25 Aralık 2011 Pazar

Yıldırım Türker:Zeynep, Çağdaş ve diğerleri

Yıldırım
Türker:Zeynep, Çağdaş ve
diğerleri

 

 

Zeynep, Çağdaş<br /> ve diğerleri src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2011/12/24/fft5_mf881977.Jpeg"
/>

 

YILDIRIM TÜRKER

/>Türkiye / 25/12/2011
 

 
 
id="haberDetayYazi">

Zeynep de Çağdaş da benim
güvencemdir. Diğer gözaltına alınan gazeteciler, o şarabi tanıklar
gibi.

Sıra onlara da gelecekti elbet. Nitekim geldi. Onlar kayıt
tutan, inadına çalışkan, inadına tutkulu, inadına inatçı genç
insanlar. 
Zeynep’in resmine uzun uzun baktım. Deli kız ne
de güzel gülümsemiş. Bayram değil. Seyran hiç değil. Ama edepsizlik bu
ya, ‘kimse gülüşümü benden alamaz’a tutunmuş, bize selam
yolluyor. Öyle nispetçi bir vız gelir sırıtışı da değil
hani. 
O gülüşte düşmanına yönelik bir sitem, bir meydan
okuyuş yok. 
Zeynep bize gülüyor. Sanki son anda,
tutuklanmasından birkaç dakika evvel bizim bilmediğimiz çok kutlu
haberler işitmiş. Bize onları iletmek için sabırsızlanıyor sanki.
Bunca ölüme bunca zulme bunca adaletsizliğe karşı ne yapmalıyı
çözüvermiş sanki. ‘Hayatımızın bütün yoksulluklarına karşı
nasıl birlikte durabiliriz’i anlamış bir anda. Tan
sökerken. 

Zeynep bütün protesto gösterilerinde elinde
kamerasıyla elektrik direklerine, ağaçlara, hep en yükseklere tırmanan
kedi gibi bir genç kadındır. Enerjisiyle başa çıkılmaz. Her yere
yetişir. Bütün mahkeme kapılarında onu görürsünüz. Araştırdığı
konuları habere dönüştürmek için kimileyin ana akım medyada
çıkmalarını sağlayabilmek için çırpınır. Soluk soluğa telefon
eder. Hep telaşlıdır. 
24 saat haber peşinde koşar.
Söyleşiler yapar. 
Sözgelimi son olarak Devrimci Karargâh
örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 12 Aralık’ta tutuklanan Türkiye
Gerçeği yazarı Mehmet Güneş’in, Tekirdağ 2 No’lu
Cezaevi’nde işkence ve baskılara maruz kaldığını ortaya
çıkardı. 

Kayıt tutanlar  />Çağdaş, DİHA’nın muhabiridir. O da eylemlerden tanıdığım bir
delikanlıdır. Birbirimizle tanışmayız ama birbirimizi iyi tanırız. Ben
onu takip ederim, kanımca o da beni. 
Emek gazeteciliği yapar.
Adliye muhabiridir. Haberleri ayrıntılı ve titizdir.  />Birbirimizi biliriz. Biz bu memlekette insanların sessiz sedasız kayıp
edilmesine, hayattan koparılmasına, emeğinin sömürülmesine,
haklarından soyulup yalnız bırakılmasına karşı gelmeye çalışan,
kayıt tutanlardanız. Zeynep de Çağdaş da benim güvencemdir. Diğer
gözaltına alınan gazeteciler, o şarabi tanıklar gibi. Bilirim ki bu
topraklarda insanın başına bir şey geliverirse bu yılmaz, yavuz gençler
zalimin yanına bırakmaz. 
Şimdi bağımsız, yüce Türk
yargısı, bu gençleri de terörist olarak dünyaya sunma hazırlıkları
içinde. Onların gazeteci oldukları, görevlerini yaptıkları umurunda
değil gözü dönmüş terörle mücadele timinin. 
Gazeteci
gençlere eylemlerde çekilmiş fotoğraflarını göstermişler. Onları
eylemci ilan edip teröre bağlayabilmek için. Ellerinde kameraları,
gazetecilik diye bir mesleği icra ederken devlete yakalanmışlar meğer.
Birbirlerine haber için yolladıkları fotoğraflar sorgu konusu olmuş.
Gazetecilerin birbirlerine fotoğraf göndermesi ne ağır suçmuş
meğer. 

Biraz daha yalnızız 
22
aydır puşi taktığı için tutuklu yargılanan Galatasaray Üniversitesi
öğrencisi Cihan Kırmızıgül de savcının suç delilleri arasında yer
almış. Külyutmaz savcı, Çağdaş Kaplan’a Kırmızıgül’ün
telefon hattından çıkan telefon numarasını sormuş.
Kırmızıgül’ün gözaltına alındığında telefonunda bulunan
numaralar arasındaymış Kaplan’ın numarası da. “Neden senin
telefon numaran Kırmızıgül’ün telefonundan çıktı” bir
gazeteciye sorulacak ne güzel bir soru, ne tartışılmaz bir ipucu, öyle
değil mi? 
Zeynep’e de neden güldüğü sorulmuş.
“Gülmek ideolojik bir ayrıcalıktır” diyesi olmuş.  />Besbelli hiç karartmayacak içini. 
Tanıkların topunu ortadan
kaldırma programında sıra genç gazetecilere geldi işte. Artık mahkeme
önlerinde, protesto olan her yerde biraz daha yalnızız. Zeynep’i
yüksek bir direğin üzerinde kamerasıyla göremeyeceğiz bir süre.
Çağdaş’ı, bir duruşmada bütün ifadeleri not alırken görüp
ferahlayamayacağız. 
Ama onları yalnız bırakmayacağız.
Geleceğimiz; bu memlekette biraz olsun kendimizi güven altında
hissedebilmemiz onlara bağlı. Biz de onların yerini alacağız. Elimizden
geldiğince. 
Şu fotoğraflara bir bakın. 
Onları
tutuklayanların; onları hayatın dışına, tanıklıktan sanıklığa
kilitlemek isteyenlerin işleri ne kadar zor,
göreceksiniz.

kaynak:radikal.com.tr

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder