Kepçeyle Mezar Kazılmaz,
Gerçeklerin Üzeri Örtülür!
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, toplu mezar kazılarını denetleyecek
uluslararası bir komisyonun oluşturulması gerektiğini savundu,
"Kazılarda adli işlem eksik bırakılmıştır" dedi. Avukat
Tanay, ÇHD'nin dönemin yetkilileri hakkında suç
duyurusunda bulunacağını söyledi.
Mutki'de ortaya çıkan toplu mezarlarla birlikte faili
meçhul cinayetler yeniden gündemde. Uzmanlar ve hak
savunucuları, kazıların kepçelerle gelişigüzel
yapılmasının kabul edilemeyeceğini, gerçeğin ortaya
çıkması için bağımsız, uluslararası bir ekibin
çalışması gerektiğini söyledi.
Adli tıp, işkencenin saptanması ve rehabilitasyonunda uzman bir ad olan
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, devletin işlediği iddia edilen bir
suçu devletin araştıramayacağını, araştırmanın bilimsel
yöntemlere uygun yapılsa bile araştırmadan şüphe edileceğini
belirtti.
ÇHD İstanbul Şubesi başkanı avukat Taylan Tanay da dönemin
yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Bu isimler arasında Tansu Çiller, Doğan Güreş, Mehmet Ağar,
Ünal Erkan ve Hayri Kozakçıoğlu da var.
Kazılardaki ihlaller
Bugün İstanbul Barosu'nda düzenlenen panelde konuşan
Fincancı "Toplu mezar olduğundan kuşkulanılan bir alanda
kepçe kullanılması kabul edilemez. Buralarda tümüyle ince
kazı yapılmalı. Delilleri ortadan kaybeden, arkeologların ve
antropologların olmadığı bir araştırma kabul edilemez" dedi.
"Kazılarda çıkarılan insanların ayakkabıları bile duruyor.
Oysaki üzerlerindeki her şeyin çıkarılıp emanete alınması
gerekirdi. Bu şekilde inceleme yapılamaz. Kazılarda adli işlem eksik
bırakılmıştır. Bunun sorumluları olan tüm cumhuriyet savcıları,
hekimler ve yargı unsurları hakkında dava açılmalıdır."
/>
Aynı zamanda Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) başkanı olan
Fincancı kazılar sonucunda DNA'lara ulaşmanın garantisinin
olmadığını, ancak kepçeyle ezilen ve kırılan kemiklerden DNA
tespiti yapılmasının büsbütün zor olduğunu belirtti.
Kayıp yakınlarıyla ortak çalışma
Hükümetin imzalamaktan imtina ettiği Birleşmiş Milletler (BM)
kayıplar sözleşmesinin önemine değinen Fincancı, kayıp
yakınlarından kan ve DNA örneği alarak tespitlerin yapılmasını
sağlayacak bir çalışma yürüttüklerini de aktardı
/>
Tanay da hala açılmayı bekleyen, insan hakları örgütleri
tarafından raporlanan 114 toplu mezar ve 1469 kayıp olduğunu ve bunların
sorumlusunun devletin kendisi olduğunu savundu.
Adli Tıp Uzmanlar Derneği'nden Lale Tırtıl da hükümetlerin
öncekilerin eylemlerinden sorumlu olduğunu ifade eden "devletin
sürekliliği" ilkesinin unutulmaması gerektiğini söyledi,
"Toplu mezarlar sadece kayıp yakınlarının değil, ülkenin ve
vicdanların sorunudur" diye ekledi.
Kaynak: Bianet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder