<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7203>50 Bin İşçiye Sürgün
Geliyor</a></h1><p><strong>Torba yasanın sonuçları görülmeye başlandı.
Bugün itibariyle Türkiye'de 50 bin belediye işçisini sürgün
bekliyor.</strong></p><p>Esnek üretimin ve güvencesiz çalışmanın temel
bir çalışma biçimi haline gelmesini amaçlayan torba yasanın,
yasalaşmadan önceki en temel tartışma başlıklarından biri, 52 bin
belediye işçisinin zorla sürgünü ile ilgili olanıydı. Belediye
işçilerinin sürgününü ele alan 166. madde üzerinde tartışmalar
yürütülmüş, sendikalar bu maddeye itiraz etmişti. Ancak bu tasarı,
hiçbir değişiklik yaşanmadan yasallaştı. Sadece, seçim öncesi
tartışma yaratmak istemeyen AKP, yürürlük tarihi seçimlerin sonrasına
ertelemişti. İşte o erteleme günü bugün. Bugün, son düzenlemeler
tamamlanarak 51 bini aşkın belediye işçisinin, Milli Eğitim ve Emniyet
Müdürlüklerinin taşra teşkilatlarına sürgün edilmesi
başlatılacak.</p><p><strong>"İhtiyaç fazlası" işçiye
sürgün</strong><br />25 Şubat 2011'de yürürlüğe giren ve "Torba Yasa"
olarak bilinen, 6111 sayılı kanunun 166.maddesine göre, il özel idareleri
ile belediyelerin (bağlı kuruluşları hariç) sürekli işçi
kadrolarında çalışan "ihtiyaç fazlası" işçiler, Milli Eğitim
Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki
sürekli işçi kadrolarına atanabilecek.</p><p>Belediye işçilerinin
taşra teşkilatlarına gönderilmesine "gereksinim fazlası" kadroların
varlığı gerekçe gösteriliyor. Oluşacak komisyonlar tarafından
işçilerin tespit edilmesi ve ardından bu kapsamda, iş yasasının
hükümleri de hiçe sayılarak "işçinin rızası" devre dışı
bırakılarak, farklı illere gönderilmesi mecburi
kılınıyor.</p><p><strong>Amaç belediyeleri tamamen
taşeronlaştırmak</strong><br />166. madde, sürgünün ötesinde tümüyle
belediye sektöründe de torba yasasının mantığına ve ruhuna uygun bir
düzenleme anlamına geliyor. Yasa, asıl olarak belediyelerde tümüyle
güvencesiz ve esnek çalışmayı temel çalışma biçimi haline getirmeyi
amaçlıyor.</p><p>Öyle ki yasa, "gereksinim fazlası" kadro olduğu iddia
edilmesine rağmen, "gereksinim fazlası" olanların nakledildiği
belediyelerin taşeron işçi almasının önüne bir engel koymuyor.
Yasadaki bu maddenin amacı, kadrolu işçileri ya emekliliğe mecbur etmek,
ya sürgünü kabul etmedikleri koşullarda kıdem ve ihbarlarını alarak
işten ayrılmaya mecbur bırakmak ya da farklı illerdeki farklı kurumlara
dağıtarak kadrolu işçi sayısını azaltmak. Ayrıca tüm belediye
işçilerini, tümüyle taşeronda ya da belediye şirketlerinde, güvencesiz
bir şekilde çalıştırmak. Dolayısıyla, sorunun tek başına belediye
işçilerinin hak kaybı değil, bizzat taşeron çalışmanın tümüyle tek
bir çalışma biçimi olarak belediyelerde hayata geçirilmesi olduğu
görülüyor.</p><p><strong>50 bin işçi işsiz kalabilir</strong><br
/>Sürgün yasasını değerlendiren Genel-İş Genel Sekreteri Kani Beko,
bir ay içinde bakanlıklar ve sendikalardan oluşan bir komisyonun
işçilerin gönderilecekleri yerleri belirleyeceğini ancak bu komisyona
katılmama kararı aldıklarını söyleyerek "Listeler hazırlanınca beş
gün içerisinde, işçilerin yeni işlerine başlaması gerekiyor.
Gitmezlerse iş akidleri feshedilecek. 50 bin kişi işsiz kalabilecek"
dedi.</p><p>Beko, işçilerin hak kayıplarına da uğrayabileceğine dikkat
çekerek şöyle konuştu: "İşçilerin hepsi Genel-İş, Belediye-İş ve
Hizmet-İş gibi sendikalara bağlı. Ancak, gitmiş oldukları yerlerde
sendikal örgütlenme yok. O yüzden toplu iş sözlemesi (TİS) ile
kazandıkları haklarını kaybetme riskleri söz konusu"</p><p></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder