23 Ağustos 2011 Salı

Sacco ve Vanzetti’yi insanlığın vicdanında canlı tutmak için...

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7314>Sacco ve Vanzetti'yi
insanlığın vicdanında canlı tutmak için...</a></h1><p class="news">20.
yüzyıl Amerikası'nın en zengin kesimini göçmen işçiler
oluşturuyordu. Nasırlı eller onlarındı. Kamburlaşmış beller de… Her
odasında başka bir ailenin kaldığı damı akan evler, karanlık
fabrikalar ve yoğun çalışma saatleri, ücretsiz mesailer… Horlanmalar,
hakaretler, en ölümcül hastalıklar da… Ama en önemlisi arka sokaklar
onlarındı. İşte bu yüzden zengindiler, çünkü dünya üzerindeki
bütün şehirlerin kalbi bu sokaklarda atardı! 1920'lerde ABD'nin arka
sokaklarında rastlayacağınız bütün kalpler özgürlük ve kurtuluş
için çarpardı.</p><p class="news">Şimdi yürüyoruz. Bugün 15 Nisan...
Boston'un banliyölerinden South Braintree'nin ana caddesi üzerindeyiz.
Burada duralım. Ana caddenin üzerinde gördüğünüz şu ayakkabı
fabrikası birazdan soyulacak. Bakın işte ayakkabı fabrikasının
muhasebecisi ve koruması beraberce fabrikanın zırhlı kasasını komşu
büroya taşıyorlar. Birazdan birkaç el ateş sesi duyacağız. İşte
oldu. Bakın şu iki adama! Kasalar ve adamlar bir çırpıda ana cadde
üzerinde bekleyen arabayla kayboldular.</p><p class="news">Arabanın
markası Buick. Muhtemelen çalıntıdır. Şu köşede dikilen 2-3 kişi (ki
onlar her silah sesi duyduklarında kendilerini güvende hissediyorlarsa,
gözlerini ayırmadan seyrederler) arabanın markasını seçebilirler.
Soyguncuların yüzlerini seçmeleri zor. Ama bunun önemi yok. Bu ensesi
kalın ABD'liler karşılarına çıkan ilk göçmen yüz için "emin
değilim ama bu olabilir" diyecekler.</p><p class="news">Biraz daha
yürüyelim. Bu şatafatlı sayılabilecek bina güvenlik güçlerine ait.
Şu kapıdan çıkan ve aslında Washington'da olmayı arzu ettiği
yüzünden anlaşılan adam Komiser Stewart. Komiser, bugünlerde sayısı 5
milyona ulaşan Klu Klux Klanlar'dan biri değil. Ancak her iyi Amerikalı
gibi göçmenlerden, kara derililerden ve başarısız olmaktan nefret eder.
Bizim de tanığı olduğumuz soygunu gerçekleştirenleri yakalama görevi
Stewart'a verilmiş. Stewart gelecekte sırf bu iki önemsiz (!) göçmen
yüzünden ünlü olacağından habersiz küfür ediyor!</p><p
class="news">Olay yerinde inceleme yapan ve tanık ifadelerini dinleyen
Stewart araba markasının Buick olduğunu çok geçmeden öğrenecek.
Çalıntı olduğu anlaşılan aracın izi Stewart'ı İtalyan göçmenlere
götürecek. Stewart henüz İtalyan göçmenlerin peşine düşmemişken,
bir otomobil tamircisi soyguna karışan üç İtalyan'ın tamirhanesine
geldiğini ihbar edecek. Stewart ise onları elinden kaçıracak. Suçluları
yakalayamazsa prestiji sarsılacak olan Stewart suçlu ya da en azından
kolayca suçlu kabul edilebilecek birilerini aramaya çıkacak. Şimdi
görecekleriniz bir av ve avcı suçlu ya da suçsuz göçmen İtalyan
aramakta.</p><p class="news">Tam burada duralım. Çünkü burada Sacco ile
Vanzetti'yi ilk kez göreceğiz. İşte Stewart, tek tük geçen arabaları
durduruyor, arabalardaki herkesin önce yüzüne, sonra kimliğine bakıyor.
O siyah adamın yüzüne dikkatlice baktı ama bir siyahı İtalyan diye
yutturamaz. İşte Sacco ile Vanzetti'nin bulunduğu araç. Kenara
çekiyorlar. Sacco ile Vanzetti telaşlı görünüyor. Çünkü ABD'de
göçmen İtalyan olmak, üstelik silahlı, üstelik üzerlerinde anarşist
bildiriler taşırken tehlikeli, hele ki kasıla kasıla yürüyen bir
komiser bulunduğunuz arabayı çevirmişse daha da tehlikeli… Vanzetti
Sacco'ya göre iki kez endişeli. Çünkü burada çok oyalanırlarsa ölen
bir İtalyan militan için düzenlenecek eylemi kaçıracaklar.</p><p
class="news">İşte Stewart'ın yüzünde büyük bir gülümseme. Safkan
iki İtalyan'ı ağına düşürdü. Üstelik antikomünizmin tanrı
buyruğu haline geldiği ABD'de iki militan İtalyan bunlar. Üzerlerinde
suç aletlerini de taşıyorlar. Doğru ya da değil, soygunu bu iki göçmen
işledi... Sacco ile Vanzetti'yi zorla götürüyorlar.</p><p
class="news">Şimdi Dedham'a gitmemiz gerekiyor. Ancak acelemiz yok.
Çünkü Sacco ile Vanzetti ilk sorgulamayı yapacak sorgu yargıcının
karşısına çıkmadan önce birkaç günü oldukça kötü koşullarda
nezarette geçirecekler. Ve işte sorgu yargıcı… Uzun sürmeyecek.
Yüzlerine baktığında suçlu oldukları kararını verdi zaten. Bir
İtalyan'dan daha suçlu ancak bir siyah olabilir bugünlerde. Bir siyahtan
daha suçlu ise ancak herhangi bir ırktan gelen komünist.</p><p
class="news">Sorgu biraz yorucu. Sacco da, Vanzetti de çok kötü bir
İngilizce konuşuyorlar. Bu iki "azılı soyguncu" için yargılamanın
bu aşamasında avukat ya da tercümanın tayin edilmeyeceği de açık.
Sacco biraz önce suçsuz olduğunu ispatlama şansını kaybetti. Çünkü
bu ayakkabı işçisi 15 Nisan'da işe gitmediğini söyleyiverdi. Sorgu
yargıcına göre buradan çıkacak sonuç basit; bir İtalyan işe
gitmiyorsa olsa olsa suç işler.</p><p class="news">Sorgu yargıcı
Sacco'nun suçlu olduğuna emin, ama bu mahkemeden tutuklu olarak Vanzetti
ayrılacak. Çünkü Noel'de yapılan bir soygunun sanıkları
Vanzetti'yi teşhis etti. Şimdi yargıç kararı
okuyacak:&nbsp;<em>"Mahkeme, sanık Bartolomeo Vanzetti'yi 12 yıldan az
15 yıldan fazla olmamak üzere hapis cezasına
çarptırmıştır..."</em></p><p class="news">***</p><p class="news">Bir
yıl sonra Ağustos ayındayız. Yine Dedham… Yine o soğuk mahkeme salonu.
Jüri üyelerinin yüzlerindeki ifadeyi görüyor musunuz? Aslında her
birinin ataları ABD'ye azılı suçlular olarak geldi. Ancak onlar
geçmişlerini çoktan unuttular. Şimdi bu fırsatlar ülkesinin
fırsatlarından sonuna kadar yararlanmak ve saygın birer vatandaş olmak
için kendilerine öğretileni yapıyorlar. Komünistlerden nefret ediyorlar,
göçmenlerden nefret ediyorlar, siyahlardan nefret ediyorlar, farklı
dinlerden, sıcak ve samimi sohbetlerden, bozuk İngilizce'den,
kendilerinden daha iyi giyinen ve daha kötü giyinenlerden de…</p><p
class="news">Bir yılı aşkın süredir tutuklu olan Vanzetti kafesin
ardında. Sacco ise sanık sandalyesinde. Yargıç konuştu, salon çok
sessiz... Sacco ile Vanzetti idam edilecek. Buradan çıkmadan önce
mahkemeyi izlemeye gelenlerin yüzlerine bakın. Ne kadar da hoşnutsuzlar!
İdam kararının ardından bağırma çağırma, yalvarma, ağlama duymak
istiyorlardı.</p><p class="news">Buradan içeri giremiyoruz. Bu yüzden
Sacco ile Vanzetti'yi kaldıkları hücrede görme şansımız olmayacak.
Ancak hücreyle ilgili bütün ayrıntıları öğrenebilirsiniz. Çünkü
her ikisi de sürekli yazıyorlar. Bu gördüğünüz yüksek duvarların
ardında tutsak olan iki göçmen işçi içeride sabırla ama içlerindeki
isyan ateşini dindirmeden ölecekleri saati bekliyorlar. Ama bunu engellemek
için çabalamaktan da geri durmuyorlar.</p><p class="news">Ancak karar hiç
de adalet yerini bulsun diye verilmedi. Geçtiğimiz günlerde başka bir
cinayetten hapiste yatmakta olan Celestino Madeiras, soygunu ve cinayetleri
Joe Morelli çetesiyle birlikte işlediğini itiraf etti. Ancak
Madeiras'ın itirafı duymazlıktan gelindi.</p><p class="news">Vanzetti
Sacco'nun oğluna şu mektubu yazmış:&nbsp;<em>"Hiç aklından
çıkarma Dante, eğer birisi baban ve benim hakkımda başka birşey
söylerse, o, masum ölülere, yürekli bir şekilde yaşamış insanlara
küfreden bir yalancıdır. Şunu da iyi bil ve hep hatırla Dante, eğer
baban ve ben, kalleş, riyakar, dönek insanlar olsaydık ölüme
gönderilmezdik. Bize karşı topladıkları delillerle cüzzamlı bir
köpek, bir akrep bile ölüme mahkum edilemez. Bizim, davamızın yeniden
görülmesi için öne sürdüğümüz bu olgular, bir ana katilinin,
yüreği taşlaşmış bir suçlunun davasının yeniden görülmesine
yeterdi."</em></p><p class="news">Bugün 23 Ağustos 1927. Yargıcı
tanıdınız mı? 6 yıl önce idam hükmünü veren yargıç. Sacco'yu
getiriyorlar önce. "Yaşasın anarşi!"&nbsp; Ampulün ışığında
titreme başladı. Ve işte Vanzetti. "Bugün bana yapılanlara dair bazı
kişileri bağışlamak istiyorum." Bunlar Vanzetti'nin son
sözleri.</p><p class="news">Hala aynı gündeyiz. Dikkat edin! Boston
sokakları bu kadar kalabalığı hiç bir arada görmemiştir herhalde.
Polis korkuyla saldırıyor! 250 bini aşkın insan var burada. Ve birçok
kişi gözaltına alınacak.</p><p class="news">Ve burası Arjantin... Bu
gördüğünüz kalabalık da Sacco ve Vanzetti için sokaklarda. Hadi gelin,
Havana'daki şu görkemi görüyor musunuz? Paris, New York, Londra… Ve
işte Rusya… Saat sabah 08.00 civarı. Şalterler ineli birkaç saniye oldu
yani. Bu gördüğünüz mavi gözlü adam sürgünde bir devrimci ozan;
Nazım Hikmet. Sacco ile Vanzetti'yi düşünüyor ve kalemi kağıdın
üzerinde kendiliğinden ama ustaca oynuyor:</p><p
class="news"><em>Yanıyordu kanlarında şavkı İtalya güneşlerinin<br
/>koştular temiz esmer alınlarla hayatın sesine,<br />dövüştüler
yanında dövüşen kardeşlerinin.<br />Yeni dünyada düştüler eski
zulmün pençesine!<br />Yedi yıl ölümün karşısında gülerek
durdular.<br />Elektrikli iskemleye<br />kadife bir koltukmuş gibi
oturdular.<br />Yürekleri dört bin volta yedi dakka dayandı.<br />Yandı
yürekleri<br />yedi dakka yandı!..</em></p><p class="news">Sacco ile
Vanzetti ABD'de iki sıradan göçmen işçiyken, ABD'nin sömürü ve
talan üzerine kurulu toplumsal yaşamının ve ırkçılığı besleyen
yasalarının sonucu olarak yaşamlarına elektrik sandalyede son verdiler.
Ancak tutsak kaldıkları 7 yıl boyunca işçi sınıfının haksızlıklar
karşısında açığa çıkarttığı güç ve iradenin en açık örneği
oldular.</p><p class="news">Ve Vanzetti'nin kaleminden dökülen şu
sözler, 7 yıl boyunca her gün ölüme yaklaşırken ancak devrimci bir
proleterin sahip olabileceği soğukkanlılığı, mutluluğu ve bilinci
açığa vuruyor:</p><p class="news"><em>Dünyada aklımıza gelmezdi böyle
yararlı olacağımız,<br />insanlık için, adalet için, hürlük için<br
/>eskaza gördüğümüz bu hizmeti<br />bir kere değil, on kere yaşasak
yapamazdık.<br />Dediklerimiz, hayatımız, çektiklerimiz hiç kalır bunun
yanında<br />hiç kalır yanında idamımız -bir kunduracıyla bir
işportacı parçasının idamı<br />Yaşayacağımız o son anı elimizden
alamazsınız ya!<br />O bizim işte, o bizim zaferimiz.</em></p><p
class="news">İşte bu yüzden Einstein'ın dediği
gibi;&nbsp;<em>"Sacco-Vanzetti'yi insanlığın vicdanında canlı tutmak
için her şey yapılmalıdır..."</em></p><p class="news">İşte bu
yüzden bugün, bu azgın kapitalist sömürü ve barbarlık düzenine
karşı geleceğimize sahip çıkmak zorundayız!</p><p></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder