25 Ocak 2011 Salı

Halkın Mühendisi Küçük Armutlu’da

Halkın Mühendisi Küçük
Armutlu'da

Yaklaşık dört aydır Küçük Armutlu
Mahallesi’nde bir çalışma yapıyoruz. Küçük
adımlarla başlattığımız çalışmada yol alıyor, sürekli
yeni adımlar atıyoruz. Çalışmamız alana yeni bir bakış
açısı, yeni bir soluk getiriyor. Halktan kopuk, halka burun
kıvıran, halkı küçümseyen, mühendislik mimarlığı
elit bir meslek olarak görenlere bir cevap oluyor.

Neden Mahalle?
Mühendis mimar, yalnızca teknik bilgi üreten insan değildir.
Bizim anladığımız anlamda mühendis mimar, bu teknik bilgiyi halkın
çıkarlarına kullanandır. Mühendis mimar halkın bir
parçasıdır. Burjuvazinin halkın çeşitli kesimlerini
bölüp parçaladığı, yalnızlaştırdığı ve
yalnızlaştırdıkça da daha kolay sömürüp
yönettiği bu koşullarda halkın tüm kesimlerinin birlikte
mücadele etmesinin zorunluluğu her geçen gün kendini daha
da dayatmaktadır. İşte bu sebeple bugün mühendisin halkın bir
parçası olduğu vurgusu daha büyük öneme sahiptir.
Halkın mühendisi, mimarı kavramının alanımızda oturtulması
önemlidir ve bunun en kolay somutlanacağı yerler mahallelerdir.
Halkın çok farklı kesimlerinin -mühendis mimarların da-
yaşadığı mahallelerde sistemin özellikle barınma hakkına
yönelik yoğun saldırıları devam ederken; mahallelere gitmek, teknik
bilgimizi halkla paylaşmanın, halkın mühendis mimarının
sorumluluklarını pratikte göstermenin en kolay yoludur.


style="width: 325px; height: 247px; margin: 5px; float: left;"
/>Mühendisin son süreçte hem halktan, hem de
mücadeleden kopmasının bir sonucu olarak -ki bunun en temel sebebi
mühendis mimarların en örgütlü olduğu TMMOB'nin şu
anki bürokratik, mücadele hedefi olmayan anlayışıdır- kitle
çalışması mantığından uzaklaşılmış, e-posta ve GSM
mesajları ile kitleye ulaşılmaya çalışılmaktadır.
Örgütlenme hedefinin zorunlu yöntemi kitle
çalışmasıdır ve kitle çalışması mantığının
oturtulmasının en kolay mekanı yine mahallelerdir.


Mühendis mimarın halkı tanıması mühendisin kendisini
tanımasıdır. Halkın aydını olarak mühendis mimar, bir yandan halka
bildiklerini anlatırken öte yandan halktan öğrenir. Halkın
açlığının, yoksulluğunun en çarpıcı örnekleri
mahallelerdedir. Mühendis mimar mahallelerde sınıfıyla
bütünleşir, yoksulluğu daha iyi kavrar, mücadeleyi,
direnişi özümser.


Neden Küçük Armutlu?
Armutlu, Boğaz’ın kenarında, belki de İstanbul en güzel
manzarasına sahip, arazisi değerli bir gecekondu mahallesidir. Bu
özelliğinden dolayı da kuruluşundan itibaren yoksul halk hep buradan
kovulmak istenmiş; sürekli yıkım tehdidi altında yaşamıştır.
Konduları birçok kez yıkılmış ancak halk daha yıkım ekipleri
gitmeden evlerini tekrardan imece usülüyle yapmıştır.


Küçük Armutlu src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/armutlu3.jpg" style="width:
262px; height: 355px; float: right; margin: 5px;" />Armutlu’nun bir
başka özelliği de,  barınma hakkı çerçevesinde
devrimciler tarafından kurulmuş bir mahalle olmasıdır. Mahalle halkı
örgütlü duruşunu korumaktadır. Çok farklı
coğrafyalardan insanlar vardır Armutlu’da ama eşiktekinden
beşiktekine, herkesin yıkım söz konusu olduğunda söylediği tek
cümle “Ölürüz de yıktırmayız!”
dır.
İşte gerek barınma hakkı çerçevesinde kurulması ve bu
durumunu devam ettirmesi, gerekse örgütlü bir mahalle olması
sebebiyle İvme K. Armutlu'dadır.


Ne Hedefliyoruz?
İvme'nin kuruluşundan itibaren mühendis mimarın sorunlarının
halkın diğer kesimlerinin sorunlarından bağımsız ele
alınamayacağını vurguladık. 4. sayımızın konusu olan Kentsel
Dönüşüm yıkımların çok yoğunlaştığı
dönemlerde çıktı. Dergimizin önemli bir
bölümünü mahallelerde dağıttık ve yoğun ilgiyle
karşılaştık. Yıkım sürecinde birçok panel, sempozyum, vb
etkinlikte söz aldık ve barınma hakkı ile ilgili bilgi verdik,
yıkımları tartıştık, direnişlerde yer aldık. Toplantılarda hep
yıkımların halkın barınma sorununu çözemeyeceğini
söyledik. Yapılmak istenen halkın şehrin dışına
sürülmesi ve rantı yüksek arazilerin tekellere peşkeş
çekilmesiydi. Halk yıllardır kırık dökük evlerde
oturuyor, kentsel dönüşüme inanmıyor ama mevcut halde de
yaşamak istemiyordu. Bize en sık sorulan soru ise “yıkımlar
olmasın ama alternafiniz nedir?”
idi.


Alternatifimiz mücadeleydi, dayanışmaydı. Kendi sorunlarımızı
kendimiz çözebilirdik. K. Armutlu'da elektriğinden suyuna,
kanalizasyonundan asfaltına mahallenin her şeyini halkın kendisi
yapmıştı.  Yaklaşık 20 yıl önce oluşturulan altyapıda
çıkan sorunları evleri yıkmadan, mahallenin dokusunu bozmadan
ıslah edebilirdik. Bu çalışma ne halka neler yapması gerektiğini
üstten tarifleyen, ne de  halk için ama halktan kopuk bir
çalışma olmalıydı. Çalışmamız mühendis mimarın
mahalle halkıyla ortak çalışması olmalı, birliktelik ve
dayanışmayı arttırmalıydı. İşte bu hedeflerle yola çıktık ve
devam ediyoruz. Burada elde edeceğimiz sonuçlar ile birçok
mahalle için bir alternatif yaratacağız.


Oluşturduğumuz Kent Komisyonu’na dâhil olan arkadaşlarla
hafta sonları Armutlu’ya giderek nasıl bir çalışma
yürütebileceğimizi tartışmıştık. Ve bu
görüşmelerden sonra da mahalleyi tanıma, mahallenin de bizi
tanıması ve asıl önemlisi de mahalledeki asıl sorunların neler
olduğunu belirleyebilmek için bir anket çalışması
başlattık.


Küçük Armutlu Gecekondu Yapımı src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/armutlu4.jpg" style="width:
274px; height: 187px; margin: 5px; float: left;" />Bugüne kadar
yaklaşık 120 civarında evin anketini tamamladık. Bu anketleri bazen 8-10
kişi ile bazen tek kişi ile yaptık ama hemen hiç aksatmadan her
hafta sonu Armutlu’daydık.
Mahalle bizi tanıdı ve bize alıştı. Çocuklar sokaklarda
mühendis abla ve ağabeylerinin geldiklerini bağırarak duyuruyor.
Armutlu insanı samimi, sıcak ve açık. Gözlerinden,
bakışlarından, yüz ifadelerinden anlaşılıyor ne demek
istedikleri.


Bu dört ay içerisinde bile sadece evlerine konuk olarak
çok şeyler paylaşabildik onlarla. “Sıkıyorsa gelip
yıksınlar, ben buradayken asla yıktırmam!”
diyen 17
yaşındaki genç kızın gözlerinde ateşi gördük. Ya
da kapitalist sistemin sevgi, aşk kavramını bile fazlasıyla
yozlaştırdığı ve bu yozluğun içinde bocalayıp bir
çıkış yolu bulamayan 15 yaşındaki Mahir’in intiharı ile
sarsılıp koştuk mahalleye. Yaşadığı acı ile bütün
dünyanın yükü omuzlarına yüklenmiş olan babasının
başını omzumuza yaslayıp içli içli ağlamasını dinleyip,
onu teselli etmeye çalıştık. Ortaktı hep endişelerimiz…
Bugün Mahir’di yitirdiğimiz ama hepimiz biliyorduk ki
gençlerimizi bu yoz kültürün içinden
çekip çıkarmazsak daha birçoğu Mahir’in izinden
gidecekti.


Bir başka evde kocasının iş bulamadığından bahsediyor bir teyze.
Etiler’e ev temizliğine gidiyor, o da bulabilirse. Bir-iki ev yetmiyor
tabi haftalık nafakasını çıkarmaya. Bunları anlatırken teyze
ocağında pişen bir kap yemeğini de ısrarla bizimle paylaşıyor.
"Hiç olur mu misafiri aç göndermek?
Paylaşacağız elbet."
Temizliğe giden başka bir abla ise
muhtarlığın dağıttığı kömürü bile gururuna yedirip
almaya gitmeyen kocasından bahsediyor.
Sokakta çevremizi saran insanlarla anket yaparken soğukta
üşüdüğümüzü düşünüp koşa
koşa eve gidip çay demleyip getiren “Mühendisler! Siz
öyle soğuğa dayanamazsınız,  biraz içiniz
ısınsın.’’
diyen güler yüzlü bir abla
biliyor mudur ki acaba içimizi ısıtan şeyin çay değil de
yüzünde ki o kocaman gülümsemenin olduğunu…


Küçük Armutlu Mahalle src="http://www.ivmedergisi.com/files/resim/armutlu5.jpg" style="width:
275px; height: 201px; float: right; margin: 5px;" />Birbirinden daha farklı
sorunları da olsa birçoğunun sorunu yoksulluk ve hepsinin ağız
birliği etmişçesine haykırdığı ortak tek bir şiarları var.
‘’Bu evler ve buralar bizim. Dişimizle tırnağımızla yaptık
biz bu evleri, asla yıktırmayız!’’.


Bize en önyargılı yaklaşanı bile bizi dinleyince bir süre
sonra merak içinde sorular soruyor ve ağzımızdan çıkan her
cümleyi dikkatle dinlemeye başlıyordu. Birlikte yapabileceğimiz
çok şey var Armutlu’da. Evlerinin üstüne yıkılan
toprakları durduran istinat duvarlarından tutun da çocukların
oynayacağı park ve bahçelere kadar birçok şeye
ihtiyaçları var.
Hep birlikte yıkık dökük bir gecekondu mahallesi olmaktan
çıkarıp yaşanılacak güzel bir mahalleye çevirebiliriz
Armutlu'yu.


Bir kişi, üç kişi, beş kişi ile değil, tüm İvme
okurları ve İvme dostlarını çalışmamıza omuz vermeye
çağırıyoruz…
Kendimizi Armutlu’da yaşıyormuş gibi hissedip, Armutlu’nun
ödediği tüm bedellere, yaşadığı acılara ve o acılar
içinde yeşeren kocaman umutlarına sahip çıkıp
çalışmamızı büyütelim diyoruz.


Artı İvme Dergisi
Kent Komisyonu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder