Ezgi BAŞARAN</a></h1><div class="black_font11" id="haberDetayYazi"><p
class="b yGeo">Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeye
göre kimyasal silah kullanılamaz. Doğası gereği ahlaksız olan savaşın
bile asgari müştereğidir bu.</p><p>Ölmek de yetmiyor bazen. Ölmekle de
bitmiyor bazen. Bu ülkenin doğusunda bu da var. Mezarsız kalmak, cesetsiz
kalmak, sebepsiz kalmak var. Matemin şüphelerle eğilip bükülmesi...
Ölenle ölememek bile var.<br />Batman’ın Kösetarla Köyü’nde
kasım ayının son günleri kesilmeyen bir yağmur... “Bir terslik
olur yollarda, yağmur aksilik yapar da çocuk birliğine yetişemez. En
iyisi ben bir gün erkene alayım otobüs biletini” deyip öyle de
yapmıştı Sinan Tirki’nin babası Nezir Bey.<br />22 günlük izni
boyunca Sinan neşeliydi. Her zamanki gibi. Buğday tarlasında babasına
yardım ediyor, dönünce nasıl hakkıyla çiftçi olunacağına dair
büyük büyük konuşmalar yapıyordu. Yani gelecek planlıyordu. <br
/><br />***<br /><br />Sordu Nezir Bey, “Oğlum, askerlik nasıl
gidiyor, 7 ayını bitirdin?” Cevap verdi Sinan, “Valla beni çok
seviyorlar, iyi davranıyorlar. Yalnız 7 ay oldu, hiç nöbete
çıkarmadılar. Acaba benim dosyamda bir şey mi var baba?” Nezir Bey
üstünde durmadı, o yağmurlu sabah oğlunu Manisa’daki birliğine
yolcu etti. Sinan 22 Kasım’da teslim oldu. Ertesi gün, ilk nöbetine
çıktı ve Genelkurmay’ın raporuna göre tüfeğini çenesine
dayayarak intihar etti. 21 yaşındaki Sinan intihar edecek çocuk
muydu? <br /><br />***<br /><br />Cevap arıyor Nezir Tirki. Köyde
kapı kapı dolaşıyor, Sinan’ın arkadaşlarına soruyor: “Size
bir şey dedi mi, biri kalbini mi kırmıştı? Sevdiği vardı da varamıyor
muydu? Çocuklar iyi düşünün, dedi mi size bir şey, belki ben mi kalbini
kırdım oğlumun? Kim kırdı, kim kırdı da gitti?” Bir türlü
aradığı cevap karşısına çıkmıyordu. “Gazeteci hanım, bak
vallaha diyorum, biri de çıksın, sen oğlunu üzmüşsün yahut evlenmek
istemiş, izin vermemişsin deseydi de rahatlasaydım” diyor Nezir Bey,
“Ama yok, yok. Zaten deseydi bana, ben ona dediği kızı isterdim de,
ne isterse yapardım da. 10 evladım var, Sinan en sevdiğimdi, biliyor
musun?..”<br />25 Kasım’da bütün köy toplandı,
Sinan’ı toprağa verdi. Ama babasının, annesinin, 9 kardeşinin
kalbi yas haline dahi geçemedi. Çünkü anlam veremiyorlar. Çünkü birlik
komutanlarının açıklamasından tatmin olmadılar, olamadılar. Nezir
Bey’in yaptığı başvuru nedeniyle İzmir Cumhuriyet
Savcılığı’nın açtığı soruşturmanın sonucunu bekliyorlar.
Belki bilirlerse bu acının taziyesine hakkıyla yer açabilecekler
içlerinde. <br /><br />***<br /><br />Tirki ailesi İzmir’den
gelecek haberi bekler, başka başka aileler Malatya’dan... 45 gün
önce Çukurca Kazan Vadisi’nde, aralarında Suriye ve İranlıların
da olduğu 36 PKK’lı öldürüldü. Malatya’ya getirilen
cesetlerde, (savcının hazırlattığı ön rapora göre) kurşun izi yoktu.
Vücutlarda renk değişimi ve yanık türleri dikkat çekiyordu. Vücut
dediyse... Tam bir vücuttan söz etmiyoruz. Parçalar... Kömürleşmiş
parçalar... Detayları, cenazeleri gören ailelerin tariflerini özellikle
yazmak istemiyorum. Elim gitmediği için. Sadece şu kadarını
söyleyebilirim, tam bir gövde ya da tanınacak bir vücut teslim alan aile
henüz olmamış. <br /><br />***<br /><br />Teslim almak derken... DNA
testi, 36 cenazenin şu ana kadar 29’unun kimliğini belirleyebilmiş.
2 İranlı, 2 Suriyeli, 3 Türkiyeli aile hâlâ beklemekte. Aslına
bakarsanız, cenazesini gömmeyi başarabilenler de bekliyor. Çünkü çok
ölüm gördük, böylesini görmedik, kimyasal silah kullanıldı mı
kullanılmadı mı bağımsız bir kurul tarafından ikinci bir otopsi
yapılsın diyorlar. Talep ettiler ama Malatya savcısı reddetti. Ailelerin
böyle ikinci bir otopsi raporu istemesinin kanunda yeri var ama savcıda yok
anlaşılan...<br />Bilmem söylememe gerek var mı?.. Türkiye’nin de
taraf olduğu uluslararası sözleşmeye göre kimyasal silah kullanılamaz.
Doğası gereği ahlaksız olan savaşın bile asgari müştereğidir bu.
Eğer kullanılmadıysa bu cenazeler niçin yeniden incelenmiyor? Niçin
ailelerin devletten bu son talebi yerine getirilmiyor? <br /><br
/>***<br /><br />Doğdukları topraklar gereği zor bir hayat yaşayan, zor
bir hayat seçen gençlerin ölümlerini de zorlaştırıyorsunuz ya...
Arkada şöyle içini parçalaya parçalaya bile ağlayamayan anneler,
babalar, kardeşler bırakıyorsunuz ya... Ah be.</p></div><p><SCRIPT
language=javascript>
window.print();
</SCRIPT></p><div id="_Middle1_2"> </div><div
id="_Middle1_3"> </div><div id="_Middle1_4"> </div><div
id="_Middle1_5"> </div><div class="temizle"> </div><div class="top"
id="_bottom"><div class="temizle"> </div><!--Component ID : 337
--><!--Component Order : 1000 --><!--Key :
ComponentID_337_prms:@ActionName=S=HaberYazdir&@CategoryID=N=$CategoryID&@ArticleID=N=1071873&@CaricatureID=N=$CaricatureID&@AuthorCatID=N=$AuthorCatID
--><SCRIPT type=text/javascript>
var code_desc = 'Radikal Diger';
var gemius_identifier = new
String('AkJAtC__TvvH7bzxYaPJrmXFDtv13ebw8c3z3Lk0syf.k7');
</SCRIPT><SCRIPT type=text/javascript
src="http://www.radikal.com.tr/d/j/1/xgemius.js"></SCRIPT><SCRIPT>
var gozatici=navigator.userAgent
if (gozatici.indexOf('iPad') != -1)
{}
else
{
var _comscore = _comscore || [];
_comscore.push({ c1: "2", c2: "7290377" });
(function() {
var s = document.createElement("script"), el =
document.getElementsByTagName("script")[0]; s.async = true;
s.src = (document.location.protocol == "https:" ? "https://sb" :
"http://b") + ".scorecardresearch.com/beacon.js";
el.parentNode.insertBefore(s, el);
})();
}
</SCRIPT>Kaynak: Radikal</div><p> </p>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder