28 Aralık 2011 Çarşamba

CEZAEVLERİ 2011 Mahkum Çok, Yatak Yok

CEZAEVLERİ 2011 Mahkum
Çok, Yatak Yok

Adalet Bakanlığı'na göre Türkiye'de
cezaevlerinde yaklaşık 128 bin kişi var. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil
Toplum Derneği'nden Zafer Kıraç cezaevlerinin aşırı doluluğunun
nedenlerini ve sonuçlarını bianet'e yorumladı.

class="yazar">
href="http://www.ivmedergisi.com/yazar/yuce-yoney">Yüce YÖNEY
class="mail"> href="mailto:yuce@bianet.org">yuce@bianet.org class="clear"> 
İstanbul -
BİA Haber Merkezi
28 Aralık 2011,
Çarşamba
 
class="border">Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdürlüğü'nün istatistikleri Türkiye'de 2011 kasım sonu
itibarıyla tüm ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü, hükmen tutuklu
ve tutuklu sayısının 127 bin 831 kişi olduğunu gösteriyor. class="item">

Kasım sonu itibarıyla 127 bin 831 olarak açıklanan
cezaevindeki insanların sayısı bir ay önce 127 bin 74 kişiydi; yani,
kasımda Türkiye'de 757 kişi daha cezaevine girdi. Cezaevlerinde
eylülde 126 bin 657 kişi, ağustosta 124 bin 589 kişi vardı. Ekim
2010-2011 arasında 6733 kişi cezaevine girdi.

Ceza İnfaz Sisteminde
Sivil Toplum Derneği'nden Zafer Kıraç tutuklu
sayısının artmasını öncelikle 2005'te değişen ceza yasasına
bağlıyor.

"Yasanın değişmesinden önce mahkumlar cezanın
dörtte ikisini yatarken, şimdi beşte üçünü yatıyor. Değişiklik
sonrası tahliyeler azaldı.

"Mesela töre cinayetlerinde eskiden
sadece suçu işleyen çocuk içeri alınıyordu, şimdi cinayetin
işlenmesine birlikte karar verdikleri için aile alınıyor. Hem çocuk
yatıyor yıllarca hem de bir sürü insan içeri giriyor birlikte karar
verdikleri için."

Mahkum ve yatak sayıları çok
farklı

Zafer Kıraç'ın cezaevlerinin kapasitelerinin üstünde
dolu olmasının nedenleri ve sonuçlarına ilişkin saptamaları ana
hatlarıyla şöyle:

* Toplam yatak kapasitesi 80-85 bin, insan
sayısı ise yaklaşık 128 bin. Bu tolare edilebilir bir fark değil.
Birçok cezaevinde, vardiya sistemiyle yatılıyor. Bu artık kötü
muameleye giriyor.

* Kapasite üstüne çıkılınca mahkumların ortak
alanları kullanma şansı azalıyor. Haftada bir resim atölyesine
çıkabiliyorsa, yirmi günde bire düşüyor ya da tümden
kaldırılıyor.

* Doluluk nedeniyle bazı ortak alanlar kapatılıp
koğuşa dönüştürülüyor.

* Kalabalık yemeklerin kalitesini
etkiliyor. Şu anda üç öğün dört buçuk liraya beslenebilecek bir hesap
var, ki biz bunun sekiz lira olmasını istiyoruz. Kapasite üstü olduğunda
da yasal yükümlülük olarak besin değerlerine uyulmaya çalışılıyor,
ancak lezzet değeri çok düşüyor. Çünkü mutfak malzemesi değişmiyor,
aynı tencerede o kadar yemek pişirilmeye çalışılıyor.

* Aşırı
doluluk intiharlara neden olabiliyor. Ortak alana çıkamayan, yerde yatan
kişiler daha çabuk bunalıyor, bu kötü koşullar hayattan kopmasına,
dışarı çıksa bile tekrar içeri girebilecek bir eylem yapmasına yol
açıyor.

* Davalarda bir sonraki duruşmayı üç ay sonraya
veriyorlar. Uzun tutukluluk süreleri de cezaevlerindeki doluluğun
nedenlerinden biri.

Cezaevi verileri

Kasım 2011 verilerine
göre yaklaşık 128 bin kişinin 120.984'ü erkek, 4530'u kadın,
2317'si ise çocuk. Bu kişilerin 36 bin 462'si tutuklu, 17 bin 950
kişi hükmen tutuklu, 73 bin 419 kişi de hükümlü.

Bu kişilerin 15
bin 662'si adli nedenlerle; 8 bin 190'ı terör, 2 bin 322'si
çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak suçlamalarıyla cezaevinde
bulunuyor. Adalet Bakanlığı'nın verilerinde 1657 kişinin ise suç
grubunun bilinmediği gözüküyor. (YY)

Adalet Bakanlığı'nın
istatistikleri için tıklayınız.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum
Derneği'nin istatistikleri için
tıklayınız.

kaynak.bianet.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder