13 Şubat 2011 Pazar

Derbent Direnişi Bilgilendirme Toplantısı Üzerine

Derbent Direnişi
Bilgilendirme Toplantısı Üzerine

Derbent mahallesi, İstanbul Büyükşehir belediyesi, Milli Emlak
ve Oto Sanatkarları Kooperatifi arsaları üzerine (barınma
ihtiyacını karşılamak için) halk tarafından kurulan bir mahalle
olmasının yanında, aynı zamanda,“Kentsel
Dönüşüm” kapsamında yıkılması planlanan
mahallelerden biridir.

2002 tarihinde Oto Sanatkarları Kooperatifi üzerine kurulu bazı konut
sahipleri ile “anlaşma” yapılarak, bu anlaşma kapsamında
konutlarından çıkarılmıştı. Bu konutlar zamanla yıkılarak,
yerlerine duvar ve jiletli teller yerleştirilmiş, kapısında köpekli
güvenlikçileri olan “Messa Konutları” kurulmuştu.
“Messa Konutlarının” kurulmasıyla da mahallenin ismi
“Çamlıtepe” olarak değiştirilmişti. Messa
konutlarında olduğu gibi Oto Sanatkarları Kooperatifi arsaları
üzerindeki 45 konutta oturan ailelerle de Kağıthanede ev verme vaadi
ile anlaşma yapılmıştı. Bu anlaşma halktan da gizlenmişti.

Bu konutların boşaltılması ve yıkımı için 08 Şubat 2011
tarihinde, saat 03.00'de panzerli çevik kuvvet polisleri ve iş
makineleri eşliğinde yıkım saldırısı gerçekleştirilmiş ancak
bu saldırı mahalle halkının kararlı direnişi karşısında başarılı
olamamıştı.

Anlaşma yapan ailelerden 15'i, daha sonra gizlice eşyalarını
boşaltarak mahalleyi terk edince, mahalle halkı, boşaltılan bu konutlara
konut ihtiyacı olan aileleri yerleştirmişti. Mahalleyi terk eden
üç aile ise, “kooperatifin kendileri ile yaptığı
sözleşmeye uymadığı, ev yerine çadıra
yerleştirildiklerini”
söyleyerek mahalleye geri
dönmüş; mahalle halkı da gerçeklerin halka anlatılması
koşulu ile bu ailelerin evlerine yerleşmesine izin vermişti.

Gelişmeler sonrasında, 9 Şubat 2011 akşamı mahallede bulunan Merkez
Camide halk toplantısı gerçekleştirildi. Geleceklerini
şekillendirecekleri bu toplantıya Derbent halkı 500 kişiye yakın bir
katılım gösterdi. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü
Genç ve belediye görevlileri; Küçük Armutlu
Mahalle muhtarı Ali Haydar, +İvme Dergisi adına İnşaat Mühendisi
Hakan Gül, Maden Dere Mahallesi Dernek Başkanı Ali Doğan da Derbent
halkını yalnız bırakmadı. Aynı günün sabah saatlerinde AKP
devreye girmiş, mahalleye partili meclis üyesi bir kadın
görüşmeci göndermişti ancak bu kişi mahalleli kadınlar
tarafından tartaklanmıştı. Aynı zamanda akşam yapılacak toplantıya
AKP ilçe başkanı da gelmek istemiş, mahalle halkı buna da izin
vermemişti.

İlk konuşmayı mahalle muhtarı Metin Ateş yaptı. Eline mikrofonu alır
almaz önceki günkü çatışmalarda ortalıkta
gözükmemesinden dolayı bir kısım mahalleli tarafından
yuhalanırken; konuşmasında, tapulu alanlarla ilgili olarak belediye ile
bir çalıştay yaptıklarını, bu toplantının da bu
çalışmalara istinaden önceden planlandığını, başkanın
sorunlu alanla ilgili kooperatife başvurup “bu yerleri sahipleri
geri istiy
or” dediğini, mahalleliye satışının
yapılmasını isteyeceğini ve sorunların halledileceğini
söyledi.

Muhtardan sonra konuşma yapan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü
Genç; “Derbent halkı önünde düğme
ilikliyorum. Dünkü manzarayla karşılaşacağımızı tahmin
ediyorduk ama Derbent kadınının yuvasına bu kadar sahip
çıkabileceğini dün kendi gözlerimle
gördüğüm için diyorum. Derbent kadınının
önünde düğme iliklenir. Kendi davasının takipçisi
olduğu için, olgunluk gösterdikleri için, AŞIRIYA
KAÇMAYAN TEPKİ GÖSTERDİKLERİ İÇİN Derbent halkı
önünde düğme iliklenir. Gazsız, lambasız yolsuz, susuz ta
İstinye deresinden su taşırken hatırlanmalıydı Derbent, Metro
geldikten, yollar yapıldıktan, villalar dikildikten sonra değil.

Siyasi konuşmayacağım. Gerekte yok, anaların davasına sahip
çıkması politikayla alakalı değildi. Onların o kararlılığı
bize de cesaret verdi.”
diye başladığı konuşmasına, devletin
geri adım atmasının direniş ve direnişin kazanımı yerine kendi
görüşmeleri ile sağlandığını söyleyerek ve halka
saldıran devlet ve devletin polisine teşekkür ederek
sürdürdü.

Burada sizlerin önünde emniyete de teşekkür etmek
istiyorum. Biz söyledik makineler çekilsin diye, çektiler.
Yıkım yapılmamasını söyledik, yapmadılar. İnsanlar zorla
dağıtılmasın dedik, dağıtmadılar. Polisin çekilmesini istedik
çekildiler. O yüzden teşekkür ediyorum. Hayat boyu diyalog
kuracağız, savaş meydanı masanın üstüdür.
Çocukların coplarına, gaz bombalarına kimsenin ihtiyacı yok,
gerekte yok. Biz birbirimize sahip çıkacağız. Her şeyimiz var,
okumuşumuz var. Problemleri çözecek bilgimiz var”
diyen Belediye Başkan’ından sonra Teknik işlerden sorumlu
başkan yardımcısı Sevgi Atalay konuşmaya başladı.

Atalay, “1000 m2'lik bir arsaya imar
mevzuatı gereği %15 inşaat alanı ve 5 kata kadar müsaade
edilebildiği, bu yüzden yasal olarak bu işin
çözülmesinin olanaksız olduğunu”
vurguladıktan
sonra, “DERBENT HALKININ NE İSTEDİĞİNİ TAM BİLMEDİĞİ,
Sarıyer de 250 hektarlık bölümde 3 kurumun
mülkiy
etinin bulunduğu, oto zanaatkarlarının arsasında
bulunan 456 hak sahibinin 367 sinden arsayı almak için başvuru
dilekçesi toplandığını ve böylece oto zanaatkarlarına
karşı daha güçlü bir duruma geldiklerini”

belirtti.

Tekrar mikrofonu eline alan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü
Genç; “bu anlatılanlar tabi teknik ifadeler” deyip
halkın anlayacağı dille bir daha anlatacağını söyledi.
“Kooperatif yetkilileri ile toplantı yapıp vatandaşın bu yerleri
almak istediğini, inşaat firmaları yerine mevcut yerleşimcilere
satılması yönünde iknaya çalışacağını”

söyleyen Belediye Başkanı, ayrıca “387 ada 44 parselle
ilgili ciddi bir gelişme olduğunu, Anıtlar Kurulu’ndan satış izni
aldıklarını, askeri bölgeye tahsis edilen kısımlarla ilgilide
yetkililerle görüştüklerini”
belirterek
konuşmasını bitirdi.

Toplantıda, yüzeysel ifadeler kullanılması, insanlara söz
hakkı vermeden toplantının bitirilmesi günü kurtarmaktan başka
bir şey değildi. Ayrıca çözüm olarak ortaya sunulan şey,
çeşitli parsellerin mevcut statülerini değiştirmeden sadece
arsa olarak satılabilir hale getirilmesinden ibarettir. Bu işlemde sanki
çantada keklik gibi anlatılmakta, AKP iktidarının iştahının arsa
satışı ile doyurulabileceği sanılmaktadır herhalde. Üstelik
satışa uygun hale getirileceği söylenen arsaların rayiç
bedellerinin ne olacağı ve Derbent halkının bu bedeli ödeyip
ödeyemeyeceği şimdilik göz ardı edilmektedir.

Diğer taraftan Belediye başkanı Boğaziçi etkilenme alanında olan
Sarıyer’in imar yönündeki kısıtlamalarını göz ardı
etmeyi şimdilik uygun bulmaktadır. Mevcut yapı yoğunluğu göz
önünde bulundurulduğunda satılabilir hale getirilebileceği
düşünülen yerlerde hak sahiplerine en fazla hisseli toprak
tapusu verebilecektir belediye. Mevcut yapı stoğunun imar şartlarına
uymadığı göz önünde bulundurulduğunda kişilerin
gecekondularının, dolayısıyla barınma haklarının hiçbir
güvencesi bulunmamaktadır. Gerçi kat mülkiyetli tapu
dağıtılmış bile olsa son yapılan yasal düzenlemelerle kentsel
talan projelerinin önünde DİRENİŞ haricinde hiçbir engel
bulunmamaktadır. Anlaşılan o ki bu tip üstü kapalı
söylemlerle Belediye başkanı çözüm değil, siyasi
rant ve reklam peşindedir.

Mahalle halkının taleplerinin dile getirilmemesi, ileriki günlerde
yapılacak bir yıkım saldırısı karşısında bir örgütlenmenin
konuşulmaması ise bu toplantının en büyük eksikliği idi.
Ayrıca bu toplantı, Belediye Başkanının yıkım yapan devleti ve
güvenlik güçlerini akladığı ve CHP’nin seçim
çalışmasına dönüştürdüğü,
“direnişle hiçbir şey kazanılamayacağı, her şeyin masa
üstünde anlaşmayla kazanılacağı”
vurgusunun öne
çıktığı bir toplantı olarak anılacaktır. Oysa,
“anlaşma” yapanların durumu ayan beyan ortadadır.
“Masanın, anlaşmanın” önerilmesi direnişi zaafa
uğratacak ve mahalleyi yıkımla karşı karşıya getirecek tehlikeli
gelişmelerdir.

Ama mahalle halkı bunu çok iyi biliyor ve kazanımlarının
direnişte olduğunu görüyor ve “Biz buraya gelirken
buralar ileride çok iyi rant yaratır, değer kazanır diye gelmedik.
Bizler barınma sorunumuzu çözebilmek için büyük
bedeller ödeme pahasına kurduk buraları. Kendi ellerimizle kurduğumuz
Derbent’i şimdi bizden almak istiyorlar, buna müsaade
etmeyeceğiz”
diyorlar. Görüleceği gibi, bu söylem
anlaşma söylemi değil direniş söylemidir, onun içindir ki
yıkım saldırısına karşı geceleri sabaha kadar mahallerinde nöbet
tutuyorlar.

UNUTULMAMALIDIR Kİ, DİRENENLER HER ZAMAN KAZANAMAYABİLİR, AMA KAZANANLAR
HEP DİRENENLER OLMUŞTUR!

İvme Dergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder