8 Ağustos 2011 Pazartesi

Bu 'Eseri' Korumayalım!

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7251>Bu 'Eseri'
Korumayalım!</a></h1><p>Bir 'bilim insanı' düşünün. Üstelik
bölüm başkanı olsun. Bir de bu bölümün Türk Dili ve Edebiyatı
olduğunu ekleyin. Yani kültürle ilgili bir bölüm. Ve bu bilim insanı
tarihi eserlerin restorasyonunun yapılıp yapılmamasında 'Türk
kültürüne ait' olmasını şart koşsun. YÖK'ün eseri olan
üniversiteler böyle bilim dışı, ırkçı görüşlerin de yuvalandığı
bilim karşıtı merkezlere dönüşmüş durumda.</p><p>Ordu İl Kültür ve
Turizm Müdürü Erkan Gülderen yerel basında "Ordu'da Osmanlı, Rum ve
Ermeni mimarisinin özelliklerini yansıtan tarihi evler restore edilecek"
dedi. Gülderen'a yanıt gecikmedi. Ordu Üniversitesi (ODÜ) Türk Dili ve
Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç.Dr. İsmail Doğan, "Erivan'daki Türk
eserlerinin bir tanesini restore edin. Bu restorasyonu yaparken de Türk
evini restore ediyoruz diye manşet atın. Buna müsaade eder mi
Ermenistan?" diyerek geleneksel milliyetçi söylemi tekrarladı. Bununla
da yetinmeyen Doğan, "Peki siz hangi akla hizmetle Ordu'da Ermeni ve Rum
evlerini tadilat ediyoruz diyebiliyorsunuz?" dedi.</p><p>"Vatandaş
olarak, bir bilim adamı olarak itiraz ediyorum" diyen Doğan, "Her
gördüğü taş evi Ermeni evi zanneden, her gördüğü cumbalı evi Rum
evi zanneden zihniyeti kınıyorum" demeyi de ihmal etmedi.</p><p>Rum ya da
Ermeni evlerinin aslında onlara ait olmadığını da savunan Doğan
tartışılacak sözlerini şöyle sürdürdü: "Anadolu'da kerpiç ev
kullanırsın, taşlık bölgede taş ev kullanırsın, ağaçlık bölgede
kagir ev yaparsın. Bu Karadeniz Bölgesi'ne yönelik mimaridir. Bunun
adını Ermeni, Rum koymak yanlıştır. Evet tarihi eserlerin korunması,
restore edilmesi lazım ama bunu yaparken de adını doğru koymak
lazım."</p><p>Ermeni ve Rum evlerini tadilatını da ayıp olarak
nitelendiren YÖK'e bağlı üniversitenin bölüm başkanı, "Bir de
şunu merak ediyorum. Bu restore yapılırken bunun finansmanını kim
sağlayacak? Ermeni diasporası mı? Rum kaynakları mı? Yok efendim
Kültür Bakanlığı veya devletimiz finanse edecek diyorsanız, ben o zaman
rahatsızlık duyuyorum. Benim vergilerimle yeterince Ermeni kilisesi, Rum
kilisesi tadilat edildi. Benim toprağımda, kendi yurdumda, kendi vergimle
ötekileştirilemem. Biraz da Türk eserleri restore görsün veya bunun
adını ona göre koysunlar"
dedi.&nbsp;</p><p>&nbsp;</p><p><strong>SORUŞTURAN, REKTÖRLÜKTEN
UZAKLAŞTIRILDI</strong></p><p><strong>DÖNEMİN</strong>&nbsp;Ordu
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu, öğrencilere kötü
davrandığı iddialarının internette yer alması üzerine Fen-Edebiyat
Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç Dr. İsmail Doğan
hakkında soruşturma açıldığını açıklamıştı. 2010 yılı Kasım
ayında açılan soruşturmadan önce öğrenciler suç duyurusunda bulunmuş
ve Doğan'ın derslerde, kendi düşüncesinden olmayan öğrencilere
sürekli hakaretler yağdırdığını ve farklı illerden gelen
öğrencilere sürekli baskı uyguladığını iddia
etmişlerdi.</p><p>İddialar üzerine açıklama yapan Rektör Prof. Dr.
Kefelioğlu, "Soruşturma sonrasında iddiaların gerçek olduğu ortaya
çıkarsa Doç. Dr. Doğan görevinden alınacaktır. Çünkü öğrenciler
bize emanet onların güvenliğini sağlamak zorundayız" demişti.
Kefelioğlu Doç. Dr. Doğan'ın, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü'ndeki tek doçent olduğu için bölüm başkanı
olduğunu da sözlerine eklemişti.</p><p>Hakkındaki iddiaları yanıtlayan
Doç Dr. İsmail Doğan ise iddiaların asılsız olduğunu savunarak, "Ben
Türk bilim adamıyım ve derste anlattığım şeyler de Türklük ile
ilgili olacaktır" demişti.</p><p>Rektörle bir bölüm başkanı
arasında yaşanan bu tartışmadan sonra ne mi oldu? Dönemin rektörü
Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu rektörlük seçiminde en yüksek oyu almasına
rağmen YÖK'ün cumhurbaşkanına bildirdiği listede ilk sırayı
alamadı ve Cumhurbaşkanı Gül de YÖK tarafından birinci sıraya
çıkarılan Prof. Dr. Tarık Yarılgaç'ı Ordu Üniversitesi'nin
rektörü olarak atadı. Doç Dr. İsmail Doğan ise hâlâ aynı bölümde
ve aynı koltukta.</p><p><em><strong>Kaynak:
Evrensel</strong></em></p><p></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder