21 Şubat 2011 Pazartesi

İşsizlik Verilerinin Ardındaki Gerçek: Güvencesizlik Yaygınlaştı!..

İşsizlik Verilerinin
Ardındaki Gerçek: Güvencesizlik Yaygınlaştı!..

 

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma
Enstitüsü (DİSK-AR),  Kasım 2010 dönemi
için 20 Şubat 2011 tarihli istihdam raporunu açıkladı.
Raporun sonuçlarına göre işsizlik verileri konusunda kamuoyuna
pompalanmaya çalışılan iyimser tablo, Türkiye
gerçekleri ile bağdaşmıyor.

DİSK-AR’ın TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi Kasım
2010 dönem sonuçları üzerinden yaptığı araştırmanın
sonuçlarına göre, başta umutsuzluk olmak üzere
çeşitli nedenlerle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan
ve işe başlamaya hazır olan umudu kesik işsizlerin de hesaba
katıldığı, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 17.36 oldu. 1
saat bile çalışsa işsiz sayılmayan, yetersiz ve eksik zamanlı
istihdam edilen gizli işsizler ilave edildiğinde bu oran yüzde 21
düzeylerine ulaşıyor. İşsiz sayısı ise resmi 2 milyon 811
rakamına karşın, umutsuz işsizlerle 4 milyon 802 bin, gizli işsizlerle 5
milyon 804 bin düzeyinde.

Rapor yüksek işsizlik oranları ile boğuşan Türkiye’de
geçici bir işte çalıştığı için işsiz
kalanlarında yaşadığı trajediye dikkat çekiyor. Rapora göre
geçici bir işte çalışan her 2 kişiye karşın,
geçici bir işte çalıştığı için işsiz kalmış 1
kişi bulunuyor. Buna göre geçici işçiler için
işsizlik oranı yüzde 34 düzeyinde. Resmi işsizlerin yüzde
30’unu da geçici işte çalıştığı için işsiz
kalanlar oluşturuyor.

Kasım 2010 döneminde resmi işsizlerin yüzde 15.1’ini
işten çıkartılanlar, yüzde 17.4’ünü ise kendi
isteğiyle işten ayrılanlar oluşturuyor. İşyerini kapatan 200 bin kişi
ise henüz iş bulabilmiş değil. Öğrenimine devam eden veya yeni
mezun işsizlerin sayısı ise 304 bin düzeyinde.

style="width:462px;" width="463">

KASIM 2010 DÖNEMİ

Durumlarına göre işsizler

Kişi sayısı (bin)

Oran (Yüzde)

Çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler

857

30,5

İşten çıkarılanlar

424

15,1

Kendi isteğiyle işten ayrılanlar

489

17,4

İşyerini kapatan/iflas edenler,

200

7,1

Ev işleriyle meşgul olanlar

256

9,1

Öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar

304

10,8

Diğer nedenler

281

10

 

2811

100

Kaynak: TÜİK

Rapora göre istihdamda temel sorun geçici iş ilişkisi olarak
görülüyor. Bu anlamda güvencesiz geçici işlerin
yoğunlaşması işsizlik verilerini olumsuz etkiliyor.

ÇARESİZLİĞE DÖNÜŞ, İŞSİZLİĞİ
GİZLEDİ

Türkiye’de kriz dönemi ile birlikte tarım
sektöründe istihdam edilenlerin sayısında bir patlama yaşandı.
2007 Kasım dönemi ile karşılaştırıldığında yaratılan
istihdamın yaklaşık yarısı tarım kesiminde gerçekleşti.
Türkiye’de yoksulluğun en yoğun olarak yaşandığı tarım
kesiminde yaşanan bu artış, krizde halkın çaresizliğinin bir
göstergesi oldu. Krizin yıkıcı etkisi neden ile çaresizliğine
sığınan yüzbinlerce kişi, işsizlik girdabına kapılmamak
için tarımsal alana yöneldi.

Son 3 yıllık dönemde yaratılan 2 milyon 388 bin kişilik
istihdamın, 1 milyon 134 bini tarım kesiminde gerçekleşti.
Tarımın istihdam içindeki payı yüzde 22’den yüzde
25’e fırladı. Tarımda istihdam edilenlerin yarısından çoğu
kadın olurken, bunların 4’te 3’ü ücretsiz aile
işçisi olarak istihdama katılmış sayıldı. Az gelişmişlik
göstergesi olarak kabul edilen tarımsal istihdamda bu artış
yaşanmasa idi, işsizlik oranları için olumsuz tablo iyice kendini
gösterecekti.

Toplamda ise yeni istihdama dâhil olanların yaklaşık dörtte
biri ücretsiz aile işçisi olarak en kötü koşullarda
çalışma yaşamına dâhil oldu.

Yine son 3 yıllık dönemde umudu olmayan işsizlerin sayısı diğer
nedenlerle birlikte işsiz sayılmayanlarla birlikte 367 bin kişi arttı. Bu
kişiler işsiz sayılmadıkları için işsizlik verilerine
dâhil olmadılar. Kayıtdışı çalışanların sayısı 755 bin
kişilik artış gösterdi. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerin
sayısı ise kriz öncesinin 400 bin üzerinde. Geçici
işlerde çalışanların sayısı da kriz öncesi döneme
göre 131 bin kişi arttı.

PEMBE TABLONUN ALTINDAKİ GERÇEKLER

Raporun sonuç bölümünde, işsizlikle mücadele
konusunda hükümetin çizdiği pembe tabloya karşın,
işsizlik oranlarının korkutucu düzeylerde seyretmeye devam ettiğine
dikkat çekerek, iş bulanların ise güvencesiz, esnek ve
kuralsız kötü çalışma koşullarına razı hale
geldiklerine işaret edildi. Rapora
göre  “Çalışma koşullarının giderek
ağırlaşması, düzenli bir gelir getiren, güvenceli işlerde
yaşanan azalış, yaygınlaşan taşeron uygulamaları ve düşük
ücretler nedeni ile çalışma yaşamı bir cehenneme
dönüştü. Yüksek okul mezunu 479 bin işsiz
Türkiye’nin en büyük ayıbı durumunda. Kişiler eğitim
süreçlerine harcadıkları uzun sürelerin ve maliyetlerin
karşılığına alacak işler bulamıyorlar. Bu eğitim sisteminin iflası
anlamına geliyor.”

Raporda ayrıca şu görüşlere yer verildi:
“Özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırma,
kısaca örgütsüzleştirme politikaları, sendikal haklara
ulaşmayı, dolayısıyla işçinin güvenliği ve işyerlerinin
denetimini olanaksızlaştırmaktadır.

Bütün bunlar, emekçilerin büyük bir kesiminin,
çalışma ilişkilerinde sınırsız esneklik ve keyfiliğin
hüküm sürdüğü koşullarda, kuralsız ve
güvencesiz olarak çalıştırıldıklarını
göstermektedir.

Bu koşullar altında yaşanan iş kazaları ve cinayetleri
Türkiye’de artık bir gerçeğin gizlenemeyecek
düzeylere ulaştığını göstermektedir. Ne yazık ki, Torba Yasa
ile birlikte, kuralsızlık, güvencesizlik ve taşeronlaşma daha da
yaygınlaşacaktır.”

Kaynak: disk.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder