23 Eylül 2011 Cuma

HHB:BU NASIL BİR ZİHNİYET, BU NASIL BİR FIRSATÇILIK?

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7579>HHB:BU NASIL BİR
ZİHNİYET, BU NASIL BİR FIRSATÇILIK?</a></h1><p style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;"><strong>Açıklama No: 325</strong>
/&nbsp; <strong> 22.09.2011</strong></span></p><p style="text-align:
justify;">&nbsp;</p><p style="text-align: center;" align="center"><span
style="font-size: small;"><strong>BU NASIL BİR ZİHNİYET, BU NASIL BİR
FIRSATÇILIK?</strong></span></p><p style="text-align: center;"
align="center"><span style="font-size: small;"><strong>SİYASİ İKTİDAR,
SORUMLUSU OLDUĞU BEŞ TUTUKLUNUN DİRİ DİRİ YAKILMASINI BİLE
"FIRSAT"A ÇEVİRDi. </strong></span></p><p style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Geçtiğimiz hafta, 19
Aralık&nbsp; "hayata dönüş" katliamı benzeri bir olaya sahne oldu
Türkiye. Yaşamlarından devletin sorumlu olduğu 5 tutuklu daha diri diri
yakılarak katledildi. Van'dan İstanbul'a 5 tutukluyu taşıyan ring
aracı içinde bulunan 2 şoför ve 2'si rütbeli 10 asker hafif yaralarla
kurtulurken; ring aracında bulunan 5 tutuklu diri diri yanarak yaşamını
yitirdi.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;">Askerlerin hafif yaralarla kurtulmasına rağmen 5 tutuklunun diri
diri yanarak ölmesi devletin hapishane politikasının, tutuklulara
bakışının bir göstergesidir. 19 Aralık'ta, adına "hayata
dönüş" denilen katliam operasyonunda altı kadını diri diri yakan
zihniyetle, elleri kelepçeli halde ring aracında tutulan 5 tutukluyu diri
yakan zihniyet aynıdır.</span></p><p style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Tutukluların insani koşulları olmayan ring
araçlarıyla duruşmalara götürülmesi, başka bir hapishaneye
nakledilmesi, hapishanelerde uygulanan tecrit politikalarının bir
uzantısıdır. Bugün 5 tutuklunun ölmesine sebep olan bu olay,
tutsakların içinde bulunduğu insanlık dışı koşulların, maruz
kaldıkları insanlık dışı muamelelerin, uygulanan tecrit
politikalarının en iyi göstergelerindendir.</span></p><p
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Ölümlere sebep
olan siyasi iktidar tüm katliamlarda olduğu gibi sorumluluğu
üstlenmemiş, olayı geçiştiren açıklamalarda bulunmuş, sonra da teknik
altyapısı önceden hazırlanmış, ihale edilmiş bir projeyi bu olayı
gerekçe yaparak "sorun çözecek" bir çözüm olarak
sunmuştur.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;">Mahkûmların sevk ve nakillerini en aza indirmek gerekçesiyle
Adalet Bakanlığı tarafından "Ceza Muhakemesinde Ses ve Görüntü
Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmelik" hazırlanmış ve
bu yönetmelik 20 Eylül 2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikle bundan sonra hükümlü ve
tutukluların, bulundukları yer dışındaki mahkemelere gönderilmeden,
video konferans sistemi ile ifade ve beyanlarının alınması hükmü
getirilmiştir. Yönetmeliğe sadece bu olay üzerinden bakıldığında
yönetmelik, kabul edilebilir, bir ihtiyaca ve gerekliliğe cevapmış gibi
algılanabilir. Siyasi iktidarın hesap verme yükümlülüğünde olduğu
her olayı, kendi lehine çevirmekteki yeteneği artık herkesin malumudur.
Bu yönetmelik de 5 kişinin diri diri yakılması üzerine açıklanarak
karşı çıkılmaz bir gereklilik gibi algılatıldı.</span></p><p
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Burada
yaratılmaya çalışılan "ifade için nakil yapmak zorundaydık, ne
yapalım, bir kaza olmuş işte"&nbsp; algısı bir
aldatmacadır.</span></p><p style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Gerçek olan ve tartışılması gereken ring
kapılarını neden açmadığınızdır.</span></p><p style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Ring araçlarının içinde bile
oluşturduğunuz havasız, pis kokulu; yazın kızgın fırına, kışın
buzhaneye dönen hücrelerinizdir.</span></p><p style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Ring aracı adını verdiğiniz bu
küçücük hücrelerin içinde bile ellerini kelepçeli tuttuğunuz tutuklu
ve hükümlülerdir.</span></p><p style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">Hayatın canlılığından koparılarak
mahkemelerin kilometrelerce uzaklarına inşa edilmiş tecrit
hapishanelerinizdir.</span></p><p style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">İstanbul'da yargılanan tutukluları neden
Van'daki bir hapishaneye "sürgün" ettiğinizdir tartışılması
gereken.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;">İlgili yönetmelik tutuklu ve hükümlülerin duruşmalarda bulunma
hakkını gasp eder şekilde düzenlenmiştir. Savunma hakkı, duruşmaların
açıklığı, yargılamanın yüzyüzeliği ilkesi gibi ceza
yargılamasının ve sanığın en temel ilke ve hakları hiçe
sayılmaktadır. Bunun adına da "gecikmiş adalet adalet değildir"
sözüne atıfta bulunarak hızlı ve seri yargılama demektedirler. Tutuklu
ve hükümlüler duruşmadan uzak tutularak haklarında diledikleri gibi
yargılama yapıp hüküm verilmek istenmektedir.</span></p><p
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">Uygulanan tecrit
politikaları, çıkarılan her yasa ile biraz daha ağırlaştırılmakta,
tutuklu ve hükümlülerin dış dünya ile bağlantıları biraz daha
koparılmaktadır. Yönetmelik ring aracı yangınından önce
hazırlanmış, bu olayın meydana gelmesinden sonra ise sorgulanması
istenmeyen diğer tüm yasalar gibi hızlıca yürürlüğe konulmuştur.
Bunun adı en fırsatçılık değilse nedir?</span></p><p style="text-align:
justify;"><span style="font-size: small;">Halkın Hukuk Bürosu olarak
hapishane ring aracında diri diri yakılan tutuklu ve hükümlülerin,
Türkiye hapishanelerinin bir resmi olduğunu hatırlatıyor, hapishanelerde
hakları gasp edilen, işkence edilen, aşağılanan tutuklu ve
hükümlülerin haklarının takipçisi olduğumuzu
bildiriyoruz.</span></p><p style="text-align: justify;"><span
style="font-size: small;">"Güvenlik" sebebiyle kapıları açılmayan
ring aracı içinde elleri kelepçeli halde yaşamlarını yitiren Medeni
DEMİR, Akif KIRINLI, İsmet EVİM, Sinan AŞKA ve Abdulseddar ÖLMEZ'İN
ölümlerinden tutuklu/hükümlülerin yaşam haklarını hiçe sayan,
kaçmalarını engellemeyi, tutukluların yaşamlarından daha önemli
gören, her şeyiyle çürümüş bu sistem ve devlet
sorumludur.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;"><strong> </strong><strong>HALKIN HUKUK BÜROSU </strong></span></p><p
style="text-align: justify;"><span style="font-size: small;">HALKIN HUKUK
BÜROSU <br /> Hürriyet Mah. Dr. Cemil Bengü Cad. Çiçek Sk.No:3/3
Çağlayan/İSTANBUL <br /> Tel/Faks: 0212-296 31 59</span></p><p
style="text-align: justify;"><span style="font-size:
small;">kaynak:halkinsesi.tv<br /></span></p><p style="text-align:
justify;">&nbsp;</p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder