İşsiz Sayısı Kriz
Öncesine Göre Yüzde 20 Fazla / DİSK
İSTİHDAM ARTIŞI NİTELİKSİZ, İŞSİZ SAYISI
KRİZ ÖNCESİNİN ÇOK ÜZERİNDE
KRİZ ÖNCESİNİN ÇOK ÜZERİNDE
İSTİHDAMA DAHİL OLAN HER 3 KİŞİDEN BİRİ
KAYITDIŞINDA
KAYITDIŞINDA
DİSK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ (DİSK-AR) 2010
HAZİRAN AYI DÖNEMİ
HAZİRAN AYI DÖNEMİ
İSTİHDAM RAPORU
19/09/2010
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs, Haziran ve Temmuz
ayları için işsizlik oranlarını açıkladı. Buna göre
işsizlik oranı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre 2,5
puanlık düşüşle yüzde 10,5 olarak gerçekleşti.
İşsiz sayısı ise 518 bin kişilik azalma ile 2 milyon 751 bin oldu. Buna
karşı krizin yarattığı olumsuz tablo izlerini hala
sürdürüyor. Mevsimsel nedenlerle artan istihdam, işsizlik
verilerine yansırken, işsizlik oranı kriz öncesinin 1,5 puan
üzerinde. İşsiz sayısı ise kriz öncesine göre 454 bin
fazla. Yani Türkiye "teğet geçen" krizin etkilerini
yüksek büyüme oranlarına rağmen hala telafi edebilmiş
değil. Kısaca özetlersek;
ayları için işsizlik oranlarını açıkladı. Buna göre
işsizlik oranı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre 2,5
puanlık düşüşle yüzde 10,5 olarak gerçekleşti.
İşsiz sayısı ise 518 bin kişilik azalma ile 2 milyon 751 bin oldu. Buna
karşı krizin yarattığı olumsuz tablo izlerini hala
sürdürüyor. Mevsimsel nedenlerle artan istihdam, işsizlik
verilerine yansırken, işsizlik oranı kriz öncesinin 1,5 puan
üzerinde. İşsiz sayısı ise kriz öncesine göre 454 bin
fazla. Yani Türkiye "teğet geçen" krizin etkilerini
yüksek büyüme oranlarına rağmen hala telafi edebilmiş
değil. Kısaca özetlersek;
- İstihdamdaki artışa, köye dönüş, geçici
çalışma ve kayıtdışındaki artış eşlik ediyor. Kriz
öncesi döneme göre kayıtdışı çalışanların
sayısı 593 bin artışla 10 milyon 519 bin kişiyi buldu. Bu sayı haziran
ayı dönemi için son 5 yılın en yüksek rakamı
oluşturuyor. Artan istihdamla, kayıtdışı istihdam hemen hemen aynı
oranda büyüyor.
- İstihdamda geçen yılın aynı dönemine göre
yaşanan artış 1 milyon 541 bin iken, bu rakamın yüzde 32'si
yani yaklaşık 3'te 1'i işgücüne kayıtdışı olarak
dahil oldu. Yaratılan istihdamın yüzde 8,8'ini eksik ve yetersiz
olarak istihdam edilenler, yüzde 17'sini ise geçici bir
işe başlayanlar oluşturuyor.
- Ayrıca geçici işlerde çalışanların sayısı da
artış gösteriyor. Geçici işlerde çalışan
ücretlilerin sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine
göre 263 bin kişi artış gösterdi. Tarımda istihdam edilenlerin
sayısı ise 6 milyon 233 bin ile son 5 yılın rekorunu kırdı.
- İşe başlamaya hazır olup iş aramayanların dahil edildiği
geniş tanımlı işsizlik rakamı yüzde 16,4 oranla 4 milyon 608 bin
oldu. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle birlikte işsizlik oranı
yüzde 20 düzeyine yükseliyor.
- İşsizlik rakamları içerisinde geçici bir işte
çalıştığı için işsiz kalanlar yüzde 26,3 oran ve 724
bin kişi ile işsizlikten en çok etkilenen kesimi oluşturmaya devam
ediyor. Bu dönemdeki işsizlerin 484 binini ise işten
çıkartılanlar oluşturdu.
Bu vahim tabloya karşın, işsizlik rakamlarında ki düşüş,
kamuoyuna büyük bir başarı olarak sunulmaktadır.
kamuoyuna büyük bir başarı olarak sunulmaktadır.
İŞSİZ SAYISI 2 YIL ÖNCESİNE GÖRE YÜZDE 20
FAZLA
FAZLA
Mayıs, Haziran, Temmuz 2010 dönemini (Haziran dönemi)
kapsayan Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) sonuçlarına
göre işsizlik oranı geçtiğimiz yılın aynı dönemine
göre 2,5 puanlık düşüşle yüzde 10,5 olmuştur. İşsiz
sayısı ise 518 bin kişi azalmıştır. Hükümetin çok
büyük bir başarı olarak sunduğu durum budur. Hâlbuki 2009
yılında emekçilere yaşatılan işten atılma ve işsiz kalma kabusu
sürmektedir.
kapsayan Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) sonuçlarına
göre işsizlik oranı geçtiğimiz yılın aynı dönemine
göre 2,5 puanlık düşüşle yüzde 10,5 olmuştur. İşsiz
sayısı ise 518 bin kişi azalmıştır. Hükümetin çok
büyük bir başarı olarak sunduğu durum budur. Hâlbuki 2009
yılında emekçilere yaşatılan işten atılma ve işsiz kalma kabusu
sürmektedir.
2008 yılında ilgili dönemde 2 milyon 297 bin olan işsiz
sayısı, son açıklanan resmi verilere göre 2 milyon 751 bindir.
Resmi işsiz sayımız 2 yıl önceye göre yüzde 20 artış
göstermiştir. Bu, sayı olarak 454 bin kişiye denk düşmektedir.
Dolayısı ile krizin yarattığı 454 bin ilave işsiz gerçeği
ortada durmaktadır.
sayısı, son açıklanan resmi verilere göre 2 milyon 751 bindir.
Resmi işsiz sayımız 2 yıl önceye göre yüzde 20 artış
göstermiştir. Bu, sayı olarak 454 bin kişiye denk düşmektedir.
Dolayısı ile krizin yarattığı 454 bin ilave işsiz gerçeği
ortada durmaktadır.
HAZİRAN DÖNEMİ İÇİN KARŞILAŞTIRMA
TABLOSU (Mayıs, Haziran, Temmuz 2010)
TABLOSU (Mayıs, Haziran, Temmuz 2010)
| size="2">TÜRKİYE | ||
2008(*) | 2009 | 2010 | |
Kurumsal olmayan nüfus (000) | 69 686 | 70 505 | 71 307 |
Nüfus (000) | 50 769 | 51 644 | 52 503 |
İşgücü (000) | 24 407 | 25 216 | 26 239 |
İstihdam (000) | 22 111 | 21 947 | 23 488 |
İşsiz (000) | 2 297 | 3 269 | 2 751 |
İşgücüne katılma oranı (%) | 48,1 | 48,8 | 50 |
İstihdam oranı (%) | 43,6 | 42,5 | 44,7 |
İşsizlik oranı (%) | 9,4 | 13 | 10,5 |
Tarım dışı işsizlik oranı (%) | 11,9 | 16,4 | 13,4 |
Genç nüfusta işsizlik oranı(1)(%) | 18 | 23,7 | 19,1 |
İşgücüne dahil olmayanlar (000) | 26 361 | 26 428 | 26 264 |
Kaynak: TÜİK HHİA sonuçları
KAYITDIŞI İSTİHDAM 11 MİLYONA DOĞRU
Hükümetin kayıtdışı ile mücadele konusunda karnesi
oldukça zayıf durumdadır. Kayıtdışı ile mücadele, cezai
yaptırımlarda, sendikal örgütlenmenin önünün
açılmasında değil, özel sektörü teşvikte
aranmaktadır. "Ne kadar az vergi alırsak, istihdam
"maliyetlerini" ne kadar aşağı çekersek, patronlar da o
oranda kayıtdışı işçi çalıştırmaktan
vazgeçer" anlayışı ile kayıtdışı ile mücadele daha
en başından sakatlanmaktadır. Oysa ki kayıtdışı ile mücadele
aktif bir biçimde, sendikaların örgütlenmelerinin
yaygınlaşması, sıkı denetimler ve cezai yaptırımların
etkinleştirilmesi ile verilebilir. Türkiye'nin kanayan yarası
haline gelen, taşeronlaşmanın yaygınlaştırılması gibi
kayıtdışını teşvik eden uygulamalar kaygı vericidir. Kriz öncesi
döneme göre kayıtdışı çalışanların sayısı haziran
ayı dönemi için 593 bin artışla 10 milyon 519 bin kişiyi
bulmaktadır. Bu sayı haziran ayı dönemi için son 5 yılın en
yüksek rakamını oluşturmaktadır. İstihdamla, kayıtdışı istihdam
hemen hemen aynı oranda büyümektedir.
oldukça zayıf durumdadır. Kayıtdışı ile mücadele, cezai
yaptırımlarda, sendikal örgütlenmenin önünün
açılmasında değil, özel sektörü teşvikte
aranmaktadır. "Ne kadar az vergi alırsak, istihdam
"maliyetlerini" ne kadar aşağı çekersek, patronlar da o
oranda kayıtdışı işçi çalıştırmaktan
vazgeçer" anlayışı ile kayıtdışı ile mücadele daha
en başından sakatlanmaktadır. Oysa ki kayıtdışı ile mücadele
aktif bir biçimde, sendikaların örgütlenmelerinin
yaygınlaşması, sıkı denetimler ve cezai yaptırımların
etkinleştirilmesi ile verilebilir. Türkiye'nin kanayan yarası
haline gelen, taşeronlaşmanın yaygınlaştırılması gibi
kayıtdışını teşvik eden uygulamalar kaygı vericidir. Kriz öncesi
döneme göre kayıtdışı çalışanların sayısı haziran
ayı dönemi için 593 bin artışla 10 milyon 519 bin kişiyi
bulmaktadır. Bu sayı haziran ayı dönemi için son 5 yılın en
yüksek rakamını oluşturmaktadır. İstihdamla, kayıtdışı istihdam
hemen hemen aynı oranda büyümektedir.
GÜVENCESİZ ÇALIŞMA YAYGINLAŞIYOR
"İşçinin iş ilişkisine süreklilik sağlanarak
geleceğine güven duyması, işini kaybetme, dolayısıyla kendisinin ve
ailesinin geçim kaynağını oluşturan gelirinden yoksun kalma
endişesinin dışında tutulması temel bir haktır." Bu
çerçevede geçici iş ilişkisi, işçinin
geleceği olan inancını zedeleyen, yeni bir iş bulamama korkusunu
tetikleyen, işçinin temel haklarından birinin ihlali anlamını
taşımaktadır. Taşeronlaşma olgusu yine geçici iş ilişkisinin
bir biçimi olarak yürümektedir. İşsizlik rakamlarındaki
düşüşe güvencesiz çalışanların ve eksik istihdam
edilenlerin sayısındaki artış eşlik etmektedir. Yani istihdamdaki
artış işin nitelik ve süre açısından yetersizliğine işaret
etmektedir.
geleceğine güven duyması, işini kaybetme, dolayısıyla kendisinin ve
ailesinin geçim kaynağını oluşturan gelirinden yoksun kalma
endişesinin dışında tutulması temel bir haktır." Bu
çerçevede geçici iş ilişkisi, işçinin
geleceği olan inancını zedeleyen, yeni bir iş bulamama korkusunu
tetikleyen, işçinin temel haklarından birinin ihlali anlamını
taşımaktadır. Taşeronlaşma olgusu yine geçici iş ilişkisinin
bir biçimi olarak yürümektedir. İşsizlik rakamlarındaki
düşüşe güvencesiz çalışanların ve eksik istihdam
edilenlerin sayısındaki artış eşlik etmektedir. Yani istihdamdaki
artış işin nitelik ve süre açısından yetersizliğine işaret
etmektedir.
Herkese insan onuruna yaraşır bir iş talebi dikkate alındığında,
krizden güvencesiz ve geçici işlerle çıkmanın
çözüm olmadığı görülecektir.
krizden güvencesiz ve geçici işlerle çıkmanın
çözüm olmadığı görülecektir.
Geçici bir işte çalışanların sayısı haziran ayı
dönem için 2009 yılında 1 milyon 600 bin iken, 2010 yılında 1
milyon 863 bin düzeyine ulaşmıştır. Güvencesiz ve geleceğinden
endişeli olan bu kesimin sayısındaki artış ise 263 bindir.
dönem için 2009 yılında 1 milyon 600 bin iken, 2010 yılında 1
milyon 863 bin düzeyine ulaşmıştır. Güvencesiz ve geleceğinden
endişeli olan bu kesimin sayısındaki artış ise 263 bindir.
İŞİ GEÇİCİ OLDUĞU İÇİN İŞSİZ KALANLAR BAŞI
ÇEKİYOR
ÇEKİYOR
Resmi rakamlara göre işsiz kalanların, işsiz kalma nedenlerine
göre en ön sırasında yine güvencesiz çalışan,
geçici işçiler bulunmaktadır. Bu dönemde ücretliden
yüzde 13,2'si geçici bir işte çalıştığı halde,
işsizlerin yüzde 26,3'ü geçici işlerde
çalıştığı için işsiz kalanlar oluşturmaktadır. Bu halde
olanların sayısı 724 bindir. Diğer yandan işten atılan 484 bin kişiye
ise hala iş bulunamamıştır. 1 milyon 863 bin geçici işçiye
karşın, 724 bin geçici işte çalıştığı için
işsiz kalan kişinin olması, güvencesiz çalışmanın yıkıcı
etkisini ortaya koymaktadır. Güvencesiz çalışanlar,
işsizlikten en büyük payı alanladır.
göre en ön sırasında yine güvencesiz çalışan,
geçici işçiler bulunmaktadır. Bu dönemde ücretliden
yüzde 13,2'si geçici bir işte çalıştığı halde,
işsizlerin yüzde 26,3'ü geçici işlerde
çalıştığı için işsiz kalanlar oluşturmaktadır. Bu halde
olanların sayısı 724 bindir. Diğer yandan işten atılan 484 bin kişiye
ise hala iş bulunamamıştır. 1 milyon 863 bin geçici işçiye
karşın, 724 bin geçici işte çalıştığı için
işsiz kalan kişinin olması, güvencesiz çalışmanın yıkıcı
etkisini ortaya koymaktadır. Güvencesiz çalışanlar,
işsizlikten en büyük payı alanladır.
DURUMLARINA GÖRE İŞSİZLER (Mayıs, Haziran,
Temmuz 2010)
Temmuz 2010)
Durumlarına göre işsizler | Kişi sayısı (bin) | Oran (Yüzde) |
Çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler | 724 | 26,3 |
İşten çıkarılanlar | 484 | 17,6 |
Kendi isteğiyle işten ayrılanlar | 476 | 17,3 |
İşyerini kapatan/iflas edenler, | 234 | 8,5 |
Ev işleriyle meşgul olanlar | 242 | 8,8 |
Öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar | 292 | 10,6 |
Diğer nedenler | 300 | 10,9 |
Kaynak: TÜİK
ÇALIŞIYORMUŞ GİBİ GÖRÜNENLERİN SAYISI DA
ARTTI
ARTTI
TÜİK HİA Mayıs dönemi verilerine göre eksik istihdam
rakamlarında da artış görünmektedir. Buna göre esas işinde
ve diğer işinde/işlerinde toplam olarak 40 saatten daha az süre
çalışmış olan ve 1 saat çalışmış olsa bile istihdam da
sayılanlarla, aynı nedenlerle istihdamda görünen ancak iş
bakanların yani gizli işsizlerinde sayısında 135 bin kişilik artış
gerçekleşmiştir. Dolayısı ile istihdamdaki artış nitelikli ve
insan onuruna yaraşır bir çalışma yaşamına işaret
etmemektedir.
rakamlarında da artış görünmektedir. Buna göre esas işinde
ve diğer işinde/işlerinde toplam olarak 40 saatten daha az süre
çalışmış olan ve 1 saat çalışmış olsa bile istihdam da
sayılanlarla, aynı nedenlerle istihdamda görünen ancak iş
bakanların yani gizli işsizlerinde sayısında 135 bin kişilik artış
gerçekleşmiştir. Dolayısı ile istihdamdaki artış nitelikli ve
insan onuruna yaraşır bir çalışma yaşamına işaret
etmemektedir.
TARIM ÇALIŞANLARIN SAYISI 5 YIL ÖNCESİNE
DÖNDÜ
DÖNDÜ
İşsizlik verilerinin düşük görünmesinin
nedenlerinden biri de, çaresizlik nedeniyle kentten kırsal alana
işgücündeki kaymadır. Haziran 2010 döneminde de bu durum
kendini göstermektedir. Bu dönem için Tarımda istihdam
edilenlerin sayısı 6 milyon 233 bin ile son 5 yılın rekorunu
kırmıştır. Kırsal kesimde gelir kaybı yaşadığı
için kentlere yönelen yüzbinlerce emekçi, işsizlik
girdabından kaçarak, yine çaresizliklerine yani tarım
alanına, kırsal kesime dönüş yapmıştır. Bu geniş kesimleri
işsizlik verileri içinde değerlendirmek
mümkündür.
nedenlerinden biri de, çaresizlik nedeniyle kentten kırsal alana
işgücündeki kaymadır. Haziran 2010 döneminde de bu durum
kendini göstermektedir. Bu dönem için Tarımda istihdam
edilenlerin sayısı 6 milyon 233 bin ile son 5 yılın rekorunu
kırmıştır. Kırsal kesimde gelir kaybı yaşadığı
için kentlere yönelen yüzbinlerce emekçi, işsizlik
girdabından kaçarak, yine çaresizliklerine yani tarım
alanına, kırsal kesime dönüş yapmıştır. Bu geniş kesimleri
işsizlik verileri içinde değerlendirmek
mümkündür.
GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 16,4
Türkiye açısından işsizlik verileri ile ilgili olarak
giderek önemini artıran kesim, işe başlamaya hazır olup, iş
bulmaktan umudunu kestiği için iş aramayan ve bu nedenle işsiz
sayılmayanlar ile diğer nedenlerle işe başlamaya hazır olup, iş
aramayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanlardır. Bu durumda olan kişi
sayısı 10 yıl önce son derece azken, bugün neredeyse toplam
işsiz sayısına yakın bir düzeye ulaştı. 2004 yılında sayısı 1
milyon 100 bin olan işe başlamaya hazır olup son 3 aydır, başta
umutsuzluk olmak üzere, çeşitli nedenlerle iş arama
kanallarından birini kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanların
sayısı, 2010 yılının Haziran dönemi için 1 milyon 857 bin
düzeyindedir. Bu rakam kriz öncesi dönemde 1 milyon 626
bindi.
giderek önemini artıran kesim, işe başlamaya hazır olup, iş
bulmaktan umudunu kestiği için iş aramayan ve bu nedenle işsiz
sayılmayanlar ile diğer nedenlerle işe başlamaya hazır olup, iş
aramayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanlardır. Bu durumda olan kişi
sayısı 10 yıl önce son derece azken, bugün neredeyse toplam
işsiz sayısına yakın bir düzeye ulaştı. 2004 yılında sayısı 1
milyon 100 bin olan işe başlamaya hazır olup son 3 aydır, başta
umutsuzluk olmak üzere, çeşitli nedenlerle iş arama
kanallarından birini kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanların
sayısı, 2010 yılının Haziran dönemi için 1 milyon 857 bin
düzeyindedir. Bu rakam kriz öncesi dönemde 1 milyon 626
bindi.
Tanımlama nedeniyle işsiz sayılmayan, söz konusu 1 milyon 857
bin işsizi dahil ettiğimizde, daha gerçekçi bir rakama
işaret eden geniş tanımlı (GT) işsizlik oranlarına ulaşıyoruz. Bu
hesaplamaya göre işsiz sayısı 2 milyon 751 binden 4 milyon 468 bine
yükselmekte, işsizlik oranı ise yüzde 10,5'den yüzde
16,4'e çıkmaktadır.
bin işsizi dahil ettiğimizde, daha gerçekçi bir rakama
işaret eden geniş tanımlı (GT) işsizlik oranlarına ulaşıyoruz. Bu
hesaplamaya göre işsiz sayısı 2 milyon 751 binden 4 milyon 468 bine
yükselmekte, işsizlik oranı ise yüzde 10,5'den yüzde
16,4'e çıkmaktadır.
GT işsizlik verilerine çeşitli nedenlerle tam zamanlı
çalışamayanlardan oluşan, eksik istihdam sayılarını ilave
ettiğimizde, işsiz ve yetersiz istihdam edilenlerin, toplam istihdama
oranı yüzde 20'yi bulmaktadır.
çalışamayanlardan oluşan, eksik istihdam sayılarını ilave
ettiğimizde, işsiz ve yetersiz istihdam edilenlerin, toplam istihdama
oranı yüzde 20'yi bulmaktadır.
SEVİNÇ ÇIĞLIKLARINA DEĞİL, KALICI
ÇÖZÜME İHTİYAÇ VAR
ÇÖZÜME İHTİYAÇ VAR
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, yazılı açıklama
yaparak önümüzdeki dönemde işsizlik
rakamlarında tek haneyi görmenin mümkün olduğunu ifade
etmiştir. Türkiye'de işsizlik sorununun yüzde 9'ları
görerek çözülmesi mümkün değildir.
Bugün tek haneli işsizliği hedeflemek ümidi olmayanlarla birlikte
5 milyon işsizin, güvencesiz ve kayıtdışı çalışan
milyonların durumunu benimsemek anlamına gelmektedir. Ancak zaten
ümidi olmayan milyonlar düşünüldüğünde
işsizlik oranlarının tek haneli rakamlara düşmesi mümkün
görünmemektedir.
yaparak önümüzdeki dönemde işsizlik
rakamlarında tek haneyi görmenin mümkün olduğunu ifade
etmiştir. Türkiye'de işsizlik sorununun yüzde 9'ları
görerek çözülmesi mümkün değildir.
Bugün tek haneli işsizliği hedeflemek ümidi olmayanlarla birlikte
5 milyon işsizin, güvencesiz ve kayıtdışı çalışan
milyonların durumunu benimsemek anlamına gelmektedir. Ancak zaten
ümidi olmayan milyonlar düşünüldüğünde
işsizlik oranlarının tek haneli rakamlara düşmesi mümkün
görünmemektedir.
Açıktır ki Türkiye, büyüme oranlarında
dibe vuruşun etkisi ile yüksek oranları yakalamıştır. Hatta
Türkiye son çeyrek ile birlikte Çin ile
karşılaştırılmaktadır. Ancak bu karşılaştırma yapılırken
Türkiye'nin yaklaşık yüzde 5
küçüldüğü ve küçülme oranıyla
dünya çağında ön sıralarda yer aldığı 2009 yılında,
Çin'in yüzde 9'a varan bir yükseliş
gösterdiği dikkate alınmalıdır. Yine 2009 yılında
çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerden 30'a yakın
ülkede büyüme oranları yüzde 5 ve üzeridir.
Dolayısı ile büyüme rakamlarında gözlenen artışlar,
gerçekte kaybın telafisinden ibarettir. Bu konuda ki tek somut
gerçek, Türkiye ekonomisinin kriz döneminde 2 senesini
kaybetmesidir. Nitekim büyüme oranları 2 yıl öncesine
dönüş yaparken, işsizlik oranları hala kriz öncesi
değerlerine
çekilememiştir. Çünkü
işsizlikle ilgili kriz yapısaldır ve sistem işsizliğin belli oranlarda
seyretmesini desteklemektedir. Bu yüzden hükümet işsizlikte
tek haneli rakamları hedeflerken psikolojik bir eşiğe
oynamaktadır.
dibe vuruşun etkisi ile yüksek oranları yakalamıştır. Hatta
Türkiye son çeyrek ile birlikte Çin ile
karşılaştırılmaktadır. Ancak bu karşılaştırma yapılırken
Türkiye'nin yaklaşık yüzde 5
küçüldüğü ve küçülme oranıyla
dünya çağında ön sıralarda yer aldığı 2009 yılında,
Çin'in yüzde 9'a varan bir yükseliş
gösterdiği dikkate alınmalıdır. Yine 2009 yılında
çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerden 30'a yakın
ülkede büyüme oranları yüzde 5 ve üzeridir.
Dolayısı ile büyüme rakamlarında gözlenen artışlar,
gerçekte kaybın telafisinden ibarettir. Bu konuda ki tek somut
gerçek, Türkiye ekonomisinin kriz döneminde 2 senesini
kaybetmesidir. Nitekim büyüme oranları 2 yıl öncesine
dönüş yaparken, işsizlik oranları hala kriz öncesi
değerlerine
çekilememiştir. Çünkü
işsizlikle ilgili kriz yapısaldır ve sistem işsizliğin belli oranlarda
seyretmesini desteklemektedir. Bu yüzden hükümet işsizlikte
tek haneli rakamları hedeflerken psikolojik bir eşiğe
oynamaktadır.
İşsizlikle mücadele, bu konuda kararlı adımların atılması
ile mümkündür. Ancak anlaşılan o ki, hükümette ne
bu niyet ne de irade bulunmaktadır. Milyonların umudu, piyasanın insafına
bırakılmıştır.
ile mümkündür. Ancak anlaşılan o ki, hükümette ne
bu niyet ne de irade bulunmaktadır. Milyonların umudu, piyasanın insafına
bırakılmıştır.
Bu veriler ışığında işsizlikle mücadele için atılacak
pek çok adım, yapılacak pek çok düzenleme
bulunmaktadır. İşsizlik mücadele için acil alınması gereken
tedbirler şunlardır:
pek çok adım, yapılacak pek çok düzenleme
bulunmaktadır. İşsizlik mücadele için acil alınması gereken
tedbirler şunlardır:
- Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın
40 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı,
90 saate düşürülmelidir. - Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
- Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde
uygulanmalıdır. - Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına
alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin
sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal
düzenlemeler yapılmalıdır - Kamu yatırımcılığı ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde
yeniden ele alınmalıdır - Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
- Taşeronlaşma ve kayıtdışı istihdam engellenmelidir.
Kaynak: disk.org.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder