<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7477>Vatandaş büyümede
züğürt milyoner</a></h1><div class="news-header"><div
class="header-left"><h1>Vatandaş büyümede züğürt milyoner</h1><p
class="date"><span class="Apple-style-span" style="font-size: 15px;
font-weight: bold;">Türkiye'nin yüzde 10,2 büyüdüğü ilk altı ayda
ücretler yüzde 2 zamlanırken tüketim yüzde 10 arttı. Gelir ile harcama
arasındaki bu koca boşluğu ise bankadan çekilen krediler
doldurdu.</span></p></div></div><div class="news-middle"><div
class="news-left"><div class="news-body"><div><img
src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2011/09/14/fft5_mf812151.Jpeg"
alt="Vatandaş büyümede züğürt milyoner" class="news-pic" /><p><img
src="http://i.radikal.com.tr/150x113/2011/09/14/fft16_mf812150.Jpeg" alt=""
/><a href="http://www.radikal.com.tr/index/istanbul"
class="IndexLink">İSTANBUL</a>-<a
href="http://www.radikal.com.tr/index/Turkiye"
class="IndexLink">Türkiye</a> büyüme hızında Avrupa'da lider,
dünyada ise ikinci. Ancak vatandaş</p></div><div id="divAdnetKeyword2"><div
class="BlackContent"><div id="metin2" class="fck_li"><p><a name="aspx1"
target="_blank"></a><span
class="ADPopLink"><strong>için</strong></span> her büyüme rakamı
açıklandığında gündeme gelen temel soru değişmiyor: Bizim payımıza
ne düştü? <br />2011'in <a name="aspx1"
target="_blank"></a><span
class="ADPopLink"><strong>ilk</strong></span>yarısındaki büyüme yüzde
10,2 gibi yüksek bir hızda oldu. Ekonominin toplam hacmi 1.2 trilyon liraya
ulaştı. Kişi başına milli gelir ise 10 bin 783 dolar. Altı ay önceye
göre <a href="http://www.radikal.com.tr/index/Turkiye"
class="IndexLink">Türkiye</a>'de yaşayan herkesin gelirinde 815 dolarlık
bir artış oldu. İşte tartışma yaratan konu da bu gelirin doğrudan cebe
girip girmediği. İlk olarak büyümede vatandaşın geliri değil,
harcamasına bakılıyor. Bu da büyümeden vatandaşın payına ne
düştüğünü anlamayı zorlaştırıyor. Bu nedenle büyümenin ücretli
çalışanlara etkisinin ne olduğunu görmek için onların hayatını
direkt etkileyen verilerin altı aylık seyrine bakmak gerekiyor. İlk
gösterge elbette net ücretler. <br /><br /><strong>Ücretler yaya
kaldı </strong><br />Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) istatistikleri
ücret bakımından sağlam bir veri. <a
href="http://www.radikal.com.tr/index/Turkiye"
class="IndexLink">Türkiye</a>'de 10 milyon 771 bin 229 zorunlu sigortalı
çalışan var. Bunların ortalama ücreti altı ayda yüzde 2 arttı. Peki
bu artış herkese yansıdı mı? Yanıt olumsuz. 1 milyon 121 bin 29
çalışanın ücretinde küçük bir değişiklik bile yok. 1 milyon 304 bin
299 kişinin ücretinde ise yüzde 1 ile 13 arasında azalma yaşandı.
Artış 8 milyon 345 bin 901 çalışanın ücretine yansıdı. Bu noktada
yeni soru, bu artışın temel ihtiyaçları karşılamaya yetip yetmediği.
Bunu görmenin en kestirme yolu enflasyona bakmak.</p><p>2010'un aralık
ayına göre, temel mal ve hizmetlerin fiyatı yüzde 3,43 yükseldi.
Ücretli çalışanların refahında enflasyonun ana kriter olduğu dikkate
alınırsa, 6 milyon 786 bin 267 çalışan enflasyona ezilmiş durumda. Bu
tablo, ailelerin vazgeçemediği harcama kalemleri göz önüne
alındığında biraz<a name="aspx1" target="_blank"></a><span
class="ADPopLink"><strong>daha</strong></span> ağırlaşıyor. <a
href="http://www.radikal.com.tr/index/Turkiye"
class="IndexLink">Türkiye</a> İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) refah,
yoksulluk ve enflasyon gibi hesaplarda baz aldığı ailelerin her ay 100
lirasını nereye harcadığını gösteren Tüketim Harcamaları Anketi,
gelirle fiyatlar arasındaki adaletsizliği özetliyor.</p><p>Aileler aylık
olarak kazandıkları her 100 liranın 22 lirasını gıdaya, 27 lirasını
konut ve kiraya, 15 lirasını ulaşıma, 2 lirasını eğitime, 6 lirasını
ev eşyasına, 5 lirasını giyime, 4'er lirayı da haberleşme ile alkol
ve tütüne harcıyor. Geri kalan para çeşitli mal ve hizmetlere gidiyor.
Bu temel kalemlerdeki altı aylık fiyat artışları da şöyle: Gıda
yüzde 0,03, giyim yüzde 9,9, konut yüzde 2, ulaştırma yüzde 6,9,
eğitim yüzde 3,3. Dolayısıyla her 100 liranın 63 lirasının
ayrıldığı temel ihtiyaçların fiyatı ücretlerin üzerinde artmış.
Gelir ve fiyatlar böyleyken vatandaşın harcaması ne oldu? <br /><br
/><strong>Gelir-tüketim uçurumu </strong><br />Harcamalar büyüme
rakamında vatandaşın ekonomik durumunu gösteren tek gösterge.
Vatandaşın ilk yarıda gıda harcaması yüzde 8, giyim yüzde 17, konut
masrafı yüzde 4, ulaşım yüzde 16, eğitim yüzde 6, mobilya harcaması
da yüzde 16 yükseldi. Toplam tüketimdeki artış yüzde 10 civarında.
Yani ücret artışının 5 katı, fiyat artışının ise 3 katı tüketim
büyümesi söz konusu.</p><p>İşte 'Büyümeden bize düşen ne'
sorusunun yanıtı gelir ile tüketim arasındaki bu boşluğun nasıl
doldurulduğunda gizli.<a href="http://www.radikal.com.tr/index/Turkiye"
class="IndexLink">Türkiye</a>'nin yüzde 10,2 büyüdüğü altı ayda
tüketici kredisi yüzde 21,1, konut kredisi yüzde 16,5, taşıt kredisi
yüzde 16, ihtiyaç kredisi yüzde 28,6 yükseldi. Özetle dünyayı
kıskandıran rekor büyüme, vatandaş açısından tatmin edici bir gelir
değil, o geliri aşan ciddi bir tüketme gücü anlamına
geliyor.</p></div></div></div></div></div></div>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder