Sanayi Büyürken
Yoksullaştırıyor… / Mustafa Sönmez
Kasım ayına ait sanayi üretim endeksi, sanayide 2010’da, kriz
öncesine dönüldüğünü gösteriyor.
2009’da yüzde 10’a yakın küçülen sanayi
üretimi 2010’da yüzde 11’e yakın
büyümüş, yani kriz öncesi üretim seviyesine geri
dönülmüş. Alt sektörler itibariyle bakıldığında
büyümeye lokomotifliği dayanıklı tüketim
mallarının yaptığı anlaşılıyor. Yani başta otomotiv olmak
üzere, beyaz eşya, elektronik, ev tekstili, mobilya vb. sektörler,
kriz öncesi üretim seviyelerini yakaladıkları gibi bir hayli
geride bile bırakmışlar. Ara malı ve giyim, gıda gibi dayanıksız
tüketim mallarında da kriz öncesi geçilmiş. Enerji
üretimi aynı seviyede kalırken sermaye malları üretiminde kriz
öncesine dönülememiş.
href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2Mg9ntGiquLa7PGvSZwApZ0FK6-waJKob3axC9-fseL8QKB9RWrpYvyjtyC9smON9WBmF4x6vS4SltnfCheFiy98UooGZbFSw2lcfYoz27H4KvE9BE7joaaqytCzZL7xzqLpHF9AWJzw/s1600/201101111.bmp"> alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5560895372496012738"
src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2Mg9ntGiquLa7PGvSZwApZ0FK6-waJKob3axC9-fseL8QKB9RWrpYvyjtyC9smON9WBmF4x6vS4SltnfCheFiy98UooGZbFSw2lcfYoz27H4KvE9BE7joaaqytCzZL7xzqLpHF9AWJzw/s400/201101111.bmp"
style="display: block; margin: 0px auto 10px; width: 400px; height: 198px;
text-align: center;" />
Kaynak:TÜİK, 2010 verisi yıllıklandırılmıştır.
Sanayinin aylar itibariyle seyri ise başka bir şeye dikkat
çekiyor.. Sanayi 2009’un son çeyreğinden itibaren tempo
kazanırken, 2010’un ikinci yarısında yavaş yavaş tempo kaybediyor.
Yani bu, çarkların gelecekte aynı hızda dönmeyebileceği
anlamına geliyor.
Sanayinin kriz öncesini yakalamasında en önemli etken
sıcak para trafiği. Sıcak para girişi-çıkışı
ile büyüyüp küçülen Türkiye ekonomisinin
omurgası sanayi, yine sıcak para girişi ile büyümeye başlamış
ama sıcak para trafiğinin yavaşlaması ile hız kaybedeceğe benzer. Hele
ki, iç talebin, özellikle dayanıklı tüketim mallarına
talebin, kredi kartları ve tüketici kredileri ile
kışkırtılmasının sınırlarına gelindiği
anımsandığında…
***
Gelelim sanayi büyümesinin
kalitesine…Açıklanan dış ticaret miktar ve
fiyat endeksi göstergeleri, bu sanayi büyümesinin
Türkiye’nin ithalatını hem miktar hem fiyat olarak
hızlandırdığını, buna karşılık ihracatın miktar olarak ithalatın
gerisinde kaldığı gibi, birim ihracat fiyatlarının da ithalatınkinden
düşük seyrettiğini , dolayısıyla fiyat makası
üstünden yoksullaştığını gösteriyor.
href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRlS0wjlxz6tPwfps2cuBtbTmEdKchqkHIqVfo38WHNjQiOv_2Yn9Yfyvh9G7AjlrA5p0wo-1RGp0kr93dZOORz_Qh_Ye32g1ubt2Gg0BlOWAdtRWInXBeIu7RXeSF0nqh6wnPBEsi9gY/s1600/201101112.bmp"> alt="" border="0" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5560895848588767554"
src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRlS0wjlxz6tPwfps2cuBtbTmEdKchqkHIqVfo38WHNjQiOv_2Yn9Yfyvh9G7AjlrA5p0wo-1RGp0kr93dZOORz_Qh_Ye32g1ubt2Gg0BlOWAdtRWInXBeIu7RXeSF0nqh6wnPBEsi9gY/s400/201101112.bmp"
style="display: block; margin: 0px auto 10px; width: 400px; height: 198px;
text-align: center;" />
Sanayi, Türkiye’nin dış ticaret fotoğrafının ana
belirleyicisi. İthalatın önemli kısmı sanayi için
yapılıyor. İhracat ise neredeyse tamamen sanayi ürünlerinden
oluşuyor. Toplamda bakıldığında , 2010’un ilk 11 ayında ihracat
112 milyar doları bulurken ithalatın 180 milyar dolara yaklaştığını,
dolayısıyla 68 milyar dolarlık bir açık
verildiğini görüyoruz. Sanayinin
küçüldüğü 2009’da ithalat ve ihracat da
düşmüş, dolayısıyla ikisinin arasındaki açık 39 milyar
dolara inmişti. Oysa kriz öncesinde bu rakam 70 milyar dolardı.
Yeniden büyüme yaşanan 2010’da da neredeyse 70 milyar
dolarlık açığa geri dönüldü.
Daha da önemlisi, Türkiye birim ithalatı fiyatı, birim ihracat
fiyatından daha hızlı artmış görünüyor. Örneğin
2010’un 3. çeyreğinde miktar olarak ihracat yüzde 5
artarken ithalat yüzde 15 artmış. Yani 3 katı. Fiyatlara gelince
görülüyor ki, ihracatın birim olarak fiyatı yüzde 1,5
artarken yapılan ithalatın birim fiyatı yüzde 7’ye yakın
artmış. Yani, Türkiye, sanayi üretimi için hem daha
çok ithalata yönelmiş hem de bu ithalatı daha yüksek
fiyatlardan yapmış. Buna karşılık limanlardan gönderdiği mal
miktarı daha düşük kalmış hem de birim ihracatını daha ucuz
fiyatlara yapmış. İşte bu sanayinin yoksullaşma
pahasına büyümesi demektir.
Türkiye sanayisi, bunu ancak işçisini ucuza
çalıştırarak, devletten örtülü-açık
bazı destekler alarak yapabiliyor. Sanayi işçileri, 2008
ücretleri ile çalıştırılırken enflasyonun
götürdükleri ile birlikte yüzde 11 reel gelir kaybına
uğradılar. Sanayinin yeniden büyümesini daha az işçi ile
yaparak istihdamsız büyüdüğünden
hiç söz etmedik bile…Devletin bu
yoksullaştırıcı büyümeye verdiği desteklerin parasal ifadesi
ise ayrı bir araştırma konusu.
Kaynak: mustafasnmz.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder