İliştirilmiş
Gazetecilik ve Uludere
28 Aralık gecesi savaş uçaklarının
Şırnak'ta sınırdan geçen köylülere ateş açarak onlarca insanı
öldürmesinin ardından, yaygın medyanın tutumu hakkında uzun uzadıya
düşünmek gerekiyor.
2011, Cuma
söyleşi sırasında, bize Irak savaşından bir anısını
anlatmıştı.
İliştirilmiş gazeteci olarak
Amerikan ordusu ile birlikte hareket eden "üstad", Hummer
jiplerden birine binmenin koşullarından bahsediyordu.
Anlattığına
göre bu askeri araçlar 3 kişilikmiş. Bir asker aracı kullanır, diğer
asker aracın üstündeki silahı kullanır ve bir kişide içeriden silaha
mermi temin edermiş. Bir iliştirilmiş gazetecinin araca alınması söz
konusu olduğunda, askerlerden birisi çıkarılır ve o muhabir hem işini
yapmak hem de silaha mermi temin etmek suretiyle alınırmış. Bu koşulla o
araca binen ve o eylemi yaptığını anlatan "üstad"ı dinlerken
şoke olmuştuk.
Şimdi daha büyük bir şok yaşamaktayız. Zira bir
ülkede yaygın medya yukarıdaki koşullarda bir iliştirilmiş gazeteci
konumuna geldi.
28 Aralık gecesi savaş uçaklarının Şırnak'ta
sınırdan geçen köylülere ateş açarak onlarca insanı öldürmesinin
ardından, yaygın medyanın tutumu hakkında uzun uzadıya düşünmek
gerekiyor.
Olayın ardından saatlerce hiçbir haber yapmayan, hiçbir
altyazı geçmeyen, saatler sonra yaptığı haberlerde de terör örgütü
mensubu bir grubun savaş uçakları ile vurulduğu, PKK'nın terör
yuvalarına bomba yağdırdığı ya da üzerlerine bomba düşen bir grup
köylünün öldüğü gibi haberler yapan yaygın medya, hükümete ve
TSK'ya ne kadar ilişmiş olduğunu açıkça gösteriyor.
Bu
yazıyı yazmakta olduğum dakikalarda, olay yerinde bulunan muhabirlerin
çektiği fotoğraf ve videolar, Kürt haber ajanslarının ilk elden
verdiği kesin bilgilere rağmen, yaygın medya haberi kuşkulu ve taraflı
vermeyi sürdürüyordu. Medyanın eskiden de yaptığı gibi bu olayı da
ilerleyen günlerde nasıl hasır altı edeceği bütün bunlardan tahmin
edilebilir artık.
Meydana gelen olayın detaylarında bir çok
kuşkulu ve çelişkili ifadeler var. Ancak burada olayın vahametinin
yanında bu yazıda konu olunan diğer vahim durum da medya-hükümet
ilişkisinin sonuçlarının onlarca insanın hayatına gösterdiği önemle
daha iyi görülebiliyor.
İnsan hayatını bu kadar ucuzlatan, bu
savaşı bir Türk-Kürt savaşı haline getiren düzene, yaygın medyanın
her gün yaptığı haberlerin dili ve içeriğiyle kuşkusuz çok büyük
yardımı oldu ve oluyor.
Son örnekten de çok iyi anlaşılacağı
üzere, Türkiye'deki yaygın medya o araca binerek, silaha mermi
uzatmayı layıkıyla yerine getiriyor.
(AÇ/HK)
kaynak:bianet.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder