7 Aralık 2011 Çarşamba

Terörist olmaktan nasıl kurtuldum? / Özgür MUMCU

Terörist olmaktan nasıl
kurtuldum? / Özgür MUMCU

İddianameye bakılırsa
ben de bildiğin teröristim. Şemsiye var, dolapta bir yerlerde poşu var,
kitap var. İyi ki eylem günü Ankara'da değilmişim.

İçişleri
Bakanı’nın, Prof. Büşra Ersanlı’nın tutuklanması hakkında
verdiği enişteli anti-komünist demecini hatırlarsınız: “Hangi
suçtan, hangi komünizan faaliyetten mahkûm olduğunu, cezaevinde
yattığını, akrabalarının kim olduğunu, eniştesinin bu ülkede bir
başka faaliyetten tutuklu olduğunu, bir başka sevdanın yolcusu olduğunu
araştırırsanız görürsünüz.”
Ben uzun süre bunun şakacı
bakanlar dönemini açan AKP’nin bu kapsamda değerlendirilmesi gereken
bir ‘Soğuk Savaş dönemi anti-komünist siyasetçi parodisi’
olduğunu zannettim. Yanılmışım. Yanılmışım zira yarın
Ankara’da görülecek Hopa tutukluları davasının iddianamesini
okudum.
Neydi Hopa tutuklamaları, kısaca hatırlayalım. Haziran
seçimlerinden az önce AKP’nin Hopa’da mitingi vardı. Bu
mitingde özellikle HES politikaları nedeniyle AKP protesto edildi.
Protestocular gaz bombardımanına tutuldu ve emekli bir öğretmen, Metin
Lokumcu kalp krizi geçirerek öldü.
Sonra Başbakan
“Hopa’ya eşkıyalar inmiş” dedi. Metin Lokumcu içinse
“Bir tanesi de ölmüş, adını bilmiyorum, üzerinde de durmak
istemiyorum” diye konuştu.
Bunun üzerine büyük bir memur
sendikası olan KESK’in çağrısıyla, Ankara’da AKP binası
önünde bir protesto eylemi düzenlendi. Bu eylemde ve takip eden günlerde
birçok öğrenci tutuklandı. Yarın Ankara’da ilk duruşmaları
var.
Bu öğrenciler terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Yani
silahlı örgüt üyesi olmakla.
Haliyle insan iddianamede silah, bomba
falan arıyor. Bunları bulmak mümkün değil. ‘Suç eşyası’
olarak iddianamede yer alanlar başka şeyler. Mesela şemsiye. Üzerinde
“Hekime yönelik şiddete hayır” yazısı olan terörist bir
şemsiye.
Başka? İki santim çapında plastik boru, üzerinde
Öğrenci Kolektifleri yazan flama, 90 cm’e 90 cm ebadında siyah-beyaz
kareli poşu.
Bunlar olay yerinde bulunanlar. Peki, bu terörist
öğrencilerin evlerinde ne bulunmuş? Çok şey. Ne ararsanız var. />Mesela Mahir Çayan’ın resmi. Yetmez mi? Mesela Marx, Engels isimli
şahısların kitapları. Yine mi yetmedi? Halit Çelenk’in
‘İdam Gecesi Anıları’ kitabı.
Başka? İşte
Lenin’in Menin’in kitapları, birkaç dergi, birkaç kitap,
ulaşım zamlarına karşı afiş falan filan.
Hangi terör örgütüne
üye bu gençler? THKP-C Devrimci Yol Devrimci Gençlik örgütüne. Üç
örgüt değil, bu bir örgüt oluyor. Biz tarihte kaldı zannediyorduk ama
öyle değilmiş. İddianameye bakılırsa öğrenciler bu örgütlerin
geleneğinden geldikleri için bugün bunlardan oluşan kombo bir örgüte
üyeymişler.
Hopa olaylarını protesto eylemine ben Ankara’da
olmadığım için katılamadım. KESK’e bağlı Eğitim-Sen üyesiyim.
Ankara’da olsam eyleme katılırdım. Tam ebatlarını bilmiyorum ama
poşum var, üzerinde yazı yok ama iki adet şemsiyem var.
Evde Marx,
Engels ve Lenin isimli şahısların kitapları var. Mahir Çayan’ın
resmi yok ama lazımsa edinirim, maksat zorluk çıkmasın.
İddianamede
geçen Kızıldere operasyonunu katliam olarak görüyorum. Dev-Genç varken
doğmamıştım, Dev-Yol varken bebektim. İkisini de önemli hareketler
olarak görüyorum.
Vallahi iddianameye bakılırsa ben de bildiğin
teröristim. Şemsiye var, dolapta bir yerlerde poşu var, kitap var. İyi ki
eylem günü Ankara’da değilmişim. Allah muhafaza.
Tabii bir
şeyden kurtarıyorum. Saçlarımı kestirmedim. “Tanınmamak için
uzun saçını kestirdiği anlaşılmıştır” ibaresi şahsım
açısından geçerli değil. Demek ki oradan yırtmışım.
Hopa
tutuklularının ilk duruşması yarın saat 10.00’da, Ankara
Adliyesi’nde görülecek. Gidecekseniz benden tavsiye, flama
taşımayın, kitaplarınızı yakın, yanınıza şemsiye almayın ve
burası çok mühim, berbere gidecekseniz bugünden gidin.
Not: Cihan
Kırmızıgül’ün poşu davası da yarın, İstanbul
Beşiktaş’ta. Yargı tesadüfleri sever.

Kaynak: Radikal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder