20 Eylül 2010 Pazartesi

İşsizlikte Değişen Birşey Yok

İşsizlikte Değişen
Birşey Yok

DİSK Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR),
işsizlik rakamlarındaki 2.5 puanlık düşüşe rağmen krizin
yarattığı olumsuz tablonun hala sürdüğünü
vurgulayarak, işsiz sayısı kriz öncesine göre 454 bin fazla.
Yani Türkiye teğet geçen krizin etkilerini yüksek
büyüme oranlarına rağmen hala telafi edebilmiş değil"
dedi.

DİSK-AR 2010 Haziran Ayı Dönemi İstihdam Raporu'nu yayımladı.
Raporda, TÜİK tarafından açıklanan Mayıs, Haziran ve Temmuz
ayları için işsizlik oranlarının geçtiğimiz yılın aynı
ayına göre 2.5 puanlık düşüşle yüzde 10.5 olarak
gerçekleştiği anımsatıldı. İşsiz sayısının ise 518 bin
kişilik azalma ile 2 milyon 751 bin olduğu hatırlatılan raporda,
"Buna karşı krizin yarattığı olumsuz tablo izlerini hala
sürdürüyor. Mevsimsel nedenlerle artan istihdam, işsizlik
verilerine yansırken, işsizlik oranı kriz öncesinin 1.5 puan
üzerinde. İşsiz sayısı ise kriz öncesine göre 454 bin
fazla. Yani Türkiye teğet geçen krizin etkilerini yüksek
büyüme oranlarına rağmen hala telafi edebilmiş değil"
ifadeleri kullanıldı.

İstihdamdaki artışa, köye dönüş, geçici
çalışma ve kayıtdışındaki artışın eşlik ettiği belirtilen
Raporda, artan istihdamla, kayıtdışı istihdamın hemen hemen aynı oranda
büyüdüğü vurgulandı.

İŞSİZLİK RAKAMLARINDAKİ DÜŞÜŞ VAHİM TABLOYA RAĞMEN BİR
BAŞARI OLARAK SUNULUYOR

İstihdamda geçen yılın aynı dönemine göre yaşanan
artışın 1 milyon 541 bin iken, bu rakamın yüzde 32'sinin
işgücüne kayıtdışı olarak dahil olduğu kaydedilen Raporda,
yaratılan istihdamın yüzde 8.8'inin eksik ve yetersiz olarak
istihdam edilenlerden, yüzde 17'sinin ise geçici bir işe
başlayanlardan oluştuğuna dikkat çekildi. Ayrıca geçici
işlerde çalışanların sayısı da artış
görüldüğü belirtilen Raporda, işe başlamaya hazır
olup iş aramayanların dahil edildiği geniş tanımlı işsizlik
rakamının yüzde 16.4 oranla 4 milyon 608 bin olduğu ifade edildi.
Raporda, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle birlikte işsizlik oranın
yüzde 20'ler düzeyine yükseldiği belirtildi. Raporda,
"Bu vahim tabloya karşın, işsizlik rakamlarında ki
düşüş, kamuoyuna büyük bir başarı olarak
sunulmaktadır" denildi.

İŞSİZ SAYISI 2 YIL ÖNCESİNE GÖRE YÜZDE 20
FAZLA

Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre işsiz
sayısının 518 bin kişi azaldığı belirtilen Raporda,
"Hükümetin çok büyük bir başarı olarak
sunduğu durum budur. Halbuki 2009 yılında emekçilere yaşatılan
işten atılma ve işsiz kalma kabusu sürmektedir. Resmi işsiz
sayımız 2 yıl önceye göre yüzde 20 artış
göstermiştir. Bu, sayı olarak 454 bin kişiye denk düşmektedir.
Dolayısı ile krizin yarattığı 454 bin ilave işsiz gerçeği
ortada durmaktadır" ifadelerine yer verildi.

HÜKÜMETİN KAYITDIŞI İLE MÜCADELE KONUSUNDA KARNESİ
ZAYIF

Hükümetin kayıtdışı ile mücadele konusunda karnesinin
oldukça zayıf olduğu vurgulanan Raporda, şöyle denildi:
"Kayıtdışı ile mücadele, cezai yaptırımlarda, sendikal
örgütlenmenin önünün açılmasında değil,
özel sektörü teşvikte aranmaktadır. 'Ne kadar az vergi
alırsak, istihdam 'maliyetlerini' ne kadar aşağı
çekersek, patronlar da o oranda kayıtdışı işçi
çalıştırmaktan vazgeçer' anlayışı ile kayıtdışı
ile mücadele daha en başından sakatlanmaktadır. Oysaki kayıtdışı
ile mücadele aktif bir biçimde, sendikaların
örgütlenmelerinin yaygınlaşması, sıkı denetimler ve cezai
yaptırımların etkinleştirilmesi ile verilebilir. Türkiye'nin
kanayan yarası haline gelen, taşeronlaşmanın yaygınlaştırılması gibi
kayıtdışını teşvik eden uygulamalar kaygı vericidir. Kriz öncesi
döneme göre kayıtdışı çalışanların sayısı haziran
ayı dönemi için 593 bin artışla 10 milyon 519 bin kişiyi
bulmaktadır. Bu sayı haziran ayı dönemi için son 5 yılın en
yüksek rakamını oluşturmaktadır. İstihdamla, kayıtdışı istihdam
hemen hemen aynı oranda büyümektedir."

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA YAYGINLAŞIYOR
Güvencesiz çalışmanın yaygınlaştığına dikkat
çekilen Raporda, "Herkese insan onuruna yaraşır bir iş talebi
dikkate alındığında, krizden güvencesiz ve geçici işlerle
çıkmanın çözüm olmadığı
görülecektir" denildi. Geçici bir işte
çalışanların sayısının bu dönmede 1 milyon 863 bin
düzeyine ulaştığı kaydedildi.

ÇALIŞIYORMUŞ GİBİ GÖRÜNENLERİN SAYISI DA
ARTTI

TÜİK verilerine göre, eksik istihdam rakamlarında da artış
göründüğü belirtilen Raporda, "Buna göre esas
işinde ve diğer işinde veya işlerinde toplam olarak 40 saatten daha az
süre çalışmış olan ve 1 saat çalışmış olsa bile
istihdam da sayılanlarla, aynı nedenlerle istihdamda görünen
ancak iş bakanların yani gizli işsizlerinde sayısında 135 bin kişilik
artış gerçekleşmiştir. Dolayısı ile istihdamdaki artış
nitelikli ve insan onuruna yaraşır bir çalışma yaşamına işaret
etmemektedir" ifadesi kullanıldı.

TARIM ÇALIŞANLARIN SAYISI 5 YIL ÖNCESİNE
DÖNDÜ

İşsizlik verilerinin düşük görünmesinin nedenlerinden
biri de, çaresizlik nedeniyle kentten kırsal alana
işgücündeki kayılması olduğu kaydedilen Raporda, tarımda
istihdam edilenlerin sayısının 6 milyon 233 bin ile son 5 yılın rekorunu
kırdığı vurgulandı.

SEVİNÇ ÇIĞLIKLARINA DEĞİL, KALICI
ÇÖZÜME İHTİYAÇ VAR

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın, yaptığı yazılı
açıklamasında önümüzdeki dönemde işsizlik
rakamlarında tek haneyi görmenin mümkün olduğunu ifade
ettiği anımsatılan Rapor şöyle devam etti:
"Türkiye'de işsizlik sorununun yüzde 9'ları
görerek çözülmesi mümkün değildir.
Bugün tek haneli işsizliği hedeflemek ümidi olmayanlarla birlikte
5 milyon işsizin, güvencesiz ve kayıtdışı çalışan
milyonların durumunu benimsemek anlamına gelmektedir. Ancak zaten
ümidi olmayan milyonlar düşünüldüğünde
işsizlik oranlarının tek haneli rakamlara düşmesi mümkün
görünmemektedir. Açıktır ki Türkiye, büyüme
oranlarında dibe vuruşun etkisi ile yüksek oranları yakalamıştır.
Hatta Türkiye son çeyrek ile birlikte Çin ile
karşılaştırılmaktadır. Ancak bu karşılaştırma yapılırken
Türkiye'nin yaklaşık yüzde 6
küçüldüğü ve küçülme oranıyla
dünya çağında ön sıralarda yer aldığı 2009 yılında,
Çin'in yüzde 9'a varan bir yükseliş
gösterdiği dikkate alınmalıdır. Yine 2009 yılında
çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerden 30'a yakın
ülkede büyüme oranları yüzde 5 ve üzeridir.
Dolayısı ile büyüme rakamlarında gözlenen artışlar,
gerçekte kaybın telafisinden ibarettir. Bu konuda ki tek somut
gerçek, Türkiye ekonomisinin kriz döneminde 2 senesini
kaybetmesidir. Nitekim büyüme oranları 2 yıl öncesine
dönüş yaparken, işsizlik oranları hala kriz öncesi
değerlerine çekilememiştir. Çünkü işsizlikle
ilgili kriz yapısaldır ve sistem işsizliğin belli oranlarda seyretmesini
desteklemektedir. Bu yüzden hükümet işsizlikte tek haneli
rakamları hedeflerken psikolojik bir eşiğe oynamaktadır. İşsizlikle
mücadele, bu konuda kararlı adımların atılması ile
mümkündür. Ancak anlaşılan o ki, hükümette ne bu
niyet ne de irade bulunmaktadır. Milyonların umudu, piyasanın insafına
bırakılmıştır.

İŞSİZLİKLE MÜCADELE İÇİN ALINMASI GEREKEN
TEDBİRLER

İşsizlikle mücadele için atılacak pek çok adım,
yapılacak pek çok düzenleme bulunduğu kaydedilen Raporda,
İşsizlik mücadele için acil alınması gereken tedbirler
şöyle sıralandı:
"-Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın
40 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı,
90 saate düşürülmelidir.
-Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
-Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde
uygulanmalıdır.
-Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı,
sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını
özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler
yapılmalıdır
-Kamu yatırımcılığı ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden
ele alınmalıdır
-Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
-Taşeronlaşma ve kayıtdışı istihdam engellenmelidir."


Kaynak: Birgün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder