6 Eylül 2011 Salı

ÇHD-İHD: 2011-2012 Adli Yılı Önemli Sorunlara Açılıyor

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7429>ÇHD-İHD: 2011-2012 Adli
Yılı Önemli Sorunlara Açılıyor</a></h1><p
class="ozet">Unutulmamalıdır ki, azalan hukuksal güvenlik inancı,
belirsizlik, adalet arayışı insanları başlangıçta karamsarlığa sevk
etse bile, uzun vadede siyasal muhalefetin örgütlü ve eylemli muhalefet
araçlarına başvurarak bu hale karşı çıkması
kaçınılmazdır.</p><div><div><strong><span style="font-family: 'Times New
Roman';">BASINA VE KAMUOYUNA</span></strong></div><p align="right"><span
style="font-family: 'Times New
Roman';"><strong>06.09.2011&nbsp;</strong>ANKARA</span></p><p><span
style="font-family: 'Times New Roman';">&nbsp;</span></p><p><span
style="font-family: 'Times New Roman';">&nbsp;</span></p><p><span
style="font-family: 'Times New
Roman';"><strong>2011-2012&nbsp;</strong><strong>ADLİ YILI ÖNEMLİ
SORUNLARLA AÇILIYOR.</strong></span></p><p><strong><span style="font-family:
'Times New Roman';">YARGI VE SİYASET İLİŞKİSİ ENDİŞE VERİCİ BİR
HAL ALMIŞTIR.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Times
New Roman';">&nbsp;</span></strong></p><p><span style="font-family: 'Times
New Roman';">Hükümet tarafından "büyük yargı reformunun
başlangıcı" olarak sunulan 12 Eylül Referandumu sonrasında
oluşturulan HSYK'nın icraatları ve yapılan yüksek yargı seçimleri,
söylemin aksine yargının üzerindeki vesayetin kaldırılmadığını
sadece vesayetin merkezinin hükümetin anlayışı lehine değiştiğini
göstermektedir.&nbsp;<strong>Bu tartışma süreçlerinden öğrendiğimiz,
iktidar içi güç odakları açısından sorunun ana halkasının vesayetin
merkezinde kimin oturacağının belirlenmesi olduğudur.</strong>Yoksa
anlaşıldığı kadarıyla kimsenin vesayetle bir sorunu
bulunmamaktadır.</span></p><p><span style="font-family: 'Times New
Roman';">&nbsp;</span></p><p><strong><span style="font-family: 'Times New
Roman';">HÂKİMLERİN ÖNÜNE ARTAN BAĞIMLILIK VE KARANLIK BİR MESLEKİ
GELECEK DİKİLMİŞTİR!</span></strong></p><div>&nbsp;</div><p><span
style="font-family: 'Times New
Roman';">&nbsp;</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family:
'Times New Roman';">Hâkimlerin mesleğe alınmalarından, staj ve
eğitimlerine kadar zaten etkili müdahale imkânlarına sahip bulunan Adalet
Bakanlığı, HSYK ve Başsavcılık yetkilerini de "siyasi çevresinde"
toplayınca yargı ve yürütmenin tam anlamıyla iç içe geçtiği bir
tablo yaratılmıştır.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span
style="font-family: 'Times New Roman';">Türkiye'nin taraf olduğu İnsan
Hakları Avrupa Sözleşmesi, BM Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi, BM
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, İLO'nun 87, 98 ve 151
sayılı sözleşmeleri, hem meslek esaslı sendikaları, hem de yargıç ve
savcıların sendikal örgütlenmelerini koruma altına almakta ve
kısıtlamamaktadır. Türkiye bu sözleşmeleri onaylarken, anılan
sözleşmelere yargıç ve savcıların sendikal örgütlenmelerini
engelleyecek herhangi bir beyan ve çekince
koymamıştır.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family:
'Times New Roman';">Anayasa'nın 90/son maddesinde, temel haklara yönelik
uluslararası sözleşmelerle yasaların çatışması halinde,
uyuşmazlığın çözümünde, uluslararası sözleşme hükümleri esas
alınır, hükmü mevcuttur. Tüm bu hükümlere rağmen hâkim ve savcı
örgütleri kapatılma tehdidi altındadır. Bu baskıların somut bir
tezahürü olarak YARGI-SEN Ankara Valiliğinin girişimleriyle Ankara 15.
İş Mahkemesi tarafından 28.07.2011 tarihinde
kapatılmıştır.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family:
'Times New Roman';">Yeni HSYK, göreve başladığı 25 Ekim 2010 tarihinden
sonraki dönemde 3049 yargıç ve savcının görev yerini değiştirmiş,
üçü yaz kararnamesi&nbsp; kapsamında&nbsp; yedi ayrı kararnameye imza
atmıştır. Yıl içinde yeni HSYK'nın gerçekleştirdiği adli ve idari
yargı atama kararnameleri ile yargıçlık teminatının ortadan
kaldırıldığı belirtilmelidir. Keza HSYK tarafından yapılan atama ve
terfi işlemleri incelendiğinde tüm bu işlemlerin liyakat esasına göre
yapılmadığı anlaşılmaktadır. Eski HSYK' ya yakın hâkim ve
savcıların "sürüldüğü",&nbsp;&nbsp;DEMOKRAT YARGI örneğinde
yaşandığı üzere kurulun anlayışını eleştiren yargıç dernekleri
yöneticilerinin dernek merkezleri dışına atandığı yine Kurulun
anlayışına yakın olan hâkim ve savcıların terfilerle
ödüllendirildiği açık şekilde
görülmektedir.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family:
'Times New Roman';">Savcı değişikliği yolu ile soruşturmalara müdahale
yadırganmaz olmuştur.</span></p><div>&nbsp;</div><p><strong><span
style="font-family: 'Times New Roman';"><br
/></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Times New
Roman';"><br /></span></strong></p><p><strong><span style="font-family:
'Times New Roman';">ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER DERHAL LAĞVEDİLECEKLERİ
YERE GELİŞTİRİLMEKTE VE MEŞRULAŞTIRILMAYA
ÇALIŞILMAKTADIR!</span></strong></p><div>&nbsp;</div><p><strong><span
style="font-family: 'Times New
Roman';">&nbsp;</span></strong></p><div>&nbsp;</div><p><span
style="font-family: 'Times New Roman';">Ülkemizde İstiklal Mahkemeleri ile
başlayan olağanüstü yargılama usulünü kurumsallaştıran Devlet
Güvenlik Mahkemeleri 2004 yılında yürürlülüğe giren 5190 Sayılı
Yasa ile kaldırılmış yerine Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri
kurulmuştur. Daha sonra 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. Maddesi ile yetkilendirilen bu
mahkemelerin bugüne kadarki pratiği adil yargılama açısından dehşet
vericidir.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family: 'Times New
Roman';">Tamamen Devlet Güvenlik Mahkemelerinin devamı olan, onlarla aynı
mahkeme salonlarında, onların derdest dosyaları üzerinden aynı esasla,
aynı hâkim ve savcılarla, aynı kolluk ve soruşturma usulü ile
yargılamaya devam eden bu mahkeme gerçeği, Türkiye'de halen
olağandışı -olağanüstü yargılamanın sürdüğünü göstermektedir.
Terörle Mücadele Yasası'nda yapılan değişiklikle Türk Ceza
Kanunu'nda düzenlenen suçların 1/3'ünü yargılama yetkisine kavuşan
bu mahkemeler adil ve tarafsız yargılama önündeki en büyük engel olma
durumunu sürdürmektedir. Bugün bu mahkemeler adeta muhaliflere yönelik
devlet terörünün merkezi haline gelmiştir. Halka karşı işlenmiş kimi
suç ve suçlulara konu yargılamalar nedeniyle kamuoyunda
meşrulaştırılmaya çalışılan özel yetkili mahkemelerin, asıl olarak
devrimciler ve Kürt siyasal hareketi başta olmak üzere halkın her
kesimine yönelik saldırıların hukuki ayağını oluşturduğu
unutulmamalıdır.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family:
'Times New Roman';">Mesele artık Adil Yargılanma Hakkı'nın soyut
güvencesini talep etmeyi aşmış; KCK davaları ile somut olarak kamuoyuna
taşınan "anadilde savunma hakkının ihlali", "mahkeme önüne
getirilme hakkının ihlali", "hâkim önüne çıkarılmaksızın uzun
tutukluluk", "savunmanın tehdidi" gibi kişi güvenliğini ortadan
kaldıran bir mahiyete bürünmüştür.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span
style="font-family: 'Times New Roman';">Hâkim ve Savcı örgütleri gibi
savunma örgütleri, barolar ve hak mücadelesi veren derneklerimiz de
soruşturma ve kovuşturma tahdidi altında
tutulmaktadır.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family:
'Times New Roman';">Cezaevi tecrit/tretmanı, hasta tutuklu ve hükümlülere
insanlık dışı tutumlar, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezalarındaki kabul edilemez izolasyon azalmadığı gibi artarak
derinleşmektedir. Hükümet adalet alanında yeni Adliye Binası inşaatı
dışında ciddi bir iyileşme gerçekleştirmediği gibi, böyle bir niyet
de beyan etmemektedir.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span
style="font-family: 'Times New Roman';">Unutulmamalıdır ki, azalan hukuksal
güvenlik inancı, belirsizlik, adalet arayışı insanları başlangıçta
karamsarlığa sevk etse bile, uzun vadede siyasal muhalefetin örgütlü ve
eylemli muhalefet araçlarına başvurarak bu hale karşı çıkması
kaçınılmazdır.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family:
'Times New Roman';">Kimse bizlerden, olana razı olmamızı ve hukuk adı
altında siyasal hegemonya pekiştirilmesine izin vermemizi beklememelidir.
Karamsarlığımız sadece reforma ilişkindir. Mücadele zamanı ve
imkânları önümüzde durmaktadır. Mücadele etmekte de
kararlıyız.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family: 'Times
New Roman';">Saygılarımızla.</span></p><div>&nbsp;</div><p><span
style="font-family: 'Times New
Roman';">&nbsp;</span></p><div>&nbsp;</div><p><span style="font-family:
'Times New Roman';"><strong>Avukat Öztürk
TÜRKDOĞAN&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Avukat
Selçuk KOZAĞAÇLI</strong></span></p><div>&nbsp;</div><p><span
style="font-family: 'Times New Roman';">İnsan Hakları Derneği Genel
Başkanı&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;Çağdaş
Hukukçular Derneği Genel Başkanı</span></p><div>&nbsp;</div><p><span
style="font-family: 'Times New Roman';">&nbsp;</span></p></div><p></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder