ŞIRNAK ULUDERE'DE 35
KÖYLÜ KATLEDİLDİ.
ULUDERE'DE 35 KÖYLÜ
KATLEDİLDİ.
30.12.2011
align="justify">Şırnak’ın Uludere İlçesine bağlı Ortasu(Roboski) Köyünde önceki gün savaş uçakları tarafından
gerçekleştirilen bombardımanda, yapılan resmi açıklamalara göre 35
Kürt köylüsü yaşamını yitirmiştir. Yerel kaynaklara göre
10’ndan fazla insan ise kayıptır.
Yaşananlar
açık bir katliamdır. Bombardıman sonucu hayatını kaybedenlerin
çoğunluğunu 15-20 yaşlar arasındaki öğrenciler oluşturmaktadır.
İddialara göre, yöredeki köylüler yaşamlarını sınırın iki yanında
mazot ve sigara kaçakçılığı yaparak kazanmaktadır ve bölgedeki
karakol ve tümen komutanı ile sivil yetkililer de bu faaliyetten
haberdardır. Köylüler, sınırın diğer tarafından köylerine dönerken
insansız hava araçları tarafından vurularak öldürülmüştür.
politikalarıyla yaklaşan devlet tarafından olay ilk olarak örtbas edilmek
istenilmiş, ancak yerel kaynaklar ile Kürt halkının çabaları sayesinde
katliam daha fazla gizlenememiş ve en yetkili resmi ağızlar tarafından da
kabul edilmek zorunda kalınmıştır.
Devletin yetkili
kurumlarınca ilk elden yapılan açıklamalarda olayın “operasyon
kazası” olduğu belirtilmiştir. Bölgenin
“teröristlerin geçiş yolu olduğu, istihbarat
alındığı” gibi yalanlarla katliam meşrulaştırılmak
istenilmiş, öldürülen kişilerin “kaçakçı” olduğu
vurgusu yapılarak katliamın suçu ölenlerin üstüne atılmıştır.
Sömürü düzenin getirdiği işsizlik ve yoksulluğun bir sonucu olarak,
yöre insanın geçimini yıllardır kaçakçılıkla sağladığı edebiyata
da konu olmuş bilinen bir gerçektir. Zaten devam eden askeri operasyonlar
ve yasak bölgeler nedeniyle, halkın ne tarımla ne de hayvancılıkla
geçimini sağlayacak bir durumu da kalmamıştır. Öte yandan
kaçakçılık faaliyeti, sivillere yönelik böylesine bir katliamı haklı
çıkarmanın gerekçesi asla olmayacaktır.
kaynaklardan gelen bilgiler, olayın planlı bir katliam olduğuna işaret
etmektedir. Zaten olayın MGK toplantısının hemen ardından
gerçekleşmesi de bu iddiaları güçlendirmektedir. Aslında halka yönelik
bu tip saldırılar emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin sık sık
başvurduğu yöntemlerdir. ABD emperyalizmi Afganistan ve Irak’ta;
İsrail siyonizmi ise Filistin’de bu yola defalarca başvurmuştur.
Sivil halka yönelik katliamlar “yanlış istihbarat”
açıklamalarıyla, ya da göstermelik özürlerle geçiştirilirken; tüm
halka gözdağı verilmek istenilmekte ve insansız bölgeler oluşturmak
hedeflenmektedir. Son dönemde İçişleri Bakanı başta olmak üzere
“terörle mücadele” konusunda yapılan açıklamalarda da, Kürt
halkını sahiplenen herkes terörist ilan edilmiş, baskı ve
tutuklamaların hedefi haline getirilmiştir.
Yaşanan
gelişmeler içerisinde belki de en dikkat çekici olanı medyanın
ibretlik tavrıdır. Sahibinin sesi olmayı alışkanlık haline getiren
sermaye medyası, uzun süre katliamı görmezden gelmiş, 19-22 Aralık
Hapishaneler katliamı başta olmak üzere, daha önce defalarca kez
yaptığı gibi katliama suç ortaklığı yapmıştır. Bombardıman 28
Aralık Çarşamba akşamı gerçekleşmesine ve yaklaşık 45 dakika
sürmesine rağmen, olay ertesi gün öğle saatlerine kadar medyada ciddi
bir yer bulmamış, Devlet yetkilileri tarafından yapılan itirafların
ardından mecburen gündeme alınmıştır. Ancak bu sefer de haberler tek
yanlı verilerek, “ölenlerin kaçakçı olduğu, operasyon
bölgesinde ne işleri olduğu” şeklindeki yorumlar ön plana
çıkartılmıştır. Önceki hafta Kürt basınından yaklaşık 40
gazetecinin tutuklanması ve Kürt halkına yönelik topyekun savaş konsepti
ile birlikte düşünüldüğünde, sermaye medyasının gerçeklerin halktan
gizlemesindeki rolü daha net olarak görülecektir.
yaşanan bu katliamı lanetliyor, mazlum Kürt halkıyla dayanışma içinde
olduğumuzu belirtiyoruz.
Kürt Halkı Yalnız
Değildir!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
align="right"> Mühendislik, Mimarlık
ve Planlamada +İvme Dergisi
/>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder