20 Eylül 2010 Pazartesi

Bakanlık Okula Gitmeyen Öğrencileri Fişliyor mu?

Bakanlık Okula Gitmeyen
Öğrencileri Fişliyor mu?

Eğitim–Sen Diyarbakır Şube
Başkanı Karahan, okula gelmeyen öğrencilerin isimlerinin
bildirilmesini isteyen MEB'i eleştirdi; "Okulun ilk
günü yoklama yapılmaz, bu yıl yapılıyor. Çok
düşündürücü" dedi.

 

"Bu zamana kadar okulun ilk günü yoklama alınmazdı;
Diyarbakır'daki okullarda ilk kez bu yıl yoklama yapılıyor."

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim- Sen) Diyarbakır
Şube Başkanı Abdullah Karahan, anadilde eğitim hakkı için
başlatılan bir haftalık okul boykotunun ilk gününde
izlenimlerini bianet ile paylaştı.

Karahan, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okul boykotunun olduğu 20 - 24 Ekim
tarihleri arasında okula gelmeyen öğrencilerin isimlerini bildirilmesi
yönünde yayınladığı genelgeyi eleştirdi:

"Bundan önceki yıllar, okulun ilk günü yoklamalar
yapılmazdı. Bu yıl yapılıyor. Bakanlığın genelgesi okullara
gönderilmiş. İdarenin 'okula gelenleri ve gelmeyenleri bildirin'
şeklindeki yaklaşımı, boykotun tuttuğunu gösteriyor bize.
İdareciler demek ki tedirgin oldu; isterseniz idare korktu deyin. İdare bu
genelgeyi öğrencileri fişlemek için mi çıkardı
bilemem. Ama fişleme devletin 80 yıllık geleneğinde var; ilk günden
yoklamaların alınması düşündürücü."
Okullar boş görünüyor

Diyarbakır'da 430 bin öğrenci olduğunu söyleyen Karahan, boykota
katılımla ilgili rakamların henüz verilemeyeceğini söyledi ve
şöyle devam etti:

"Benim ve sendikaya üye öğretmenlerin görevli olduğu
okullardan edindiğimiz izlenim, boykot kararına uyulduğu yönünde
ama şimdiden rakam vermek doğru olmaz. İlk gün kitap dağıtımları
yapılıyor. Öğrenciler sadece kitaplarını almaya mı geldiler, okula
mı geldiler bilemiyoruz. Birçok okul yüzde 90 boş
görünüyor ama boykot nedeniyle mi, okulun ilk günü
olduğu için mi kesin konuşamayız."
Devlet anadil için düzenleme yapmalı

"Anadilin ne kadar önemli olduğunu, sadece siyasal değil,
bilimsel olduğunu da yıllardır savunuyorum" diyen Karahan, devletin
bu konudaki tutumunu eleştirdi:

"Bu sorunu çözmek yerine, örneğin bu gün
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün söylediği gibi
'çocuklar kullanılıyor' demek sorunu görmezden gelmektir. Bu
çocukların bir dili yok mu, o dili kullanma hakları yok mu? Sorunu
tanımlamakta sıkıntı yaşıyorlar ve en büyük sıkıntımız
bu. Devlet anadilde eğitim ile ilgili uluslararası normlara göre
düzenlemeler yaparsa, kimse bundan olumsuz etkilenmez. Ama temel işlevi
sorunları çözmek olan devlet sorunu görmezden geliyor.
/>

"Buradaki çocuklar Türkçe ile birinci sınıfa
tanışıyor. Bu çocuğun Kürtçe yerine
Türkçeyi çok iyi konuşması beklenemez. Bizim gibi yaşı
40'ı geçenler bile bunu yapamıyor. Devletin eşitlik ilkesinden
harekete bu konuda düzenleme yapması, çift dilli eğitime
geçmesi, üniversitelerde Kürtçe eğitim verecek
öğretmenler yetiştirmesi gerekiyor. Evinizde Kürtçe
konuşun, bizi ilgilendirmez damak doru bir yaklaşım değil."

Kürt Dili Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Hareketi'nin yaptığı
çağrı üzerine (Tevgera Ziman û Perwerdehiya Kurdî -
TZPKurdî)  anadilde eğitim hakkı için başlatılan okul
boykotu bir hafta sürecek.

 

Kaynak: Bianet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder