<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7964>Mersinliler Nükleere İkna
Olmayacak</a></h1><h2 style="text-align: justify"><span style="font-size:
14px">Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Akkuyu nükleer santralini yapacak
şirketten Mersinlileri nükleere ikna etmek için bilgilendirme birimleri
kurmasını istiyor. Mersinliler ise "Bu halk ikna olmaz, boşuna
uğraşmasınlar" diyor.</span></h2><div><div style="text-align:
justify">Çiçek TAHAOĞLU</div><div style="text-align: justify"><a
href="mailto:cicek@bianet.org">cicek@bianet.org</a></div></div><div
style="text-align: justify"> </div><div><div style="text-align:
justify">Mersin - BİA Haber Merkezi</div><div style="text-align: justify">27
Aralık 2011, Salı</div></div><div><p style="text-align:
justify">"Mersin halkı çok bilinçli ve Akkuyu'da nükleer santral
kurdurmamakta kararlı. Mersinliler nükleerin gerçek yüzünü biliyor ve
direniyor. Bu halk ikna olmaz, boşuna uğraşmasınlar..."</p><p
style="text-align: justify"><strong>Mersin Nükleere Karşı
Platform</strong> sözcüsü <strong>Sabahat Aslan</strong>, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı'nın yeni planını yorumluyor.</p><p
style="text-align: justify">Bakanlık, Akkuyu'da Türkiye'nin ilk
nükleer santralini yapacak Rusyalı şirketten Çevre Etki Değerlendirme
(ÇED) sürecinde Mersinlileri "ikna etmesini" ve bunun için
halkı nükleer hakkında bilgilendirecek birimler kurulmasını istiyor.
Bakanlığın bir isteği daha var; nükleer atıkların ne yapılacağına
dair bir plan çıkarılması.</p><p style="text-align:
justify"><strong>Greenpeace </strong>Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası
Sorumlusu <strong>Cenk Levi</strong>, bakanlığın ÇED sürecinin ne anlama
geldiğini anlamadığı görüşünde: "ÇED bir ikna aracı değildir,
halkın o projeye katılımıdır."</p><p style="text-align:
justify">Hem Aslan'ın sözleri hem de Greenpeace'in yaptığı
çalışmalar, halkın bu projeye katılmakta ne kadar istekli olduğunu
anlamamız açısından yol gösterici nitelikte. "Güneş
Akkuyu'dan Yükselir" adlı videoda, onlarca köylünün sesini
duyuyoruz, "nükleer santralin buraya kurulmasına dün de karşıydık,
bugün de karşıyız. İstemiyoruz" diyorlar.</p><h2 style="text-align:
justify"><strong>Yüzde 86 nükleere yakın yaşamak
istemiyor</strong></h2><p style="text-align: justify">BBC'nin
araştırmasına göre , nükleer enerjinin güvenli ve önemli bir elektrik
kaynağı olduğunu düşünenlerin oranı tüm dünyada yalnızca yüzde 22.
Türkiye'de de bu oran yüzde 21.</p><p style="text-align:
justify">Greenpeace'in Nisan 2011'de gerçekleştirdiği araştırma
da nükleer enerji santralleri konusunda bir referanduma gidilmesi durumunda
halkın yüzde 64'ünün nükleer santral kurulmasına hayır diyeceğini
ortaya koyuyor. Enerji ihtiyacımızı karşılamak için riske girmeyip
temiz kaynaklara yönelmemiz gerektiği görüşünde olanların oranı ise
yüzde 84,2.</p><p style="text-align: justify">Peki ÇED süreci nasıl
olmalı? Levi cevaplıyor: "İnşaat sırasında, çalışma sırasında
ve uzun vadede çevreye nasıl bir etkisi olduğunun halk tarafından
bilinmesi ve halkın tepkileri varsa bunun gözetilmesi gerekiyor. Her enerji
projesi için yapılması gereken en temel başlangıç noktası budur. Bir
ofis açıp, ben insanları bilgilendiriyorum demek insanları
kandırmaktır. Burada yapılan ÇED değil, propogandadır."</p><h2
style="text-align: justify"><strong>Mersinliler nükleerin etkilerini
biliyor</strong></h2><p style="text-align: justify">Levi'nin dikkat
çektiği bir diğer nokta da Akkuyuluların nükleer santraller konusunda
birçoğumuzdan daha bilgili olduğu. "1976'dan beri nükleer
santral bölgesinde yaşamak zorunda olan bir halktan bahsediyorsunuz.
Oradaki halk nükleerin etkilerinin farkında ve ikna olmaya ihtiyacı yok.
Onların tek isteği bu projenin yapılmaması".</p><p
style="text-align: justify">Bakanlığın bilgilendirme projesine
karşılık, nükleer karşıtlarının çok daha uzun zamandır
yürüttükleri projeler var. <strong>Aslan</strong>, bir süredir nükleere
karşı bilinçlendirmeye yönelik mahalle komiteleri oluşturduklarını
anlatıyor. Mezitli bölgesi pilot bölge olarak seçilmiş. Belediyelerin de
desteğiyle Yenişehir'de aynı proje devam edecek.</p><h2
style="text-align: justify"><strong>Nükleer heryeri
etkiliyor</strong></h2><p style="text-align: justify">Mersin'de nükleere
karşı yıllar süren mücadelede birçok ilde eylemler yapıldı, insan
zincirleri oluşturuldu, Ağustos ayında Akkuyu'da kurulan çadırkente
Türkiye'nin heryerinden aktivistler gelerek Mersinlilerin mücadelesine
destek oldu. Çünkü nükleer enerji sadece bir bölgeyi değil tüm bir
coğrafyayı etkiliyor.</p><p style="text-align: justify">Viyana
Üniversitesi'nin araştırmasına göre Akkuyu'da kurulması
planlanan santralde bir kaza olması halinde ilk olarak Mersin ve çevre
iller, kazadan bir hafta sonra tüm Türkiye, 15 gün sonraysa
Türkiye'nin tüm komşuları, Doğu Avrupa, Kafkaslar'a kadar geniş
bir bölge radyoaktif maddelerin etkisi altında kalacak. Kaza sonrasında
örneğin Ankara'da yaşayan bir insan bir yılda alması gereken
radyoaktif dozun 60 katını bir ayda alıyor.</p><p style="text-align:
justify">Levi, " Çevre Bakanlığı ve Rusyalı şirket gerçekle
yüzleşmek istiyorlarsa, ÇED sürecini tüm Türkiye'ye açmaları
gerekiyor. Bu sadece Mersin'in değil tüm Türkiye'nin geleceğini
etkileyecek projelerin başında geliyor."</p><h2 style="text-align:
justify">"Mücadele şimdi başlıyor"</h2><p style="text-align:
justify">1997 senesinde tartışılmaya başlayan Akkuyu nükleer santral
projesi bugüne kadar defalarca ertelendi, iptal edildi, tekrar gündeme
geldi.</p><p style="text-align: justify">12 Mayıs 2010'da Türkiye ile
Rusya arasında "Akkuyu Sahasında Nükleer Güç Santralinin Tesisine
ve İşletmesine Dair İşbirliği Anlaşması" imzalandı. Aynı gün
"Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları ile Rusya Federasyonu
Vatandaşlarının Karşılıklı Seyahatlerine İlişkin Usullere Dair
Anlaşma" imzaladı<a
href="http://bianet.org/bianet/bianet/121938-turkiye-akkuyu-yu-verdi-rusya-vize-kaldirdi"
target="_blank">.</a></p><p style="text-align: justify">Rusyalı şirketin
Genel Müdürü Aleksander Superfin, birkaç ay önceki Mersin ziyaretinin
ardından gazetecilere "Cennete geldiğimi sandım. Sonra Akkuyu
nükleer santralınin inşa edileceği körfezi görünce 'Buraya bir
sanayi tesisi kurulursa yazık olur' düşüncesi aklımdan geçti. Ama
sonra proje açısından buranın Türkiye'nin ilk nükleer santralı
için biçilmiş kaftan olacağını kabullendim" dedi.</p><p
style="text-align: justify">Şimdi ise halkı nükleere ikna etmek için
birimler oluşturuluyor. Mersin Nükleer Karşıtı Platform'dan Aslan,
"bu büroların bize rağmen kurulması o kadar kolay olmayacak"
diyor, "İşiniz zor, çetin mücadele şimdi başlıyor".
(ÇT)</p><p style="text-align: justify">* Greenpeace raporlarına ulaşmak
için tıklayın.</p><p style="text-align: justify">* Nükleer
Mühendisi Prof. Dr.<strong>Tolga Yarman</strong>'ın Akkuyu'da neden
nükleer santral kurulamayacağını anlattığı haber için
tıklayın.</p></div><p style="text-align: justify">kaynak:radikal.com.tr</p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder