<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7280>BİR RANT ALANI OLARAK
YETKİN MÜHENDİSLİK</a></h1><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span>BİR RANT ALANI OLARAK
YETKİN MÜHENDİSLİK</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size:
small;"><span>Mühendis</span></span><span style="font-size:
small;"><span>lik Mimarlık ve Planlamada +İVME Dergisi olarak yetkin
mühendislik konusunun her zaman yakın takipçisi olduk ve olmaya devam
ediyoruz. Yetkin mühendislik konusu İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)
rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin'in geçtiğimiz günlerde yaptığı
açıklamalarla tekrar tartışılmaya başlandı. Rektör Şahin verdiği
röportajda konuyu "</span></span><span style="font-size:
small;"><span><em>üniversite olarak sorumluluk
aldık</em></span></span><span style="font-size: small;"><span>" ve
"</span></span><span style="font-size: small;"><span><em>Washington'da 1
yıl temasta bulunduk</em></span></span><span style="font-size:
small;"><span>" cümleleriyle tanıtmaktadır. Rektör Şahin'in
röportajına değinmeden önce yetkin mühendislik konusunun ülkemizdeki
gelişim sürecini incelemenin daha yararlı olacağını
düşünüyoruz.</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span>Yetkin mühendislik ve
belgelendirme tartışmaları, Türkiye'nin 1995 yılında GATS'ı
(Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) imzalaması ve ardından gelişen AB uyum
süreci ve Dünya Ticaret Örgütü resmi üyeliği ile gündemimize girmeye
başladı. Yetkin mühendislik ve belgelendirme kavramları, GATS kapsamında
hizmetlerin serbest dolaşımı amacıyla mesleki yeterliliklerin
karşılıklı tanınması için bir belgelendirme sürecini öngörmektedir.
</span></span><span style="font-size: small;"><span>Sermaye açısından
bakıldığında belgelendirme, ucuz işgücü yaratmanın yanı sıra
çalışanın eğitim masrafı yükünden de kurtulma anlamına gelmektedir.
Mühendisler açısından ise belgeleri olmadığı sürece imza yetkilerinin
kısıtlanmasını, ucuza çalışmayı ve aynı zamanda bu sınava girmek ve
sınavı geçebilmek için ek çaba ve maddi kaynak ayırma zorunluluğunu
getirmektedir. Belgelendirme süreci, belgeyi veren kurum açısından ise
sınav düzenlemek, sınavlara hazırlık için eğitim vermek gibi rant
alanları yaratmaktadır. Bu sebeple ticari bir amacı olan kurumlar
açısından yetkin mühendislik belgelendirme yetkisi "kârlı bir
iş"tir. </span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span><strong>TMMOB
meslektaşlarını haklarından</strong></span></span><span style="font-size:
small;"><span><strong> mahrum bırakacak yetkin mühendislik uygulamasına
neden sessiz kalmaktadır?</strong></span></span></p><p style="margin-bottom:
0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span>Bugüne kadar
</span></span><span style="font-size: small;"><span>Türkiye'de yetkin
mühendislik uygulamaları özellikle İnşaat Mühendisleri Odası'nın
ısrarları ile hayata geçirilmeye çalışılmış ancak her seferinde
+İVME Dergisi yayın kurulu üyelerinin açtığı davalarla uygulamalar
durdurulmuştur. TMMOB içerisinde özellikle akademik çalışmalar yapan
insanların ABD ve İngiltere'de var olan bu uygulamanın teorik
altyapısını oluşturdukları ve ücretli mühendislerin sorunlarıyla
ilgilenmekten iyice uzaklaşmış olan TMMOB'deki etkin yönetim
anlayışının da bu rant alanını görerek yetkin mühendislik
uygulamasını savunduğu bilinmektedir. Bu durum TMMOB'nin İTÜ'nün
önerdiği uygulamaya sessiz kalmasını da açıklıyor. Bugüne kadar TMMOB
bünyesinde çıkarılmış olan iki "yetkin mühendislik/yetkinlik
belgelendirme" yönetmeliği de +İVME Dergisi'nin Danıştay'a
yaptığı başvurular sonucunda biri 18 Kasım 2008 ve diğeri 16 Haziran
2010 tarihlerinde olmak üzere iki kez iptal ettirilmiştir. İVME Dergisi,
meslektaşlarımızı, özellikle de yeni mezun meslektaşlarımızı
sermayeye ucuz işgücü olarak sunan bu uygulamaya en başından beri
karşı çıkmıştır. Bugün de benzer bir süreci İTÜ başlatmak
istemektedir.</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><strong>İTÜ, nereden
nereye?</strong></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span>İTÜ, Türkiye'deki
bir</span></span><span style="font-size: small;"><span>çok üniversite gibi
Alman ekolünü benimsemiştir. Alman ekolü ve hatta genel olarak kıta
Avrupası ekolünde yetkin mühendislik gibi uygulamalar bulunmamakta, lisans
mezunu mühendis imza yetkisine sahip olmaktadır. Alman ekolündeki İTÜ
iyi mühendisler yetiştirmeyi kendine amaç edinmiş bir üniversiteydi.
Ancak özellikle eski rektör Gülsüm Sağlamer ile birlikte başlayan ABD
ekolü furyası sonucu, önce kısmen İngilizce eğitime geçilmiş,
derslerin sayıları ve süresi azaltılarak öğrencinin daha kolay yoldan
mühendis olmasının yolu açılmıştır. 90'ların başında yapılan
final sınavlarını şimdiki mühendislik öğrencilerine uygulamak sorunu
aşikâr edecektir. Artık İTÜ eskisi gibi iyi mühendisler yetiştirmekten
ziyade kısa yoldan meslek edinme okuluna dönüşmüştür. Bu yolda
öğrenciyi bir müşteri olarak görmek, yüksek aidatlı yurtlar açmak,
bağış adı altında kayıt paraları toplamaya başlamak, yemek
ücretlerindeki artış hep son 15 yıla ait uygulamalardır. Bir fetiş
haline getirilen üniversite-sermaye işbirliği bilimin temel hedefi gibi
sunulmuş, akademisyenlerin başarı kıstası olmuştur. Bugün İTÜ'nün
hiçbir başarı kriteri, iyi niyetli akademisyenlerinin çabalarını tenzih
edersek, nitelikli mühendis yetiştirmek gibi erdemli bir görevi
kapsamaz.</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span>Yetkin
mühend</span></span><span style="font-size: small;"><span>islik
rantçılığı TMMOB'den sonra, işte tam da bu dönüşümün sonucunda
İTÜ'de baş göstermiştir. Şimdiki İTÜ rektörü Muhammed Şahin,
zamanında bağış adı altında usulsüz olarak toplanan kayıt paralarına
karşı çıkan öğrencilere 6 ay ile 1 yıl arasında uzaklaştırma
verilmesinin mimarı olan eski Yabancı Diller Yüksekokulu müdürüdür. O
günlerden bugünlere İTÜ hep, yeri geldiğinde antidemokratik
uygulamaların, yeri geldiğinde piyasalaştırmanın önünü açan bir
pratik sergilemiştir. Bu sebeple bugünkü rantçılık son derece
anlaşılır olup, bundan çok uzun değil, 15 yıl önce birçok İTÜ'lü
akademisyenin aklının alamayacağı uygulamaları ortaya
çıkarmaktadır.</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
lang="tr-TR" align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><strong>İTÜ
rektörü yetkin mühendislik uygulamasını neden ve nasıl
savunmaktadır?</strong></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">"<span style="font-size: small;"><span><em>Türkiye deprem
kuşağında olan bir ülke olmasına rağmen …</em></span></span><span
style="font-size: small;"><span>"</span></span></p><p style="margin-bottom:
0cm;" align="JUSTIFY">● <span style="font-size: small;"><span>Rektör
Muhammed Şahin, Türkiye'nin deprem kuşağında olduğuna tekrar vurgu
yaparak, bir noktada 17 Ağustos felaketindeki ve gelecekteki olası doğal
felaketlerdeki can ve mal kaybının sorumlusunun, projelere imza atan
"yetkin olmayan mühendisler" olduğunu ima etmektedir. Sayın Şahin,
deprem ve mühendis yetkinliği arasında nasıl bir ilişki kurmaktadır?
Eğer bina projelerinin tasarımının ve imza yetkisinin yalnızca
"yetkin" mühendislere verilmesi ile olası can ve mal kaybının
önlenmesi noktasından bu cümleyi kurmuş ise; 17 Ağustos depreminde hasar
gören binaların projesinde imzası bulunan mühendislerin yetkin
olmadığına dair bir araştırması veya bulgusu mu vardır? Var ise, bu
araştırmadaki "yetkinlik kriterleri" nelerdir? Yetkinlik kriteri olarak
4 yıl endüstride çalışmak şartını savunan rektörün, 99 depreminde
yıkılan birçok binanın projesi altında 4 yıldan uzun süredir meslekte
olan deneyimli mühendislerin imzası bulunduğundan haberi var mıdır?
İnşaat sektöründe belediyeleriyle, müteahhitlik firmalarıyla oluşmuş
rant/rüşvet çarkından hiç söz etmeden, bu çarkın yarattığı olumsuz
sonuçları genç mühendislerin sırtına yüklemek, üniversite
rektörlüğü ve bilim insanlığı sıfatlarının neresine denk
düşmektedir? </span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">"<span style="font-size: small;"><span><em>...İTÜ'den
çıkan bir inşaat mühendisi ile Anadolu'da iki hocası olmayan
üniversiteyi bitiren mühendis aynı imza yetkisine sahip. Türkiye'de
hızlı bir şekilde vakıf ya da devlet yeni üniversiteleri kuruldu. 167
üniversite oldu ve kaliteyi tartışıyoruz. Üniversiteden çıkan
mühendislerimizin kalitesinden emin miyiz?</em></span></span><span
style="font-size: small;"><span>"</span></span></p><p style="margin-bottom:
0cm;" align="JUSTIFY">● <span style="font-size: small;"><span>Çok sayıda
üniversite olduğundan, bu üniversitelerden mezun mühendislerin
niteliğinden şüphe duyulduğundan, İTÜ mezunu bir inşaat mühendisi ile
Anadolu'dan mezun bir inşaat mühendisinin aynı nitelikte eğitim
alamadığından dem vuruyor Sayın Şahin. Ancak bunu dile getirirken,
iktidar partilerinin yıllardır yalnızca birilerine yaranmak, oy toplamak
için faydacı politikalar güderek kontrolsüzce üniversite açtığından
bahsetmiyor. Asıl sorunu halının altına süpürerek, toplum yararı
gözetilmeden uygulana gelen çürük devlet politikalarına tepki
göstermeyen İTÜ rektörü, devlet tarafından yaratılan bu sorunla yetkin
mühendisliği meşrulaştırmaya çalışıyor.</span></span></p><p
style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p
style="margin-bottom: 0cm;" align="JUSTIFY">"<span style="font-size:
small;"><span><em>Bu sınav Türkiye için çok önemli. Öğrenci,
eğitiminin son yılında bu sınava girip geçerli not alırsa, 4 yıl
endüstride çalıştıktan sonra ancak 'Yetkin Mühendislik' unvanı
alabilecek.</em></span></span><span style="font-size:
small;"><span>"</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">● <span style="font-size: small;"><span>Başka bir
deyişle, yetkin olabilmeye çalışan mühendisin 4 yıl boyunca
"yetkin" olan mühendislerle aynı olanaklara sahip olmamasının önü
açılmış olacaktır. Bu mühendis, doğrudan söylemek gerekirse, 4 yıl
boyunca ucuz işgücü olarak değerlendirilecektir. Öte yandan mevzubahis
sınav ücretli mi olacak; 4 yıl mühendislik eğitimi alan kişi, üstüne
bir de "yetkin olabilme sınavına" girmek için para mı verecektir?
Ülkemizde her sınavın (ÖSS/LYS, KPSS, KPDS vb) aynı zamanda bir rant
alanı yarattığı bilinmektedir. Bu durumda kontrolü İTÜ'de olan
yepyeni bir rant alanı, "yetkin mühendislik piyasası"
oluşacaktır.</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;" align="JUSTIFY">●
<span style="font-size: small;"><span>Sayın Şahin, "Yetkin
Mühendislik" sınavının ardından 4 yıl boyunca sanayide çalışıp
"pişme" şartıyla unvan alınacağını söylüyor. Bir mühendisin
mühendis olma yeri, bilgi birikiminin aktarıldığı yer olan
üniversitelerdir. Üniversite eğitiminin kalitesinin artırılması,
müfredatın pratiğe yönelik derslerle zenginleştirilmesi,
üniversitelerin öğrencilere ciddi staj olanakları sağlaması önünde
bir engel yoktur. Üniversitelerin, mühendislik eğitimiyle ilgili mevcut
sorunları fırsat bilerek yetkin/yetkin olmayan ayrımına gitmek ve
üniversite mezunu bir mühendise "yetkin olmayan mühendis" damgası
vurarak 4 yıl ucuz işgücü olarak kullanılmasına yol açmak yerine,
eğitimin bu sorunlarına kafa yorması gerekmektedir. "Pişmemiş"
mühendislerin mühendislik yapmasının olumsuz sonuçlar doğurduğu
düşünülüyorsa, bu sonuçları engellemenin yolu, mühendisin yaptığı
projenin, başka bir deyişle bilgisini kullanma biçiminin denetlenmesidir.
</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">"<span style="font-size: small;"><span><em>Amerika'da
mühendislik bölümü mezunu her öğrencinin girdiği ve sınava
girmeyenlerin mühendis dahi kabul edilmeyerek, hiçbir projede imza yetkisi
vermediği 'Yetkin Mühendislik Sistemi'ni Türkiye'ye getirdik. Amerika'da
hangi sınav yapılıyorsa, Türkiye'de de aynı sorularla aynı sınav
yapılacak. Öğrencilerimizin, MIT mezunu mühendislerle yetkinlik
sınavındaki başarılarını karşılaştırma şansımız
olacak.</em></span></span><span style="font-size: small;"><span>"
</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY">● <span style="font-size: small;">Sayın Şahin,
İTÜ'nün verdiği eğitimin niteliğine güvenmemekte midir? Eğer
güveniyorsa, neden kendi mezunlarına bile böyle bir belgelendirmeyi
dayatmaktadır? Kendi mezunlarının yetkin olmadıklarını mı
düşünmektedir, kendi öğretim görevlilerinin nitelikli eğitim
vermediklerini mi düşünmektedir? Sayın Rektör öğrencinin vereceği
emeğe gelince ABD standartlarından bahsederken neden öğrencinin
alacakları konusunda aynı standardı zorlamamaktadır? Eğer amaç,
İTÜ'nün uluslararası akademik alanda "rüştünü" ispatlamak ise,
bu bir "yetkinlik sınavı" sonucuna bağlı olacak kadar basit
midir?</span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">"<span style="font-size: small;"><span><em>Üniversiteler,
Türkiye'ye ve dünyaya imza yetkisi olan kalitesi tescillenmiş mühendisler
yetiştirmek zorunda kalacak. Ulusal ve uluslararası şirketler, yetkin
mühendislik belgesi olanları işe alacak. Zamanla bu belgeye sahip
olmayanların dünyada olduğu gibi hiçbir projede imza yetkisi de
olmayacak.</em></span></span><span style="font-size:
small;"><span>"</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">● <span style="font-size: small;"><span>Bu belgeye sahip
olmayanların dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir </span></span><span
style="font-size: small;"><span>projede imza yetkisi olmadığı yanlış bir
bilgidir. Dünyanın tüm ülkelerinde aynı eğitim modeli
uygulanmamaktadır. Örneğin eğitimde "Kıta Avrupası Modeli"nin
uygulandığı Avusturya, Almanya, Belçika gibi ülkelerde diploma sahibi
olunması, imza yetkisi için yeterlidir. Şahin'in bahsettiği model ise
"Anglosakson Modeli"dir ve İngiltere, Kanada, ABD, Japonya gibi
ülkelerde uygulanmaktadır. Şayet Sayın Şahin eğitimde Anglosakson
modelini hayata geçirmeyi düşünüyor ise, bu eğitim modelinin mevzubahis
ülkelerde nasıl uygulandığını tepeden tırnağa gözden geçirmelidir.
Bu model detaylarıyla incelenmeden mezuniyet sonrası yapılacak bir sınava
indirgenirse; Şahin'in "yetkin mühendisliği Türkiye'ye biz
getirdik" gibi iddialı söylemleri şüphesiz ki bir süre sonra hayal
kırıklığına dönüşecektir.</span></span></p><p style="margin-bottom:
0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">"<span style="font-size: small;"><span><em>...İTÜ'nün,
yetkin mühendislik sınavında Türkiye'deki merkez olmak istediğini
bildirdik...</em></span></span><span style="font-size:
small;"><span>"</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">"<span style="font-size:
small;"><span><em>...Üniversiteler, denetlenmeyi kabul etse de sınav
merkezi yine İTÜ olacak...</em></span></span><span style="font-size:
small;"><span>"</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">● <span style="font-size: small;"><span>Verilen demeçte
ağızdaki baklanın çıkarıldığı cümleler bunlardır. Uluslararası
düzeyde akredite olmuş yabancı denetim tekellerinin kontrolünde olan
belgelendirme rant alanına ülkemiz üniversitelerinin de
dah</span></span><span style="font-size: small;"><span>il edilmesi durumunda;
bu rant üzerinden dönen para, yüz binlerce mühendisin bulunduğu
ülkemizde milyar dolarları bulabilecektir. Diğer üniversiteler
denetlenmeyi kabul etse bile İTÜ'nün sınav merkezi olmak istemesinden,
İTÜ'nün de bu rantı yönlendirme gayesinde olduğu, bu pastadan pay
alma derdinde olduğu anlaşılabilir. Kaldı ki eğitimin niteliğinin
denetlenmesi, İTÜ'nün sorumluluğunda değildir.</span></span></p><p
style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p
style="margin-bottom: 0cm;" align="JUSTIFY">"<span style="font-size:
small;"><span><em>...Anadolu'daki bir üniversitede mühendislik okuyan
öğrenci ile İTÜ'de okuyan öğrenci de fırsat eşitliği yakalayacak.
Sınavda başarı gösteren Türkiye'nin en doğusu ile en batısındaki
üniversitelerde okuyan öğrenciler arasında eşitlik
sağlanacak.</em></span></span><span style="font-size:
small;"><span>"</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY">● <span style="font-size: small;"><span>Sayın Şahin,
belgelendirme uygulamasını "fırsat eşitliği" adı altında
meşrulaştırmaktadır. Yetkinlik sınavı, eşitlik sağlamak bir yana,
üniversiteler arasındaki ayrıcalık</span></span><span style="font-size:
small;"><span>lılığı, uçurumu daha da körükleyecektir. Sınavda
başarı gösteremeyen üniversiteler, "yetkin olamayan üniversite"
olarak adlandırılacak; mühendislerdeki "yetkinlik" ayrıcalığı,
üniversiteler üzerine de benzer şekilde
yansıyacaktır.</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span>Üniversitelerde
verilen teknik eğitimdeki sorunu doğru tespit etmek gerekmektedir. Sorun,
hangi üniversitenin veya hangi mezunun yetkin olduğu sorunu değildir.
Sorun, gelişigüzel üniversite açılmasından ötürü teknik eğitimin
niteliksizleştirilmesidir. "Yetkin mühendislik" adı altında yapılan
belgelendirme, bu so</span></span><span style="font-size:
small;"><span>runları çözmek bir yana, çözülmez kabul edip
derinleştirecektir. </span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;"
lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span>Teknik eğitimdeki
sorunların kendi içerisinde çözülmesi gerekmektedir. Olması gereken,
üniversite eğitiminin, pratik bilgi edinme sürecini de kapsayacak
şekilde, ihtiyaçlar temel alınarak yeniden düzenlenme</span></span><span
style="font-size: small;"><span>sidir. Nasıl ki kamu kuruluşlarındaki
bozulma özelleştirme uygulamalarını haklı çıkartmazsa, üniversite
eğitimindeki bozulma da yetkin mühendislik belgelendirmesini haklı
çıkartamaz.</span></span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"> </p><p style="margin-bottom: 0cm;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span>Bizler +İVME
D</span></span><span style="font-size: small;"><span>ergisi olarak, yetkin
mühendislik uygulamasının hayata geçirilmesine, ücretli mühendislerin
haklarını savunmak ve ucuz işgücü durumuna getirilmelerine engel olmak
amacıyla karşı çıkıyoruz ve çıkmaya devam edeceğiz. İTÜ
Rektörlüğü'nü bu uygulamadan bir an önce vazgeçmeye, İTÜ
öğrencilerini de kendi geleceklerine sahip çıkmak amacı ile yetkin
mühendisliğe karşı tavır almaya çağırıyoruz.</span></span></p><p
style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"> </p><p
style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;"><strong>Kaynaklar:</strong></span></p><p
style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;">[1] +İVME Dergisi, Yetkin Mühendislik sayısı,
2006</span></p><p style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">[2] "Yetkin mühendisler
geliyor", http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18161519.asp</span></p><p
style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;">[3] "İTÜ Tartışılan "Yetkin Mühendislik"
İçin Adım Attı", http://itu24.com/haber/425</span></p><p
style="margin-bottom: 0cm;" align="JUSTIFY"><span style="font-size:
small;"><span>[4] </span></span><span style="color: #0000ff;"><span
style="text-decoration: underline;"><a
href="http://www.devrimcidemokratplatform.org/index.php/yazilar/93-yetkinmuhendislik.html"><span
style="font-size:
small;"><span>http://www.devrimcidemokratplatform.org/index.php/yazilar/93-yetkinmuhendislik.html</span></span></a></span></span></p><p
style="margin-bottom: 0cm;" lang="tr-TR" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;">[5]
http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=21003</span></p><p> </p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder