19 Aralık 2011 Pazartesi

En yoksulla en zengin arasında fark 8 kat

En yoksulla en zengin
arasında fark 8 kat

href="http://www.milliyet.com.tr/index/TUIK"
target="_blank">TÜİK
’in 2010 yılına ilişkin Gelir name="aspx1" target="_blank">ve Yaşam Koşulları
Araştırması’na göre, nüfusun yüzde 16.9’unun href="http://www.milliyet.com.tr/index/yoksulluk"
target="_blank">yoksulluk
riski altında olduğu belirlendi. Kentsel ve
kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre,
kentsel yerlerde bu oran yüzde
14.3, kırsal yerlerde ise yüzde 16.6 oldu.

href="http://www.milliyet.com.tr/index/Turkiye" target="_blank">Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010 yılına ait Gelir ve Yaşam Koşulları
Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Buna göre, eşdeğer
hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20’lik
gruplarda, en yüksek gelire sahip target="_blank">son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay
yüzde 46.4 iken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden
aldığı pay yüzde 5.8’de kaldı. Bu rakamlar da bir kez daha zengin
ile fakir arasındaki gelir adaletsizliğini gözler önüne serdi. Buna
göre, son yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk
yüzde 20’lik gruba göre 8 kat daha fazla. Bu oran kentsel yerler
için 7.3 iken kırsal yerler için 7.1 oldu.

Gelir dağılımı
eşitsizlik ölçütlerinden Gini Katsayısı ise bir önceki yıla göre
0.013 puan düşüş ile 0.402 olarak tahmin edilirken, Katsayı; kentsel
yerleşim yerleri için 0.389, kırsal yerleşim yerleri için ise 0.379
olarak tahmin edildi.

ORTALAMA YILLIK HANEHALKI
KULLANILABİLİR GELİRİ 22 BİN 63 TL

class="reklamIc">
id="milliyet_ekonomi_300x250">

target="_blank">Türkiye’de hanehalkı başına düşen
ortalama yıllık kullanılabilir gelir 22 bin 63 TL iken, ortalama yıllık
eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir ise 9 bin 735 TL oldu.
/> target="_blank">İstanbul Bölgesi 13 bin 382 TL ile ortalama yıllık
eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge
durumundayken, bunu 11 bin 116 TL ortalama gelir ile Batı Anadolu Bölgesi
izledi. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 5 bin 144 TL ile class="tag" href="http://www.milliyet.com.tr/index/Guneydogu%20Anadolu"
target="_blank">Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.
/>TOPLAM GELİR İÇİNDE EN FAZLA PAY MAAŞ-ÜCRET GELİRLERİNE
AİT

Maaş-ücret gelirleri yüzde 43.7’lik oranla
toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip iken bunu yüzde 20.5 ile sosyal
transferler ve yüzde 20.2 ile müteşebbis gelirleri izledi.
/>Sosyal transferlerin yüzde 91.1’ini emekli ve dul-yetim aylıkları
oluşturdu. Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde
18.6’lık paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı yüzde 1.8
oldu. Müteşebbis gelirlerinin ise yüzde 68.5’i tarım dışı
sektörden oluştu.

NÜFUSUN YÜZDE 16.9’U YOKSULLUK
SINIRININ ALTINDA

Araştırmada, eşdeğer hanehalkı
kullanılabilir gelirleri kullanılarak çeşitli göreli yoksulluk
sınırları hesaplandı. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin
yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre
nüfusun yüzde 16.9’unun yoksulluk riski altında olduğu belirlendi.
Kentsel ve kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk
sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 14.3 iken, kırsal
yerlerde ise yüzde 16.6 oldu.

SÜREKLİ YOKSULLUK RİSKİ
ALTINDA BULUNANLARIN ORANI YÜZDE 18

Dört yıllık panel veri
kullanılarak hesaplanan "sürekli yoksulluk" oranı, dört yıl
boyunca hanenin üyesi olan fertlerden en az üç uygulamada yoksulluk riski
altında olanlar olarak tanımlanıyor. Sürekli yoksulluğun
hesaplanmasında eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde
60’ı dikkate alınıyor.

Buna göre, araştırmanın 2009
yılı dört yıllık panel sonuçlarından hesaplanan sürekli yoksulluk
oranı yüzde 18 olarak tespit edildi.

NÜFUSUN YÜZDE
44’ÜNÜN EVİNİN ÇATISI SIZDIRIYOR

TÜİK’in
yaptığı araştırma kurumsal olmayan nüfusun yaşam koşullarını da
gözler önüne serdi. Buna göre, kurumsal olmayan nüfusun yüzde
60’ı kendilerine ait konutta otururken, yüzde 43.8’inin
konutunda "sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere
çerçevesi vb." sorunların varlığı belirlendi. Ayrıca nüfusun
yüzde 43.3’ünün oturduğu konutta "izolasyondan dolayı
ısınma sorunu" yaşanıyor. Nüfusun yüzde 61.4’ünün
hanesinin ise taksit ödemeleri ve borçları bulunurken, bu borç
ödemelerinin yüzde 28.3’ünün hanesine çok yük getirdiği
belirlendi.

CİDDİ FİNANSAL SIKINTIYLA KARŞI KARŞIYA
OLAN NÜFUS ARTTI

Kurumsal olmayan nüfusun yüzde
87.5’i "evden uzakta bir haftalık tatili", yüzde
65.7’si "beklenmedik harcamalarını" ve yüzde 81.7’si
"yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını"
ekonomik nedenlerle karşılayamıyor.

Ciddi finansal
sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve
belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma
durumunu tanımlayan "maddi yoksunluk" oranı ise 2009 yılında
yüzde 63 iken 2010 yılında yüzde 63.5’e
yükseldi. 

Kaynak: Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder