9 Ocak 2011 Pazar

Gerçekler Karartılamaz! Maraş Katliamının Sorumluları Katliamı Gerçekleştirenler Kadar Katliamı Yok Sayanlardır

Gerçekler Karartılamaz!
Maraş Katliamının Sorumluları Katliamı Gerçekleştirenler Kadar
Katliamı Yok Sayanlardır

4 Ocak 2011 tarihinde Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nın
(KATSO) önderliğinde içlerinde çeşitli TMMOB
birimlerinin de bulunduğu 84 STK ve  meslek kuruluşu gazetelerde bir
ilan yayınladı. Yayınlanan ilanda bir yandan Maraş’ın adının
Maraş katliamıyla anılmasından rahatsızlık duyulduğu ifade edilirken,
diğer yandan “ülkemizi karanlığa
sürüklemek isteyen menfur mihraklar tarafından tezgahlanan acı
bir olay”
denilerek katliamının gerçek
sorumlularını gizlemeye, hedef şaşırmaya çalışmaktadır.


Öncelikle belirtmek gerekir ki Maraş, Sivas, Çorum katliamları
kendiliğinden gerçekleşmiş olaylar değildir. Bu katliam ve katliam
denemeleri 12 Eylül öncesi süreçte gelişen anti
faşist mücadeleyi bastırmak ve emekçi halkı sindirmek
için,  kontrgerilla tarafından farklı kültürel
kimliklerin birbirlerine düşürülerek,
düşmanlaştırılması politikasının bir sonucu olarak faşistler
eliyle örgütlenmiştir. Bu katliamlarla halkların dayanışma ve
birlikte mücadele etme potansiyelleri yok edilmeye
çalışılmıştır.


19-24 Aralık 1978 tarihlerinde resmi rakamlara göre 111 kişinin
katledildiği Maraş katliamı, ülkemiz tarihinde faşizmin
gerçekleştirdiği en vahşi kitle kıyımlarından biri olarak
halklarımızın belleğinde kara bir leke olarak dururken, 84 STK ve meslek
odasının bildirisindeki “…, milyarlarca dolarlık
yatırımın halen devam ettiği, sanayide tüketilen enerjide 9. sırada
olan, ihracatı sürekli artan, en büyük 1000 şirket arasında
17 firması bulunan, ülkemizin sanayi ve enerji üretim merkezi
konumundaki Kahramanmaraş’ın bu özelliklerinden dolayı değil
de katliam kelimesi ile birlikte anılmasından duyduğumuz
rahatsızlığı belirterek
…”
şeklindeki
sözlerle, katliam gizlenmeye, unutturulmaya
çalışılmaktadır.


Konu “memleketlilik” bakış açısıyla tartışılacak
bir konu değildir. İster Maraşlı, isterse başka bir memleketli olunsun
kendine insanım diyen hiç kimse bu katliamı gizleyemez,
görmezden gelemez. Katliamı gizlemek, yok saymak; sistemin
gerçek yüzünü gizlemek, yeni katliamlara zemin
hazırlamaktır.


19 Aralık 2010 günü Maraş’ta Katliamı gündeme
getirenleri, katliamda hayatını kaybedenleri anmaya gelen demokrasi
güçlerine karşı faşistler tarafından bir saldırı
düzenlenmiş, hatta 32 yıl önce katliamın sorumlularından olan
Ökkeş Şendiller’de gelişmeleri “işyerinin”
balkonundan seyretmiştir.  Bildiri sahipleri anmaya 
saldıranların kimle olduğunu çok iyi bilmelerine rağmen;
19 Aralık 2010 tarihinde Kahramanmaraş’taki huzur
ortamına nifak sokmak isteyen ve aynı mihraktan beslenmesine rağmen
farklı sloganlar atan provokatörle
r” şeklindeki
açıklamalarıyla  her yöne çekilebilecek,
şüphe uyandıracak bir tarzla  faşist saldırganları
gizlemektedir. Hatta; “farklı sloganlar atan
provokatörler”
cümlesiyle de demokrasi
güçlerini de saldırının şüphelisi haline
sokmaktadırlar.


Bu açıklamayı kınıyoruz.


Öte yandan bu faşist bildirinin altında Ticaret ve Sanayi Odası ve
holding patronlarının imzasının olmasında şaşılacak bir şey yoktur.
Sonuçta bu katliamlar tekellerin çıkarları için
örgütlenmiştir. Ancak bildirinin altında çeşitli TMMOB
birim temsilcilerinin imzalarının bulunması ve bu bildiri için bir
araya gelip basın açıklamaları yapmaları
düşündürücüdür.


Her ne sebeple olursa olsun bir araya gelinemeyecek grup ve STK ların
arasında TMMOB birimlerinin ne işi olabilir ki? Bu oluşum içinde
yer alan  KİPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hanefi
Öksüz’ün “Dostluğumuz devam ettiği
sürece birlik beraberliğin pekişeceğine
inanıyorum.'”
; Kimse Yok mu Derneği Şube Başkan Mustafa
Timurbanga’nın  ”'Biz bir aileyiz. İnşallah
ayrılmayacağız (…)Bu ailenin ferdi olduğum için kendimi
mutlu hissediyorum”
ve  Saçaklızade Vakfı Başkanı
Ali Demirdöven’in “Allah bu birliğimizi
kardeşliğimizi daim eylesin”
sözlerinin olduğu yerde 
TMMOB’yi nereye yerleştireceğiz?


18 Aralık 2010 tarihinde “Maraş Katliamını Unutmadık,
Unutturmayacağız” başlığıyla açıklama yapan TMMOB, 
alt birimlerinin de imzası olan 4 Ocak 2011 tarihli bu bildiri karşısında
bugüne kadar herhangi bir açıklama yapmamıştır. Bu
durum TMMOB’nin tepesinden en alt birimlerine,  ne kadar geri bir
noktaya düştüğünü de gözler önüne
sermektedir.


Bu bildirinin altında imzası bulunan tüm birim temsilcileri TMMOB
ilkelerine aykırı hareket etmekten cezalandırılmalıdır. TMMOB bu olayla
ilgili açıklama yapmalıdır. Konu ile ilgili sessiz kalan TMMOB
yöneticileri bu sessizliklerinin özeleştirisini vermelidir.


Mühendislik, Mimarlık ve Planlamada Artı İVME

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder