<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/7885>Öğrencilerin değil
özgürlüğün davası / Ezgi BAŞARAN</a></h1><p class="b yGeo">31 Mayıs
2011... Duyduğumuz ve belki henüz duymadığımız bir çok gencin,
onların arkadaşlarının, ailelerinin hayatları karardı.</p><p>Teker
teker anlatayım... Bir kez daha.<br />Emekli öğretmen Metin Lokumcu,
Hopa’da HES’leri protesto etti. Biber gazı yedi. Öldü. Hemen o
gün, KESK şubeleri HES’i protesto ederken ölmeyi protesto etme
çağrısı yaptı. Ankara’daki Öğrenci Kolektifleri ve Halkevleri
çağrıya uydu. <br /><br /><br />**<br />Dilşat, Hacettepe felsefe
mezunu bir Halkevi üyesi. Polisler tarafından o günkü eylem sırasında
feci şekilde dövüldü. Kalçası kırıldı. 2 ay hastanede yattı. Hala
değneklerle ve zar zor yürüyor. <br /><br /><br />**<br />Çağdaş,
Ozan, Göksel, Soner, Ferat, Özgür, Hamza, Tayfun, Can, Uğur, Hikmet,
Kadir, Can, Nuri, Mahir, Ozan, Zafer, Demet, Eda, Cüneyt... 20’li
yaşlarında üniversite öğrencileri. Bazıları aynı gün, bir kısmı
takip eden iki gün içerisinde tutuklandı. 6 aydır Sincan cezaevindeler.
Terör örgütü THKP-C üyesi oldukları gerekçesiyle. 17 ila 52 yıl
arasında hapis yatmaları isteniyor.<br />Metin Lokumcu’nun
ölümünü protesto ettikleri için. <br /><br /><br />**<br />Evet bu
yüzden... Ne üstlerinde ne de evlerinde kitap, birkaç sol dergi ve daha
önce katıldıkları eylemlerde(örneğin nükleer karşıtı) kullanılan
poster afiş dışında birşey bulunamadı. Ama tutuklandılar. Ama terör
örgütü üyesi olmakla suçlanıyorlar. Savcının özel gayreti sonucu
öğretim gördükleri üniversiteler tarafından disiplin cezasına
çarptırıldılar. <br /><br /><br />**<br />31 Mayıs 2011, yani
Ankara’da Metin Lokumcu’nun ölümünü protesto ettikleri gün
gözaltına alınmayıp bir çevik güç otobüsüne tıkılan ve 6 saat
boyunca karanlıkta hakaretlere maruz kalan bir grup avukat ve öğrenci daha
vardı. O öğrencilerden biri, Hacettepe öğrencisi, Ekoloji Kolektifleri
üyesi Serhat... <br /><br /><br />**<br />O günü ve bizim
bilmediğimiz geri kalan günlerini dinleyin:<br />‘Uyutmama, annenize,
babanıza hakaretler, küfürler, haya burma, nefessiz bırakma, kask ile
vurma, üzerinize oturma… Bunlar bana yapılanlar. Sol yanımda oturan
gencin sağ kulak zarı patladı. Sağ yanımda oturan uzun saçlı avukatın
saçlarından tutup kafasını demir tutaçlara vurdular. 4.sınıf
öğrencisiyim. Geçen yaz gözaltına alınmayıp işkence görmeseydim, bu
sene yüksek lisansa başlıyor olacaktım.<br />O otobüste altı saat
boyunca süren işkenceden dolayı artık her gece gözaltına alındığıma
ya da dayak yediğime dair kabuslar görüyorum. Ne okul hayatım ne de
başka hayatım artık yerinde değil.’ <br /><br /><br />**<br
/>31 Mayıs 2011… Duyduğumuz ve belki henüz duymadığımız bir
çok gencin, onların arkadaşlarının, ailelerinin hayatları karardı. Bir
çevreci öğretmenin ölümünü protesto ettikleri için. Evet bu
yüzden… <br /><br /><br />**<br />9 Aralık 2011... Bu gençler
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşmalarına çıkacak.
Aileleri bizi yalnız bırakmayın, duruşmaya gelin diyor yazdıkları
mektupta: ‘Dileğimiz, çocuklarımızın bir an önce özgür
kalması, evlerine ve okullarına dönmeleridir. Biliyoruz ki, ülkemizin ve
halkımızın özgürlüğü de, çocuklarımızın özgürlüğünde
saklıdır.’</p><p>Kaynak: Radikal</p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder