23 Eylül 2010 Perşembe

Ali Erdoğan ile Avcılar Belediyesi'ndeki sürgün saldırısını konuştuk

Ali Erdoğan ile Avcılar
Belediyesi'ndeki sürgün saldırısını konuştuk

(23.09.10) -
Avcılar Belediyesi'nde toplu sözleşme haklarını kullanmak
istedikleri için mücadele eden ikisi mühendis 10
çalışanın sürgün edildiği sol basında yer bulmuştu.
CHP'li Avcılar Belediyesi, sürgün saldırısına karşı da
direnmeyi seçen emekçilerin sürece dair yaptıkları
basın açıklamasının ardından saldırılarını arttırdı.
Sürece dair saldırıların muhataplarından Tüm Bel-Sen
üyesi, inşaat mühendisi Ali Erdoğan ile
yaşananlar üzerine konuştuk.

TMMŞP: Bize yaşanan süreci özetler
misiniz?

Ali Erdoğan: TümBel-Sen, Kesk'e bağlı bir
sendika, yerel hizmetlerde örgütlü. Bu sendika ile Avcılar
Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalanmıştı.
Sözleşme devam ederken 2008'in sonlarına doğru bld başkanı
tarafından tek taraflı olareak feshedildi. Sonrasında orda
çalışan örgütlü kamu emekçileri tarafından
iptal edilme kararına tepki gösterildi. Birkaç tane protesto
eylemi yapıldı. Sonucunda belediye başkanı bu hak arama mücadelesine
karşı memurlara soruşturma açtı, otuzun üzerinde kınama
cezası verildi. Ayrıca belediye başkanının talimatıyla başkan
yardımcıları, sendikanın kararları üzerinden etkinliklere
katılmış olan arkadaşları  çağırdı. Odalarda,
yaptığınız suçtur, işinizden olursunuz,sendika sizi suça
teşvik ediyor gibisinden, hiçbir kanuni dayanağı olmayan
tehditlerde bulundular. Biz de bunun üzerine iki başkan yardımcısı,
iki de müdür hakkında, savcılığa suç duyurusunda
bulunduk.

TMMŞP: Sendika olarak mı?

Ali Erdoğan: Evet sendika olarak. Ancak hukukun yavaş
işlemesi neticesinden bunlar hiçbir cezaya çarptırılmadı.
Yasal süreç devam ediyor. Bu çalışmalar sürerken
yaklaşık bir buçuk yıl, sözleşme uygulanamadı. Sendika bu
sebepten görüşme talep ediyor fakat, başkan kabul etmiyor.
Çeşitli görüşmeler, talep iletmeler derken belediye
içerisinde yapabileceğimiz herşeyi yaptık. 2010'a
gelindiğinde, bize, geçmişe bir sünger çekelim, 
2010'dan itibaren ödeyelim dediler.

TMMŞP: Bu arada ne değişti?

Ali Erdoğan: Ne değişti, kamu emekçilerinin
gösterdiği tepkiler onları bu noktaya getirdi. Her geçen
gün artan tepkiler olayı kamuoyuna da açılacak hale getirdi.
Mahkemelerin de bitmesi için 2010'dan itibaren ödeyelim,
dediler. Toplu sözleşmede belirtilen 750 liralık ödeme hakkını
500 lira olarak ödeyelim dediler. Sendikamız, bunun böyle
olamayacağını, ödemenin tam yapılmasını ve geçmiş
aylardaki borçlarında ödenmesini söyledi. Ödemeyiz
demediler, ödemeler beş ay kadar devam etti ama Mayıs ayına gelince
tekrar kesildi. Neden diye başkana sormak istedik ama ulaşamadık. Bize
diğerlerinin verdiği cevaplar, performans düşükülüğ
ve memurların çalışmadığıydı. Ödemelerin yapılabilmesi
için belediye kasasına en az on milyon lira girmesi gerektiğini
söylüyolardı. Bu miktarın da belediyeye girmediğini ve
ödemeyeceklerini söylediler. Başkan ödeyecekti ama siz
çeşitli tepkiler gösterdiniz dediler. Sendikanın kurumsal
kimliğini tanımayan, başkan etrafında şekillenen bir hareket…
Bakırköy'de de benzer bir süreç yaşanıyordu. Bu
süreci aşmak için, alanlarda emekçiden yana
söylemlerde bulunan Kılıçdaroğlu'na bir faks
çekerek duruma bir çıkar yol bulduklarını söylediler,
bizim toplantılarımızda bunun denenebileceği konuşuldu.Çok fazla
umut bağlanan bir durum değil tabii ki. Bu karar üzerine sendikanın
ahzırlamış olduğu bir basın metnine, otur-kırk kadar üyemiz imza
attı. Bu basın metinlerinden birisi belediye başkanının  eline
geçiyor ve buna çok bozuluyor. Belediye başkanı, kamu
emekçilerini her denileni yapan ama itiraz etmeyen kişiler olarak
görüyor. Basın metnini görüp kızınca, 31 Ağustos
akşamı mesai saatinden sonra, bizi toplantıya çağırdı, bizler
toplanmı olmamıza rağmen bir saat ayakta bekletildik ve belediye
başkanı bir saatin sonunda geldi. Toplantıya başladığımızda, bize,
beyler üzüleceksiniz, dedi, nasın metninden yerler okuyarak beni
faşistlikle suçlamışsınız, dedi. Sendikamızı ve sendikada
aktif görev alan arkadaşları hakaretlerle eleştirmeye başladı.
Temsilci olarak söz istedim ama vermedi. Ben de bunun 
üzerine başkana, kimseyi sendikadan soğutacak şekilde
konuşamayacağını, bunun bir suç olduğunu söyledim. Bana
bağırarak dışarı çıkmamı söyledi, başkan yardımcısı
ve özel kalem müdürü beni susturmaya
çalıştılar üzerime yürüyerek. Bir diğer temsilci
arkadaş, sesini yükselterek bu hakaretleri duymak zorunda değiliz
dedi. Orada bulunan yüzyetmiş civarı emekçi arkadaşımız
dışarı davet etti. Ben de orda alkıllayarak arkadaşlarımı dışarı
davet ettim. 25 kadar arkadaşımız alkışlarımıza katıldı on beş
kişi kadar arkadaşımız da salondan bizle beraber çıktı.
Hepsinin gönlü bizdsen yana olduğu için sindirilmeye
çalışıyorlardı. Bizim ayrılmamız üzerine belediye başkanı
daha da hiddetlenmiş ve daha sert sözler söylemiş.
İçerde kalan arkadaşlarımız böyle ilettiler. Bizden hesap
soracağını da söylemiş.

Ertesi gün işe gittik. Bize bir yazı geldi, lüzum
üzerine Fen işleri şantiyasi dedikleri,
Küçükçekmece gölü kenarında barakalar
var, oraya gönderdiklerini içeren bir yazıydı. 9 kişiyi oraya
sürmüşlerdi, diğer altı kişiyi de sağda solda yerlere
sürmüşlerdi. Ben tebligatı üç gün sonra
aldım.İlk gidenlere orasını eskiden hayvan barınağı olduğunu
söylemişler. Temizleyerek bizim gitmemiz için hazırlamışlar.
Biz bu durum üzerine sendika olarak bir basın açıklaması
kararı alarak, 3 Eylül günü bir basın açıklaması
gerçekleştirdik. Şubemiz, tüm yaşadıklarımız bu basın
açıklamasıyla anlattı. Hayvan barınağı da teşhir olunca bizi
oraya da sokmadılar, masa konmadı diyerek. Biz de orada, işçilerin
sendika lokali olarak kullandıkalrı bir odada duruyoruz dokuz kişi. Bu
arada bize, Avcıların gecekondu olan kesiminde. Kaçak yapılan
evleri sayma görevi verildi.

TMMŞP: Tahtakale civarında mı?

Ali Erdoğan: Evet, Avcılar, Tahtakale mahallesi
bölgesinde. Biz de bu görevi kabul edemeyeceğimizi,
sözleşmemiz gereği mühendislik ve teknisyenlik görevlerimizi
yapabileceğimizi bunun görev kapsamı dışında olduğunu
söyledik. Bu da ayrı bir tartışmaya sebep oldu. Bizi bu göreve
hala zorluyorlar ve biz kabul etmiyoruz.

TMMŞP: Süreç nasıl devam ediyor.

Ali Erdoğan: En son TümBel-Sen başkanı Vicdan
Baykara geldi. Belediye başkanı onunla görüşmek istediğini
söyledi. Şube ve temsilci ile görüşmek istemedi ama genel
başkanla görüşmek istedi. Biz de bu görüşmeye
katılmak istediğimizi söyledik. Genel merkezin konuyla ilgisi
çok detaylı bilgisi olamayabileceğini söyledik. Toplantı tek
taraflı gerçekleşmesin istedik. Bize başkanın kimseyi
istemediğini en fazla şubeden bir kişinin olabileceğini onun da
başkanın bilgi eksikliğini gidermesi sebebiyle razı olduklarını
belirttiler. Başkanımız kabul etti, görüşüldü. Biz de
kabul salonunda bekliyoruz tabi toplantı sürerken. Görüşme
sonrasında bize, sürgünlerin geri alınacağı, ödemelerin
tam yapılacağı söylendi. Toplantı sırasında sendika başkanına,
üyelerin belediye başkanı hakkında ahlaksız bir tutum sergilediği
söylense de başkanımız yapılanların sendikanın sahiplenilmesi
olduğunu söylüyor. Ayrıca yaptıklarının bir belediye
başkanı olarak ona yakışmadığını söylüyor. Belediye
başkanı buna da sinirleniyor. Temsilcinin çıkmasını istiyor
odadan, temsilcimiz örgütlü kültür gereği sendika
başkanına da danışarak odadan çıkıyor. Daha sonrasında
içerde olanalrı sendika başkanımıza sorduğumuzda, belediye
başkanının bize çok kızdığı soruşturma açacağı
bilgisini öğrendik. Pazartesiden (20 Eylül) itibaren eski
yerlerimize geri getirileceğimizi ve sözleşmenin de uygulanacağını
öğrendik. Belediye başkanı, soruşturma sonucu verilecek cezaları
affedebileceğini söylemiş.

TMMŞP: Pazartesiden itibaren olay yeni bir boyut kazanacak. Ya
sorun çözümlenmezse?

Ali Erdoğan: Kaldığımız yerden etkinliklerimize
devam edeceğiz. Zaten sendika başkanımız görüşmeye geldiği
için bir kısım etkinliklerimizi durdurmuştuk. Değişiklik olmazsa
bunlara devam edeceğiz. Pazartesi günü sürgün
yerlerimize gitmeyeceğiz. Eski yerlerimize gideceğiz. Sorun
çözümlenmemişse amirler bize tepki verecektir.

TMMŞP: Talepleriniz karşılanana kadar mücadeleye
devam..

Evet, devam edeceğiz.

NOT: Avcılar Belediyesi'ndeki sürgün girişimi ile ilgili
olarak, 20 Eylül / Pazartesi günü itibariyle
çalışanlar asli yerlerine dönememiştir. Belediye Başkanı
tarafından başlatılan soruşturmalar devam etmektedir.

Kaynak: toplumcueksen.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder