21 Eylül 2011 Çarşamba

Vahşete yasal kılıf aranıyor!

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7567>Vahşete yasal kılıf
aranıyor! </a></h1><p>HSYK'nın düzenlediği bir toplantıda dile getirilen
tecavüze uğrayan kadının tecavüzcüsüyle evlendirilmesi yönündeki
skandal öneri, kadına ve kız çocuklarına yönelik cinsel suçlarda
utanç verici tabloyu bir kez gündeme getirdi.<br /><br />Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu tarafından organize edilen 'yargının
hızlandırılması ve sorunların tespit edilmesi' başlıklı toplantıda
ortaya atılan ve HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'un geçtiğimiz
gün 'bölge gerçeği' gibi hukuk dışı bir gerekçe ile savunduğu
'tecavüze uğrayan kadınların, yargının iş yükünün azaltılması
amacıyla (!) tecavüzcüsüyle evlendirilmesini teşvik etme' yönündeki
öneri tartışma yarattı. Söz konusu öneri toplumun ve yargının AKP
iktidarı eliyle getirildiği noktayı bir kez daha gözler önüne sererken,
her gün bir yenisi eklenen kadın cinayetleri, tecavüzü, cinsel
istismarı, tacizi ve yargının skandal uygulamalarını da tekrar gündeme
getirdi.<br /><br />HSYK yargının iş yükünün azaltılması adına
kadına ve kız çocuklarına yönelik cinsel suçlara hukuki onay vermeyi
tartışırken, bu alandaki istatistikler de tablonun zaten korkutucu
olduğunu gösteriyor.<br /><br />Kan donduran istatistikler<br />Kadınlara
ve çocuklara yönelik taciz, tecavüz, istismar suçlarında Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Adalet Bakanlığı verileri adeta kanımızı
donduruyor.<br /><br />TÜİK verilerine göre son beş yılda tecavüz,
taciz gibi cinsel suçlarda yüzde 30'luk artış yaşandı. 2005-2010
yılları arasında 100 binin üzerinde kadın cinsel saldırı suçunun
mağduru oldu. Mağdur kadınların yüzde 40'ının korktuğu için
şikâyetçi olmadığı da veriler arasında. TÜİK'in AKP dönemindeki
sicili göz önüne alındığında, bu rakamların gerçeğin ancak bir
kısmını yansıttığı rahatlıkla söylenebilir.<br /><br />Adalet
Bakanlığı verileri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun
araştırmalarına göre ise 2010 yılı içerisinde 18 yaşından
küçükken tacize uğrayanların oranı yüzde 82,5. Tanıdıkları bir
erkek tarafından işlenen çeşitli cinsel suçların mağduru olan kadın
ve çocukların oranı ise yüzde 91,3.<br /><br />'HaberHukuk' sitesinin
yer verdiği, 2010 yılı Ocak ayında meydana gelen kadına yönelik cinsel
suçların bir dökümünü içeren haber ise korkunç tabloyu gözler
önüne seren iyi bir örnek. Söz konusu habere göre:<br /><br />3 Ocak:
Mardin-Midyat'ta yaşayan 16 yaşındaki M.A, erkek arkadaşı tarafından
tecavüze uğradı. Durumu ailesinden gizleyen M.A, daha sonra da
tanıştığı A.G. tarafından tecavüze uğradı.<br />5 Ocak:
Uşak-Eşme'de, yatılı ilköğretim okulunda kalan 13 yaşlarındaki K.A.
ve M.Ö, okulun temizlik görevlisi ve müdür yardımcısı tarafından
tecavüze uğradı.<br />7 Ocak: Aydın-Karpuzlu'da 15 yaşındaki Y.S`ye
tecavüz eden 3 kişi, çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest
bırakıldı.<br />8 Ocak: Ankara`da yaşayan ve psikolojik sorunları olan
Y.A., ailesinin yönlendirmesiyle gittiği 'İsmet Hoca' ve 3 kişi
tarafından 'Papaz büyüsünü bozacağız' denilerek tecavüze uğradı.<br
/>11 Ocak: Mersin-Erdemli'de, 13 yaşındaki M.Y., geçen sene babası
tarafından tecavüze uğramıştı. Durum, babanın, M.Y'nin hamile olduğu
öğrenilince 'utancından' intihara kalkışmasıyla ortaya çıktı. Baba,
tutuklandı.<br />16 Ocak: Aydın-Kuşadası'nda yaşayan E.D., K.Ş.
tarafından kaçırılarak, şiddete ve tecavüze maruz kaldı.<br />19 Ocak:
İstanbul-Sultangazi'de yaşayan İ.G., kayınpederi tarafından defalarca
tecavüze uğradığını ama 'rezalet çıkmasın' diye bunu sürekli
sakladığını söyleyerek, yanına taşındığı annesi ile birlikte
polise gitti. Tecavüzcü, gözaltına alınmasına rağmen ertesi gün
serbest kalınca, İ.G'yi almak için evini bastı. Bunun üzerine anne,
tabancayla tecavüzcüyü öldürdü.<br />20 Ocak: Kütahya'da, 16
yaşındaki G.G.'nin doğum yapması üzerine durum polise bildirilince,
G.G'nin yaklaşık bir yıl önce 7 kişi tarafından tecavüze uğradığı
öğrenildi.<br />26 Ocak: Samsun'da 2006 yılının Mayıs ayında
kaçırılan ve bir hafta boyunca C.K. ve arkadaşlarının tecavüzüne
uğrayan A.K.'nin mahkemesinde, tecavüzün planlı işlenmediğini belirten
Yargıtay'ın talebi doğrultusunda indirim yapıldı!<br />30 Ocak:
Dışişleri Bakanlığı'nda memur olarak çalışan iki kadın, Roma
Büyükelçisi tarafından cinsel tacize uğradıkları için şikayette
bulundular.<br />31 Ocak: Hatay-Narlıca'da 13 yaşındaki bir kız çocuğu,
Kuran kursu aldığı köyün imamı tarafından taciz edildi.<br /><br />Bir
türlü bitirilmeyen davalar<br />Yıllar süren, bir türlü bitmeyen,
bitirilmeyen davalar, her başlıkta kamuoyu vicdanını yaralıyor.
Kadınlara ve çocuklara yönelen cinsel suçlarda ise bu yara daha büyük.
Ve toplumun getirildiği yer açısından çok daha simgesel.<br /><br
/>HSYK'nın son önerisi tartışıladursun kamuoyunda infial yaratan, kan
donduran cinsel suçlarda adaletin kimi zaman geç tecelli etmesi, kimi
zamansa hiç gerçekleşememesi bilinen bir gerçek. Ve belki de Siirt ve
Batman'da yaşananlar, ardından gelen yargı süreci bu acı gerçeğe en
güzel örnekler:<br /><br />Şubat 2011'de Batman'da yaşanan korkunç
olay Haziran ayında ortaya çıkmıştı. 60 yaşındaki M.G.'nin
tecavüzüne uğrayan 15 yaşındaki Ö.G., yaşadıklarını kimseye
anlatamamış, ancak çocuğun hamile kalması nedeniyle korkunç olay dört
ay sonra (Haziran 2011) ortaya çıkmıştı. Mağdurun annesinin
girişimiyle dava süreci başladı. Kürtaj için, yasal sınır olan 2
aylık süre dolduğu için, mahkeme kararı çıkarılmış, ceninden bir
parça adli tıpa gönderilmişti. Sonuç, çocuğun yüzde 99 tecavüzcü
M.G.'den olduğunu ortaya koyuyor. Fakat yine de tecavüzcü M.G.
tutuklanmadı. Sebebi ise tecavüzün, henüz çocuk olan Ö.G.'nin
rızasıyla olmuş olabileceği ihtimali! Mağdur Ö.G.'nin avukatının
kamuoyuyla paylaştığı bir bilgi de yargının kadına yönelik cinsel
suçlara bakışını ortaya koyuyor. Avukatın bildirdiğine göre savcı,
"nasıl olsa diğer celsede anlaşırlar" demiş!<br /><br />Diğer bir
simgesel örnek de, geçtiğimiz yıl Siirt'te yedi ilköğretim
öğrencisinin iki yıl boyunca yirmiden fazla kişinin tecavüzüne
uğraması olayı. Hatırlanacağı üzere olay kamuoyunda günlerce
gündemde kalmıştı. Olayın kamuoyuna yansımasıyla beraber de Siirt tam
bir sessizliğe gömülmüş, dava sürecinde de dosyada gizlilik kararı
alınmıştı. Bu da sanıklar arasında "mühim" şahısların
bulunduğunu düşündürmüştü.<br />10 Nisan 2010'da başlayan dava
süreci halen devam ediyor. En son duruşma geçtiğimiz temmuz ayında
gerçeklemişti. Duruşma öncesi yapılan açıklamada, dava kapsamında
aranan tecavüz sanıklarından AKP'li Fahrettin Kuzu'nun bulunamamış
olmasına tepki gösterilmişti. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır
Şube Yöneticisi ve toplu tecavüz davasının müdahil avukatı Pınar
Dalkuş "Fahrettin Kuzu davadan sonra ameliyat olmuş, maaşını çekiyor,
ama 'ilginç' bir şekilde hala bulunamıyor" demişti. Bir sonraki duruşma
yarın.<br /><br />Anlaşılamaz cezada indirim sebepleri<br />Kadına
yönelen tecavüz, taciz gibi suçlarda mahkemelerin verdiği cezada indirim
kararlarının sebepleri de çarpıcı.<br /><br />Bilindiği gibi 'haksız
tahrik' bir cezada indirim sebebi. Bu zamana kadar pek çok cinsel
saldırı suçunda da haksız tahrik sebebiyle ceza indirimine gidilmiş.
Fakat çarpıcı olan hangi fiillerin haksız tahrik sayıldığı…
Geçmiş yıllardaki davalara bakıldığında kadınların boşanmak
istemek, çocuğun velayetini istemek, sevişmeyi reddetmek, beyaz tayt
giymek, cilveli saat sormak, alışveriş yapmak, telefonda uzun konuşmak,
eve geç gelmek gibi fiillerinin haksız tahrik kabul edildiği görülüyor!
İşte birkaç örnek:<br /><br />İzmir'de çantasında doğum kontrol hapı
bulunca kendisini aldattığını düşündüğü 36 yaşındaki karısı
Alev Er'i iple boğup öldüren ve daha sonra buzdolabına koyarak kaçan
Şakir Er'e 20 yıl hapis cezası verildi. Sanık kocaya önce ömür boyu
hapis cezası veren mahkeme heyeti, "ölen kadının çantasında bulunan
doğum kontrol haplarını" tahrik sebebi sayıp, cezayı 20 yıla
indirdi.<br /><br />İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi, eşini öldüren
kocanın yargılamasında; "eskiden türbanlı olan eşin kot pantolon
giyip tanımadığı erkeğe cilveli şekilde saati sorması ve eşine ağır
hakaretlerde bulunmasını" 'haksız tahrik' saydı ve cezayı 24 yıla
indirdi. F.A., pişmanlık indiriminden de faydalanarak 20 yıl hapse mahkum
edildi.<br /><br />Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise eşine aile
birliğinin gerektirdiği şevkati göstermeyen sanığın, ikram ettiği
meyve suyunu içmeyi reddeden eşini boğarak öldürmesi olayında haksız
tahrik hükmü uygulanılmasına karar verildi.<br /><br />20 Eylül 2011<br
/>Kaynak:sol.org</p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder