5 Aralık 2011 Pazartesi

Bir çocuk işkenceyle büyüdü... - Umur Talu

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7883>Bir çocuk işkenceyle
büyüdü... - Umur Talu</a></h1><p>Merhaba Umur Bey;<br /><br />İsmim
<b>Tugay. </b>1998 yılı sonlarında köşenizde arkadaşımla gönderdiğim
mektubumuzu yayınlamıştınız. O zamanlar 18 yaşındaydım.<br />16
yaşında siyasi bir davadan dolayı gözaltına alınmış ağır işkence
görmüştüm.<br />DGM&rsquo;de yargılanıp 18 yaşında yardım
yataklıktan hüküm giymiş, size mektubu gönderdikten bir süre sonra
cezaevine girmiştim.<br />2 yıl hapis yaptıktan sonra 20 yaşında
cezaevinden çıkmıştım.<br />Bu kez size telefon edip teşekkür
etmiştim. Ama sanırım o teşekkür bana yetmedi. :)<br /><b>Şimdi 31
yaşındayım. </b>Sevdiğim bir kadınla evlendim. Çalışıyorum.
<b>Kendimi var etmeyi başardım</b> yani.<br />Yaşadığım işkence ve
cezaevi süreci erken yaşlarda olduğu için ciddi bocalamalar yaşattı
bana. Hala psikolojimde etkilerini ara ara görüyorum.<br />Ama neticede
toplama baktığımda, <b>Başardın Tugay, üstesinden geldin,</b>&nbsp;
diyebiliyorum.<br />Basit bir cümle. Ama bunu söylemek çok hoşuma
gidiyor. Bana <b>yenilmedim duygusunu</b> veriyor.<br />Umarım ilerleyen
yıllarda daha güzel şeyler yapıp sadece kendime ve çevreme değil, hiç
tanımadığım insanlara da yardımcı olabileceğim.<br />O dönem
köşenizde benim mektubumu yayınlamanız çok ama çok önemliydi. Bunu
aradan geçen onca yıla rağmen sürekli hatırlıyorum.<br />Ve aslında
şunu söylemek için yazdım tüm bunları: Sizi tüm hayatım boyunca
hatırlayacağım. İlerde çocuğum olursa, büyüdüğünde sizden söz
edeceğim. Tekrardan çok teşekkürler. Hayatınız boyunca mutlu ve huzurlu
olmanızı canı gönülden diliyorum.<br /><br /><br /><br /><b>Bir çocuk
zincirlendi&hellip;</b><br /><br /><b>Tugay&rsquo;</b>ı elbirliğiyle böyle
büyütmüşüz işte.<br />Manisalı işkence çocukları gibi. Yine Dipsiz
Kuyu çocuklarından <b>Ümit </b>gibi.<br />Şimdi sıra
<b>Cihan&rsquo;</b>da. Daha nice çocukta.<br /><b>Cihan</b> Galatasaray
Üniversitesi&rsquo;nde öğrenciydi. Bir poşu taktı, hayatı değişti.
Değişti dediğimiz, karartıldı!<br /><b>Cihan</b> bir otobüs durağında
beklerken yakınlardaki bir eylemin sanığı oluverdi; çünkü boynunda
poşu vardı.<br />Başbakan, bakanlar ve nice devlet büyüğünün de halka
gösteri yaparken taktığı gibi; nice şöhretin veya gencin felan
<b>Che</b> tişörtü üstüne aksesuar yaptığı gibi.<br />Hepsini bırak,
<b>bizim Anadolu&rsquo;</b>da halkın nice zamandan beri kullandığı
gibi.<br /><b>Cihan</b> 22 aydır tutuklu. Sadece 5 kez mahkemeye
çıkarıldı.<br />Elbet sahip çıkanı var. Kendi okulunda da var.
Dışarıda da.<br />Ama yine de beni alan düşünce şu:<br />O bina,
Ortaköy&rsquo;deki Galatasaray Üniversitesi, 1963&rsquo;te, beş ay önce
babası ölmüş 6 yaşında bir çocuk ürkekliği ve hevesiyle yatılı ilk
mektebe adım attığım yer.<br />Biz orada, kimi varlıklı, kimi orta
halli, kimi yoksul; aynı sırayı, aynı sofrayı, aynı soğuğu, aynı
sobayı, aynı tasayı, aynı imkan ve yoklukları, aynı gözyaşlarını ve
kahkahaları paylaşmayı öğrendik.<br />Önceki gün bir hastane
odasında, neredeyse yarım asır önceki ilk sıralardan dört kişi, hasta
yatağındaki birimize koşmuşsak, o yaşta edindiğimiz kardeşlikten.<br
/>O yüzden; şimdi ilk mektep de değil,<b> &ldquo;özerk ve özgür bir
üniversite&rdquo; </b>olmuş o bina, orada hocalar, idareciler, kardeşler,
hele hele Endüstri okuduğu Mühendislik bölümü <b>Cihan&rsquo;</b>ı
biraz yalnız bırakıyorsa, içim acır.<br />Öyle Boğaz manzarası,
martı sesi, dalga nefesi, Ortaköy havası, bir unvan, bir amfi, bir tahta,
iki ders, üç kitap; hoca, kardeş, ağabey, abla, çağdaş filan olmaya
yetmez çünkü&hellip;<br />İnsanlık, aydınlık, kardeşlik, dayanışma,
paylaşma da ister.<br />Orası hala <b>bizim ilk insanlığımızı
edindiğimiz yer; özgürlük, eşitlik ve kardeşliği ilk soluduğumuz
kadim miras ise!</b><br /><br /><br /><b>Bir çocuk daha
sırtından&hellip;</b><br /><br /><b>Uğur&rsquo;</b>u sırtına vurulan 13
mermiyle 12 yaşında yere indirip daha öteye götürememiştik. <b>Murat
Eliboz&rsquo;</b>u da 21&rsquo;inde, Diyarbakır&rsquo;da bir gösteride,
sırtından vuruverdi bir muamma.<br />Olağan şüpheli, polis mermisi.
Emniyet ise <b>&ldquo;Bu kurşun bizde kullanılmıyor&rdquo;</b> diyor.<br
/>Bakalım<b> Murat&rsquo;</b>ı kim vurdu; yoksa<b> kim vurduya</b> mı
gitti.<br />Bakalım <b>&ldquo;Gerçek mermi&rdquo;</b>nin gerçekliği ne
çıkacak?</p><p>Kaynak: <strong>haberturk.com</strong></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder