24 Ağustos 2011 Çarşamba

Tutuklu Mühendislik Öğrencilerinden Mektup

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7327>Tutuklu Mühendislik
Öğrencilerinden Mektup</a></h1><p style="text-align:
justify;"><strong><span style="font-size: small;">Merhaba
Arkadaşlar,</span></strong></p><p style="text-align: justify;"><br /><span
style="font-size: small;">Kartlarınızı aldım ve yine epeyce bir
sevindim.(Ankara da göndermişti, sizinkileri daha çok sevdim :) )
Nasılsınız? Eminim çok iyisinizdir. Yani "CANAVAR" gibi, yani bizim
gibi. Biz de mahkemenin ertesi günü yani 22'sinde Adıyaman'a
sürgün-sevk edildik. Artık özgür tutsaklığı burada sürdüreceğiz
belli ki. (Başına "GÖÇEBE"yi ekledik ve GÖÇEBE ÖZGÜR TUTSAK
olduk:)) </span></p><p style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;">Öncelikle Elif, İstanbul'da cehennem gibi bir sıcak var
demişsin. Emin ol, burasının cehennem olduğunu düşünmekteyiz. Malatya
ile arasının 2.5 saat olması pek de önemli değil. Malatya hava konusunda
daha serindi. Akşam olması da çok bir şey değiştirmiyor. Şu an epey
bir terledim, hesap edin artık…</span></p><p style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Size buraya gelme sürecini
detaylı olmasa da anlatayım. Gerçi o hafta epey bir yorucuydu bizler için
:) Sabah görevlilerle başlayan ve hoş olmayan tartışmalar, mahkemeden
sonra bizleri Adıyaman'a getirdi. O süreçte bir mahkememize
götürülemedik. Daha doğrusu ifade vermemiz gereken yere gidemedik. Fiili
saldırılar, sözlü sataşmalar arkasından geldi. 21'inde mahkememize
ise gelmeye, gelmek istemeye çalışırken görevlilerin ısrarlı
götürmek istememeleri ve daha sonra daha sonra vazgeçmeleri ve mahkemeye
bu durumu " Gelmek istemiyorlar" diye bildirmeleri vs. vs… Ne kadar
komik ve acizliklerini gösteren bir durum değil mi? Merak etmeyin, biz
üstümüze düşenleri fazlasıyla yapmış olduk:) Ardından mahkemedeki
hukuksuzluk… Bugün gazetelerde İstanbul Adliye Sarayı'nın
açılışı yapıldığı yazıyordu. Gingerli güvenlik görevlileri vs.
Oraları nasıl süslerlerse süslesinler, özünde bir değişiklik yok.
Saray yapmaları sanki adaleti gösteriyormuş gibi. Aslında saraylar, bu
topraklarda padişahların yaşamlarını sürdürdüğü, adaletsizliklerin
olduğu, padişah yalakalarının olduğu yerlerdir. Saray kelimesi aslında
bize daha güzel anlatıyor bunu, açıklama yapmaya gerek bile
bırakmıyor:). Saraylarda da, açlığın, yoksulluğun olmadığı bir
vatan isteyenlere nasıl davranıldığın biliriz. Açlığın,
yoksulluğun, talanın, pisliğin, ahlaksızlığın olmadığı bir ülke
istemek tabi ki suç onlar için. Hani birileri "ileri demokrasi"
demişti ya. Ne kadar da ilerlemiş değil mi? İşkence, sürgün,
hukuksuzluklar buna en güzel örnek mesela. İnsanlar ölüyor, demokrat
insanlar öldürülüyor, öldürenler, bu katliamı yapanlar ceza bile
almıyor. İşte böyle bu ülkedeki işleyen ve olmayan demokrasiyi görmek
hiç de zor değil, özellikle bizler için çok da kolay
oluyor.</span></p><p style="text-align: justify;"><br /><span
style="font-size: small;">Bu ileri demokrasiden sonra :), biraz da burayı,
buradaki hapishaneyi konuşalım. Anlatayım hemen size, 50 yıllık bir
hapishaneymiş. Epeyce eski bir yer. Ama yine E Tipi :). Malatya'daki
hapishane yüksekti biraz, bura ise oranın yarısı kadar hem yüksekliği
hem de genişliği. Tek sorunum da yüksekliğin az olması, özellikle
havalandırma kapısının küçük olması (boyunun) duvarla sürekli kavga
etmeme neden oluyor. Dün bu kavga bayağı bir kızışmıştı.&nbsp;
Havalandırma açık olduğu sürede dikkat ediyorum, havalandırmaya
çıkmamaya. Zorunlu kalmadıkça çıkmıyorum :). Kafamda birkaç yerde
şişkinlik var:) Bu şartlarda bir de sıcak olması huysuz yaptı beni:).
Buranın mimarı muhtemelen şu an yaşamıyor ama "meslekte birlik"
grubundan kanımca :).</span><br /><span style="font-size: small;">Bir de
arkadaşlar ne söyleyeyim size; temizlik şirketi kuracak kapasiteyi
gördüm kendimizde :) Hiç usanmadan 22'sinden beri temizlik yapıyoruz.
Korkarım bu 4 Ağustos'a kadar sürecek. Mahkemeden sonra ne olur
bilmiyorum. Hiç boş durmuyoruz anlayacağınız. Ufak bir boşluk
gördüğümüz zaman yıkayacağımız bir şey bulabiliyoruz…</span><br
/><span style="font-size: small;">Bu arada söylemeyi unuttum pullarımız ve
renkli defter kağıdımız bugün geldi ve ilk size yazıyorum mektubu.
(Ankara'ya faks yazmıştım:)) ailemi ziyaret ettiğinizi duydum,
nasıldı? Detaylı anlatırsanız sevinirim. Ereğli'yi çok özlemiştim.
Gerçi eskisi gibi görsel güzelliği kalmadı ama idare eder yine de. O
hali bile özlemeye yeter.Böyle haberleri yazan bir mektup yollarsanız
sevinirim.</span></p><p style="text-align: justify;"><br /><span
style="font-size: small;">20 tane kartınız geçti elime. Umarım tamdır.
Çünkü Ankara'da gelen kartların 17sini vermemişlerdi. Gönderilen
kartlarda bir çok kişiyi tanımıyorum, artık tanışmış olduk bu vesile
ile. Aslında, aynı duygu ve düşüncelerin coşkusu ile tanışıyorduk…
Diyerek yavaş yavaş sonlandırayım. Sizlere teşekkürlerimi bir borç
bilirim, en yakın zamanda görüşürsek sizlere tatlı sözüm olsun:).
Tahliye tatlısı:) Biraz da Kubilay yazacak sizlere. En yakın zamanda
görüşme umuduyla… Umudumuzun ve coşkumuzun her daim sıcak tutma
dileğiyle…</span></p><p style="text-align: right;"><br /><strong><span
style="font-size:
small;">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;
Bağlılıkla, Erkin KOCAMAN</span></strong></p><p style="text-align:
right;"><strong><span style="font-size: small;"><br /></span></strong></p><p
style="text-align: left;"><br /><strong><span style="font-size: small;">+
İvme ahalisine cümleten merhaba….</span></strong></p><p
style="text-align: justify;"><br /><span style="font-size: small;">Ailemizin
olanca sıcaklığıyla selamlıyorum sizleri… Bakıyorum da mühendislik
cephesi özgür tutsaklar arasında kayırma yapabiliyor. Erkin'in değerli
kartlarınızı aldığında yaşadığı sevince şahit olmasam
teessüflerimi bildireceğim. Ne diyelim yürekler bir olduktan sonra bu tarz
detayları aşarız. Uzun uzun yazarsınız ödeşiriz.</span></p><p
style="text-align: justify;"><br /><span style="font-size: small;">Evet
arkadaşlar sizlerin de gördüğünüz gibi hukuksuzluk diz boyu. Demokrasi
mücadelesinde bedeller gerekiyor ve bizler bu bedelleri ödemekten
çekinmeyeceğiz. Baş eğdirmemelerinin verdiği acizlikle saldırılarını
artırıyorlar. "Bir sizleri değiştiremedik" sözlerinde somutlanıyor
ruh halleri… O büyük güne kadar da ruh hallerini bozmaya devam
edeceğiz. Sonra mı? Sonra da onları düşünceleriyle beraber tarihin
çöplüğüne atacağız.</span></p><p style="text-align: justify;"><br
/><span style="font-size: small;">Sizin cephenizde de bizim cephemizde de
bedeller ödenmeye devam edecektir. Kurtuluşa kadar…</span><br /><span
style="font-size: small;">Sonsuz inancımla tüm dostlarımıza selamlarımı
iletiyorum.</span><br /><span style="font-size: small;">Hoşça
kalın,</span></p><p style="text-align: right;"><span style="font-size:
small;"></span><br /><strong><span style="font-size:
small;">&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;
Sevgiyle ve dirençle, Kubilay Uçucu</span></strong></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder