10 Ocak 2011 Pazartesi

Bak İşte Yaklaşıyor Fırtına...

Bak İşte Yaklaşıyor
Fırtına...

Çevre Bakanı; Fırtına Vadisi'nin özelliklerini biliyor
mu? Böyle bir vadiye HES yapılmasına itiraz etmediği için
bilmiyor olabilir mi? Belli ki Fırtına Vadisi'ni gözlerine
kestirmişler. Bakanın Rize ve Trabzon'da birer vadiyi örnek
seçip, "HES'ten önce ve sonra nasıl oluyor
göstereceğiz" sözleri ise kanımızı dondurdu.

Çevre Bakanı Veysel Eroğlu, Habertürk kanalında HES'ler
ve çevre üzerine yaptığı konuşmada yine klasiklerini
sıraladı. HES'lerin gerekli olduğundan, HES'leri istemeyenleri
dışarıdan birilerinin idare ettiğinden; Tarkan'ı çok
sevdiğinden ama "bu işlere bulaşmaması" gerektiğinden filan da
bahsetti!

Bakan; hızını alamayıp her zamanki gibi sözlerinin yanlış
anlaşıldığından dem vurdu, medyayı suçladı ve Hasankeyf'e
özel bir proje yapılacağını anlattı. Kimseyi mağdur
etmeyeceklerini söyledi. Bir ara Balçiçek İlter
Loç Vadisi'nde insanların HES'lerden rahatsız olduğunu
hatırlattı ama bakan oralı olmadı.

Programdaki asıl inci ise bakanın, "Mesela Fırtına Vadisi'nde
santral yapılmasını ister miydiniz?" sorusuna karşılık, "
Elbette isterim, neden olmasın.." cevabını vermesi oldu.
İlter'in, " Ama nasıl olur, bunu tersini söylemenizi
beklerdim" ısrarına rağmen bakan geri adım atmadı... Belli ki
Fırtına Vadisi'ni gözlerine kestirmişler. Bakanın Rize ve
Trabzon'da birer vadiyi örnek seçip, "HES'ten
önce ve sonra nasıl oluyor göstereceğiz" sözleri ise
kanımızı dondurdu.

Bu vesileyle Eroğlu'na daha evvel defalarca Fırtına ve Doğu
Karadeniz havzalarıyla ilgili haberler, yazılar yayınlamış Radikal
kanalıyla Fırtına Vadisi'ni anlatmak istiyorum.


Korumada öncelikli 100 alandan biri

Fırtına Vadisi, Fırtına Deresi'nin, Karadeniz kıyı
çizgisinden başlayıp iç kısımlara doğru birden çok
kola ayrılarak (Durak, Hemşin, Hala, Palovit, Elevit ve Tunca dereleri)
Kaçkar Dağları'nın kuzey yamaçlarına kadar uzanmasıyla
oluşuyor. Bölgede, alüviyal akarsu ormanları
(kızılağaç), geniş yapraklı ılıman ormanlar (doğu kayını),
iğne yapraklı doğu ladini ormanları, yapraklı ve karışık ormanlar,
geniş alpin çayırlıklar ve kayalık habitatlar, nadir şimşir
ormanları gibi Doğu Karadeniz'e özgü bütün
habitatları burada bulmak mümkün.

Bu değerlerinden ötürü, Fırtına Vadisi ormanları, 
dünyada korumada öncelikli yüz alandan biri. Ayrıca
bölge doğal sit alanı yani dokunulmaz, yapılaşma olamaz, inşaat
yapılamaz, yol yapılamaz. Diğer ülkeler doğal alanlarını
artırarak ve ekolojik politikalar üreterek sorumluluklarını yerine
getirmeye çalışırken her nedense ülkemizde yeşili "yok
etmek" için özel bir çaba sarf edilmesine anlam
veremiyoruz.

Fırtına vadisi öyle bir biyolojik çeşitliliğe sahip ki
Kaçkar Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki, 136 kuş, 30 memeli,
21 sürüngen ve 116 endemik bitki türüne ev sahipliği
yapıyor. Fırtına, Hemşin ve Çağlayan dereleri, her yıl
Karadeniz'den iç kısımlara göç ederek yumurtadan
çıktıkları yere kadar yüzüp burada yumurtlayan
dünyadaki tek denizalalarının da yuvası.

Fırtına ve Palovit vadileri, içerdikleri doğal yaşlı ormanlarla,
hem bölgenin, hem de ülkenin en bozulmamış birkaç orman
ekosistemi arasında değerlendiriliyor. Palovit Vadisi kendine
özgü endemik bitki çeşitliliğinin yanı sıra
barındırdığı hayvan türleriyle de doğa koruma açısından
büyük önem taşıyor. Türkiye'de en yoğun bozayı
popülasyonun bulunduğu bölgelerden biri olan alanda, yaban domuzu,
çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi,  kurt,
tilki, çakal,  yaban kedisi, vaşak, karaca ve porsuklar
yaşıyor.


Vadi bütünüyle korunmalı

Tüm bölge hesapta birçok kanunla korunuyor; Bern
sözleşmesine taraf olan Türkiye bölgeyi koruma altına
alacağını çok önceden taahhüt etmiş durumda. Ayrıca
Türkiye yine imzaladığı AB katılım çerçevesinde;
"Avrupa'nın yaban hayatı ve doğal yaşama ortamlarının
korunması" sözleşmesi ile endemik ve doğal yaşamı korumakla
yükümlü.

Kendi kanunlarımızla doğal kültür turizm ve varlıkları
açısından bölge birinci derece doğal sit alanı ilan edilmiş
durumda.  Ancak bunlara rağmen Fırtına Vadisi'nin başı
yeterince dertte. Milli Park ve SİT alanı fakat; bugüne kadar
bakanlık tarafından korunmamış bu çok özel vadi için
şimdi değiştirilen SİT kanunu ile HES ve baraj kılıfı hazırlanıyor.
Herhalde koskoca Bakanlık bunları biliyordur ama asıl vahamet de bu değil
mi zaten? Bilip de korumayan bir Bakanlık, üstelik en çevreci
olduğunu iddia ediyorsa, eğer bunu yerine getirmemişse, ne yapması
gerektiğini biliyordur...

 

Uğur BİRYOL

 

Kaynak: Bianet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder