İŞÇİLER ÖLDÜKÇE
CEPLERİNİZ DOLUYOR!
işçilere dün Ankara’da zulmedildi. Torba yasanın
işçiler, emekçiler üzerinde sömürüyü
artıracağını haykıran binlerce işçiye biber gazı ve tazyikli su
ile müdahale edildi. Ankara’nın göbeğinde polis yine yol
kesti, emekçilerin kendi gelecekleri üzerinde söz
söyleme hakkını engelledi.
Aynı tablonun daha uzun zamanda hazırlanmışı vardı bir yanda da; iş
cinayetleri…
Güvencesiz çalıştırma, kayıt dışılık, esnek
çalışma düzenlemelerini hayata geçiren ve
işçinin sağlığını, yaşamsal güvenliğini hiçe sayan
patron temsilcisi siyasi iktidarlar sorumlu sizsiniz!
Patronlar daha çok kar etsin diye, işçi haklarını ve
güvenliğini yok ettiniz. Kayıtdışına göz yummak nitelemesi
hafif kalır, destek verdiniz. Vahşi kapitalizme ne kadar özlem
duyduğunuzu her fırsatta ifade ettiniz. Tuzlada aylarca sistemli olarak
öldürdüğünüz işçilerin acısı ve
öfkesi hala içimizde. Sizin söylediğiniz şey ise gemi
inşaatı sektörünü karlı hale getirdiğiniz oldu. Madenlerde
cesetlerini bile aramadığınız işçilerin acılı ailelerinin
öfkesine bile tahammül edemediniz. Çünkü taşeron
sisteminin kanlı parası hepinizin cebinde!
Dün Ankara’da, kayıt dışı ve güvencesiz
çalışan, işçilerinin kelle koltukta çok
çalışıp az kazandığı, işçi sayısını bile
bilmediğiniz, TV’lerden açıklayamadığınız iki işyerinde
17 canımızı yitirdik. İşçilerin bırakın nasıl koşullar
altında çalıştığını, sayısını bile bilmiyorsunuz. Bilmeyi
tercih etmiyorsunuz! Öldürdüğünüz işçinin
canı ucuz çünkü. Bedeli yok… Yoksulun canının
kıymeti olmadığını kafamıza kazıdınız zaten!
İşletme ruhsatı olmayan işyeri 80 işçi ile yıllardır
çalışıyor olabilir, torna atölyesinde tiner üretilebilir,
eğer kar ettiriyorsa! Ölen orada geceleyin bile çalışan
işçi olacak çünkü. İşyeri sahibi bir gecede
kaybolacak, şirketi kapatacak, içini boşaltacak… Hepsinin
yasalarını siz hazırladınız. Hak gaspı uygulamalarını patronlar
keşfediyorlar siz yasallaştırıyorsunuz.
İşçiler öldükçe cepleriniz
doluyor!
Hakları için sokaklara dökülen işçilere
saldırırken 16 ilden binlerce polisi Ankara’ya yığarken
harcadığınız çabayı, işçilerin üzerine sıka sıka
yetiştiremediğiniz tazyikli suyu keşke yanan işyerlerine taşımak
için sarf etseydiniz. İşçi, emekçi, yoksul
görünce alarma geçen polisiniz, bu üstün
duyarlılığını(!), insan hayatını hiçe sayan gözü
dönmüş patronları yakalamak için sarf edemez miydi?
Hayır!
Çünkü sizin efendileriniz “Kesin işçilerin
kusurudur patlamalar”, “Ruhsatı yokmuş işyerinin ama bu
tartışmaları yapmanın sırası değil.”diyorlar. Çalışma
Bakanınız “İnsanlar kendi hayatlarını önemsemiyorlar, ortada
henüz suç yok, yönetim modelimizi tartışmaya
açmayın” diyor patronların ağzından. Sanayi Odası
Başkanınız “devletimiz, milletimiz, çalışma düzenimiz
önemli, başka kurcalamayalım” öğütleri veriyor.
Siz kölelik düşü kurarken biz direnişin yanındayız. Hak
mücadelesini yürütenlere karşı yaptığınız saldırılar,
kölelik yasalarınız, cinayetleriniz, itaatkar bir dünya
yaratamayacak size!
Öldürdüğünüz işçilerin hesabını diğer
emekçilerle birlikte soracağız. Katiller aramızda dolaşırken siz
yeni cinayetler için yasalar çıkarıyor olacaksınız.
Bilin ki bu işin peşini bırakmayacağız.
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ ANKARA
ŞUBESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder