İNŞAAT MÜHENDİSLERİ
ODASI ANKARA ŞUBESİ GENEL KURULU
YAKLAŞIYOR!
Emeğiyle geçinen
tüm kesimler için hayatın giderek zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz.
İşsizlik ve yoksulluk artmakta, vergi oranları yükselmekte, benzine,
doğalgaza, ulaşıma, elektriğe yapılan zamlar artık katlanılamaz bir
hal almaktadır. Eğitim ve sağlık alanındaki özelleştirme politikaları
sonucunda ise bir hak olması gereken bu hizmetler ticarileşmekte; nitelikli
eğitim ve sağlık, sadece parası olanın erişebileceği nimetlere
dönüşmektedir.
tüm kesimler için hayatın giderek zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz.
İşsizlik ve yoksulluk artmakta, vergi oranları yükselmekte, benzine,
doğalgaza, ulaşıma, elektriğe yapılan zamlar artık katlanılamaz bir
hal almaktadır. Eğitim ve sağlık alanındaki özelleştirme politikaları
sonucunda ise bir hak olması gereken bu hizmetler ticarileşmekte; nitelikli
eğitim ve sağlık, sadece parası olanın erişebileceği nimetlere
dönüşmektedir.
Öte yandan, ülkemizde
düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü de yok sayılıyor; muhalif
hiçbir düşünceye tahammül edilmiyor. İşçilerin, memurların,
öğrencilerin en ufak hak talepleri şiddetle bastırılıyor; soruşturma
ve yargılanma nedeni haline getiriliyor. Aydınlar, sanatçılar,
gazeteciler, bilim insanları, muhalif kimlikleri ve duruşları nedeniyle
tutuklanabiliyor.
düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü de yok sayılıyor; muhalif
hiçbir düşünceye tahammül edilmiyor. İşçilerin, memurların,
öğrencilerin en ufak hak talepleri şiddetle bastırılıyor; soruşturma
ve yargılanma nedeni haline getiriliyor. Aydınlar, sanatçılar,
gazeteciler, bilim insanları, muhalif kimlikleri ve duruşları nedeniyle
tutuklanabiliyor.
Ülke gerçekliğine bağlı
olarak, tüm emekçi kesimler gibi mühendisler de, bütün bu ekonomik ve
demokratik sorunlarla boğuşmak zorunda kalıyor. Özel sektörde ve kamuda
çalışan meslektaşlarımız geçim sıkıntısı içinde esnek çalışma
saatleri, sigortalarının asgari ücretten yatırılması, sigortasız ve
güvencesiz çalıştırılma, yıllık izinlerinin kullandırılmaması,
düşük ücretler, işten atmalar ve benzeri hak gaspları ile karşı
karşıyalar. “Reform”, “Dönüşüm” adı altında
her geçen gün hayata geçirilen düzenlemelerle ise, kazanılmış
haklarımız elimizden alınmak isteniliyor.
olarak, tüm emekçi kesimler gibi mühendisler de, bütün bu ekonomik ve
demokratik sorunlarla boğuşmak zorunda kalıyor. Özel sektörde ve kamuda
çalışan meslektaşlarımız geçim sıkıntısı içinde esnek çalışma
saatleri, sigortalarının asgari ücretten yatırılması, sigortasız ve
güvencesiz çalıştırılma, yıllık izinlerinin kullandırılmaması,
düşük ücretler, işten atmalar ve benzeri hak gaspları ile karşı
karşıyalar. “Reform”, “Dönüşüm” adı altında
her geçen gün hayata geçirilen düzenlemelerle ise, kazanılmış
haklarımız elimizden alınmak isteniliyor.
İMO
Genel Kurulu, emekçi sınıflarla birlikte, çalışan ya da emekli inşaat
mühendislerinin de sorunlarının yine çığ gibi büyüdüğü işte
böyle bir ortamda gerçekleştirilecek. Peki, böylesine yakıcı sorunlarla
kuşatıldığımız bir dönemde, biz inşaat mühendislerinin
örgütlenmesi olan İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ne
durumdadır, üyeleri için neler
yapmaktadır?
Genel Kurulu, emekçi sınıflarla birlikte, çalışan ya da emekli inşaat
mühendislerinin de sorunlarının yine çığ gibi büyüdüğü işte
böyle bir ortamda gerçekleştirilecek. Peki, böylesine yakıcı sorunlarla
kuşatıldığımız bir dönemde, biz inşaat mühendislerinin
örgütlenmesi olan İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ne
durumdadır, üyeleri için neler
yapmaktadır?
İMO ANKARA ŞUBESİNİ
NASIL BİR ANLAYIŞ
YÖNETMEKTEDİR?
NASIL BİR ANLAYIŞ
YÖNETMEKTEDİR?
Mesleğimizin
geliştirilmesinde, meslektaşlarımızın giderek artan hak gasplarına
karşı çıkarlarının korunmasında, sorunlarının sahiplenilmesi ve
çözümü için mücadele edilmesinde önemli bir rolü olması gereken
İMO, mevcut yönetim anlayışının elinde bu rolünü giderek
kaybetmektedir.
geliştirilmesinde, meslektaşlarımızın giderek artan hak gasplarına
karşı çıkarlarının korunmasında, sorunlarının sahiplenilmesi ve
çözümü için mücadele edilmesinde önemli bir rolü olması gereken
İMO, mevcut yönetim anlayışının elinde bu rolünü giderek
kaybetmektedir.
Ücretli ve işsiz mühendisler odamıza kayıtlı
üyelerin çoğunluğunu oluşturmaktadır. Kamuda, özel sektörde ve
akademide çalışan mühendislerin mesleki, ekonomik ve toplumsal pek çok
sorunu olduğu bilinmektedir. Ancak, bugün İMO Ankara Şubesi’ndeki
mevcut yönetim anlayışı odanın esas tabanını oluşturan bu kesimlerden
kopmuş, üye çıkarlarını sisteme karşı korumaktan uzaklaşmıştır.
Ücretli ve işsiz mühendislerin oda etkinliklerine katılmasını
sağlayacak araçlar da yaratılmamaktadır. İMO Ankara Şubesi Yönetimi,
bugünkü yapısı ve çalışma tarzı ile inşaat mühendislerinin
haklarını savunmaktan da, ülke gündemindeki mühendislik sorunlarına
ışık tutmaktan da çok uzaktır.
üyelerin çoğunluğunu oluşturmaktadır. Kamuda, özel sektörde ve
akademide çalışan mühendislerin mesleki, ekonomik ve toplumsal pek çok
sorunu olduğu bilinmektedir. Ancak, bugün İMO Ankara Şubesi’ndeki
mevcut yönetim anlayışı odanın esas tabanını oluşturan bu kesimlerden
kopmuş, üye çıkarlarını sisteme karşı korumaktan uzaklaşmıştır.
Ücretli ve işsiz mühendislerin oda etkinliklerine katılmasını
sağlayacak araçlar da yaratılmamaktadır. İMO Ankara Şubesi Yönetimi,
bugünkü yapısı ve çalışma tarzı ile inşaat mühendislerinin
haklarını savunmaktan da, ülke gündemindeki mühendislik sorunlarına
ışık tutmaktan da çok uzaktır.
Mevcut
yönetim anlayışının elinde oda-üye bağı kopma noktasına gelmiş,
üyelerle ilişkiler sadece yasalarda var olan birtakım yükümlülükler
çerçevesinde tanımlanır olmuştur. Öyle ki; odadan belge alması
gerekmeyen üyelerin birçoğu, odanın kapısından bile girmemiştir. Gerek
üye olan mühendisler, gerekse şu aşamada üye olmaktan kaçınanlar;
İMO’nun kendilerini temsil ettiğini, sorunlarına sahip
çıktığını düşünmemekte ve odasını sahiplenmemektedir. Oda-üye
bağının en önemli ayağı olan işyeri temsilcilikleri de, mevcut
yönetimce rafa kaldırılmış durumdadır. İş yeri temsilciliği
mekanizmasının çalışmaması nedeniyle, yönetimler üyelerin
sorunlarını bilmemekte; üyeler ise oda çalışmalarından haberdar
olmamaktadır. Bunun yanında, üye toplantıları da düzenlenmemekte,
periyodik mesleki seminerler giderek azalmakta, kâğıt üzerinde var olan
komisyonlar işlememekte, üyeler mesleki ve toplumsal konulardaki
gelişmeler hakkında bilgi edinememektedir. Üyelerin bir araya
gelebileceği, farklı konularda birlikte çalışmalar yapabileceği
komisyonların işlememesi, örgütlenmeyi de
zayıflatmaktadır.
yönetim anlayışının elinde oda-üye bağı kopma noktasına gelmiş,
üyelerle ilişkiler sadece yasalarda var olan birtakım yükümlülükler
çerçevesinde tanımlanır olmuştur. Öyle ki; odadan belge alması
gerekmeyen üyelerin birçoğu, odanın kapısından bile girmemiştir. Gerek
üye olan mühendisler, gerekse şu aşamada üye olmaktan kaçınanlar;
İMO’nun kendilerini temsil ettiğini, sorunlarına sahip
çıktığını düşünmemekte ve odasını sahiplenmemektedir. Oda-üye
bağının en önemli ayağı olan işyeri temsilcilikleri de, mevcut
yönetimce rafa kaldırılmış durumdadır. İş yeri temsilciliği
mekanizmasının çalışmaması nedeniyle, yönetimler üyelerin
sorunlarını bilmemekte; üyeler ise oda çalışmalarından haberdar
olmamaktadır. Bunun yanında, üye toplantıları da düzenlenmemekte,
periyodik mesleki seminerler giderek azalmakta, kâğıt üzerinde var olan
komisyonlar işlememekte, üyeler mesleki ve toplumsal konulardaki
gelişmeler hakkında bilgi edinememektedir. Üyelerin bir araya
gelebileceği, farklı konularda birlikte çalışmalar yapabileceği
komisyonların işlememesi, örgütlenmeyi de
zayıflatmaktadır.
Her gün bir yenisiyle
karşılaştığımız Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kentsel
dönüşüm, çevre, suyun kullanımı, enerji gibi meslek alanlarımıza
ilişkin pek çok konuda olduğu gibi; her depremin ardından gündeme gelen
Yapı Denetimi ile HES’lerin yapım ve denetimine ilişkin de yeni
düzenlemeler yapılmıştır. Ülke, halk, meslek ve meslektaş açısından
olumsuz sonuçlara yol açılırken, meslek odasından cılız da olsa bir
ses çıkmamıştır.
karşılaştığımız Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kentsel
dönüşüm, çevre, suyun kullanımı, enerji gibi meslek alanlarımıza
ilişkin pek çok konuda olduğu gibi; her depremin ardından gündeme gelen
Yapı Denetimi ile HES’lerin yapım ve denetimine ilişkin de yeni
düzenlemeler yapılmıştır. Ülke, halk, meslek ve meslektaş açısından
olumsuz sonuçlara yol açılırken, meslek odasından cılız da olsa bir
ses çıkmamıştır.
Bunun yanında, 644 Sayılı
KHK ile TMMOB’nin görev ve yetkileri Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın teşkilat yapısında yer alan Mesleki Hizmetler
Genel Müdürlüğü’ne devredilmek istenilmektedir. Mühendislerin hem
meslek alanlarına, hem de doğrudan meslek örgütlerine yönelik bu
saldırılara karşı bile üyelere yeterince bilgi verilmemiş, bu yönde
toplantı-sunum-çalışma vs. yapılmamıştır. 3 Kasım 2011 tarihinde
yayınlanan 666 Sayılı KHK ile de en çok kamuda çalışan mühendisler
mağdur edilmiştir. “Eşit işe eşit ücret” aldatmacası adı
altında; siyasal iktidarın temsilcisi konumundaki üst düzey
bürokratların maaşlarında ciddi artışlar olurken, mühendislere layık
görülen iyileştirmeler sadaka boyutunda kalmıştır. Bu düzenleme ile
uzman ve müfettiş kadrosunda görev yapan teknik elemanların ücretleri
ile sayıları onlarca kat fazla olan teknik hizmetler kadrosunda çalışan
mühendislerin ücretleri arasındaki uçurum daha da derinleşmiştir. Bu
durum, kamuda görev yapan mühendislerde ciddi bir rahatsızlık
yaratmıştır. “Eşit işe eşit ücret” aldatmacasına karşı
da İMO Yönetim Anlayışı tarafından yapılan herhangi bir çalışma
olmamıştır. Geride bıraktığımız İnşaat Mühendisleri Haftasında
bile geleneksel oda etkinliklerini yapmaktan aciz bir yönetimin, bu
duyarsızlıkları artık şaşırtıcı
olmamaktadır.
KHK ile TMMOB’nin görev ve yetkileri Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın teşkilat yapısında yer alan Mesleki Hizmetler
Genel Müdürlüğü’ne devredilmek istenilmektedir. Mühendislerin hem
meslek alanlarına, hem de doğrudan meslek örgütlerine yönelik bu
saldırılara karşı bile üyelere yeterince bilgi verilmemiş, bu yönde
toplantı-sunum-çalışma vs. yapılmamıştır. 3 Kasım 2011 tarihinde
yayınlanan 666 Sayılı KHK ile de en çok kamuda çalışan mühendisler
mağdur edilmiştir. “Eşit işe eşit ücret” aldatmacası adı
altında; siyasal iktidarın temsilcisi konumundaki üst düzey
bürokratların maaşlarında ciddi artışlar olurken, mühendislere layık
görülen iyileştirmeler sadaka boyutunda kalmıştır. Bu düzenleme ile
uzman ve müfettiş kadrosunda görev yapan teknik elemanların ücretleri
ile sayıları onlarca kat fazla olan teknik hizmetler kadrosunda çalışan
mühendislerin ücretleri arasındaki uçurum daha da derinleşmiştir. Bu
durum, kamuda görev yapan mühendislerde ciddi bir rahatsızlık
yaratmıştır. “Eşit işe eşit ücret” aldatmacasına karşı
da İMO Yönetim Anlayışı tarafından yapılan herhangi bir çalışma
olmamıştır. Geride bıraktığımız İnşaat Mühendisleri Haftasında
bile geleneksel oda etkinliklerini yapmaktan aciz bir yönetimin, bu
duyarsızlıkları artık şaşırtıcı
olmamaktadır.
Mesleki demokratik kitle
örgütü olma geleneğinin vazgeçilmez koşulu olan örgüt içi demokratik
işlerlik ve katılımcılık ilkesi de, mevcut yönetim anlayışı
tarafından, kendi politikalarına tabi olmayan üye ya da oda çalışanı
herkes dışlanarak, rafa kaldırılmıştır.
örgütü olma geleneğinin vazgeçilmez koşulu olan örgüt içi demokratik
işlerlik ve katılımcılık ilkesi de, mevcut yönetim anlayışı
tarafından, kendi politikalarına tabi olmayan üye ya da oda çalışanı
herkes dışlanarak, rafa kaldırılmıştır.
Tüm bunların
yanında, seçim dönemlerinde oy istemek dışında yıllardır üyesiyle
hiç iletişim kurmayan İnşaat Mühendisler Odası yönetimi, geçtiğimiz
dönem binlerce üyesiyle “Aidat borçlarını ödemezlerse, icraya
verilecekleri” tehdidinin yer aldığı bir mektup
aracılığıyla irtibata geçmiştir! Oda yönetiminin giderek
bürokratlaştığı ve kendini üyenin üzerinde gördüğü, bunun
sonucunda da üyelerin odadan giderek uzaklaştığı bu dönemde, yönetimin
bu hamlesi başta kamu çalışanları olmak üzere üyelerinin istifasına
yol açmıştır. Odasından ümidini kesmiş birçok üye de bu borçtan
kurtulmak için istifa etmeyi düşünmektedir. Mühendislerin
örgütlenmesinin çok zayıf olduğu ve oda-üye bağının kurulamadığı
böylesi bir dönemde, bu girişimin örgütlenmeye verdiği zarar
açıktır.
yanında, seçim dönemlerinde oy istemek dışında yıllardır üyesiyle
hiç iletişim kurmayan İnşaat Mühendisler Odası yönetimi, geçtiğimiz
dönem binlerce üyesiyle “Aidat borçlarını ödemezlerse, icraya
verilecekleri” tehdidinin yer aldığı bir mektup
aracılığıyla irtibata geçmiştir! Oda yönetiminin giderek
bürokratlaştığı ve kendini üyenin üzerinde gördüğü, bunun
sonucunda da üyelerin odadan giderek uzaklaştığı bu dönemde, yönetimin
bu hamlesi başta kamu çalışanları olmak üzere üyelerinin istifasına
yol açmıştır. Odasından ümidini kesmiş birçok üye de bu borçtan
kurtulmak için istifa etmeyi düşünmektedir. Mühendislerin
örgütlenmesinin çok zayıf olduğu ve oda-üye bağının kurulamadığı
böylesi bir dönemde, bu girişimin örgütlenmeye verdiği zarar
açıktır.
Yaklaşan İMO Ankara Şubesi
Genel Kurulu, yıllardır odada egemen olan üye karşıtı anlayışa cevap
verebilmek için bir fırsattır!
Genel Kurulu, yıllardır odada egemen olan üye karşıtı anlayışa cevap
verebilmek için bir fırsattır!
Biz,
üye karşıtı yönetim anlayışına karşı çıkan Demokrat İnşaat
Mühendisleri olarak, kaygılarımızı paylaşan ve sorunlarımızı
çözmek isteyen emekten yana tüm devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever
inşaat mühendislerini birlikte mücadele etmeye
çağırıyoruz.
üye karşıtı yönetim anlayışına karşı çıkan Demokrat İnşaat
Mühendisleri olarak, kaygılarımızı paylaşan ve sorunlarımızı
çözmek isteyen emekten yana tüm devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever
inşaat mühendislerini birlikte mücadele etmeye
çağırıyoruz.
Demokrat Mühendisler Platformu
olarak, üyelerimizle bağ kuracak, üyelerimizi odaya katacak mekanizmaları
yaratmak için çaba göstereceğiz. Hak gasplarına uğrayan üyelerimize
yanlarında olduğumuz güvenini vereceğiz, öğrenci üyelerimizin
akademik-demokratik mücadelelerinde yanında yer alacağız, kadın
üyelerimizin cinsel kimliklerinden dolayı maruz kaldıkları baskı ve
şiddete kayıtsız kalmayacağız.
olarak, üyelerimizle bağ kuracak, üyelerimizi odaya katacak mekanizmaları
yaratmak için çaba göstereceğiz. Hak gasplarına uğrayan üyelerimize
yanlarında olduğumuz güvenini vereceğiz, öğrenci üyelerimizin
akademik-demokratik mücadelelerinde yanında yer alacağız, kadın
üyelerimizin cinsel kimliklerinden dolayı maruz kaldıkları baskı ve
şiddete kayıtsız kalmayacağız.
Mesleğimizin
ve meslektaşlarımızın sorunlarını çözerken katılımcılığı esas
alacak, birlikte düşünme ve birlikte karar alma mekanizmalarını harekete
geçirmek için örgüt içi işleyişimizi en demokratik şekilde
kuracağız. Üyelerimizi müşteri olarak gören anlayışların aksine
enerjimizi ve oda kaynaklarını üyelerimizin hizmetine sunacağız.
Demokratik, şeffaf, katılımcı, gücünü üyesinden alan bir İMO Ankara
Şubesi yaratmak için çaba
harcayacağız.
ve meslektaşlarımızın sorunlarını çözerken katılımcılığı esas
alacak, birlikte düşünme ve birlikte karar alma mekanizmalarını harekete
geçirmek için örgüt içi işleyişimizi en demokratik şekilde
kuracağız. Üyelerimizi müşteri olarak gören anlayışların aksine
enerjimizi ve oda kaynaklarını üyelerimizin hizmetine sunacağız.
Demokratik, şeffaf, katılımcı, gücünü üyesinden alan bir İMO Ankara
Şubesi yaratmak için çaba
harcayacağız.
Geçtiğimiz dönemlerde mevcut
yönetim anlayışına destek vermiş, ancak bu olumsuz gidişattan rahatsız
olan ve bir değişimi gerekli gören tüm meslektaşlarımızı da Demokrat
İnşaat Mühendisleri çatısı altında üyeden yana bu demokratik
dönüşümü birlikte gerçekleştirmeye
çağırıyoruz.
yönetim anlayışına destek vermiş, ancak bu olumsuz gidişattan rahatsız
olan ve bir değişimi gerekli gören tüm meslektaşlarımızı da Demokrat
İnşaat Mühendisleri çatısı altında üyeden yana bu demokratik
dönüşümü birlikte gerçekleştirmeye
çağırıyoruz.
Gücünü üyelerinden alan,
emekten ve halktan yana, demokratik bir İMO Ankara Şubesi yaratma
mücadelesinde birleşelim!
emekten ve halktan yana, demokratik bir İMO Ankara Şubesi yaratma
mücadelesinde birleşelim!
/>
DEMOKRAT MÜHENDİSLER
PLATFORMU
PLATFORMU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder