26 Ağustos 2011 Cuma

KAPİTALİZMİN GÖNÜLLÜ “GÜNAH KEÇİLERİ” ; YARGIÇLAR…/Av.Evrim Deniz Karatana

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7350> KAPİTALİZMİN GÖNÜLLÜ
"GÜNAH KEÇİLERİ" ; YARGIÇLAR…/Av.Evrim Deniz Karatana</a></h1><p
style="line-height: 150%;" align="RIGHT"><span style="font-size:
small;">"İnsansız adalet olmaz</span><br /><span style="font-size:
small;">Adaletsiz insan olur mu?</span><br /><span style="font-size:
small;">Olur, olmaz olur mu!</span><br /><span style="font-size: small;">Ama,
olmaz olsun"</span></p><p style="line-height: 150%;" align="RIGHT"><br
/><br /></p><p style="line-height: 150%;" align="CENTER"><span
style="font-size: small;"><strong>KAPİTALİZMİN GÖNÜLLÜ "GÜNAH
KEÇİLERİ" ; YARGIÇLAR…</strong></span></p><p style="line-height:
150%;" align="CENTER"><span style="font-size: small;"><strong><br
/></strong></span></p><p style="line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;">İtiraz ediyorum… Öyle Amerikan filmlerindeki
gibi afili hareketlerle değil… Beş beyaz sayfa üstüne on iki punto
yazıyla… İtiraz ediyorum; müvekkilim serbest bırakılsın…
Uzatıyorum dilekçemi… Karşımda kağıtları imzalayıp dosyasına
göndermeye hazırlanan bir yargıç… O, kağıda değil kalemine bakıp
işini bitirmeye hazırlanırken dayanamayıp söyleniyorum; "Kararınız
hukuksuz!.."</span></p><p style="line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;"><br /></span></p><p style="text-indent: 1.25cm;
line-height: 150%;" align="RIGHT"><span style="font-size: small;">"<em>Siz
benim yerimde olsaydınız ne yapardınız Avukat
Hanım?"</em></span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Ben hiç sizin yerinizde
olmayı istemedim sayın yargıç! Yoksul bir ailenin ferdi ve ezilen bir
halkın evladı olarak büyürken, yalnızca savunmada olmaktı hayalim.
Benim dinleyerek büyüdüğüm türkülerde, "hakim bey"lere değil
avukatlara umut bağlıyordu halk… "<span style="color: #000000;">Zaten
boynum kıldan ince</span><span style="color: #000000;">&nbsp;</span><span
style="color: #000000;">Kalem sende kır hakim bey"</span><span
style="color: #000000;">&nbsp; dizelerindeki, masumun halinden anlamayan
"kahramanı" değil "Deniz mahkemeye düşmüş avukatı ben
olaydım" </span> sözleriyle dile gelen umudu sevdim ben.</span></p><p
style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;">En haklı en meşru talepleri dile getirdi diye
karşınıza çıkarıp, 2 metre yüksekten baktığınız müvekkillerimin,
karşınızda dimdik duruşunu izlerken, "savunma"da olmaktan mutluluk
duydum.</span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Kürsünüz çok yüksek
sayın yargıç! Siz yukarıdan avını parçalamaya hazır bir şahin gibi
dikiyorsunuz müvekkillerime gözlerinizi… Oysa gözlerinin içine
bakabilseniz, yüreklerini görürdünüz! Ama bulunduğunuz yeri seçerek
görmemeyi tercih ettiniz.<span style="color: #000000;">"İnsanların maddi
yaşam koşullarını belirleyen onların bilinçleri değildir, bu maddi
koşullar onların bilinçlerini belirler".</span><em> </em>diyor büyük
usta Karl Marks. Halka tepeden bakan bir sistemin, tepeden bakılan
kürsüsündesiniz. Bu yüzden bulunduğunuz koşullara uygun
davranıyorsunuz. Hemen her gün birilerini tutukluyor, bir telefon hakkında
dinleme kararı veriyor, bir yerin aranmasına izin veriyor, sistemin bekası
için aralıksız imza atıyorsunuz. Aşınan yalnız kalemleriniz değil
sayın yargıç! Aynı sıralardan geçip öğrendiğimiz hukuk ve adalet
kavramlarını belleğinizden her geçen gün biraz daha
siliyorsunuz…</span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><br /></span></p><p
style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;" align="RIGHT"><span
style="font-size: small;">" <em>Biliyorsunuz, bu mahkemeler siyasi
mahkemeler avukat hanım…"</em></span></p><p style="text-indent: 1.25cm;
line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Evet,
Sayın Yargıç! Çok iyi biliyorum… Sizinle bildiklerimiz aynı ama
inandıklarımız başka… Siz evladını açlığın koynunda yitirmiş bir
anneyi, kızının fotoğrafını taşıdı diye cezalandırmaktan hicap
duymuyorsunuz. . Kızıyla her an yan yana olmak isteyen bir annenin
hislerini anlayamıyorsunuz. Çünkü baktığınız yer yalnızca yüksek
değil aynı zamanda karanlık sayın yargıç! Bir ananın doğurup
büyüttüğü evladını elinden alan karanlığın tam da ortasında
oturuyorsunuz.</span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Beyninizde yer edenler;
<em>"suçun vasıf ve mahiyeti, dosya kapsamı ve delil durumu"</em>
cümlelerinden ibaret! Ezbere bildiğiniz kanun maddeleriyle
<em>"tutuklanmasına"</em> karar verdiğiniz bir insanın
özgürlüğüne ve hatta geleceğine vurduğunuz darbe, aklınızın ucundan
bile geçmiyor. <span style="color: #000000;">Siz sayın yargıç, baskı ve
şiddetle sindirilemeyen halkı, cüppelerinizle hizaya çekmeye
çalışıyor, muktedirin eli, kolu ve hatta sopası oluyorsunuz.
</span></span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><span style="color:
#000000;"><br /></span></span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height:
150%;" align="RIGHT"><span style="color: #000000; font-size:
small;">"<em>Biz bu sistemin günah keçileriyiz avukat
hanım"</em></span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Hayır sayın yargıç! Siz
herkesin, boynuna günahını asıp çöle saldığı savunmasız keçi kadar
zavallı değilsiniz. Siz, orada olmayı seçtiniz! Orada olup
hukukçuluğunuzu unutmayı, adaleti arşivlere kaldırıp ezberlediğiniz
kanun maddelerini faşist histeriyle harmanlamayı tercih ettiniz. Bu yüzden
günah keçisi değil, günahın sahibisiniz. Parasız eğitim istemeyi suç
sayarak, basın açıklaması yapanları F tiplerine göndererek, diri diri
yakılan kadınların hesabını sormak yerine katliamı yazanları
tutuklayarak, toplu mezarları yaratan katilleri cezasız aileleri mezarsız
bırakarak amel defterinizi epey şişirdiniz. Günah, bilinçli bir eylemin
sonucudur sayın yargıç! Topu attığınız yerlerin ve kişilerin masum
olmadığını bildiğimiz kadar iyi biliyoruz sizin de günahkar
olduğunuzu… Kapitalizm tüketir, kapitalizm sömürür, kapitalizm
öldürür ve siz cezalandırırsınız tekellerin ihtiyaçları için…
İşte sizin konumunuz ve oturduğunuz koltuğun anlamı…</span></p><p
style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;"><br /></span></p><p style="text-indent: 1.25cm;
line-height: 150%;" align="RIGHT"><span style="font-size: small;">"<em>Bu
işi çözecek olan biz değiliz, siyasiler avukat
hanım"</em></span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Böyle bir ön kabulle
başladığınız işi nasıl bitireceğiniz ortada sayın yargıç! Hala
ısrar ve inatla hukukçu gibi davranmaya zorluyoruz sizi… Her seferinde
bunu hatırlatıyoruz. Halkın anayasasını yapmak isteyenler geçti en son
önünüzden, yine aklınızı ve vicdanınızı bir kenara bırakarak,
cezaları kestiniz. Üstelik "işkenceyi ve işkence aletlerini ortadan
kaldıracağız" dedikleri için devletin kurumlarının
aşağılandığına karar verdiniz. İşkencecilerin ödüllendirildiği bir
ülkede sizden bekleneni yerine getirdiniz. Bu işi çözecek olan
"siyasiler" değil sayın yargıç… İşkenceciyi ödüllendiren,
katliamcıyı terfi ettiren, ölülerine bir mezarı çok gören, hırsızı,
dolandırıcıyı bakan yapan "siyasiler" salık veriyor zaten size
hakkını arayanın başını ezmenizi…</span></p><p style="text-indent:
1.25cm; line-height: 150%;" align="RIGHT"><span style="font-size: small;"><br
/></span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="RIGHT"><span style="font-size: small;">"<em>Biz hukukçuyuz avukat
hanım, gerisine karışmayız"</em></span></p><p style="text-indent:
1.25cm; line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span style="font-size:
small;">Evet sayın yargıç! Biz sadece bu kadarına razıyız da siz sadece
hukukçu gibi davranmıyorsunuz. "İleri demokrasi"mizin kanunlarında
yazılı olanlar bile size fazla geliyor. "Devletin bekası söz konusuysa
hukuk mukuk dinlemem" diyen de sizlersiniz. İşte öğretilmiş,
kanıksatılmış çaresizliğiniz… "Hukukun üstünlüğü" masalına
inandırılmaya çalışılan halka, biz de inanmıyoruz cevabını
veriyorsunuz. Üstün olan "hukuk" değil üstün olan egemenlerin
çıkarıdır sayın yargıç! Hukukçu olduğunu söyleyip hukuka inanmayan
sizler, şizofrenik sancılar çekiyorsunuz.</span></p><p style="text-indent:
1.25cm; line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span style="font-size:
small;"><br /></span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Son olarak;</span></p><p
style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span
style="font-size: small;"><br /></span></p><p style="text-indent: 1.25cm;
line-height: 150%;" align="RIGHT"><span style="font-size:
small;">"<em>Sanık müdafiinden soruldu, eksik hususlar giderilsin
dedi"</em></span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;"
align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Öyle çok eksik husus var ki
sayın yargıç, tutanağa bize gerçekten sormaksızın ezbere
geçirdiğiniz bu cümlenin, gerçek muhatabı olmadığınızın
farkındayız. Bir türlü toparlanamayan eksik evraklar kadar eksik
adaletiniz… Sizden adalet talep etmeyecek kadar iyi bildiğimiz
adaletsizliğinizi yüzünüze vurmak ise asıl işlevimiz. Kürsünün
"sol yanında" duruyoruz. Müvekkillerimizin göz hizasında… Ne
uyukluyor, ne sıkılıyor, ne de ezberden konuşuyoruz. Haklı olanın
hakkını savunmaktan geliyor meşruluğumuz.</span></p><p
style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;" align="RIGHT"><span
style="font-size: small;"><br /></span></p><p style="text-indent: 1.25cm;
line-height: 150%;" align="RIGHT"><span style="font-size: small;">"<em>Ne
diyeyim avukat hanım, siz bir itiraz edin,
değerlendireceğiz"</em></span></p><p style="text-indent: 1.25cm;
line-height: 150%;" align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;">Bir şey
diyemezsiniz sayın yargıç! Bir şey yapamazsınız… Adalet yanınızdan
geçip gitti. Adalet sizden en az iki metre aşağıda… Adalet, halkın
umudunda, halkın işinde, ekmeğinde, adalet halkın avazında… Adalet,
ölülerimizin bıraktığı mirasta… Adalet bugünlerde, Ali
Yıldız'ın cenazesini isteyen abisi Hüsnü Yıldız'ın alnındaki
kızıl bantta…</span></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height:
150%;" align="JUSTIFY"><span style="font-size: small;"><br /></span></p><p
style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%;" align="RIGHT"><span
style="font-size: small;">"<em>Suçun vasıf ve mahiyeti, dosya kapsamı,
delil durumu ve suçun CMK 100. maddede sayılı katalog suçlardan olması
sebebiyle tutukluluk halinin devamına…"</em></span></p><p
style="text-indent: 1.25cm; line-height: 150%; text-align: right;"
align="JUSTIFY"><br /><br /></p><p style="text-indent: 1.25cm; line-height:
150%; text-align: right;" align="JUSTIFY"><strong><span style="font-size:
small;">kaynak:Kültür Sanat yaşamında Tavır
Dergisi/2011/08</span></strong><br /><br /></p><p>&nbsp;</p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder