7 Eylül 2010 Salı

Hani Kürtçe Serbestti

Hani Kürtçe
Serbestti

Diyarbakır'da 'Cezaevlerinde Kürtçe serbesttir' diyen
Erdoğan'a duyurulur: Kürtçe savunma yapan tutuklular
cezalandırılıyor, Kürtçe mektuplar gönderilmiyor,
kitaplar tutuklulara verilmiyor

Diyarbakır'da 'cezaevlerinde Kürtçe serbest' propagandası yapan
Erdoğan'ı uygulamalar yalanlıyor. Kürkçüler F Tipi'nde
Adalet Bakanlığı'na Kürtçe dilekçe yazan 59 tutukluya
disiplin cezası verildi. İnfaz Hakimliği'ne ifade veren ve
Kürtçe savunma yapan tutuklulardan bu sefer de 100'er TL
tercüme ücreti alındı. Diyarbakır'da ise D tipinde bulunan
Sebahattin Sümeli'nin, E tipindeki arkadaşı Sevcan Atak'a
gönderdiği 6 adet Kürtçe kitap ve dergi, bandrollü
olmalarına rağmen cezaevine alınmadı.

Kürtçe savunmaya para cezası

Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan 59 siyasi
tutuklu, 1-2 Temmuz tarihleri arasında Kürt sorunun
çözümü, devam eden askeri operasyonlara ve Kürtler
üzerindeki yoğun baskılara dikkat çekmek amacıyla, 2
günlük açlık grevi eylemi gerçekleştirdi.
Tutuklular, açlık grevine girdiklerini cezaevi
müdürlüğü kanalıyla Adalet Bakanlığı'na bildirmek
amacıyla Kürtçe dilekçe yazdı. Verilen dilekçeyi
Adalet Bakanlığı'na göndermeyen cezaevi
müdürlüğü, tutuklular hakkında disiplin soruşturması
ve 3 ay iç faaliyetlerden men cezası verdi. 3 aylık iç
faaliyetlerden men cezasına itiraz eden tutukluların ifadeleri Ağustos
ayında İnfaz Hakimliği tarafından 9'ar kişilik gruplar halinde alındı.
Savunması alınan tutuklular Kürtçe savunma yapınca mahkeme
tutuklulara 100'er TL para cezası verdi.

SAVUNMA ENGELLENDİ

Mahkemeye çıkarılan ilk grup Kürtçe savunma
yapacağını ve bu nedenle bir tercümanın getirilmesi için
mahkemeye talepte bulundu. İlk grup Kürtçe savunmasını yapıp,
açlık grevinin nedenlerini ve amaçlarını anlattı. Tüm
grupların Kürtçe tercüman eşliğinde savunması alındı.
İnfaz Hakimi, bunun üzerine Türkçe dilinin bilinmesi
durumunda tercüman ücretinin kamu tarafından ödenmeyeceği,
Türkçe'yi bildikleri halde konuşmayan tutukluların
kötü niyetli bir yaklaşım içinde olduklarını
söyledi. Bunun savunma yapmamak anlamına geldiğini ileri sürerek,
tutuklulara söz hakkı vermedi.

Tutuklular, kendi anadillerinde savunma yapmak istediklerini, fakat paralı
tercümanın kendi dillerini paralı konuşmak anlamına geldiğini
vurgulayarak, Kürtçe savunmada ısrar etti. Tutukluların
anadillerinde savunma yapma ısrarı üzerine İnfaz Hakimi,
'Türkçe konuşmuyorsanız tercüman ücreti ödeyin.
Yoksa bir daha konuşmayın. Oturun' diyerek, tutukluların savunma
yapmasını engelledi. Mahkeme, tutukluların savunmasını almadan 3 aylık
disiplin cezasının onaylanmasına ve 9 tutukludan 100 TL hiç
konuşmayan tercüman ücretinin alınmasına karar verdi.

Safiye ALAĞAŞ
ADANA - DİHA
/>

Tek harf bile yasak

Edirne cezaevindeki mektuplarda Kürtçe tek harf bile
kullanılırsa mektuplar engelleniyor, siyasi tutuklulara koğuş değiştir
baskısı yapılıyor ve hasta tutuklular tedavi edilmiyor. PKK'li
tutuklulara son dönemlerde baskıların daha da arttığını belirten
TUHAD İstanbul Başkan Yardımcısı Faysal Karataş, 'Tutuklulara
gönderilen mektuplarda tek bir harf bile Kürtçe varsa o
mektubu vermiyorlar. Cezaevine yeni gidenleri siyasi koğuşlara vermiyorlar.
Siyasi tutsaklara bu koğuştan ayrılırsanız daha rahat aile ve
çocuklarınızla görüşürsünüz, şeklinde
baskı var. Sık sık aramalar yapılıyor. Aramalarda elbise ve eşyaları
dağıtılıyor. Benzer uygulamaların Bolu ve Tekirdağ F Tipi cezaevinde de
var. Cezaevine görüşe giden ailelere de büyük baskı
uyguluyorlar' şeklinde konuştu.

İSTANBUL

Kürtçe kitap da yasak!

Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nden Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ne
gönderilmek istenen 6 adet Kürtçe kitap ve dergi,
bandrollü olmalarına rağmen cezaevi idaresince cezaevine alınmadı.
Aynı şehirde bulunan iki cezaevindeki farklı uygulamalar
Kürtçe üzerindeki keyfi uygulamaların en somut
örneğini oluşturdu. Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan
Sebahattin Sümeli, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde bulunan arkadaşı
Sevcan Atak'a gönderdiği ve Kürt Enstitüsü tarafından
çıkarılan 4 kitap ve 2 dergi cezaevi yönetimince keyfi bir
şekilde cezaevine alınmadı. Yaşanan hak ihlalini, ailesi aracılığı
ile kamuoyuna duyuran Atak, uzun süreden beri cezaevinde
Kürtçeye yönelik keyfi uygulamaların
sürdüğünü söyledi. Kitapların verilmemesinin
nedenini cezaevi yetkililerine sorduğunu aktaran Atak, 'Cezaevi
yönetimi bana, 'Burası Diyarbakır E Tipi Cezaevi, başka cezaevine
benzemez' cevabını verdi' dedi. Kürtçe yasağının yansıra
birçok hak ihlali ile karşı karşıya kaldıklarını aktaran Atak,
ailesi aracılığı ile kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.
/>

Kaynak: gunlukgazetesi.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder