bilgilere ulaşma özgürlüğümüze sahip çıkmak
demektir. Tabii eğer hakikatin öteki yüzünü gerçekten görmek
istiyorsak.&nbsp;<br /><br /><strong>ESRA ARSAN: &nbsp;Doç. Dr. Bilgi Üni.,
İletişim Fak.</strong></p><br class="temizle" />Kaynak:
Radikal</div></div></div></div></div></div><p>&nbsp;</p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder