<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7540>"Eşitlik, Özgürlük ve
Adalet Olmadan Barış Olmuyor"</a></h1><p>Hak Mücadelesi ve Uluslararası
Hukuk sempozyumunun katılımcıları, verdikleri mücadeleleri,
karşılaştıkları engelleri ve kazanımlarını örnekleriyle
anlattı.</p><div class="yazar"><div class="isim"><a
href="http://bianet.org/yazar/ayca-soylemez">Ayça SÖYLEMEZ</a></div><div
class="mail"><a
href="mailto:ayca@bianet.org">ayca@bianet.org</a></div></div><div
class="bilgi"><div class="from">İstanbul - BİA Haber Merkezi</div><div
class="yer">18 Eylül 2011, Pazar</div></div><div
class="text"> </div><p><img
src="http://bianet.org/resim/olcekle/28888/490/254" width="490" height="254"
/></p><p>Halkın Hukuk Bürosu'nun Avukat <strong>Fuat Erdoğan</strong>
anısına düzenlediği "Hak Mücadelesi ve Uluslararası Hukuk" başlıklı
sempozyumun "Özgün mücadele ve deneyimler" başlıklı oturumunda söz
alan konuşmacılar, yürüttükleri mücadeleleri ve hak kazanımlarını
anlattı.</p><p>Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin
(<strong>MSGSÜ</strong>) Fındıklı'daki kampusunda, Sedat Hakkı Eldem
Oditoryumu'ndaki sempozyumun ikinci oturumunda, Gazeteci ve Avukat Metin
Yeğin, Kalan Müzik'in sahibi Hasan Saltık, Yıldız Teknik Üniversitesi
Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün,
Hüsnü Yıldız, Adli Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ümit
Biçer ve Lübnan'dan Avukat Şakir Hamis söz aldı.</p><p>Yeğin, Şili'de
öğrencilerin yürüttüğü eylemlerden bahsederek söze başladı ve
ülkede öğrencilerin tüm yıl boyunca aylık 400 dolar harç ödemek
zorunda olduğunu, öğrencilerin eğitim hakkı için sokağa
döküldüğünü anlattı. Askeri diktatörlüklerle yerleştirilen
neoliberal politikaların birçok ülkede benzer süreçte izlediğini
söyleyen Yeğin, "Eşitlik, özgürlük ve adalet olmadan barış olmuyor,
barış mücadelesini hak mücadelesinden ayıramayız" dedi.</p><p>Saltık
ise Kalan Müzik'in yasaklara rağmen Kürtçe, Ermenice, Lazca, Süryanice
albümleri insanlara nasıl ulaştırdığını anlattı. "Grup Yorum
kasetleri, Doğu'da, Güneydoğu'da kurşunlanıp geri yollanırdı" diyen
Saltık, "Konserler engellendi, sanatçılar cezaevine atıldı, tehditler
aldık, birçok kez ifade vermeye çağrıldım" diyerek karşılarına
çıkan zorlukları ortaya koydu.</p><h2>"Halk doğa katline karşı
çıktı"</h2><p>Üstün de "doğanın sermaye birikimi amacıyla talan
edilmesine" karşı yürütülen mücadeleleri, Hopa, Gerze ve Kütahya
örnekleriyle anlattı.</p><p>"Doğayı paketleyerek satıyorlar. Önce
yasaları değiştirdiler, bu da yetmeyince Kanun Hükmünde Kararnameler
(<strong>KHK</strong>) ile önlerindeki bütün engelleri kaldırdılar.
Ancak halk, hidroelektrik santraller ve termik santraller ile doğalarının
katledilmesine tüm gücüyle karşı çıkıyor. Hopa'da ve Gerze'de olduğu
gibi..."</p><p>Lübnan'daki iç savaş ve İsrail işgali sırasındaki
direnişi anlatan Hamis de "İsrail'in bıraktığı mayınların
temizlenmesi ve ülkeyi yeniden inşa etmek için çalışmayı
sürdürüyoruz" diye konuştu.</p><p>Toplu mezardaki kardeşinin
çıkarılması için 66 gün açlık grevi yapan Hüsnü Yıldız, 10
Haziran'da Dersim'de ilk çadır kurduklarında, savcıların "Emsal olmasın
diye mezarı açtırmayacağız" dediğini ama kararlılıkları sayesinde
amaçlarına ulaştıklarını söyledi. Mezardan çıkarılan kemikler, DNA
tespiti için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.</p><p>Bosna'daki toplu
mezarların açılışında da görev alan Biçer, verdikleri mücadeleyle
İstanbul Protokolü ile işkencenin adli bir teşhis olarak kabul
edilmesinde önemli rol oynadıklarını ifade etti. toplu mezarların
usulüne uygun açılması için hukuki süreçlerin takipçisi olduklarını
söyledi.</p><p>Fransa'daki cezaevinden, sempozyuma telefonla bağlanan
Venezuelalı Ilich Ramirez Sanchez (Carlos) da katılımcılara ve
dinleyicilere selamlarını iletti.</p><h2>Fuat Erdoğan kimdir?</h2><p>1962,
Denizli doğumlu Erdoğan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.
Üniversiteyi bitirtikten sonra Halkın Hukuk Bürosu'nda avukatlık yapmaya
başladı. Avukatlığının ikinci yılında "örgüt üyeliği"
suçlamasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.</p><p>28 Eylül
1994'te İstanbul'daki Beşiktaş Arzum Kafe'de sendikacı ve mühendis
arkadaşlarıyla otururken polis tarafından infaz edildi. Olay sonrası
polis, arama yapmak için geldiği kafede üst kattan alt kata ateş
açıldığını, kendilerinin de havaya uyarı ateşi açtıklarını
ölümlerin bunun üzerine yaşandığını iddia etti. Ancak otopsi raporu,
Erdoğan'ın yere yatırılıp tek kurşunla öldürüldüğünü
kanıtladı. Polisler beraat etti. (AS)</p><p>kaynak:bianet.org</p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder