<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7955>Maraş Katliamının 33.
Yıldönümünde Maraş için Yola Çıktık</a></h1><p> </p><table
class="contentpaneopen"><tbody><tr><td class="contentheading"
style="text-align: justify" width="100%"> </td><td class="buttonheading"
style="text-align: justify" width="100%"></td><td class="buttonheading"
style="text-align: justify" width="100%"></td><td class="buttonheading"
style="text-align: justify" width="100%"></td></tr></tbody></table><table
class="contentpaneopen"><tbody><tr><td class="createdate" style="text-align:
justify" valign="top">Pazar, 25 Aralık 2011 20:24</td></tr><tr><td
valign="top"><p style="text-align: justify"><strong><em>“Her isteyen
her istediğine boyun e</em></strong><em>ğ<strong>dirirse, boyun
e</strong>ğ<strong>meyenlerin hali nice olacak? Sanilmasin ki boyun
e</strong>ğ<strong>memek bir kibir işidir. Ben de boyun
e</strong>ğ<strong>erim. Ama bilirim ki Yezidin önünde
e</strong>ğ<strong>ilirsem e</strong>ğ<strong>er; zalimlik
azalaca</strong>ğı<strong>ina
ço</strong>ğ<strong>alacaktır.”</strong></em><strong> (İmam
Hüseyin) </strong></p><p style="text-align: justify"><strong>MARAŞ
KATLİAMINI UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ!</strong></p><p style="text-align:
justify">23 Aralık Cumartesi günü saat 20.00'da İstanbul'un 3
ayrı mahallesinden kaldırdık otobüslerimizi. Okmeydanı'ndan,
Gazi'den ve Sultanbeyli'den... Vali günler öncesinden
başlamıştı "almayacağız" tehditlerine. "33 yılın
yarasını kanatmayın" diyorlardı bize. Kontrgerillaya çalışan
işbirlikçi basın da boş durmamış, yalan haberlerle engellemeye
çalışmıştı Maraş'a gidişimizi. Tüm bu çabalara rağmen kanı
hiç durmamış olan yaramızın hesabını sormak için düştük
yola.</p><p style="text-align: justify">Maraş'a gelene kadar iki kere
çevrildi araçlarımız. Bu korkunun nedenini iyi biliyorduk. Henüz
hesabını vermemişlerdi bu katliamın, korkuyorlardı öfkemizden. Ve
Maraş'a girişte durdurulduk. Buradan ileriye gidemeyeceğimiz
söylendi. Biz de o zaman yolu açana kadar yolu trafiğe kapatacağımızı
ve burada bekleyeceğmizi söyledik.</p><p style="text-align: justify">Bu
arada diğer Anadolu illerinden gelen arkadaşlarımızın da Maraş'a
gelmelerine izin verilmediğini öğreniyoruz. Alevi Bektaşi Federasyonu
(ABF), Pazarcık'a bağlı Narlı Beldesi'ndeki cemevinde
yapacaklarını duyuruyor anmalarını . Bizse Devrimci Alevi Komitesi olarak
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ile beraber Maraş'a gitme
kararı alıyoruz ve ayrışıyoruz ABF ile. Adana ve Hatay'dan gelen
arkadaşlarımız polis tarafından Narlı'ya yönlendirilmek istenmiş,
Maraş'a gitmek isteyip yolu kesince de gözaltına alınmışlar.
Elazığ, Dersim, Bursa ve İzmir'den gelen arkadaşlarımız ise
Narlı'da durdurulmuşlar. Barikatları zorlayan arkadaşlarımıza
jandarma saldırmış ve burada çatışma çıkmış. Jandarma havaya ateş
açmış ve gözaltılar olmuş! Bu haberler insanlarımızın öfkesini daha
da artırıyor. Daha bir gür atmaya başlıyoruz sloganlarımızı<strong>:
<em>"KAHROLSUN FAŞİZM, YAŞASIN MÜCADELEMİZ" , "ALEVİYİZ
HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ" , KERBELA'DA HÜSEYİN, DERSİM'DE SEYİT
RIZA, SİVAS'TA PİR SULTANIZ"...</em></strong><em> </em></p><p
style="text-align: justify">Sonra tüm kararlılığımızla bağırıyoruz
düşmana: <strong><em>"Arkadaşlarımızı derhal serbest
bırakacaksınız"</em></strong> diyoruz. Bizimle beraber orada bulunan
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şubeleri uzlaşmacı bir tavır
içindeler. Ortalığı yatıştırmaya çalışıyorlar sürekli. Bir
türlü anlamak istemiyorlar bunun bir irade savaşı olduğunu. 2
Temmuzları, 1 Mayısları nasıl kazandığımızı anlatıyoruz onlara.
Önümüzü kesenlerin Hızır Paşaları, Yezidleri, Maraş katillerini
temsil ettiklerini anlatıyoruz sürekli olarak. Günlerdir provokasyon
çığırtkanlığı yapan devlet beyinlerde yer etmiş, bu tartışmalarda
apaçık gösteriyor kendini.</p><p style="text-align:
justify">Arkadaşlarımızın serbest bırakıldığını öğreniyoruz
sonra. Yakında bulunan köyde yapmak istediğimizi söylüyoruz
açıklamamızı ve jandarmayı geriye doğru çektiriyoruz ancak jandarma
hemen dışarıdaki köylüyü evlerine yolluyor. Bu katliamı bu halk
yaşadı, kimden neyi saklamaya çalışıyorlarsa! Beraber yola
çıktığımız PSAKD'ı yalnız bırakmak istemiyoruz ancak bizim
gözaltındaki arkadaşlarımızın durumuyla ilgilenmemizi fırsat bilen
PSAKD başlatıyor basın açıklaması eylemini. Dövizlerimizin
varlığını bahane ederek pankartlarımızı açmamızı istemiyorlar.
Hemen otobüse koşup getiriyoruz ve açıyoruz 3 pankartımızı
da<strong><em>: "19 ARALIK'TAN MARAŞ'A KATLEDEN DEVLETTİR,
HESAP SORACAĞIZ!", "KERBELA HALA SUSUZ, MARAŞ HALA KAN AĞLIYOR,
BAYRAMPAŞA'DA HALA TENİMİZ YANIYOR. ADALET İSTİYORUZ!" ,
"İŞTE BURADAYIZ! ASTINIZ, YAKTINIZ, KURŞUNLADINIZ AMA PİR SULTANLARI
BİTİREMEDİNİZ!" </em></strong></p><p style="text-align:
justify">Diğer iki yerde bulunan arkadaşlarımızın da açıklamalarını
yapıp illerine doğru yola çıktıklarını öğreniyoruz ve
otobüslerimize biniyoruz, elbette ki seneye tekrar dönmek üzere. İmam
Hüseyin'in sözlerini hatırlıyoruz bir kez daha: <strong>“Her
isteyen her istediğine boyun e</strong>ğ<strong>dirirse, boyun
e</strong>ğ<strong>meyenlerin hali nice olacak? Sanilmasin ki boyun
e</strong>ğ<strong>memek bir kibir işidir. Ben de boyun
e</strong>ğ<strong>erim. Ama bilirim ki Yezidin önünde
e</strong>ğ<strong>ilirsem e</strong>ğ<strong>er; zalimlik
azalaca</strong>ğı<strong>ina
ço</strong>ğ<strong>alacaktır.”</strong></p><p style="text-align:
justify"><strong>Katiller halka hesap verene kadar ellerimizi yakalarından
hiç çekmeyeceğiz!</strong></p><p style="text-align:
justify"><strong>DEVRİMCİ ALEVİ KOMİTESİ</strong></p><p
style="text-align: justify">*</p><p style="text-align:
justify"><strong>MARAŞ'ta FAŞİZM…</strong></p><p
style="text-align: justify">33 yıl oldu Maraş’ta Alevileri
katlettiler. Unutturmak istediler, yıldırmak, sahip çıkmamamızı
istiyorlardı. Devletin katliamını örtmek için Valilik açıklama yaptı
Maraş’a gidilmeyecek. Gidildi. Öfke ve hıncımızla Maraş’ın
yollarına düştük. Türkülerimiz, marşlarımız söylendi. Maraş
sapağına geldik Keyfi uygulama başlıyordu, önümüzü kestiler,
kimliklerimizi verdik. Şaşkınlıkları yüzlerinde askerlerin en üst
kademedeki uşakları bekliyorlardı. Emir almışlar, Yarbayı,
Binbaşı, yüzbaşısı ve onlarca askerler. Kameraya çekmek istediler izin
vermedik. Otobüsümüzün içerisine giremediler.
Yarbay’ın tuhaf bakışları için içini yedi, elinden bir şey
gelmedi. Kimliklerimiz aldık yolumuza devam ettik 10 km sonra yine
kontrol ama boş, Maraş’a gideceğiz! Türkoğlu ilçesine vardık
20-25 km sonrası Maraş . Keyfi uygulama burada da devam etti. Bu sefer
emniyet genel müdür yardımcısı; <em>“Buradan sonrası size
<strong>yasak</strong>. Narlı yoluna giderseniz izin veririz, yoksa
bırakmayacağız”</em> diyor. Kimliklerimizi yine aldırlar yine
otobüsün içerisine giremediler. <strong><em>‘nasıl işe
çattık’</em></strong> sözlerini AKP’nin uşağı
söyleniyordu. 30 dakika geçti gerekli kişi ile konuşuldu<em>
‘sistemde yoğunluk var, kontrolümüz uzun sürebilir.’
</em>diyor.</p><p style="text-align: justify"><em>“Keyfiyetten bizi
burada tutuyorsunuz, madem yoğunluk var diğer arabalar nasıl geçiyor,
yaptığınız keyfi uygulamadır ne kadar engellemek isteseniz de
Maraş’a gideceğiz.”</em> diyoruz.</p><p style="text-align:
justify">45 dakika oldu emniyet genel müdür yardımcısıyla
görüşüldü. Kimliklerimiz almak ve Maraş’a gitmek istiyoruz,
“veremeyiz geri dönecekseniz verebiliriz” diyorlar. Biz de
<strong><em>“kimliklerimizi geri vermeniz için size 10 dakika süre
tanıyoruz, yoksa otobanı trafiğe kapatacağız” </em></strong>dedik
ve ayrıldık. Hareketlenmeler başladı. 30 kişiyiz yüzlerce polis bu
kadar aciz ve korkaktılar Adıyaman’dan özel harekatçılar
getirdiler.</p><p style="text-align: justify">Yaklaşık 10 kişi kadar yine
umduklarını bulamadılar halaylar çekerek türkülerimizle,
sloganlarımızla kapattık otobanı …</p><p style="text-align:
justify"><strong><em>‘Alıyoruz’</em></strong> diye emir verdi
faşizmin uşağı. Direnme başladı, kolkola girdik. 25 dakika sürdü bizi
kaldırmaları işkence ile göz altına almaya başladılar. “Seç
turizm”den kiraladıkları otobüsün içine götürmeye başladır.
Yerde sürüklenerek, biber gazı,tekmelenerek zorla bindirildik. 4
kişi ters kelepçe ile göz altına alındı. Bir kişi biber gazı
yüzünden bayıldı. İyi polis rolü başladı. Oysa
şerefsizlik kanlarında var zaten “diğer arkadaşlarınız gitmek
istiyorlar siz ne diyorsunuz” yalanlarını kullanıyorlar.
“<strong><em>Gitmeyeceğiz. Yalan söylüyorsunuz pir sultan dönmedi
ki biz dönelim!”</em></strong> sözü tokat gibi çarpınca suratına
gitmek zorunda kaldı... 1 saat burada tuttular bizi. İçeride de işkence
sürdü. Cevabımızı sloganlarımızla haykırdık. “Siz Amerikan
uşağısınız, hizmet ettiğiniz ülke orası bu vatanın sahipleri
bizleriz. Katilleri meclise sokan da sizlersiniz...” marşlar
söyledik, sloganlar attık...” işkence yapmak
şerefsizliktir!”</p><p style="text-align: justify">Basın
açıklaması yaparak gideceğimizi söyledik. <em>“Düşünmem
gerekli hiç beklemediğim bir durumla karşılaştım” </em>diyordu
uşakların temsilcisi. Kabul ettirdik. Açıklamamızı yaptık ve oradan
ayrıldık...</p><p style="text-align: justify">Göz altına alınanlar:1.
Mehmet Bıldırcın 2: Güray Çetinkaya 3: Bahri Erinç 4: Menekşe Tosun
5:Ayten Çakıcıoğlu 6:Cem Tokucu 7:Sinan Hüsyein Yelaldı 8: Halime
Keçeli 9: Sıla Yerden 10: Elif Gök 11 : Hasan Fersak 12: Gamze
Teke 13:Mustafa Karakaş 14: Kurtuluş
Yıldız.</p></td></tr></tbody></table><p>kaynak:halkinsesi.tv</p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder