Tarih, Kültür, Doğa
Düşmanları ve Rant... Zihniyet Değişmiyor...
align="justify">Allianoi Antik Kentinin baraj suları altında kalmasıhepimizin yüreğini burkuyor. Devletin yıkım ve yok etme mizacı uzun
yıllardır sürüyor. Bu olay bana başka bir olayı anımsattığı
için "tarih tekerrür mü ediyor?" diye
düşündüm.
40 yıl önce yaşanan kültür ve doğa
katliamının öyküsü şöyle:
Hatay'da Amik Gölünün çevresindeki
bataklıklar sıtmayı önlemek 1940'lı ve 1950'li yıllarda aşama
aşama kurutuldu. Buradan çıkan çok geniş ve verimli
topraklar dağıtıldı.
Daha sonraki yıllarda gözü doymaz bazı
kişiler tarafından Amik Gölünün tamamını kurutarak yeni
araziler sağlanması düşüncesi ortaya atıldı. Uzun yıllar
bekletilen bu rant eksenli düşünce Demirel'in başbakan olması
ile projeye ve uygulamaya dönüştü. A.B.D.'nin International
Engineering Company Inc. şirketi tarafından 1966 yılında proje
hazırlandı. Proje raporunda Amik Gölünün kurutulmasının
ovayı adeta cennete dönüştüreceği yazılıyordu. Güya
su taşkınları da önlenecekti. İşin başında yine D.S.İ.
vardı.
Amik Gölünün kurutulması için
suları boşaltılacaktı. Asi Nehrinin yatağının derinleştirilerek
gölün sularının akıtılması işlerine 1968 yılında
başlandı. Olayın canlı tanığıyım. Asi Nehrinin kenarlarını
süsleyen saçları suda oynaşan söğütler
söküldü, kenarlardaki dev okaliptüsler kesilip
atıldı.
1969 yılında raporda geçen bir yıkım olayı
gündeme geldi. Antakya'nın ortasından geçen Asi Nehrinin
üzerinde ve kentin ortasında bulunan, M.S. 285 yılında yapılan Roma
Köprüsü yıkılacaktı. Yatağı derinleştirilen Asi nehri
üzerindeki bu köprünün altı betonla beslendi. Ancak
Amik Gölünün sularının boşaltılması sırasında
köprünün suların geçişini engelleyeceği
gerekçesiyle köprünün yıkımı gerektiği D.S.İ.
tarafından ısrarla vurgulandı.
O yıllarda çevre bilinci zayıftı ve
gönüllü kuruluşlar yoktu, yerel basın etkin değildi, ulusal
basın ilgilenmedi. Duruma Antakya Müze Müdiresi müdahale
etti. Anıtlar Yüksek Kurulundan yıkımı durdurma kararı
çıktı.
Ancak Antakya'da A.P. yanlısı bir yerel gazete ve
D.S.İ. başmühendisi olağanüstü bir çaba
gösterdi. Amik ovasının ünlü bir toprak ağası da yıkım
için çabaladı. Devreye Demirel girdi. 1970 yılı başında
Tarihi Roma Taş köprüsünün kaderi belli oldu. Anıtlar
Yüksek Kurulu kararını değiştirerek yıkıma karar verdi.
Antakya'nın ortasında bir nazarlık gibi duran Roma
Köprüsü nisan ayında demir bloklarla yıkılmaya başlandı.
3 ay sonra yıkım ancak dinamit atılarak tamamlandı. Lisede okuduğum
yıllarda günde iki okula kez gidip geldiğim için hergün
bir parçasının yok olduğunu gördüm.
Sonunda Amik Gölü kurutuldu. Topraklar kapanın
elinde kaldı. Bugün ekolojik denge bozulduğu için Amik
ovasında tarım üretimi verimsizleşti, toprak aşırı tuzlu duruma
geldi, yağış rejimi değişti. Rant uğruna 179 çeşit kuşun
yaşadığı, balıkların tüm Ortadoğuya gittiği, sazlarından bile
yararlanılan milyonlarca yıllık Amik Gölü haritadan silindi.
1700 yıllık tarihi olan ve literatürlerde yer alan Roma
Köprüsü yok oldu. Köprü üzerinde insanların
neredeyse elinden ekmek yiyen martılar kayboldu.
Umarım tarih tekerrür etmez ve bir kültür
mirası daha yok olmaz...
Arif Okay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder