10 Ocak 2011 Pazartesi

Torbadan meslek liseliye kölelik çıktı

Torbadan meslek liseliye
kölelik çıktı

'Torba yasa'yla meslek liselilerin stajyer maaşları düşecek.
Oysa gençler çoğu zaman günde 11 saat, sağlıklıksız
koşularda, iş güvencesiz çalışıyor.Torbadan meslek<br /> liseliye kölelik çıktı src="http://i.radikal.com.tr/644x385/2011/01/10/fft5_mf638335.Jpeg"
style="float: left;" />

17 yaşındaki H.A haftanın iki günü okula, dört
günü işe gidiyor. Bir odadan ibaret işyerinde sağlıksız bir
ortamda günde 11 saat çalışıyor, sadece yarım saat yemek
molası veriyor. Ç.A ise makine işleri yapan bir firmada günde
10 saat çalışıyor. Eğitimini aldığı işi değil makinelerin
temizliğini, zımparasını yapıyor. Kendi deyişiyle bir işçiden
daha çok yoruluyor. Öğrencilerin staj yaptıkları gün
sayısı, mesai saatleri olması gerekenden çok daha ağır. Onlar
gibi pek çok meslek lisesi öğrencisi ucuz işgücü
olarak görülüp uzun saatler çalıştırılıyor.
Yaptıkları ağır işin karşılığında 238 TL stajyer maaşı alan
öğrencilerin ‘torba yasa’yla maaşları daha da
düşerek 188 TL’ye inecek.

‘Torba yasa’ olarak anılan, bazı kanunlarda değişiklik
öngören tasarıyla 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nun
“meslek eğitimi gören öğrenci, aday çırak ve
çırağa yaşına uygun asgari ücretin yüzde 30’undan
aşağı ücret ödenmez” ifadesi yerine ‘asgari
ücretin net tutarının yüzde 30’undan aşağı ücret
ödenmez’ ifadesi getiriliyor. 2011 yılı asgari ücretine
göre öğrenciler 238 TL yerine artık 188 TL maaş alacak.
Ücretlerdeki düşüş meslek liselilerin staj yaptıkları iş
yerlerindeki ağır çalışma koşullarını da yeniden gündeme
getirdi.

Meslek liselerinde öğrenciler son sınıfta iki gün okula,
üç gün ise alanlarındaki işletmelerde staja gidiyor. Ucuz
iş gücü olarak görülen gençler, işçilerin
yerine kendi alanları olmayan konularda uzun saatler
çalıştırılıyor.

Staj üç gün ama...

Öğrenciler bu şartlarda ücretlerinin daha da düşmesine
tepkili. İstanbul’daki bir meslek lisesinde elektronik
bölümünde ses görüntü sistemleri üzerine
eğitim alan 17 yaşındaki H.A isminin yazılmaması şartıyla
çalıştığı kötü koşulları anlatıyor. Ufak bir
elektronik şirketinde staj yapan H.A üç gün yerine
dört gün çalışıyor. Yoğunluk olduğu zaman pazar
günleri bile işe çağrılıyor. Ayda 50TL’lik yol
parasını kendi ödüyor. H.A şöyle konuşuyor:

“Bütün iş stajyerlere bakıyor. Çalışan herkes
stajyer. İş öğretecek biri var ama o da bize teknik açıdan
hiçbir şey katamıyor. Biz devreleri diziyoruz. Elektronik kartların
montajını yapıyoruz. Aslında okulda öğrendiğim farklı konuları
da iş yerinde öğrenmek istiyorum. Ancak hep aynı şeyleri
yaptırıyorlar. Sabah 09.00’da iş başı yapıyoruz. Akşam
08.00-09.00’a kadar çalışıyoruz. Yarım saat yemek molası
var. Onun da saati belli değil. Çalıştığım ortam havasız,
karanlık. Büyük bir oda gibi düşünün. Burada lehim
de yapılıyor. Başımı bir kaldırıyorum her taraf duman. Nefessiz
kalıyorum.“

Ankara İncirli Teknik Endüstri Meslek Lisesi Makine Teknolojisi
Bölümü’nde okuyan Ç.A ise OSTİM Sanayi
Bölgesi’nde makine işleri yapan bir firmada günde 10 saat
çalışıyor. Hafta sonları işe çağrılan pek çok
arkadaşının olduğunu anlatan Ç.A şöyle konuşuyor:
“Aslında ürünün çizimini yapıp bilgisayar
destekli CNC denen makinelere kodları girip parça çıkartmak
üzerine eğitim aldım. Ancak iş yerinde makinelerin temizliğini,
zımparasını yaptırıyorlar. Gelen malları taşıtıyorlar. Bir
arkadaşım elini press makinesine kaptırdı. Kaza sigortası da yoktu.
Normal bir işçiden daha çok yoruluyoruz.”

Kılıç: Üç kuruşa göz
diktiler

Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, değişikliğe
tepkili: “Çocuklarımız 8 saat yerine 16 saate kadar
çalıştırılıyor. Alanları dışında işler yaptırılmak
isteniyor. Buna karşı koruyucu bir sistem yok. Çözüm
yerine çocukların üç kuruşuna göz dikilmesi,
öğrenciyken işçileştirilmesi kabul edilemez.”

Kaynak: radikal.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder