26 Aralık 2011 Pazartesi

Maraş Katliamının 33. Yıldönümünde Maraş için Yola Çıktık

Maraş Katliamının 33.
Yıldönümünde Maraş için Yola Çıktık

 

class="contentpaneopen">
width="100%">  class="buttonheading" width="100%"> width="100%"> class="contentpaneopen">
Pazar,
25 Aralık 2011 20:24

“Her
isteyen her istediğine boyun e
ğdirirse, boyun
e
ğmeyenlerin hali nice olacak? Sanilmasin ki boyun
e
ğmemek bir kibir işidir. Ben de boyun
e
ğerim. Ama bilirim ki Yezidin önünde
e
ğilirsem eğer;  zalimlik
azalaca
ğıina
ço
ğalacaktır.”
(İmam
Hüseyin)

MARAŞ KATLİAMINI UNUTMADIK
UNUTTURMAYACAĞIZ!

23 Aralık Cumartesi günü saat
20.00'da İstanbul'un 3 ayrı mahallesinden kaldırdık
otobüslerimizi. Okmeydanı'ndan, Gazi'den ve Sultanbeyli'den...
Vali günler öncesinden başlamıştı "almayacağız"
tehditlerine. "33 yılın yarasını kanatmayın" diyorlardı bize.
Kontrgerillaya çalışan işbirlikçi basın da boş durmamış, yalan
haberlerle engellemeye çalışmıştı Maraş'a gidişimizi. Tüm bu
çabalara rağmen kanı hiç durmamış olan yaramızın hesabını sormak
için düştük yola.

Maraş'a gelene kadar iki kere çevrildi
araçlarımız. Bu korkunun nedenini iyi biliyorduk. Henüz hesabını
vermemişlerdi bu katliamın, korkuyorlardı öfkemizden. Ve Maraş'a
girişte durdurulduk. Buradan ileriye gidemeyeceğimiz söylendi. Biz de o
zaman yolu açana kadar yolu trafiğe kapatacağımızı ve burada
bekleyeceğmizi söyledik.

Bu arada diğer Anadolu illerinden gelen
arkadaşlarımızın da Maraş'a gelmelerine izin verilmediğini
öğreniyoruz. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Pazarcık'a bağlı
Narlı Beldesi'ndeki cemevinde yapacaklarını duyuruyor anmalarını .
Bizse Devrimci Alevi Komitesi olarak Pir Sultan Abdal Kültür Derneği
(PSAKD) ile beraber Maraş'a gitme kararı alıyoruz ve ayrışıyoruz
ABF ile. Adana ve Hatay'dan gelen arkadaşlarımız polis tarafından
Narlı'ya yönlendirilmek istenmiş, Maraş'a gitmek isteyip yolu
kesince de gözaltına alınmışlar. Elazığ, Dersim, Bursa ve
İzmir'den gelen arkadaşlarımız ise Narlı'da durdurulmuşlar.
Barikatları zorlayan arkadaşlarımıza jandarma saldırmış ve burada
çatışma çıkmış. Jandarma havaya ateş açmış ve gözaltılar olmuş!
Bu haberler insanlarımızın öfkesini daha da artırıyor. Daha bir gür
atmaya başlıyoruz sloganlarımızı: "KAHROLSUN FAŞİZM,
YAŞASIN MÜCADELEMİZ" , "ALEVİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ" ,
KERBELA'DA HÜSEYİN, DERSİM'DE SEYİT RIZA, SİVAS'TA PİR
SULTANIZ"...

Sonra tüm
kararlılığımızla bağırıyoruz düşmana: 
"Arkadaşlarımızı derhal serbest
bırakacaksınız"
diyoruz. Bizimle beraber orada bulunan
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şubeleri uzlaşmacı bir tavır
içindeler. Ortalığı yatıştırmaya çalışıyorlar sürekli. Bir
türlü anlamak istemiyorlar bunun bir irade savaşı olduğunu. 2
Temmuzları, 1 Mayısları nasıl kazandığımızı anlatıyoruz onlara.
Önümüzü kesenlerin Hızır Paşaları, Yezidleri, Maraş katillerini
temsil ettiklerini anlatıyoruz sürekli olarak. Günlerdir provokasyon
çığırtkanlığı yapan devlet beyinlerde yer etmiş, bu tartışmalarda
apaçık gösteriyor kendini.

Arkadaşlarımızın serbest
bırakıldığını öğreniyoruz sonra. Yakında bulunan köyde yapmak
istediğimizi söylüyoruz açıklamamızı ve jandarmayı geriye doğru
çektiriyoruz ancak jandarma hemen dışarıdaki köylüyü evlerine
yolluyor. Bu katliamı bu halk yaşadı,  kimden neyi saklamaya
çalışıyorlarsa! Beraber yola çıktığımız PSAKD'ı yalnız
bırakmak istemiyoruz ancak bizim gözaltındaki arkadaşlarımızın
durumuyla ilgilenmemizi fırsat bilen PSAKD başlatıyor basın açıklaması
eylemini. Dövizlerimizin varlığını bahane ederek pankartlarımızı
açmamızı istemiyorlar. Hemen otobüse koşup getiriyoruz ve açıyoruz 3
pankartımızı da: "19 ARALIK'TAN MARAŞ'A KATLEDEN
DEVLETTİR, HESAP SORACAĞIZ!", "KERBELA HALA SUSUZ, MARAŞ HALA
KAN AĞLIYOR, BAYRAMPAŞA'DA HALA TENİMİZ YANIYOR. ADALET
İSTİYORUZ!" , "İŞTE BURADAYIZ! ASTINIZ, YAKTINIZ,
KURŞUNLADINIZ AMA PİR SULTANLARI BİTİREMEDİNİZ!"

Diğer iki yerde bulunan arkadaşlarımızın da
açıklamalarını yapıp illerine doğru yola çıktıklarını
öğreniyoruz  ve otobüslerimize biniyoruz, elbette ki seneye tekrar
dönmek üzere. İmam Hüseyin'in sözlerini hatırlıyoruz bir kez daha:
“Her isteyen her istediğine boyun eğdirirse,
boyun e
ğmeyenlerin hali nice olacak? Sanilmasin ki boyun
e
ğmemek bir kibir işidir. Ben de boyun
e
ğerim. Ama bilirim ki Yezidin önünde
e
ğilirsem eğer;  zalimlik
azalaca
ğıina
ço
ğalacaktır.”

Katiller
halka hesap verene kadar ellerimizi yakalarından hiç
çekmeyeceğiz!

DEVRİMCİ ALEVİ
KOMİTESİ

*

MARAŞ'ta 
FAŞİZM…

33 yıl oldu Maraş’ta Alevileri
katlettiler.  Unutturmak istediler, yıldırmak, sahip çıkmamamızı
istiyorlardı. Devletin katliamını örtmek için Valilik açıklama yaptı
Maraş’a gidilmeyecek. Gidildi. Öfke ve hıncımızla Maraş’ın
yollarına düştük. Türkülerimiz, marşlarımız söylendi. Maraş
sapağına geldik Keyfi uygulama başlıyordu, önümüzü kestiler,
kimliklerimizi verdik. Şaşkınlıkları yüzlerinde askerlerin en üst
kademedeki uşakları bekliyorlardı. Emir almışlar,  Yarbayı,
Binbaşı, yüzbaşısı ve onlarca askerler. Kameraya çekmek istediler izin
vermedik.  Otobüsümüzün içerisine giremediler. 
Yarbay’ın tuhaf bakışları için içini yedi, elinden bir şey
gelmedi.  Kimliklerimiz aldık yolumuza devam ettik 10 km sonra yine
kontrol ama boş, Maraş’a gideceğiz! Türkoğlu ilçesine vardık
20-25 km sonrası Maraş . Keyfi uygulama burada da devam etti. Bu sefer
emniyet genel müdür yardımcısı; “Buradan sonrası size
yasak. Narlı yoluna giderseniz izin veririz, yoksa
bırakmayacağız”
diyor. Kimliklerimizi yine aldırlar yine
otobüsün içerisine giremediler. ‘nasıl işe
çattık’
sözlerini AKP’nin uşağı
söyleniyordu. 30 dakika geçti gerekli kişi ile konuşuldu
‘sistemde yoğunluk var, kontrolümüz uzun sürebilir.’
diyor.

“Keyfiyetten bizi burada tutuyorsunuz, madem
yoğunluk var diğer arabalar nasıl geçiyor, yaptığınız keyfi
uygulamadır ne kadar engellemek isteseniz de Maraş’a
gideceğiz.”
diyoruz.

45 dakika oldu emniyet genel müdür
yardımcısıyla görüşüldü. Kimliklerimiz almak ve Maraş’a gitmek
istiyoruz, “veremeyiz geri dönecekseniz  verebiliriz”
diyorlar. Biz de “kimliklerimizi geri vermeniz için size
10 dakika süre tanıyoruz, yoksa otobanı trafiğe kapatacağız”
dedik ve ayrıldık. Hareketlenmeler başladı. 30 kişiyiz
yüzlerce polis bu kadar aciz ve korkaktılar Adıyaman’dan özel
harekatçılar getirdiler.

Yaklaşık 10 kişi kadar yine umduklarını
bulamadılar halaylar çekerek türkülerimizle, sloganlarımızla kapattık
otobanı …

‘Alıyoruz’
diye emir verdi faşizmin uşağı. Direnme başladı, kolkola girdik. 25
dakika sürdü bizi kaldırmaları işkence ile göz altına almaya
başladılar. “Seç turizm”den kiraladıkları otobüsün içine
götürmeye başladır. Yerde sürüklenerek, biber gazı,tekmelenerek zorla
bindirildik.  4 kişi ters kelepçe ile göz altına alındı. Bir kişi
biber gazı yüzünden bayıldı.  İyi polis rolü başladı. 
Oysa şerefsizlik kanlarında var zaten “diğer arkadaşlarınız
gitmek istiyorlar siz ne diyorsunuz” yalanlarını kullanıyorlar.
Gitmeyeceğiz. Yalan söylüyorsunuz pir sultan dönmedi
ki biz dönelim!”
sözü tokat gibi çarpınca suratına
gitmek zorunda kaldı... 1 saat burada tuttular bizi. İçeride de işkence
sürdü. Cevabımızı sloganlarımızla haykırdık. “Siz Amerikan
uşağısınız, hizmet ettiğiniz ülke orası bu vatanın sahipleri
bizleriz. Katilleri meclise sokan da sizlersiniz...” marşlar
söyledik, sloganlar attık...” işkence yapmak
şerefsizliktir!”

Basın açıklaması yaparak 
gideceğimizi söyledik. “Düşünmem gerekli hiç beklemediğim
bir durumla karşılaştım”
diyordu uşakların temsilcisi. Kabul
ettirdik. Açıklamamızı yaptık ve oradan ayrıldık...

Göz altına
alınanlar:1. Mehmet Bıldırcın 2: Güray Çetinkaya 3: Bahri Erinç 4:
Menekşe Tosun 5:Ayten Çakıcıoğlu 6:Cem Tokucu 7:Sinan Hüsyein 
Yelaldı 8: Halime Keçeli  9: Sıla Yerden 10: Elif Gök  11 :
Hasan Fersak 12: Gamze Teke 13:Mustafa Karakaş 14: Kurtuluş
Yıldız.

kaynak:halkinsesi.tv

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder