29 Ağustos 2011 Pazartesi

ÇEMİŞGEZEK TOPLU MEZAR KAZILARINA İLİŞKİN ZORUNLU BİR AÇIKLAMA

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7361> ÇEMİŞGEZEK TOPLU MEZAR
KAZILARINA İLİŞKİN ZORUNLU BİR AÇIKLAMA</a></h1><div style="text-align:
center;">&nbsp;</div><div style="text-align: center;"><span style="font-size:
small;"><strong>ÇEMİŞGEZEK TOPLU MEZAR KAZILARINA
İLİŞKİN</strong></span></div><div style="text-align: center;"><span
style="font-size: small;"><strong>ZORUNLU BİR
AÇIKLAMA</strong></span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Devletin, her türlü devrimci muhalefeti ve Kürt
Yurtsever hareketini imhaya yöneldiği günlerde önemli bir başarı elde
edildi. Çemişgezek toplu mezarlarını açtık. İleride ayrıntılı
olarak raporlanacağı gibi, toplu mezarların açılması mücadelesinde
önemli bir eşik aşıldı, iki tam günlük kazı çalışmasında teknik,
tıbbi ve hukuksal deneyimler biriktirdik.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Süreç boyunca ve hemen ardından
meydana gelen bazı tutumların tanımlanmasına ve eleştirilmesine ihtiyaç
doğmuştur.</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Kazının
bütün sorunlarının yanı sıra, konusu CHP Dersim Milletvekili Hüseyin
AYGÜN olan bir tartışmaya itilmeye çalışıldık. Eğer sorun sadece
Dersim yerelinde başlarına getirdikleri "seçim yenilgisini"
hazmedemeyen, bunların yanında mesleki rant elde etmeye çalışan
avukatların kuyruk acısından ibaret olsaydı çok önem
vermeyebilirdik.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Ancak iki ayrı günlük gazete ve ülke düzeyinde
çalışan bir haber ajansının da&nbsp; saygısız, şehitlere saygısız,
tahammülsüz&nbsp; ve sorumsuz tavra&nbsp; ortak olması ve birtakım
hezeyanların " Dersim Demokrasi Platformu" adı altında
genelleştirilerek yaygınlaştırılması karşısında gerçekleri anlatmak
bir görev haline gelmiştir. Her ne kadar adına platform denilenin, EMEP
ile BDP'nin il teşkilatlarından ibaret olduğu ortadaysa da&nbsp;
"Dersim" ve "Demokrasi" kavramlarının&nbsp; kafa karışıklığı
yaratması engellenmelidir.&nbsp;</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Toplu mezarların açılması mücadelesine destek
vermemiş her zamanki gibi daha önemli gündemleri bulunan EMEP'in, söz
konusu olan devrimcilere küfretme, karalama olunca hazır ve nazır olması
bizim açımızdan şaşırtıcı bir durum değildir. Bu siyaset tarzının
sadece devrimci mücadeleye değil kendilerine de, bir milletvekiline sahip
olma dışında, faydasının bulunmadığı ve terk edilmesi gereği uzun
süredir açıkça görülmektedir.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Evrensel ve
Gündem gazetelerinin Çemişgezek Toplu mezarı ile ilgili verdikleri
haberleri inceleyen herkesin göreceği gerçek, bu haberlerde ne Ölüm
Orucu vardır ne de toplu mezarların neden açıldığına ilişkin bir
cevap.</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;">Politikasızlık, haberciliğin 5 N 1 K kuralını dahi
unutturmuştur. "Ne olmuş da savcılık mezarı açmaya karar vermiş?"
sorusunun cevabı,&nbsp; cevabın kendi siyasetsizliklerini teşhir
edeceğinden korkanlar tarafından yok saymıştır. Eylemin ve elde edilen
başarının gerçek akışını, kendi gazeteleri yerine burjuva basından
takip etmek zorunda kalanlar herhalde bu karşılaştırmayı daha
sağlıklı yapabilecek olanlardır.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;"><strong>1.
</strong></span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">11 Nisan 1997
tarihinde Dersim Çemişgezek ilçesinde katledilen ve içlerinde DHKC
gerillası Ali YILDIZ'ın da bulunduğu 19 gerillaya ait toplu mezarın
açılması mücadelesini kamuoyu yakından takip etti.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Yargı çevresini oluşturan
Malatya (özel yetkili), Elazığ, Dersim ve Çemişgezek C.
Başsavcılıklarına yapılan tüm hukuksal başvurular reddedildi. En son
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen takipsizlik kararı
ile mezarların açılmasına ilişkin hukuksal girişimlerin sonuçsuz
kalacağı görüldü.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;"><strong>2.</strong></span></div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Hukukun tükendiği noktada Ali
Yıldız'ın ağabeyi Hüsnü Yıldız Dersim'de süresiz açlık grevine
başladı. 45. gününde eylemini ölüm orucuna çevirdi.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Bugün tahammülsüz ve de sorumsuz
açıklamalar yapanların o gün takındıkları tutum olayla ilgisi bulunan
herkesin bilgisi dahilindedir; <strong><em>"…biz öğrendik, savcıyla
konuştuk, mezarlar açılmayacak, zaten savaş yükseliyor bu mezar
açılmaz, boşa ölüyorsun, çoluğun çocuğun var, bu eylemi
bırak…"</em></strong><em> </em>demekten utanıp
sıkılmadılar.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Kazıdan kısa bir süre önce savcıyla konuşup
<strong><em>"mezarın açılmayacağına" </em></strong>ikna olan ve
direnişçiyi de buna ikna etmeye çalışan Avukat KULOĞLU herhalde bu
konuşmayı unutmamıştır.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Eylemi bıraktıramayacaklarını fark edenler
arasında <strong><em>"madem sizin tek mezarınız var o zaman kampanyaya
toplu mezarlar yazmayın, bizim mezarımız açılsın
yazın…"</em></strong> demek saygısızlığını gösterenler dahi
olmuştur.</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Hüsnü
YILDIZ'ın eylemine son verdiği konuşmasında <strong><em>"hepsini
benim kardeşim kabul ediyorum ve Ali'yi bulamamış bile olsak eylemimi
başarılı sayıyorum"</em></strong> demesi bunun için yeterli bir
cevaptır.</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Bu sözler
gizlice veya kapalı kapılar ardında değil, Dersim çarşısının
ortasında onlarca tanığın önünde söylenmiştir, muhatapları her
istediğinde yüzleşme yolu açıktır.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Bugün bilgileri çarpıtarak gerçekleri
saklayacaklarını zannedenlerin direniş çadırına "kaç kere
uğradıkları" sorulmalıdır.&nbsp;</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;"><strong>3.
</strong></span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Aynı dönemde TAYAD'lı ailelerin
öncülüğünde ülkenin birçok yerinde ve yurtdışında aralarında
destek açlık grevi, basın açıklaması, imza toplama, faks çekme, fiili
direnme bulunan onlarca eylem hayata geçirildi.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Avukat Taylan TANAY bizzat Adalet
Bakanı ile görüştü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruldu.
Avukat Özgür YILMAZ, TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi milletvekili
Hüseyin AYGÜN ile birlikte parlamentoda bir basın açıklaması
yaptı.</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Her şeyden
önce muhataplarının bizzat kendi deneyimleri ile bildikleri gibi,
"çadır kurulmasına izin verilmeyeceği" bildirilen bir alanda, 65 gün
boyunca Direniş Çadırı kuruldu ve her türlü tehdide rağmen kesintisiz
sahiplenilerek çalıştırıldı. Sadece bu çadır bile binlerce imza
topladı, sorunu anlattı ve sahiplenilmesini sağladı.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;"><strong>4.</strong></span></div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Tüm bu eylem ve
faaliyetlerin gücüyle 10 Ağustos 2011 tarihinde Malatya Cumhuriyet
Başsavcılığı (özel yetkili) savcısı telefonla Avukat TANAY'a
ulaşarak toplu mezarın açılması kararı verdiklerini
iletti.</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">"Hayır,
mezarın açılmasında ölüm orucu eyleminin ve bu anlatılanların etkisi
yoktur. Mezarın açılmasını biz şu girişimimizle sağladık' diyecek
olan varsa, buyursun dinliyoruz. Utanması olan herkesin bilebileceği gibi
gerçek birkaç gazetede ve internet sitesinde çarpıtılmakla
saklanamayacak kadar ortadadır.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Emek ve
mücadele vererek, bedel ödeyerek ve daha büyük bedelleri göze alarak
kararlılık gösterenlere çamur atmak bugün kestirme bir yol gibi
görünüyor olabilir; ama ne Dersim halkından ne de ülke kamuoyundan
gerçeğin gizlenmesi mümkündür.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;"><strong>5.
</strong></span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Hüseyin AYGÜN'le hesaplarını seçimde,
çarşıda, sokakta göremeyenler herhalde fırsat bu fırsattır deyip
yapılan işin tarihsel önemini hiçe sayarak "küfür, hakaret ve
saldırganlık" &nbsp;keskinlik ve şovu politika kabul
etmişlerdir.</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Sözü
edilenlerin, milletvekili AYGÜN ile ilgili sıkıntıları kendilerini
ilgilendirir. Söylenmesi gereken TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi
AYGÜN'ün Çemişgezek toplu mezar alanının açtırılması konusunda
tüm bu kişisel iddia sahiplerinden daha fazla emek sahibi
olduğudur.</span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Bir düzen partisi milletvekili olarak Toplu mezar
meselesini kullanmaya ve devrimcileri etkisizleştirmeye de
çalışmıştır. Ama bu toplu mezar alanında yapılanları hiçbir
şekilde haklı çıkarmaz.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Kazı alanında meydana gelenler başka yönlerden
de ibret vericidir;</span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Aysel DOĞAN isimli kişi; ailelere kazı
alanındaki çalışmalar hakkında bilgi vermek üzere yanlarına yaklaşan
ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk KOZAĞAÇLI'ya <strong><em>"Defol
Git!"</em></strong> demiştir.&nbsp;</span></div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Aynı kişi bu tutumunun nedenini
soran bir şehit yakınına <strong><em>"siktir git!"</em></strong>
diyebilmiştir.</span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Polis müdürlerine giderek <strong>kazının
durdurulmasını, mezarların açılmasını istemediklerini, kazı alanında
çalışan insanların çıkarılmasını "rica
edebilmiştir</strong>".</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Bozuk tarzı tüm ilişkilerine yansımış olan bu
kişinin;</span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Kendi avukatları Barış YILDIRIM ve Reyhan Helin
KULOĞLU'na <strong><em>"Hüseyini çıkaramadınız, kazıyı
durduramadınız, yazıklar olsun, sınıfta kaldınız"</em></strong> diye
bağırışı, Dersim Baro Başkanı'na <strong><em>"Heval Fatma,
beceremiyorsunuz, bu mezarlar böyle açılırsa herkes hesabını
verecek"</em></strong> sözleri kazı alanındaki onlarca kişinin
tanıklığıdır. Böyle tarihsel bir işin asla ihtiyaç duymayacağı bir
insan, bir tarz varsa o da budur.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Dahası B bölgesinde süren kazıları
<strong>"orada yatanlar TİKKO gerillaları…"</strong> diye durdurmaya
çalışanlara karşı " hepsi bizim yoldaşımız, kardeşimiz,
aradığımız " diyerek kazı çalışmasının devamını sağlayanları
suçlayacak kadar pervasızlaşacaksınız.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;"><strong>6.
</strong></span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Avukat Barış YILDIRIM, herhalde kendisine
yüklenen bu "başarısızlık" ile baş etmenin bir yolu olarak,
"sınıfı geçmek" için, <strong>ölüm orucunun 64. gününde bulunan
Hüsnü YILDIZ'ın üzerine yürümüştür. BUNUN ADI
ÇÜRÜMEDİR</strong>.</span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Mezara saygı duymamak, direnişe saygı duymamak,
rant hevesi insanları bu noktaya getirebilmektedir.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Eğer yakında bulunanlar ve ÇHD
Genel Başkanı araya girerek bu fiziki saldırıyı durdurmuş olmasalar,
bugün bir ilki, yani devlet ve linç güruhu dışında ölüm orucu
direnişçisine saldırmış bir avukatın durumunu değerlendiriyor
olacaktık.</span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">İşte Dersim İHD temsilciliğinin sürece
katkısı budur.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;"><strong>7.
</strong></span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Aralarında Dersim Belediye Başkanı Edibe
ŞAHİN'in de bulunduğu bir grubun kazı alanına torbalara doldurdukları
ekmek, domates ve saireden oluşan yemeği, 64 gündür onurlu eylemini
sürdüren Hüsnü YILDIZ'ın bulunduğu şemsiyenin altına getirişleri
bir başka akılda kalıcı andır. Ama aklımızda kalan yemek
değil<strong>, "Aç olan var mı?", "Gelin yemek yiyin"
çağrılarına Hüsnü YILDIZ'ın oğlu Ağdoğan'ın verdiği
cevaptır: "Evet aç olan var. 64 gündür aç olan babam var. Hiç
değilse biraz ileride yiyin ne yiyecekseniz!" </strong></span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;"><strong>8.
</strong></span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Avukat TANAY bu
kişilerle birlikte çalışmadığı için kazıyı "sabote
etmekle"&nbsp; karalanmaktadır.</span></div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;"><strong>KİMİNLE BİRLİKTE
ÇALIŞACAKTI? </strong></span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Direnişçi Hüsnü YILDIZ'ı heyetle ziyaret
edip <strong><em>"sen bu eylemi bırak"</em></strong> diyen
<strong>MEYA-DER'le mi? </strong></span></div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Savcıyla konuşup
<strong>"mezarın açılmayacağına" ikna olmuş,</strong> insanları da
ikna etmeye çalışan <strong>Avukat Reyhan Helin KULOĞLU</strong>
<strong>ile mi?</strong></span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Bir kez çadıra uğramamış, direnişe destek
sunmamış, süreçte hiç bir emeği bulunmayan, <strong>ölüm orucu
eylemcisine kabadayılık etmekten sıkılmayan Avukat Barış YILDIRIM'la
mı?</strong></span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Kazı alanında<strong> mezarları açtırmamak
için sağa sola talimat, hakaret, küfür yağdırmak dışında tek bir
katkı sunmamış Aysel DOĞAN'la mı? </strong></span></div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Kazının ikinci
günü saat 16:00'ya kadar alana gelmeye bile tenezzül etmeyenlerle
mi?</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;"><strong>HAYIR.</strong></span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Avukat Taylan TANAY, mezarların usulüne uygun
açılması için iki gün kesintisiz mücadele etmiş Adli Tıp Uzmanları
Derneği başkanı ve hekimleriyle, ÇHD üyesi Avukat meslektaşlarıyla,
Diyarbakır Baro Başkanıyla, şehit aileleriyle, ölüm orucu
direnişçisiyle, Dersim ve Bingöl milletvekilleriyle, elde kazma kürek
sıcağın altında çalışan, yani o gün oradaki işi toplu mezarları
açılması olan herkesle çalışmıştır.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Çalışmaya niyeti olmayanların
"Provokasyonları"na ilgisiz kalmak çalışan herkesin hakkı ve
görevidir.</span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Bu kişilerin mensubu oldukları siyasi hareketler
veya çevreler, bu tavırlara, bu sözlere ilişkin bir açıklama
yapmalıdırlar. Bu sözler ve tavırlar savunulmakta
mıdır?</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Başta Dersim
halkı olmak üzere, tüm ilgililerinin gözünün önünde cereyan eden bu
olaylar herkes tarafından meydana geldiği gibi hatırlanacak ve
anlatılacaktır. Gerçeğin gücü aşılamaz.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Direnişin ve mücadelede ısrarın
tarihsel başarısı, bu gibi asılsız saçmalıklarla değerinden hiçbir
şey kaybetmeyecektir.</span></div><div style="text-align:
justify;">&nbsp;</div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;"><strong>9.</strong></span></div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Demokrasi platformu içinde sadece
BDP ve EMEP'in imzaladığı açıklama yetmemiş olacak ki; direnişte,
doğal olarak da kazanımda bir payı bulunmamanın hıncıyla Özgür
gündem gazetesi, Taylan TANAY'a saldırmak için bu açıklamayı dahi
çarpıtma gereğini duymuştur. Mesela açıklamada olmayan yeni suçlamalar
üretilmiş, "kirli siyaset yürütmek", " şehit ailelerinin kazı alanında
bulunmasını istememeleri" bunlardan sadece ikisi. Hepimiz oradaydık tüm
ailelerin bize direniş nedeniyle teşekkür etmelerinden başka bir şey
duymadık. Bu nasıl bir ahlak ki, yalanı kendine rehber edinmiş. Burjuva
gazetelerine mi özenilmektedir? Şayet böyleyse bundan
vazgeçin.</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Son olarak,
açık bir siyasetsizlik örneği olan açıklamada direnişi kendimize mal
etmekle suçlanıyoruz. Söz konusu olan politik olarak biz isek;&nbsp; söz
konusu olan Halk Cephesi ise, evet bu direniş ve tüm kazanımları bize
aittir. Çünkü bu direnişte Hüsnü YILDIZ'ın 65 günlük açlığı,
ak saçlı analarımızın emeği, Dev-Genç'lilerin cüreti vardır. Yok,
söz konusu edilen avukat olarak Taylan TANAY ise, bu mücadelenin iyi
dilekçe yazmakla kazanılan bir avukat başarısı olmadığını biliyoruz,
bunu defalarca söyledik. 20 yılı aşan devrimci avukat geleneğini
taşıyan Halkın Hukuk Bürosu'nun bir mensubu olan Avukat Taylan
TANAY'ın böyle bir anlayışı hiçbir zaman olmadı, olmayacaktır
da.</span></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;">Gerçeklere ve mücadeleye saygılı olun.</span></div><div
style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;"><strong>Avukat Taylan
TANAY</strong></span></div><div style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">DHKP/C gerillası Ali YILDIZ'ın ailesinin
avukatı</span></div><div style="text-align: justify;">&nbsp;</div><div
style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;">kaynak:http://cemisgezektoplumezar.blogspot.com/</span></div><p
style="text-align: justify;">&nbsp;</p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder