13 Eylül 2010 Pazartesi

Sürekli Artan Eğitim Harcamaları Öğrenci Velilerini Yine Çok Zorlayacak!

Sürekli Artan Eğitim
Harcamaları Öğrenci Velilerini Yine Çok Zorlayacak!

 Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından yapılan 2010-2011
eğitim öğretim yılında öğrenci velilerinin yapacağı ortalama
eğitim harcamaları araştırması metni.

Milyonlarca öğrenci velisi, her yıl olduğu gibi, 2010–2011
eğitim-öğretim yılında yapacakları eğitim harcamalarını
şimdiden düşünmeye başlamıştır. Eğitime ilk kez adım atacak
olan pek çok öğrenci hangi şartlarda eğitime
başlayacağının farkında olmasa da, okulların açılmasına
sayılı günler kala öğrenci velilerini şimdiden "acı bir
telaşın" sardığını söylememiz mümkündür. Her
geçen yıl bir önceki yıla göre sürekli artan eğitim
harcamaları, giderek bozulan gelir dağılımıyla birlikte öğrenci
velilerinin bütçesini ciddi anlamda zorlar hale
gelmiştir. 

 

2010–2011 Eğitim Öğretim Yılında Velilerin Yapacağı
Ortalama Eğitim Harcamaları (*)

src="http://www.egitimsen.org.tr/yon_panel/basin/uploads/harcama1.jpg" />

 

 (*) Tablo, ilköğretim öğrencileri baz alınarak
hazırlanmıştır. 40 kalem üzerinden belirlenen harcama rakamları
yaklaşık ve ortalama değerleri yansıtmaktadır. Yapılacak eğitim
harcamaları öğrenci velilerinin gelir durumuna, oturulan semtlerin
özelliklerine ve kentlerin gelişmişlik durumuna göre değişiklik
gösterebilir. Velilerin ortaöğretimde okuyan öğrenciler
için yapacağı eğitim harcamalarını hesaplamak için
yukarıdaki rakamlara en az %30 oranında ekleme yapılması gerekmektedir.
Meslek liseleri öğrencilerinin eğitim harcamaları aldıkları
eğitimin niteliği gereği daha fazladır. 

 

Türkiye İstatistik Enstitüsü'nün yıllık
tüketici fiyatları endeksinde son bir yılda yaşanan değişimin yanı
sıra; düşük, orta ve yüksek gelir gruplarına göre
belirlenen eğitim maliyetlerinin ortalaması esas alınarak
hesaplandığında eğitim harcamalarının, her eğitim-öğretim
döneminde öğrenci velileri için her geçen yıl ciddi
bir yük haline geldiği görülmektedir. Burada 40 kalem
üzerinden yapılan hesaplamanın, bazı okulların özelliğine
göre daha fazla kalem üzerinden yapılması mümkün
olduğu gibi, bazı harcama kalemleri yıl içinde birkaç kez
tekrar edeceğinden belirtilen harcama miktarının daha da artması
mümkündür. 

 

Eğitim hakkının uzun süredir bir hak olmaktan çıkıp,
parası olanın yararlanabildiği bir "fırsat" haline
dönüştürüldüğünün en somut
göstergesi, öğrenci velilerinin her yıl çocukları
için yapmak zorunda oldukları eğitim harcamalarıdır. Öğrenci
velileri, her eğitim-öğretim yılında olduğu gibi, 2010–2011
eğitim-öğretim yılında da çocuklarının daha iyi eğitim
alması için "ekonomik fedakârlık" yapacak,
ilköğretimde çocuğu olan her veli, yıl boyunca ortalama 3.131
TL harcama yapmak zorunda kalacaktır. Anayasanın 42. maddesinde
"ilköğretimde eğitim parasızdır" ifadesi yer almasına
rağmen, bir ilköğretim öğrenci velisinin bir yılda ortalama
3.131 TL eğitim harcaması yapacak olması büyük bir
çelişki olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Eğitim harcamaları okula öğrenciler ilk adımlarını atmadan
başlamakta, "gönüllü bağış" adı altında
öğrenci velilerinden kayıt paraları istenmektedir. Okula yeni
başlayacak bir çocuk için hemen her okulda
"gönüllü olarak" alındığı iddia edilen kayıt
parası, okulların bulunduğu semtlerin gelir durumuna göre
değişmektedir. Buna göre yoksul ailelerinin bulunduğu semtlerde
öğrenci velilerinden en az 50 TL kayıt parası alınıyorken, gelir
düzeyi yükseldikçe alınan kayıt parası katlanarak
artmaktadır. Genel olarak öğrenci velilerinden istenen kayıt parası,
ailelerin gelir durumuna göre ortalama 300 TL'yi bulmaktadır.
Kimi yerlerde ise bu rakamların çok üzerinde kayıt paraları
alınmaktadır. 

 

İlköğretimde okuyan bir öğrencinin eğitim harcamalarına
okul servisi masraflarını da eklediğimizde ortaya çıkan rakam
birden yükselmektedir. Okul servislerinin 8 aylık ortalama maliyeti tek
bir öğrenci için 1500 TL'yi bulmakta, ev ile okul
arasındaki mesafe arttıkça servis ücretleri de artmaktadır.
Örneğin İstanbul'da servis ücretleri 2010-2011 eğitim
öğretim yılı için 0-3 km için aylık 130 TL, 20-25 km
için aylık 305 TL olarak belirlenmiştir. Öğrenci velilerinin
bu rakamları 8 ay boyunca ödemesi durumunda servis ücretleri
ortalaması daha da yükselmektedir. 

 

Lisede okuyan öğrencilerin giyim ve ulaşım masrafları ile
birlikte velilerin eğitim harcamaları daha da artarken, liselerde okuyan
öğrencilerin büyük bir bölümünün
üniversiteye hazırlık için en az iki yıl dershanelere gittiği
dikkate alındığında, ortaöğretimde velilerin sırtındaki ekonomik
yükün daha da arttığı görülmektedir. 

 

Tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi 2010–2011
eğitim-öğretim yılında da, bütün resmi ilköğretim ve
ortaöğretim kurumlarında okuyan öğrenciler için veliler
bütçelerini çok zorlayan rakamlarda harcama yapmak zorunda
kalacaktır. Bu rakamlara özel öğretmen, kurs ve dershane
harcamalarının dahil olmaması, velilerin yapacağı eğitim
harcamalarının büyüklüğünün burada
belirtilenlerden daha da fazla olduğunu göstermektedir. Eğitim
harcamalarının her geçen yıl yükselmesi birçok velinin
çocuklarını okuldan almasına neden olmakta, sırf ekonomik
güçlükler nedeniyle her yıl binlerce çocuk ve
gencimiz eğitim sisteminin dışına itilerek, çalışma yaşamı
içinde eğer iş bulabilirse "ucuz işgücü"
haline getirilmektedir. 

 

Eğitim sistemi, her geçen yıl daha fazla paralı hale
getirilirken milyonlarca öğrenci velisi veliler çocuklarını
okutabilmek için bütçelerine göre çok
yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakılmaktadır. Halkın
ödediği vergileri, halkın ihtiyaçları için harcamaktan
kaçınanlar, herkesin eşit ve parasız olarak yararlanması gereken
eğitim hakkını para ile satmaya çalışanlar bu durumun
öncelikli sorumlusudur. Krizle birlikte emekçi ailelerin
yaşadığı yoksulluğu daha da derinleşmesi milyonlarca öğrenci
velisini eğitim harcamalarını karşılayamayacak hale
getirmiştir. 

 

2002–2003 eğitim öğretim yılında bir öğrenci
velisinin yaptığı eğitim harcaması ortalama 720 TL iken, aradan
geçen 8 yıllık AKP iktidarı döneminde bu rakam ortalama 3.131
TL'ye yükselmiş, başka bir ifade ile velilerin cebinden yapılan
eğitim harcamaları son 8 yıl içinde yaklaşık 4,5 kat
artmıştır. Belirtilen rakamın ortaya çıkardığı en somut
gerçek, özellikle son sekiz yıl içinde
Türkiye'de eğitimin ticarileşmesi ve özelleştirilmesi
yolunda büyük yol alındığını göstermektedir. Son sekiz
yılda merkezi hükümetin eğitimin finansmanı içindeki
payı azalırken, halkın eğitimin finansmanına katkısı sürekli
artmıştır. 

 

Eğitim harcamalarının velilerin sırtına yıkılmasına son
verilmelidir

 

AKP'nin iktidarda olduğu son 8 yılın rakamlarına
bakıldığında, artan öğrenci sayısına karşın MEB
bütçesinin, ortaya çıkan ihtiyacı karşılayacak kadar
artmadığı görülecektir. Aşağıdaki tabloda son sekiz yıl
içinde eğitime bütçeden ayrılan pay ve bu payların
Milli Gelire oranı gösterilmiştir. AKP iktidarı döneminde
Türkiye'nin "çağ atladığını" iddia edeler,
borç almak dışında diğer tüm alanlarda olduğu gibi, eğitim
politikalarında da sınıfta kalmıştır. Eğitime bütçeden
ayrılan paylar bu durumun en somut kanıtı niteliğindedir. Üstelik
eğitimde bütçeden ayrılan payın ortalama %70'i personel
harcamalarına ayrılmakta, eğitimin finansmanı öğrencilerin,
dolayısıyla öğrenci velilerinin omuzlarına yıkılmaktadır.
 

 

src="http://www.egitimsen.org.tr/yon_panel/basin/uploads/harcama2.jpg" />

 

                  
                Kaynak: Milli
Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2009–2010

 

Son yıllarda eğitime bütçeden ayrılan pay rakamsal olarak
artmakla birlikte eğitimin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)
içindeki payı fazla değişiklik göstermemiştir.
Bütçe içinde sınırlı, ancak sosyal harcamalar
içinde önemli bir paya sahip eğitim harcamaları, sosyal
harcamaların her geçen yıl azaltılması, daha doğrusu özel
kesime yönelik kaynak olarak aktarılması nedeniyle ya azalmış ya da
yerinde saymıştır. Özellikle 1990 sonrası ülke ekonomisini
alt-üst eden krizlerin sıklaşması, ekonomide olduğu gibi eğitim
hizmetlerinde de büyük yapısal sorunlara neden olmuş,
çözüm olarak eğitimin ticarileştirilmesi,
özelleştirilmesi, eğitim harcamalarının öğrenci ve velilerin
sırtına yıkılması gibi sonuçlar ortaya
çıkarmıştır. 

 

Benimsediği politikalarla eğitimi tamamen paralı hale getirmek
isteyenler, eğitim harcamalarını öğrenci velilerinin üzerine
yıkarak böylesine olumsuz bir tablonun oluşmasına neden olanlar
eğitim sisteminin her geçen yıl içine itildiği
çözümsüzlüklerin de öncelikli sorumlusudur.
Her yıl eğitimde ve diğer kamu hizmetleri alanında çeşitli adlar
altında yapılan "büyük soyguna" artık son verilmeli,
herkes için eşit ve parasız eğitim hakkı hayata
geçirilmelidir.

 

 

Kaynak: Eğitimsen

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder